50.DÜNYA EKONOMİK FORUMUNDA KÜRESEL ISINMA ÖN PLANA ÇIKTI

Açılışını ABD Başkanı Donald Trump’ın yaptığı 50. Dünya Ekonomik Forum (WEF) toplantıları, İsviçre’nin Davos kasabasında “Sürdürülebilirlik Kalkınma Hedefleri” ana temasıyla gerçekleştirildi. İsviçre’nin Davos kasabasında bu yıl 50.’si gerçekleştirilen Dünya Ekonomik Forum (WEF) toplantılarında, dünyanın içinde bulunduğu önemli konular ele alındı. Dünyanın 100’ün üzerinde farklı ülkesinden ekonomi, siyaset, iş dünyası, akademisyen ve sivil toplum örgütlerinin oluşturduğu 3 binin üzerinde seçkin kişinin katıldığı zirvede, 220 toplantı canlı olarak yayınlandı. Sahasında dünyaca ünlü 761 konuşmacı “Adil Ekonomi, daha iyi iş piyasası, sağlıklı gelecekler, gelecek için iş imkanları, yararlı teknoloji, jeopolitiği ötesinde ve dünyayı kurtarmak” gibi ana başlıklarda konferans verdi. Savaşların yaşandığı, 70 milyon insanın mülteci olarak başka ülkelerde yaşamak zorunda kaldığı ve küresel ısınmanın 1,5 oranında artış gösterdiği, popülizmin ve ırkçılığın arttığı, açlık, terör, güç kutuplarının birbirlerine yaptırım uygulayarak uluslararası karamsarlığa neden olan ticaret savaşlarının yaşandığı bir dönemde Dünya Ekonomik Forum’un (WEF) gerçekleşeceğini belirten WEF Başkanı Profesör Klaus Schwap, dünyanın kritik bir dönemden geçtiğini belirterek, “Ekoloji, Ekonomi, Teknoloji, Toplum, Jeopolitik ve Endüstri gibi ana konular hakkında ‘2020 Davos Manifestosu’ yayınlamamız gerekiyor” ifadelerini kullandı. ABD’de bütçe tasarısına ilişkin anlaşmazlık nedeniyle hükümetin kepenk kapatması üzerine 2019 yılındaki zirveye katılamayan Başkan Donald Trump bu yıl zirveye katıldı. Başkan Trump’a kızı Ivanka Trump ve damadı Jared Kushner ile birlikte Hazine Bakanı Steven Mnuchin ve Ticaret Bakanı Wilbur Ross eşlik etti. Zirvenin bu yılki katılımcıları arasında; Prens Charles, Almanya Başbakanı Angela Merkel, Irak Devlet Başkanı Bahram Salih, İtalya Başbakanı Giuseppe Conte, AB Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen, İspanya Başbakanı Pedro Sanchez, İsviçre Cumhurbaşkanı Simonetta Sommaruga, Afganistan Cumhurbaşkanı Eşref Gani, Avusturya Başbakanı Sebastian Kurz, Kolombiya Devlet Başkanı Ivan Duque, Finlandiya Başbakanı Sanna Marin, Yunanistan Başbakanı Kiryakos Miçotakis, Hollanda Başbakanı Mark Rutte, Norveç başbakanı Erna Solberg, Pakistan Başbakanı İmran Han, Çevreci Greta Thunberg, Ukrayna Devlet Başkanı Wolodymyr Selenskyi, Avrupa Merkez Bankası Başkanı Chistena Lagarde, Birleşmiş Milletler UNAIDS İcra Kurulu Direktörü Winnie Byanyima, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Antonio Guterres, BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Michelle Bachelet, Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Genel Sekreteri Patricia Espinosa Cantellano, Dünya Bankası İcra Kurulu Başkanı Kristalina Georgieva, Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği Filippo Grandi, Dünya Ticaret Örgütü Genel Müdürü Roberto Azevedo, Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) Genel Sekreteri Angel Gurra, NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, Japon Sendikalar Konfederasyonu Genel Sekreteri Yasunobu Aihara, Uluslararası Sendikalar Konfederasyonu Genel Sekreteri Sharan Burrow, Greenpeace International İcra Direktörü Jennifer Morgan, İnsan Hakları İzleme Örgütü İcra Direktörü Marco Lambertini, WWF Uluslararası Genel Müdürü; Delia Ferreira Rubio ve Uluslararası Şeffaflık Örgütü Başkanı Maria Re, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres, Uluslararası Para Fonu (IMF) Başkanı Kristalina Georgieva, Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) Genel Sekreteri Roberto Azevedo, OPEC Genel Sekreteri Muhammed Sanusi Barkindo, Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) Genel Sekreteri Angel Gurria gibi isimler yer aldı. Davos, Dünya Ekonomik Forumu’nun yıllık toplantısını yaptığı İsviçre’nin bir dağ beldesi. Forum, dünyanın en büyük 1000 şirketinden oluşan ve binlerce iş ve siyasi lideri bir araya getiren sivil toplum kuruluşudur. 1971’de Alman iktisatçı Klaus Schwab tarafından Avrupalı işletmelerin, çalışanlar veya hükümetler de dahil olmak üzere etkili aktörleri dikkate alarak daha iyi kurumsal yönetime sahip olmalarına yardımcı olması için Avrupa Yönetim Forumu olarak kuruldu. Daha sonra bir diyalog platformuna dönüştü, 1987’de şu anki adını aldı ve 2015’te uluslararası bir kurum olarak tanındı. ABD Başkan Donald Trump, başkent Washington’da Senato’da yargılama süreci başlamadan saatler önce Davos’ta düzenlenen Dünya Ekonomik Forumu’nda konuştu. İki günlük Davos ziyareti Başkan’ın hakkındaki azil sürecine yönelik tepkisi ve uluslararası arenada liderlik gösterme arzusu arasında denge kurma çabasının da bir imtihanı olarak değerlendiridi. Dünya Ekonomik Forumu’ndaki konuşmasından önce azil sürecini bir kez daha “yıllardır devam eden cadı avının bir parçası” olarak niteleyen ve süreç için “utanç verici” ifadesini kullanan Trump iş dünyasına yönelik konuşmasında ABD ekonomisi ve çevre ağırlıklı mesajlar verdi. Davos’ta iki yıl önceki konuşmasını hatırlatan Başkan Trump “Size ABD’nin muhteşem dönüşünü başlattığımızı söylemiştim. Bugün ABD’nin dünyada eşi benzeri görülmemiş ekonomik bir patlama yaşadığını ilan etmekten gurur duyuyorum” dedi. Dünya Ekonomik Forumu’nda öne çıkan konu iklim değişikliği ve sürdürülebilirlik. Trump yönetimi 2015 yılında Fransa’nın başkenti Paris’te yaklaşık 200 ülke tarafından imzalanan iklim anlaşmasından, geçen yıl tek taraflı olarak çekilmeye başlamıştı. Anlaşma kapsamında imzacı ülkeler iklim değişikliğine yol açan sera gazı salınımını azaltma konusunda hedef belirlemişti. Trump ise iklim anlaşmasını ABD ekonomisine bir yük olarak nitelemişti. Başkan Donald Trump, Davos’ta yaptığı konuşmada ABD’nin Dünya Ekonomik Forumu’nun 1 trilyon ağaç dikme girişimine katılacağını açıkladı. Söz konusu girişim dünya çapında şirketler, hükümetler ve yardımseverlerin ağaçlandırma faaliyetlerine yaptığı yatırımı arttırmayı amaçlıyor. Başkan Trump, ABD’nin dünya üzerinde en temiz su ve havaya sahip olan ülkeler arasında olduğunu kaydetti. Ancak Çevre Koruma Dairesi’nden gelen veri analizine göre, ABD’nin hava kalitesindeki ilerleme durmuş halde. Başkan Trump’ın su hakkındaki iddiaları ise doğru. ABD Yale Üniversitesi’nin küresel Çevre Performansı Endeksi’ne göre, en temiz içme suyuna sahip olan dokuz ülke arasında. Başkan Trump iklim ve çevre konusunda felaket senaryolarının reddedilmesi çağrısında bulundu, ABD ekonomisini savunacağını belirtti. Trump izleyiciler arasında kendisini dinleyenler arasında bulunan genç iklim aktivisti Greta Thunberg’in adını doğrudan telaffuz etmedi. Dünyanın iyimser olması gerektiğini belirten Trump iklim akvitistleri için “Alarm zillerini çalanlar her zaman aynı şeyi isterler. Egemen olmak için mutlak güç, dönüştürmek ve hayatımızın her boyutunu kontrol etmek” ifadelerini kullandı. “Kötümser” iklim değişikliği aktivistleri için de “Dünün falcılarının mirasçıları” ifadelerini kullandı. Başkan Trump 30 dakikalık konuşmasının çoğunda ABD ekonomisinin kendi yönetimindeki güçlü performansından söz etti. “Amerika gelişiyor ve büyüyor. Amerika hiç olmadığı kadar yeniden kazanıyor” dedi. Hem Çin hem de Kanada ve Meksika ile imzalanan ticaret anlaşmalarından övgüyle söz etti. Beyaz Saray, Başkan Trump’ın Davos’ta hangi iş dünyası liderleriyle görüşeceğini açıklamadı ancak Trump’ın zirve sürecinde Irak, Pakistan, İsviçre liderleriyle ve Irak Bölgesel Kürt Yönetimi’nin lideriyle bir araya gelmesi bekleniyor. Trump ayrıca Avrupa Komisyonu’nun yeni başkanı Ursula Von Der Leyen ile de ilk kez bir araya geld. Daha sonra Davos’ta konuşma yapan 17 yaşındaki iklim aktivisti Greta Thunberg de “İklim Kıyametini Engellemek” adlı oturumda siyasi liderlere “Fark etmediyseniz, dünya şu anda yanıyor” sözleriyle seslendi. Thunberg, “Evimiz hala yanıyor. Sizin harekete geçmemeniz de alevleri körüklüyor” ifadelerini kullandı. “Bilime kulak vermeye başlamalı, bu krize hak ettiği önemi vermeliyiz” diyen Thunberg, Trump’ın Dünya Ekonomik Forumu’nun ağaçlandırma kampanyasına katılacağını açıklamasına atıfta bulundu; “Ağaç dikmek elbette güzel ancak yetmez. Alınması gereken önlemlerin yerine geçemez” şeklinde konuştu. İklim değişikliğinin partizan bir konu olduğu görüşünü reddeden Greta Thunberg, “Bunun sağ ya da solla bir ilgisi yok” dedi. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, “Davos Zirvesi şu ana kadar gerçekten çok verimli geçti. Türkiye’ye karşı gerçekten büyük bir ilgi var, özellikle iş ve finans dünyasından büyük bir ilgi var.” dedi. Çavuşoğlu, iki günde toplam 10 açık oturum ve panele konuşmacı olarak katıldığını belirterek, “Davos (Zirvesi) şu ana kadar gerçekten çok verimli geçti. Dün akşam Katar’ın ev sahipliğinde bir etkinliğe katıldık. İkili görüşmelerin dışında burada birçok insanla görüşüyoruz, dostlarımızla ve diğer katılımcılarla karşılaşıyoruz. Ama Türkiye’ye karşı gerçekten büyük bir ilgi var, özellikle iş ve finans dünyasından büyük bir ilgi var” dedi. Çavuşoğlu, son iki ayda 400 bin olmak üzere, toplam yerinden edilen sivillerin sayısının da 700 bine ulaştığını kaydetti. Libya’da tek çözümün, siyasi çözüm olduğunun altını çizen Çavuşoğlu, muhataplarına Libya’nın doğusundaki gayrimeşru silahlı milislerin lideri Halife Hafter’e baskı kurularak ateşkesi bozmaması gerektiğini ilettiğini, bunun ardından daha kapsayıcı bir sürece geçebileceklerini anlattığını kaydetti. Çavuşoğlu, Esed rejiminin uzlaşmaz tavrı nedeniyle ikinci turu başarısızlıkla sona eren Suriye Anayasa Komitesi toplantılarının yeniden başlamasına ilişkin görüşlerini de açıklayarak, “Pedersen de çaba sarf ediyor. Biz de hem İstanbul hem de Berlin’de Ruslardan rica ettik. Artık rejimin bu siyasi sürecin önünü tıkamaması gerekiyor” dedi. İkinci turun başarısızlığının, rejimin masaya anayasa konularıyla alakası bulunmayan siyasi ön şartlarla gelmesinin sebep olduğuna vurgu yapan Çavuşoğlu, “Örneğin, anayasayı görüştüğü muhalefeti ve onların temsilcilerini terör örgütü olarak ilan etmeyi teklif etti. Bu ‘ben siyasi çözüm istemiyorum, askeri çözüm istiyorum’ demektir. Yine muhalefet burada da olgun bir tutum sergiledi” ifadelerini kullandı. Anayasa Komitesindeki tıkanıklığın açılması için gerek Türkiye’nin gerekse de Pedersen’in çaba sarf ettiğini anlatan Çavuşoğlu, Pedersen’in bu kapsamda, Moskova, Şam ve Ankara’ya ziyaretler gerçekleştireceğini bildirdi. Dünya liderlerinin ve büyük iş çevrelerinin bir araya gelerek dünya ekonomisine ve uluslararası açıdan karşılaşılan ciddi problemlere dair farklı başlıkların tartışıldığı Dünya Ekonomik Forumu’nda iklim krizinin nasıl ele alınacağına yönelik kafa karışıklığı öne çıktı. Her ne kadar iklim değişikliğiyle mücadele açısından WEF’in 1 trilyon ağaç yetiştirme, onarma ve koruma amacıyla girişim başlattığı duyurulsa da, Greenpeace’in zirve öncesi hazırladığı rapor Davos 2020’ye katılan bazı kurumların Paris İklim Anlaşması’ndan bu yana fosil yakıtlara 1,4 trilyon dolar (yaklaşık 8 trilyon 304 milyar TL) yatırım yaptığını ortaya koymuştu. Zirvenin kapanışından önce iki önemli uluslararası figürün, Avrupa Merkez Bankası Başkanı Christine Lagarde ve ABD Hazine Bakanı Steve Mnuchin’in yürüttüğü tartışma bu çelişkiyi tekrar ortaya koydu. İklim aktivisti Greta Thunberg’in konuya dair yeterliliğini sorgulayan Mnuchin, dinleyicilere iklim değişikliğini analiz etme ve frenleme konusunda uzun vadeli planlamanın nafile olduğunu belirtti. Öte yandan Lagarde bu düşünceye katılmadığını ifade ederek iklim değişikliğinin uluslararası piyasalar açısından yarattığı riskin ele alınmasının hayli kritik olduğunu söyledi. Lagarde, iklim değişikliğine dair “öngörüde bulunmanın mümkün” olduğunu belirterek etkilerinin “yumuşatılabileceğini” kaydetti. İki aktörün yürüttüğü tartışma aynı zamanda Avrupa ve ABD’nin mevcut yönetimlerinin konuyu farklı biçimde ele alma tarzlarını da ortaya koyuyor. ABD’nin eski başkan yardımcısı Demokrat Al Gore da iklim krizini 11 Eylül saldırılarıyla kıyaslayarak krizin pek çok kişinin belirttiğinden “çok daha kötü” olduğunu ifade etti.