Abdülkadir Aksu ile Türkiye’de Terör Meselesi

Türkiye’de demokrasi alanında ve demokratik kültürün yerleşmesi bağlamında bugün düne göre her alanda daha iyi konumda. Ancak son bir yılda sonuçları itibari ile millet olarak hepimizin yüreğini dağlayan terör yeniden canlarımızı almaktadır. Terör kendi varlığını ‘şiddet’, ‘kin’ ve ‘nefret’ ortamına borçludur. PKK terör örgütü, kurulduğu günden bu yana varlığını “ölüme ve şiddete” borçludur. Terör örgütü, varlık sebebini açıklarken eskiden öne sürdüğü bazı gerekçeleri ve talepler vardı. AK Parti’nin iktidara geldiği 2002 yılından bu yana teröre zemin hazırlayan tüm gerekçeler ortadan kaldırılmıştır. Dolayısıyla bugün itibari ile terör örgütünün bu gerekçelerinin tamamen büyük bir yalan olduğu, son 35 yılda 40 binin üzerinde öldürdüğü masum kardeşlerimizin gerçeği bize göstermektedir. Üstelik bebek, genç, kadın ve yaşlı ayrımı yapmadan bu terör örgütü sivil canları almaya halen devam etmektedir. Ak Parti, kuruluşundan bu yana bu ülkede yaşayan ve mağdur olan tüm kesimlere yönelik demokratikleşme adımlarını attı, atmaya devam ediyor. Biz bütün bu adımları atarken de milletimizin desteği ve olurunu almadan yapmadık. Bugün herkesin şu gerçeği görmesi gerekir, Kürt sorunu ile Terör sorunu birbirinden farklı iki kulvarda seyrediyor. Düne kadar tüm analizcilerin Kürt sorununa ilişkin yorumları özünde; siyasal, ekonomik, sosyal ve kültürel boyutları olan büyük bir sorun şeklindeydi. Ancak bugün bu sorunun varlığını oluşturan tüm faktörler hemen hemen tamamen ortadan kalkmıştır. Şimdi sıra terör sorununu ortadan kaldırmaya gelmiştir. Bu süreçte milletimiz haklı olarak son 35 yıldır ülkemize musallat olan terör ve şiddet olaylarının bitmesini de bizden beklemektedir. Hepimiz terör şiddetinin kontrol altına alınması veya sınırlandırılması, insanlığın en zor ve en fazla çaba gerektiren meselelerinden biri olduğunu biliriz. Bu türden terör olaylarını bir anda çözmek elbette mümkün değildir. Fakat uluslararası güçlerin kontrolü altına girmiş bir terör örgütünü minimize etmek veya tamamen ortadan kaldırmakta malumunuz uzun zaman alabilmektedir. Biz son on yılda Kürt sorununun temel insan hakları boyutuyla sorun teşkil eden taraflarını ilgilendiren kısımlarında büyük mesafeler aldık. Bu sorunun öbür tarafında ise terör gibi şiddet üreten bir karanlık tarafı vardır. Bugün Kürt sorunu ile terör sorunu ayırımını yapmadan sağlıklı bir bakış açısı ve yaklaşımı ortaya koymamız mümkün değildir. Burada başka bir konuya daha değinmekte yarar görüyorum. 7 Haziran seçimlerinden sonra 80 milletvekili ile TBMM bünyesinde siyaset yapması gereken ve arkasında 1 Kasım seçimlerinde üçüncü parti olan HDP, geldiğimiz süreçte PKK terör örgütüyle organik bağı olduğunu açıkça ispatlayacak görüntüler vermekten çekinmemektedir. Bu türden eylemlerin hukuk devleti nezdindeki yaptırımı gayet açık ve nettir. Demokratik siyaset alanından çekilen bir HDP, en başta seçmenin kendisine emanet ettiği kutsal “Oy Hakkı”nın layıkıyla temsilini heba etmiştir. Demokratik hiçbir ülkede seçilmiş olan siyasetçiler eli silahlı bir terör örgütünden talimat alamaz ve o terör örgütünün diliyle konuşmaz. Bizim bu zevattan farkımız da tamda buradan başlamaktadır. Ak Parti, bu toplumun içinden gelen samimi insanların oluşturduğu bir siyasi partidir. Biz millete hizmet ediyoruz ve onun içindir ki yolla çıktığımız günden beri bu millete hizmetkâr olduğumuzu hep söyleriz. Bizim milletimiz dışında hiçbir güce karşı sorumluluğumuz yoktur. Biz milleti temsil ediyoruz ve milletin emanetine en iyi şekilde sahip çıkmaya çalışıyoruz. Ak Parti, ülkemizin her sorununda olduğu gibi bu terör sorunun çözümünde de önerileri ve iradesi olan tek partidir. Ancak herkes şunu iyi bilmelidir ki, Türkiye asla ama asla terör örgütleri ve onun oluşturmak istediği kaotik yapılara, oluşumlara ve ortamlara teslim olmayacaktır. Dışarıya bağımlı terör örgütleri bu topraklarda dün olduğu gibi bundan sonrada hiçbir zaman başarıya ulaşamayacaklardır. Terör örgütü ve uzantıları ne yaparsa yapsın, bizler bu ülkede her zaman olduğu gibi yine kardeşçe hep birlikte yaşamaya devam edeceğiz. Birbirimizi daha çok seveceğiz ve daha çok kaynaşacağız.