DSP Genel Sekreteri Abbas DENİZ, 15 Temmuz’da yaşanan darbe girişiminin ardından FETÖ terör örgütüne yönelik operasyonlar sürerken, iktidar partisi yandaşı bazı yayın organlarında AKP’nin önde gelen karar vericilerinin ve hükümetlerinin bu yapıyla olan organik ilişkilerini örtbas etmek adına bir kafa karıştırma stratejisi yürüttüklerini ve bu doğrultuda geçmişte görev yapan siyasilerin de bu örgüte “müsamaha” göstermek suretiyle devlete sızmalarına sebep oldukları iddialarını ortaya atarak, son günlerde konuyu artık iyice mecrasından çıkaracak ölçüde Türk siyasetinin dürüstlük timsali ve DSP’nin kurucusu eski Başbakan Bülent ECEVİT’in bu terör örgütü mensubu 61 kişiyi Meclise taşıdığına kadar götürerek iftira kampanyası başlattıklarını açıkladı.
Ankara Adliyesinde yapılan “Suçduyurusu” başvurusuna DSP hukukçuları ve parti yöneticileri ile birlikte gelen DSP Genel Sekreteri Abbas DENİZ, bu konuda DSP Başkanlık Kurulunda konunun detaylı olarak irdelendiğini ve ilgililer hakkında derhal yasal süreçlerin başlatılacağını, ilk olarak da TV NET televizyonu ve “Büyüteç” programı yapımcıları hakkında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunduklarını belirterek şu açıklamayı yaptı:
“Saygıdeğer Basın mensupları,
Türkiye zorlu ve belirsiz bir yolda “el yordamıyla” yürümeye devam ediyor.
Gerçek anlamda neler olup bittiğini, sıradan yurttaşlar olarak bizler bilemediğimiz gibi, devletin yönetimini üstlenmiş olan Hükümet üyelerinin de bilgilerinin olmadığı anlaşılıyor.
Kısacası, darbeleri eniştesinden, atama kararlarını televizyonlardan öğrenen yöneticilerin elinde fırtınalı sularda savrulan bir gemi gibiyiz.
Allah sonumuzu hayır eylesin.
Terör Örgütlerinin tahakkümü altına sokulmuş görünen devlet mekanizması 15 Temmuz sonrasında bir yandan kendini toparlamaya çalışırken diğer yandan da esasen bizzat kendileri de işin içinde olan etkin yöneticileri, bulaştıkları bu pislikten kurtulmanın derdine düşmüşler, televizyonlarda sabahtan akşama kadar paralı kalemşörleri vasıtasıyla, terörist Cemaati ve elebaşısını bir başkalarıyla ilişkilendirme gayretiyle çırpınıyorlar.
Bu konuda o kadar kontrolden çıktılar ki, DSP’nin kurucusu ve kuramcısı, dürüst lider BÜLENT ECEVİT’in bunlardan 61 tanesini 1999 yılında Türkiye Büyük Millet Meclisine taşıdığını iddia edecek kadar çirkinleştiler.
İktidar hırsları ve hedefledikleri rejim uğruna Irak’ın işgaline göz yumanların, emperyalist güçlerin Ortadoğu projelerine eş başkanlık yapanların, milyonlarca Müslümanın katledilmesine sessiz kalanların, o iktidarı ele geçirmek için her türlü takiyyeyi mübah sayan sözde dindar görünümlü uşaklarla bugün kendi aralarında yaşadıkları hesaplaşma ülkeyi bir felaketin eşiğine kadar getirmiştir.
“Aynı menzile ayrı yollardan gidiyorduk, ne istediler de vermedik!” diyenler, bugün koltuklarına saldıran “din” kardeşlerini kör testere ile kesmekten çekinmiyor.
Aslında toplum merak ediyor; Birlikte ayrı yollardan gitmeye çalıştığınız menzil neresidir?
Değerli basın mensupları,
Bunların meselesi, dinci siyasetin egemenliğini yok etmek değildir.
Zira öyle olsaydı, cennete götüren terlik satanları, cehennem ateşine dayanıklı kefen pazarlayanları, ülkelerindeki fakir-fukara, garip-guraba dururken taa Myanmar’lara sözde yardım kisvesi altında para toplayarak milleti kandıranları ortaya çıkarırlardı.
Bu millet ne Deniz Fener’lerini, ne de 17/25 Aralık’ta gördüğü ayakkabı kutularını, pahalı saatleri, çikolata paketlerini, para sayma makinelerini unutmamıştır, unutmayacaktır.
Bu söylediklerimizi, bu haykırışımızı duymayan, duymamış gibi davranan, ülke sorunlarına kafa yoranlara Bodrum gecelerindeki eğlence dünyasının figürleri kadar bile yer vermeyen “sözde basın” iyi bilsin ki yarın sıra kendilerine geldiğinde tutunacakları dal Demokratik Sol Parti çınarının dalları olacaktır.
Değerli basın mensupları,
Demokratik Sol Parti olarak, Türkiye’nin emperyalist hayallere peşkeş çekilmesinde görev üstlenmiş, rol almış kişi ve kuruluşlarla uzaktan – yakından en küçük bir ilişkimiz olamaz.
Hele hele, Atatürk’ten sonra emperyalizme kafa tutabilmiş tek devlet adamı Bülent ECEVİT’e bu tür yakıştırmaları yapmak en hafif deyimiyle cahilliktir, hadsizliktir, siyasi haysiyetsizliktir.
Bülent ECEVİT, Cumhuriyet değerlerine sıkı sıkıya bağlı, Atatürk ilke ve devrimlerini kendisine şiar edinmiş katıksız bir demokrat, katıksız bir Türkiye sevdalısıdır.
Yaşanan bütün darbelere karşı en keskin mücadeleyi vermiş, gerektiğinde hapislerde yatmayı dahi göze almış ve asla darbecilere boyun eğmemiş bir devlet adamı olarak, “Biz milliyetçiliği boş duvarlara değil; Orta Anadolu’nun haşhaş tarlalarına, Ege’nin deniz yataklarına, Kıbrıs’ın Beşparmak Dağlarına yazdık!” diyen ECEVİT’i ve O’nun partisi DSP’yi kullanmaya kalkanlar, karşılarında inançlı ve yurtsever Demokratik Solcuların sarsılmaz iradesini göreceklerdir.
DSP’yi bu pisliğin içine göstermeye çalışan TV NET televizyonu ve Programcıları hakkında Cumhuriyet Savcılığına Suç Duyurusunda bulunduk.
Sözde DSP Milletvekili olarak Meclise taşınan (!) bu 61 kişinin tespit edilmesi için ihbarda bulunduk.
Eğer böyle bir şey yok ve asılsız bir iddia ise bu konuda iddiada bulunanların tespit edilerek İftira suçundan cezalandırılmalarını istedik.
Uyarımız şudur ki; bundan böyle televizyonlarda gazeteci, siyasetçi, araştırmacı, akademisyen veya her ne kisve altında konuşursa konuşsun.. DSP’yi bu konularla ilişkilendirmeye çalışan zavallılarla her koşulda mücadele edeceğimizi sizlerle paylaşmak ve kamuoyuna duyurmak istiyoruz.”