Ankara Üniversitesi Veteriner Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ender Yarsan, 6 Temmuz Dünya Zoonoz Günü vesilesi ile bir açıklama yaparak her yıl 2.5 milyar insanın zoonotik hastalıklara yakalandığını ve 2.7 milyon insanın da bu hastalıklar neticesinde hayatlarını kaybettiklerini belirtti.
Zoonotik hastalıklarla mücadelede Tek Sağlık yaklaşımının öneminin Covid-19 ile beraber daha da arttığını ve elzem bir hale geldiğini belirten Prof. Dr. Ender Yarsan , hastalıkların önlenmesinde sağlık örgütlerinin de multidisipliner yaklaşımın önemine dikkat çektiklerini belirtti.
Açıklamanın tamamı şöyle:
Bugün 6 Temmuz; uluslararası ölçekte Dünya Zoonoz günü olarak anılmaktadır. Fransız bilim insanı Louis Pasteur tarafından 1885 yılında kuduz aşısının başarı ile kullandığı güne ithafen bu tarih zoonotik hastalıklara dikkat çekmek amacı ile anılan bir gün olmuştur. Zoonotik hastalıklar hayvanlardan insanlara bulaşan bakteriyel (%41,4), viral (%37.7), paraziter (%18,3) ve mantar (%2) enfeksiyonları olarak geniş bir yelpazeye sahiptir.
Bilindiği gibi; Zoonoz teriminin kökeni Yunanca zoon yani “hayvan” ve nosos yani “hastalık” sözcükleridir. Enfeksiyon etkenin rezervuarı genellikle bir hayvandır. Yaşadığımız dünyada hayvanlarla olan direk temas ve hayvansal gıdaların tüketilmesi nedeni ile zoonoz hastalıklara yakalanmak her zaman mümkündür. Bu açıdan bakıldığında açıkçası zoonoz hastalıklardan uzak Steril bir dünya düşünülemez.
Zoonoz kavramı üzerinde ilk çalışma Alman patalog Dr.Rudolf Virchow tarafından yapılmıştır. Dr.Virchow’un domuz kas dokusunda Trichinella spiralis ’in yaşam siklusu ve zoonoz önemi ile sığırlarda sistiserkoz ve tüberkülöz üzerine deneysel çalışmaları yürüttüğü ve 1849 yılında hayvanlardan insanlara geçen hastalıklar için zoonoz tanımını kullandığı görülmektedir. Yine modern tıbbın ve veteriner patolojinin öncü isimlerinden Kanadalı Doktor Sir William Osler’de, Dr. Virchow ile birlikte Berlin’de bu konular üzerine beraber çalışmışlar, tıp ve veteriner hekimliği arasında çok yakın ilişki olduğunu ortaya koymuşlardır. Dr. Virchow’un çalışmalarının etkisi ve veteriner hekimliğe olan desteği sonucu önce Avrupa’da daha sonra ABD’de veteriner hekimler tarafından düzenli et muayenesi uygulaması başlamıştır.
Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre dünyadaki ölümlerin % 20 -25 Enfeksiyonlardan kaynaklanmakta ve bunun da % 60‘ının zoonotik nitelikte olduğu ifade edilmektedir. İnsanlarda 1,415 enfeksiyöz etkeni, hastalık nedeni olarak belirlenmiştir. 38 hayvan hastalığı geçtiğimiz 25 yıl içerisinde insan sağlığını etkilemiştir. 177 enfeksiyöz etkeni de “yeni ve yeniden önem kazanan etkenler” olarak kabul edilir. Bu “yeni” etkenlerin %75’i zoonotik olarak bilinmektedir. Aynı şekilde Bioterör için kullanılan etkenlerin % 80‘i Yeni Zoonozlardır. Enfeksiyon hastalıkları, düşük düzeyli geliri olan ülkelerde %43.7 oranında ölüme neden olmakta iken, yeni ortaya çıkan enfeksiyonlar nedeni ile gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde de halen önemini korumaktadır. Her yıl 2.5 milyar insan zoonotik hastalığa yakalanmakta ve bunların 2.7 milyonu ölmektedir.
Zoonotik hastalıklar hızlı çevresel ve iklim değişkenliği ile birlikte yabani ve evcil hayvanların insanlarla temasından dolayı, tam olarak önlenmesi mümkün olmayan enfeksiyon hastalıklarıdır. Birçok hastalık vektör
denilen hayvanlarla insanlara taşınır; vektörler; sinekler, keneler, kemiriciler veya bunların taşıdığı ikincil hayvanlar (örneğin keneler) olabilir.
Zoonotik özellik taşıyan hastalıkların insanlara bulaşması; enfekte hayvana veya hayvansal ürünlere, hayvansal gıdalara, enfekte hayvanların sekresyonlarına, kanlarına veya diğer atıklarına, deri ve kürkleri gibi kontamine materyallerine doğrudan veya dolaylı temas sonucu olmaktadır. Tanı ve tedavisi devamlı değişen ve gelişen hareketli bir alan olup çalışmalar devam etmesine rağmen tamamen önlenmesi mümkün olmayan bir konudur. Ülkemizde en sık görülenler bruselloz, salmonelloz, tularemi, şarbon, Q ateşi, kampilobakter, kuduz, Kırım Kongo kanamalı ateşi, kuş gribi, kisthidatik, toksoplazmoz, amibiyasis ve sıtmadır.
Ülkeler arası ulaşımın kolay olması zoonotik hastalıkların taşınmasını kolaylaştırmaktadır, örneğin zika virüs, Batı Nil virüsü, BSE, MERS gibi birçok hastalığın ülkemizde görülmesi bu kapsamda değerlendirilir. Bununla birlikte günümüzde Covid-19 pandemisi de zoonoz hastalıkların insan sağlığı için ne denli büyük bir tehdit olduğunu göstermiştir. Uluslararası ölçekte Covid-19 kaynaklı vaka sayısı 184 milyona ve vefat sayısı da 4 milyona ulaşmıştır.
Eğer bir ülke zoonotik hastalıklar açısından hayvanlarda iyi bir mücadele göstermiyorsa ve hayvansal ürünlerini güvenli bir şekilde pazara sunamıyorsa o ülkenin insanları çok sayıda zoonotik etken açısından risk altındadır. Dünya Sağlık Örgütü, Gıda ve Tarım Örgütü, Salgın Hastalıklar Ofisi ve UNICEF gibi kuruluşlar zoonozlarla mücadeleyi; Uluslararası işbirliği ve multidisipliner bir konu olarak görmekte ve değerlendirmektedir.
Zoonotik hastalıklarla mücadelede başarı Tek Sağlık yaklaşımı ile mümkündür. Tek Sağlık Yaklaşımı yerel, ulusal ve evrensel anlamda insanların, hayvanların ve çevrenin tam sağlığa ulaştırılması için farklı disiplinlerin birlikte çalışması ve işbirliğini ifade eder. Ve bu şekliyle Dünya sağlığını korumayı amaçlar. Covid-19 bu yaklaşımın vazgeçilmez olduğunu da ortaya koymuştur. Bununla birlikte Zoonozlarla mücadelede önerilebilecek yaklaşımlar;
Toplumun, zoonotik hastalıklar ve önlenmesi konusunda bilinçlendirilmesi,
Zoonotik hastalıklar ile ilgili risk analizlerinin yapılması ve böylece tehditlerin önceden belirlenmesi,
Zoonotik hastalıkların tanısına yönelik laboratuvar altyapısının güçlendirilmesi, tedaviye yönelik yaklaşımların rasyonel hale getirilmesi,
İzleme, değerlendirme, koordinasyon ve konuya ilişkin planlamaların yapılması.
şeklinde ifade edilebilir.
Dünya Zoonoz Gününün ülkemiz ve mesleğimiz için daha güzel yarınlara vesile olması temenni ediyorum…