Hukuk Bölümü 2013/1665 E. , 2013/1878 K.
“İçtihat Metni” Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.
Davacılar : Y.K. ve D.K.
Vekili : Av. İ.E.Ü.
Davalılar : 1.Karayolları Genel Müdürlüğü (Adli ve İdari Yargıda)
Vekili : Av. Z.Ö.
2.Y. Harfiyat İnş. Taah. Nak. San. Tic. Ltd. Şti. (Adli Yargıda)
Vekili : Av. İ.S.
O L A Y : Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; 01.09.2012 günü M.K.’nın sevk ve idaresindeki 42….. plakalı aracın Konya İli’nden Seydişehir İlçesi istikametine doğru seyir halinde iken, yolda bulunan menfez köprü çukuruna düşmesi sonucu meydana gelen kazada, davacılardan D.K.’nın annesi ve Y.K.’nın eşi olan M.K.’nın vefat ettiğini; meydana gelen kazada, davalı Y. Harfiyat İnş. Taah. Nak. San. Tic. Ltd. Şti.’nin inşaat yapılan yolda gerekli güvenlik tedbirlerini almaması, davalı Karayolları Genel Müdürlüğü’nün ise yüklenici firmanın yaptığı işi denetlememesi nedeni sorumlu olduklarını belirterek; davacılardan Y.K. için 50.000 ve D.K. için 50.000 TL olmak üzere 100.000 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesi istemiyle adli yargı yerinde dava açmıştır.
Ankara 3. Asliye Hukuk Mahkemesi; 22.10.2012 gün ve 2012/494 Esas, 2012/605 Karar sayılı kararı ile; davanın görev yönünden reddine karar verdiği, kararın davacı vekili tarafından temyizi üzerine Yargıtay 4. Dairesi’nin 06.03.2013 gün ve 2013/356 Esas 2013/3921 Karar sayılı kararı ile davalılardan Karayolları Genel Müdürlüğü yönünden temyiz itirazlarının reddine, diğer davalı Y. Harfiyat İnş. Taah. Nak. San. Tic. Ltd. Şti. yönünde ise 2577 sayılı Yasa’nın 2. Maddesi, gereğince özel hukuk tüzel kişileri aleyhine açılan tazminat istemli davaların idari yargı yerinde görülemeyeceği gerekçesi ile verilen kararın bozulmasına karar verdiği, Yargıtay ilamı üzerine dosyanın Ankara 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2013/333 Esasına kaydedildiği ve yargılamasının halen devam ettiği; ancak, davalı Karayolları Genel Müdürlüğü yönünden temyiz talebinin reddi ve bu karara karşı taraflarca karar düzeltme yoluna başvurulmaması nedenleri ile kararın kesinleştiği anlaşılmıştır.
Davacı vekili bu kez, aynı istemle davalı Karayolları Genel Müdürlüğü aleyhine idari yargı yerinde dava açmıştır.
Konya 2. İdare Mahkemesi: 19.09.2013 gün ve 2013/629 Esas sayılı kararı ile 2918 sayılı Yasa’nın 110. Maddesindeki düzenleme gereğince uyuşmazlığın, özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu belirterek; adli yargının görev alanına giren davada mahkemelerinin görevli olmadığı gerekçesi ile, 2247 sayılı Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkında Kanunun 19. maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirlenmesi için dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderilmesine ve dosya incelemesinin bu konuda Uyuşmazlık Mahkemesi’nce karar verilinceye kadar ertelenmesine karar vermiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Eyüp Sabri BAYDAR, Ali ÇOLAK, Sıddık YILDIZ, Nurdane TOPUZ, Ayhan AKARSU, Mehmet AKBULUT ’un katılımlarıyla yapılan 30.12.2013 günlü toplantısında:
l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinden 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre; idari ve adli yargı yerleri arasında 2247 sayılı Yasa’nın 19. maddesinde öngörülen biçimde görev uyuşmazlığı doğduğu, idari yargı dosyasının, son görevsizlik kararını veren mahkemece, adli yargı dosyası da temin edilmek suretiyle Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderildiği ve usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.
Her ne kadar, Ankara 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 22.10.2012 gün ve 2012/494 Esas, 2012/605 Karar sayılı ilk kararı, Yargıtay 4. Dairesi’nin 06.03.2013 gün ve 2013/356 Esas 2013/3921 Karar sayılı ilamı ile bozulmuş ise de; aynı ilamda davalı Karayolları Genel Müdürlüğü yönünden temyiz itirazları reddedilmekle kararın kesinleştiği ve 2247 sayılı Kanun’un 19. Maddesi koşullarının oluştuğu sonucuna varılmıştır.
II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Birgül YİĞİT’in, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN ile Danıştay Savcısı Mehmet Ali GÜMÜŞ’ün adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava, 01.09.2012 günü M.K.’nın sevk ve idaresindeki 42…… plakalı aracın Konya İli’nden Seydişehir İlçesi istikametine doğru seyir halinde iken, yolda bulunan menfez köprü çukuruna düşmesi sonucu meydana gelen kazada, davacılardan D.K.’nın annesi ve Y.K.’nın eşi olan M.K.’nın vefat etmesi nedeni ile davacıların uğradığı toplam 100.000 TL manevi zararın, olayda kusuru bulunan davalılardan alınarak davacılara verilmesi istemi ile açılmıştır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 1. maddesinde, Kanunun amacının karayollarında can ve mal güvenliği yönünden trafik düzenini sağlayacak ve trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri belirlemek olduğu; “Kapsam” başlıklı 2. maddesinde, bu Kanunun trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri bunların uygulamasını ve denetlenmesini ilgili kuruluşları ve bunların görev, yetki ve sorumluluk, çalışma usulleri ile diğer hükümleri kapsadığı ve bu kanunun karayollarında uygulanacağı; 10. maddesinde, yapım ve bakımdan sorumlu olduğu yolları trafik düzeni ve güvenliğini sağlayacak durumda bulundurmanın gerekli görülen kavşaklara ve yerlere trafik ışıklı işaretleri, işaret levhaları koymak ve yer işaretlemeleri yapmanın Belediye Trafik birimlerinin görev ve yetkileri arasında olduğu belirtilmiştir.
Öte yandan 2918 sayılı Yasanın 19.1.2011 günlü Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6099 sayılı Yasanın 14. maddesiyle değişik 110. maddesinde “İşleteni veya sahibi Devlet ve diğer kamu kuruluşları olan araçların sebebiyet verdiği zararlara ilişkin olanları dahil, bu Kanundan doğan sorumluluk davaları, adli yargıda görülür. Zarar görenin kamu görevlisi olması, bu fıkra hükmünün uygulanmasını önlemez. Hemzemin geçitte meydana gelen tren-trafik kazalarında da bu Kanun hükümleri uygulanır.
Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir”; Geçici 21. maddesinde de “Bu Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrasının göreve ilişkin hükmü, yürürlüğe girdiği tarihten önce idari yargıda ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde açılmış bulunan davalara uygulanmaz” denilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden davanın; 01.09.2012 günü M.K.’nın sevk ve idaresindeki 42… plakalı aracın Konya İli’nden Seydişehir İlçesi istikametine doğru seyir halinde iken yolda bulunan menfez köprü çukuruna düşmesi sonucu meydana gelen kazada, davacıların uğradığı 1000.000 TL manevi tazminatın olayda kusuru bulunduğu iddia edilen davalılardan tahsili istemiyle adli yargı yerinde açıldığı; ancak, Ankara 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 22.10.2012 gün ve 2012/494 Esas, 2012/605 Karar sayılı kararı ile davanın görevsizlik nedeniyle reddine karar verilmesi ve kararın davacı vekilinin temyizi üzerine Yargıtay 4. Dairesi’nin 06.03.2013 gün ve 2013/356 Esas 2013/3921 Karar sayılı ilamı ile davalı Karayolları Genel Müdürlüğü yönünden kesinleşmesi nedeni ile, davacının aynı istem ile davalı Karayolları Genel Müdürlüğü’ne karşı bu kez idari yargıya dava açtığı, Konya 2. İdare Mahkemesi’nin de 2247 sayılı Kanun’un 19. Maddesi uyarınca görevli yargı yerinin belirlenmesi amacı ile dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderilmesine karar verdiği anlaşılmıştır.
Belediye aleyhine idare mahkemelerinde açılan tazminat talepli tam yargı davalarında, İdare Mahkemeleri 2918 sayılı Yasanın 110.maddesinin 1.fıkrasının birinci ve ikinci cümlelerinin Anayasaya aykırı olduğu kanısına varmış, İdare Mahkemelerinin bu iki cümlenin iptali istemiyle yaptığı başvuruyu inceleyen Anayasa Mahkemesi 8.12.2011 gün ve E:2011/124, K:2011/160 sayı, 8.11.2012 gün ve E:2012/118, K:2012/170 sayı ve 28.05.2013 gün ve E:2013/59 K:2013/68 sayılı aynı içerikli kararları ile; “2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 110. maddesinin birinci fıkrasında, bu Kanun’dan doğan sorumluluk davalarının adli yargıda görüleceği öngörülmektedir. İtiraz başvurusunda bulunan mahkeme ise idare mahkemesi olup davaya bakmakta görevli ve yetkili mahkeme değildir.
Başvurunun Mahkeme’nin yetkisizliği nedeniyle reddi gerekir.” kararına varmıştır. Nihayet, aynı konuda Asliye Hukuk Mahkemesi’nce yapılan itiraz başvurusunda Anayasa Mahkemesi 26.12.2013 tarih ve E:2013/68, K:2013/165 sayılı kararıyla; yasakoyucunun “haklı neden” ve “kamu yararı” gerekçesiyle idari yargının görevine giren bir konuyu adli yargı organına bırakabileceği, davanın somutunda da 2918 sayılı Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrası ile bu görevin adli yargıya bırakılmasında Anayasa’ya aykırı bir yön bulunmadığı gerekçesiyle, maddenin iptal isteminin oy birliğiyle reddine karar vermiştir. Anayasa’nın 158. inci maddesinin son fıkrasında “Diğer mahkemelerle, Anayasa Mahkemesi arasındaki görev uyuşmazlıklarında, Anayasa Mahkemesinin kararı esas alınır.” denilmektedir. Anayasa Mahkemesi’nin 26.12.2013 tarih ve E:2013/68, K:2013/165 sayılı kararı, yasakoyucunun idari yargının görevine giren bir konuyu adli yargının görevine verebileceğine, 2918 Sayılı Kanunun 110 uncu maddesinin bu nedenle Anayasa’ya aykırı olmadığına dair olup, esası itibariyle görev konusunda verilmiş bir karardır ve Anayasanın 158 inci maddesi uyarınca başta Mahkememiz olmak üzere diğer yargı organları bakımından da uyulması zorunlu bir karar mesabesindedir.
Bu durumda, 2918 sayılı Yasanın 19.1.2011 tarihinde yürürlüğe giren 110. maddesi ile Anayasa Mahkemesi’nin işaret edilen kararları gözetildiğinde, bahsi geçen Kanun maddesinin karayollarında, can ve mal güvenliği yönünden trafik düzeninin sağlanarak trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri kapsadığı ve Kanunun, trafikle ilgili kuralları, şartları, hak ve yükümlülükleri, bunların uygulanmasını ve denetlenmesini, ilgili kuruluşları ve bunların görev yetki ve sorumlulukları ile, çalışma usullerini kapsadığı, dolayısıyla oluşan trafik kazası nedeniyle açılacak sorumluluk davalarının görüm ve çözümünde adli yargının görevli olduğu; meydana gelen zararın tazmini istemiyle açılan bu davanın da adli yargı yerinde çözümlenmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle davanın görüm ve çözümü adli yargı yerinin görevine girdiğinden Konya 2. İdare Mahkemesi’nin başvurusunun kabulü ile, Ankara 3. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.
SONUÇ : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Konya 2.İdare Mahkemesi’nin başvurusunun kabulü ile Ankara 3.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 22.10.2012 gün ve 2012/494 Esas, 2012/605 Karar sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 30.12.2013 gününde üyelerden Eyüp Sabri BAYDAR’ın KARŞI OYU ve OY ÇOKLUĞU İLE KESİN OLARAK karar verildi.
KARŞI OY
Davalı İdarenin karayolunun yapım, bakım ve korunmasındaki ihmali sonucu meydana gelen kazada, davacının uğradığı maddi zararın tazmini istemi ile Adli Yargı İlk Derece Mahkemesinde dava açılmış,
Adli Yargıda yapılan yargılama sonucunda “İdarenin Hizmet Kusuruna dayalı açılan davaların tam yargı davası niteliğinde bulunduğu, İdari yargıda açılması gerektiği” gerekçesi ile dava dilekçesi yargı yolu yönünden reddedilmiş,
Kararın kesinleşmesi üzerine bu kez davacı vekilince aynı istekle İdari Yargıda dava ikame edilmiş,
idare Mahkemesince yargılama sonucunda “uyuşmazlığın 2918 Sayılı Yasa’nın 110. maddesi gereğince Adli Yargıda çözümlenmesi gerektiği” gerekçesi ile yargı yolu yönünden davanın reddine, karar verilmiş,
Kararın kesinleşmesi üzerine 2247 Sayılı Yasa’nın 19.maddesi gereğince görevli yargı kolunun belirlenmesi için dosya Uyuşmazlık Mahkemesi Başkanlığı’na gönderilmiş,
Yüksek Mahkemece yapılan inceleme sonucunda “2918 Sayılı Yasa’nın 110.maddesi hükümleri gözetildiğinde davanın Adli Yargıda çözümlenmesi gerektiği” düşüncesi ile Asliye Hukuk Mahkemesinin görevsizlik kararının kaldırılmasına, Adli Yargının görevli olduğuna oyçokluğuyla kesin olarak karar verilmiştir.
Sayın çoğunluğun uyuşmazlıkta Adli Yargıyı görevli kabul eden düşüncesine iştirak edilmesi mümkün değildir.
Zira; Davada, davalı Karayolları Genel Müdürlüğünün karayolunun yapım, bakım ve korunmasındaki ihmali sonucu zarara neden olan kazanın meydana geldiği iddia edilmektedir.
2918 Sayılı Yasanın KTK’nın 7.md. “Karayolları Genel Müdürlüğünün Yapım ve Bakımından sorumlu olduğu Karayollarında can ve mal güvenliği yönünden gerekli düzenleme ve işaretlemeleri yaparak önlemleri alma ve aldırmanın” İdarenin görev ve yetkileri arasında bulunduğuna işaret edilmiş,
6001 Sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün teşkilat ve görevleri hakkındaki kanunun 4.md. “Hazırlayacağı programlar uyarınca karayollarını yapmak, yaptırmak, emniyetle kullanılmalarını sağlayacak şekilde sürekli bakım altında bulundurmak, bakımını yaptırmak, onarımını yaptırmak, işletmek ve işlettirme” Genel Müdürlüğün görev ve yetkileri arasında gösterilmiş,
TC Anayasası’nın 125/son md. “idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu” kurala bağlanmış,
2577 Sayılı İYUK 2/1-b md. “idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel haklan ihlal edilenler tarafından açılan tam yargı davaları, idari dava çeşitleri arasında” sayılmıştır.
Bu durumda Karayolları Genel Müdürlüğünün sorumluluk alanındaki yolun yapım, bakım ve onarımının yapılmadığı nedeniyle doğan zararın tazmininin amaçlanmış olması karşısında, idarenin görevinde olan kamu hizmetini yürüttüğü esnada kişilere verdiği zararın ödetilmesine yönelik bulunan uyuşmazlık konusu davanın, olayda kamu hizmetinin usulüne ve hukuka uygun olarak yürütülüp yürütülmediğinin, hizmet kusuru veya idarenin sorumluluğunu gerektiren bir husus olup olmadığının tespitinde esas alınan idare hukuku kurallarına ve 2577 Sayılı IYUK 2/1-b md. sayılan tam yargı davasında görüm ve çözümünde idari yargı yerleri görevli bulunmaktadır.
Sayın çoğunluk, karayolunun yapım, bakım ve korunmasındaki ihmalden doğan zararda Adli Yargıyı görevli kabul eden görüşünde hukuki dayanak olarak 2918 Sayılı KTK 110/1 md. hükümlerini esas almıştır.
11.01.2011 gün 6099 Sayılı Yasa’nın 14. maddesi ile 2918 Sayılı KTK 110. maddesine eklenen 1.fıkra ile “inleteni veya sahibi devlet ve diğer kamu kuruluşları olan araçların sebebiyet verdiği zararlara ilişkin olanları dahil bu kanundan doğan sorumluluk davaları Adli Yargıda görülür… ” hükmü getirilmiştir.
Sayın çoğunluk görüşünün aksine eldeki uyuşmazlık anılan yasa hükmü kapsamında kalmamaktadır.
Çünkü, 2918 Sayılı KTK 85.maddesinde açıkça belirtildiği gibi yasa motorlu araçların işletilmesinden doğan zararlar nedeniyle işletenin hukuki sorumluluğunu düzenlemektedir.
Yasa hükmünde geçen bu kanundan ve Adli Yargıda görülmesi gereken sorumluluk davaları, 2918 Sayılı Yasa’nın 85.maddesinde düzenlenen motorlu araçların işletilmesi nedeniyle verilen zararlardan dolayı araç işletenin hukuki sorumluluğuna ilişkin davalardır.
Yasa değişikliğinden önce kamu araçlarının işletilmesi nedeniyle verilen zararlardan dolayı kamu idaresinin sorumluluğunun hangi yargı kolunda görüm ve çözümü konusunda yasada bir düzenleme bulunmadığından idari ve Adli Yargı organları arasında çıkan görev uyuşmazlıklarını sonlandırmak üzere sözü geçen yasa hükmü getirilmek suretiyle kamu araçlarının verdiği zararlar nedeniyle işletenin sorumluluğunda 2918 Sayılı Yasa’nın amacına uygun olarak Adli Yargıda görüm ve çözüm esası benimsenmiştir.
2918 sayılı yasanın 110. maddesinde yapılan yasa değişikliğine ilişkin Hükümet gerekçesi de getirilen yeni hükmün bu nedenle maddeye eklendiğini teyit etmektedir.
Açıklanan gerekçelerle uyuşmazlıkta idari yargı görevli olup, benzer ihtilaflarda da idari yargının görevli olduğu Yargıtay 4, 11, 17 Hukuk Dairelerinin istikrarlı kararlarıyla Içtihad edildiği gibi Danıştay kararlarında da uyuşmazlıkta İdari Yargının görevli olduğu benimsenmiştir. (Danıştay 10. Daire E 2011/11522, K 2012/5347 sayı, E. 2011/10856 ve K. 2013/670 Sayı, vs.)
Somut uyuşmazlıkta davanın karayolunun yapım, bakım ve korunmasındaki idarenin hizmet kusuruna dayanmasına,
2918 Sayılı Yasa’nın 110/1 md. motorlu araçların işletilmesinden doğan zararlardan dolayı işletenini hukuki sorumluluğunun Adli Yargıda görüm ve çözümünü düzenleme altına almasına,
Somut uyuşmazlığın anılan yasa hükmü kapsamında bulunmamasına,
Kamu hizmetinin usulüne ve hukuka uygun olarak yürütülüp yürütülmediğinin hizmet kusuru veya idarenin sorumluluğunu gerektiren bir husus olup olmadığının tespitinde, 2577 Sayılı IYUK 2/1-b md. sayılan tam yargı davasında görüm ve çözümünde İdari Yargının görevli olmasına göre,
Uyuşmazlıkta Adli Yargıyı görevli kabul eden sayın çoğunluğun görüşüne katılamıyorum.
Karşı Oy
Eyüp Sabri BAYDAR