2022 MİLLİ TARIM PROJESİ

Her geçen gün çok daha fazla nüfusu beslemek zorunda olan tarım sektörünün, stratejik bir sektör olduğu gerçeği, gün geçtikçe daha fazla anlaşılmaktadır. Tarımsal kaynakları korumak, iyileştirmek, devamlılığını sağlamak, üretimde verim ve kaliteyi artırmaya yönelik yöntem ve teknolojiler geliştirmek, yaygınlaştırmak, tarım ürünlerine erişilebilirliği ve gıda güvencesini sağlamak hedeflenmektedir. İç ve dış pazarın talep ettiği yeni tür ve çeşitler ile modern teknolojiler sektöre kazandırılacak ve kitle yayım araçlarının desteği ile yaygınlaştırılacaktır. Böylece üretim, verim ve kalite artırılacak, ürün çeşitliliğine katkı sağlanacaktır. Çeşit zenginliği yaratılarak, pazara arz süresinin uzatılmasına, yüksek verimli ve kaliteli, sofralık ve teknolojik değerlendirmeye uygun, biyotik ve abiyotik streslere dayanıklı/tolerant yeni çeşitlerin ıslahına, sık dikime uygun bodur ve yarı-bodur anaç ıslahına, çevreye-dost yoğun bahçecilik tekniklerinin geliştirilmesine, hasat ve hasat sonrası ürün ve kalite kayıplarının azaltılması için yeni yöntemler geliştirilmesine yönelik çalışmalar yapılacaktır. Hükümetin daha önce aldığı kararlar doğrultusunda tarım sektörü yeni yıla yeni uygulamalarla girdi. 2018 yılında mazot, gübre, hayvancılık, et ve tohum konusunda yeni uygulamalar devreye girerken bu yeni uygulamalarla tarımsal üretim ve dış ticaret şekillendi. Özellikle girdilerle ilgili ve hayvancılık konusunda devreye girecek yeni uygulamaların tarımsal üretimi, ticareti ve fiyatları doğrudan etkilemesi bekleniyor. Hükümetin daha önce aldığı kararlar doğrultusunda 2018’de uygulamaya başlanacak mazot desteğinin yüzde 50’ye kadar çıkarılması, gübre denetiminde DNA barkod uygulamasına geçilmesi, tohumda sertifikalı tohum kullanmayan üreticilere destek verilmemesi, hayvancılıkta ve kırmızı ette yeni desteklerin devreye girmesinin tarım sektörüne yeni bir yön vermesi bekleniyor. Milli Tarım Projesi’nin Kapsamı Devlet destekli olarak geliştirilen bu projede, nelerin nasıl yapılacağı konusunda hem bakanlık hem de Başbakan Binali Yıldırım tarafından birçok açıklama yapılmıştır. Bu açıklamalara göre, projenin içeriği hakkında şu bilgiler verilebilir. Bu proje ile birlikte tarımda üretimler havza bazlı olarak gerçekleştirilecektir. Yapılan açıklamalara göre Türkiye’de 941 adet havzanın olduğu ve bu bölgelerde yapılan araştırmalar sonucunda hangi ürünlerin daha iyi bir şekilde üretilebileceğinin tespit edildiği bilinmektedir. Bundan dolayı tarım arazilerinde verimin arttırılması için belirlenen ürünlere yönelmek gerekmektedir. Tarımsal üretimde verimi arttırırken, çiftçilerin ekonomik açıdan rahat etmesi için de gübre fiyatlarında ciddi indirimler yapılmaktadır. Geçtiğimiz yılın fiyatlarına baktığımızda, 2017 gübre fiyatlarının %23 daha ucuzladığını görmekteyiz. Gübrenin yanı sıra, çiftçilerin mazot alımlarında daha uygun fiyatlardan faydalanması ve mazotun bir kısmının da devlet tarafından ödenmesi amaçlanmaktadır. Şu an ülkemizdeki 184 ova, artık SİT alanı olarak ilan edilecek ve 7 milyon hektara yakın arazi de tapulaştırılarak halka dağıtılacaktır. Damızlık yetiştirme konularında ithalata yönelme söz konusu olacaktır. Şu an 25 il merkezi ve merkeze bağlı bölümlerde, mera hayvancılığı için özel alanlar oluşturulacaktır. Bu il merkezleri, Türkiye’deki mera varlığının yüzde 52’si ve büyükbaş hayvancılık faaliyetlerinin de %32’lik kısmını oluşturmaktadır. Eğer meralarda hayvancılık yapmak isteyen kişiler olursa, onlar için ıslah şartı ile cuzi rakamlar karşılığında kiralama işlemleri başlatılacaktır. Piyasada alım ve satım fiyatları arasında oluşabilecek dalgalanmaların önlenmesi ve piyasanın dengede kalması amacıyla, Toprak Mahsulleri Ofisi’nin daha fazla ön planda olması sağlanacaktır. Tarım ve hayvancılık alanında sunulacak destekler, artık yılda iki kez verilecektir. Buna göre, ilk destekler Nisan ve Mayıs aylarında, ikinci destekler ise Eylül ve Ekim aylarında verilecektir. Bu tarihlerin dışında herhangi bir başvuru ya da ödeme işlemi de yapılmayacaktır. Bu tarih aralığı belirlenirken de hasat ve ekim tarihleri göz önünde bulundurulmuştur. Mazot Desteği Üç kat artacak Başbakan Binali Yıldırım’ın Milli Tarım Politikası’nı açıklarken “çiftçinin kullandığı mazotun yarısı bizden” sözü 2018’de uygulamaya geçiyor. Mazot desteğinin yaklaşık 3 kat artırılmasını öngören uygulama çerçevesinde ilk ödemenin 2018 yılı Mart-Nisan döneminde yapılması bekleniyor. Buna göre 2015 yılında 700 milyon, 2016’da 740 milyon ve 2017’de 723 milyon lira öngörülen mazot desteği 2018 yılı tarımsal destekleme bütçesine 1.9 milyar lira olarak girdi. Mazottaki yeni destekleme uygulaması çerçevesinde ürün bazında verilecek destek miktarları belirlendi. Gıda,Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı tarafından 2017 üretim yılı için belirlenen ve 2018’de ödenecek ürün bazında mazot desteğinde en yüksek ödeme pamuk ve çeltik üreticilerine yapılacak. Pamuk ve çeltik üreten çiftçilere dekar başına 36 lira mazot desteği verilecek. Ayçiçeği, soya, dane mısır ve patates için çiftçilere dekar başına 17 lira, buğday, arpa, çavdar, yulaf ve tritikale üretenlere dekar başına 13 lira aspir, nohut,mercimek ve kuru fasulye üreten çiftçilere dekar başına 11 lira, fındık, yem bitkileri, çay, soğan, kanola ve havza modeli kapsamındaki 21 ürünün dışındaki diğer ürünlere ise dekar başına 9 lira mazot desteği ödemesi yapılacak.Tarlasını ekmeyerek nadasa bırakan çiftçiler dekar başına 5 lira mazot desteği alacak. Gübrede Kare Kod ve DNA Bar Kod uygulaması Yeni yılın ilk gününden itibaren gübre sektörünü derinden etkileyecek Kare kod ve DNA Bar kod uygulaması başladı. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın 6 Nisan 2017 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan “Piyasaya Arz Edilen Gübrelerin İzlenmesine Yönelik Tebliğ” kapsamında 1 Ocak 2018 itibariyle tüm gübre çeşitleri Kare kod ve DNA Bar kod uygulaması ile izlemeye alınıyor. Gübre üreticileri ve dağıtıcılarının karşı çıktığı ve “uygulanamaz” dedikleri yeni uygulamanın, gübrede maliyeti artıracak olması çiftçileri de olumsuz etkileyecek. Piyasaya Arz Edilen Gübrelerin İzlenmesine Yönelik Tebliğ, tarımda kullanılan kimyevi gübrelerin, organik, organomineral gübreler ve toprak düzenleyiciler ile mikrobiyal, enzim içerikli ve organik kaynaklı diğer ürünlerin son kullanıcıya kadar takibine yönelik içerik ve ambalajların işaretlenmesi ile gübre dağıtıcılarının depo ve/veya satış yerlerine kamera takılmasına ilişkin usul ve esasları kapsıyor. Tebliğ ile gübre üreticileri piyasaya arz edilecek gübrelerde izlenebilirliği sağlayacak şekilde Kare kod ve DNA Bar kod içeren işaretleyici etiketli takip sistemini kurmak ve uygulama zorunluluğu getiriliyor. İşaretleyici etiket ve kare kod bulunmayan ürünler, 4703 sayılı Kanun kapsamında “güvensiz ürün” olarak değerlendirilecek. Ambalajlara Kare kod uygulaması da getiren Tebliğ’in “ambalaj içindeki ürüne işaretleyici etiket uygulanması” gübre üreticileri ve ithalatçıları tarafından “uygulanamaz” olarak değerlendiriliyor. Uygulama İlk Kez Türkiye’de Olacak Amonyum nitratlı gübrelerin patlayıcı yapımında kullanılmasını önlemek amacıyla tüm gübrelerin DNA Bar kod ile izlenmeye alınmasını eleştiren gübre üreticileri, ithalatçıları, dağıtıcıları ve satıcıları bu tebliğin uygulanamayacağı, uygulanırsa kaos doğuracağı endişesini yaşıyor. Gübre sektörü temsilcileri, “Türkiye’de yüzlerce gübre çeşidi var. Bunların içinde patlama riski olan sadece iki çeşit var. O iki çeşit için yasak geldi. Fakat, Ankara’da masa başında alınan bir kararla tüm gübre çeşitlerinin izlenmesi için 1 Ocak 2018 itibariyle ‘DNA Bar kod’ uygulaması başlatıldı. Gübrelerin içine DNA Bar kod etiketi konularak izlenmesi sektörü işlemez duruma getirdi. Bu uygulama dünyada yok. İlk kez Türkiye’de denecek” bilgisini verdi. Sertifikalı Tohum Kullanmayana Destek Verilmeyecek Yeni yılda başlayan bir başka uygulama ise tarımın temeli olan tohumculukta olacak. Sertifikalı tohum kullanımını yaygınlaştırmak için 2018 üretim yılında sertifikalı tohum kullanmayana tarımsal destek verilmeyecek. Sadece 5 dekarın altında üretim yapanlar için bu şart aranmayacak. Türkiye’de yılda 2 milyon 700 bin ton tohum toprakla buluşurken, bunun 1 milyon tonu sertifikalı. 2018 yılında sertifikalı tohum ekmeyene destek vermeme uygulaması birçok çiftçinin mağdur olmasına yol açabilir. Tohumculuk sektörü ise bu konuda farklı görüşler dile getiriyor. Sektör temsilcilerinden bazıları uygulamanın sektör açısından çok önemli olduğunu ve sertifikalı tohum üretimini artıracağını ve buna bağlı olarak tarımda verimin artacağını savunuyor. Bir diğer görüş ise, çiftçinin sertifikalı tohum ekmeye zorlamanın yanlış olacağını ve yeterli tohum olmayacağı için çiftçinin mağdur olacağını belirterek, uygulamanın geri çekilebileceğini ifade ediyor. Küçük Aile İşletmeleri Sözleşmeli Üretim Yapacak Yeni yılda hayvancılık politikası bir kez daha değişti. Büyük işletmelerin teşvik edilmesi yerine 2018 yılından itibaren en az 3 yıl sürecek yeni bir proje ile sözleşmeli üretim yapacak küçük aile işletmeleri desteklenecek. Milli Hayvancılık Politikası temel alınarak hazırlanan proje ile küçük aile işletmeciliği, besicilik ve küçükbaş hayvancılığına yönelik destekler artırılırken, 2018 yılında 20 bin işletmenin rehabilitasyonu öngörülüyor. Bakanlığın 2018 yılında uygulayacağı hayvancılık politikası kapsamında canlı hayvan ve et ithalatı devem edecek. Ancak, bir yandan da üretimi artırmaya yönelik destekler sağlanacak. Besi Desteği Bir Yıllık Aradan Sonra Yeniden Başlayacak Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, 2016 yılında; yerli besilik hayvandan üretilen, 190 Kg ve üstü karkas et veren erkek hayvanlara hayvan başına 200 lira destek verirken, 2017’de bu destek kaldırıldı. 2018’de besi desteği yeniden uygulanacak. Yeni yılda 50 başa kadar kapasiteye sahip küçük aile işletmelerinin, yerli hayvanlardan ürettikleri karkas et için hayvan başına 250 lira destekleme yapılacak. Küçükbaş hayvan sayısını arttırmak ve küçükbaş hayvanlardan elde edilen et miktarını yüzde 10’dan yüzde 25’e yükseltmek için; erken kuzu oğlak kesimlerini engelleyerek birim karkas ağırlığını arttırmak için kuzu ve oğlaklara 2018 yılında destek verilecek. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı 2018 yılını aynı zamanda Buzağı Yılı ilan etti. 2018’de buzağı ölümlerinin yüzde 15’ten yüzde 5’e kadar düşürülmesi ve hayvan hastalıkları ile mücadele edilmesi hedefleniyor. Aşı ve Küpe Ücretsiz Olacak Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Ahmet Eşref Fakıbaba, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde bakanlık bütçesi üzerine yaptığı konuşmada 1 Ocak 2018 tarihinden itibaren hayvancılıkta küpe ve aşı bedelini kaldıracaklarını söyledi. Fakıbaba, ”Aşıların hepsi bedava, veteriner hekim bakımı bedava. Kulak küpesi bedava; bakın, ilk defa kulak küpeleri bedava. Aile hekimliğini getiriyoruz” dedi. Bakanlığın sitesinden yapılan açıklamada, “Milli Tarım Projesi Havza Bazlı Destekleme Modeli kapsamında, ülkemizde arz açığı bulunan, stratejik öneme haiz, bölgesel önem arz eden, insan beslenmesi – sağlığı ve hayvansal üretim açısından önemli 21 ürünün istatistiki verileri, ekim nöbeti (münavebe), iklim, toprak ve topografya, su kısıtı verileri (mevcut su potansiyeli ve bitki su tüketimi), il-ilçe (Kamu, STK ve Üniversiteler) önerileri de dikkate alınarak oluşturulan Karar Destek Sistemi sonuçları ile il / ilçe müdürlüklerimizle Temmuz-Ağustos döneminde yapılan toplantı/ telekonferans görüşmeleri neticesinde 2018 üretim yılı havzalarda desteklenecek ürün listeleri oluşturulmuştur” denildi. Tarım destekleme miktarları araştırma konusu olmaya devam ediliyor. Türkiye’nin her bölgesinde farklı ürünlere destekleme ödeyecek olan Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, bu listeleri yayımladı. Bu yıl hesaplara ne zaman yatırılacağı resmi merciler tarafından henüz açıklanmayan tarım destekleri, geçtiğimiz yıl Ziraat Bankası tarafından; TC Kimlik Numarası 0 ile bitenler için 31 Mart 2017, TC Kimlik Numarası 2-4 arasında bitenler için 07 Nisan 2017, TC Kimlik Numarası 6-8 arasında bitenler için ise 14 Nisan 2017 tarihinde ödenmişti. 2018 yılındaki ödemelerin de yine bu tarihlerde yapılacağı öngörülmektedir.