Adli Kontrol Nedir?

Adli kontrol kararı , tutuklama sebeplerinin varlığına rağmen şüpheli veya sanığın denetim altına alınarak tutuklama kararı yerine uygulanan bir ceza muhakemesi tedbiridir. Hakim, tutuklama tedbiri yerine “adli kontrol şartıyla” şüpheli veya sanığı denetim altına alarak serbest bırakmaktadır. Adli kontrol tedbiri, şüpheli veya sanığın adli bir kararla, ancak idari bir yolla (imza vermek, yurtdışına çıkış yasağı vs.) kontrol altına alınmasını sağlamaktadır. Adli kontrol tedbirine sadece ceza mahkemesi tarafından karar verilebilir (CMK md.110).

Ceza Muhakemesi Kanunu’nda tutuklama yasağı öngörülen suçlar (CMK md.100/4) açısından da, yani üst sınırı 2 yıldan az hapis cezasını gerektiren suçlarda da adli kontrol tedbiri hükümleri uygulanabilir.

Tutuklama , suç şüphesi altındaki kişiye uygulanan en ağır ceza muhakemesi tedbiridir. Adli kontrol tedbiri, tutuklamanın yol açacağı bazı sakıncaları önlemek amacıyla öngörülmüş, şüpheli veya sanığı sosyal hayat içerisinde denetim altına almayı amaçlayan alternatif bir yoldur. Ayrıca kanunlarda öngörülen tutukluluk sürelerinin dolması nedeniyle salıverilenler hakkında da adli kontrole ilişkin hükümler uygulanabilir.

Adli kontrol ile denetimli serbestlik birbirine karıştırılmamalıdır. Denetimli serbestlik yasası , kesinleşmiş cezanın infazı aşamasında uygulanır. Adli kontrol tedbiri ise, yargılama devam ederken, yani henüz cezanın kesinleşmediği bir aşamada uygulanır. Denetimli serbestlik ve adli kontrol tedbiri ayrı ayrı kurumlar olmasına rağmen, denetimli serbestlik müdürlüğü tarafından takip edildiğinden kavramların uygulamada karıştırılmasına neden olmaktadır.

Adli Kontrol Tedbirleri Nelerdir?

Mahkeme tarafından adli kontrol altına alınmasına karar verilen şüpheli veya sanığın bir veya birden fazla yükümlülüğe tabi tutulması mümkündür. Adli kontrol tedbirine karar veren ceza mahkemesi, şüpheli ve sanığı ne şekilde adli kontrol altına aldığını kararında açıkça belirtmelidir. Adli kontrol, kişinin bir edimi yerine getirmesi (örn, imza atmak) şeklinde pozitif bir yükümlülük olabileceği gibi, yapmama şeklinde (örn, belirli yerlere gitmeme) şeklinde negatif bir yükümlülük de olabilir.

Ceza Muhakemesi Kanunu’na göre, şüpheli veya sanık, mahkeme tarafından şartları oluştuğunda aşağıdaki adli kontrol tedbirlerinden bir veya birden fazlasına tabi tutulabilir (CMK md.109/3):

Adli Kontrol Kararı ve Elektronik Kelepçe Takılması

Adli kontrol şartıyla serbest bırakılan şüpheli veya sanıklara elektronik kelepçe takılması da mümkündür ( Denetimli Serbestlik Yönetmeliği md.105). Adli kontrol kararının niteliğine göre, yükümlünün evinde veya evin çevresinde serbestçe hareket edebileceği alanlar belirlendikten sonra yükümlünün ayağına elektronik kelepçe takılmaktadır.

Elektronik kelepçe açılırsa sistem alarm vermektedir. Elektronik kelepçenin açılması veya belirlenen alanın dışına çıkılması adli kontrol kararının ihlali kabul edilmektedir. Elektronik kelepçeyi açarak yükümlülüğü ihlal eden kişinin tutuklanması söz konusu olacaktır.

Adli Kontrol Tedbiri Kararı Hangi Mahkeme Tarafından Verilir?

Adli kontrol kararı , hem soruşturma aşamasında hem kovuşturma aşamasında verilebilir. Buna göre, soruşturma ve kovuşturmada adli kontrol tedbirine karar verme usulü şu şekildedir (CMK md.110):

Soruşturma aşamasında sulh ceza hakimliği, kovuşturma aşamasında yargılamayı yapan mahkeme; adli kontrol uygulamasında şüpheliyi bir veya birden çok yeni yükümlülük altına koyabilir; kontrolün içeriğini oluşturan yükümlülükleri bütünüyle veya kısmen kaldırabilir, değiştirebilir veya şüpheliyi bunlardan bazılarına uymaktan geçici olarak muaf tutabilir.

Adli Kontrol Kararına İtiraz Edilmesi ve Kaldırılması (CMK md.111/2)

İtiraz , hakim veya mahkeme kararlarına karşı, kararın bir daha başka bir merci tarafında gözden geçirilmesi için başvurulan bir kanun yoludur. Adli kontrol tedbiri kararına karşı da itiraz kanun yoluna başvurulabilir (CMK 111/2).

Şüpheli veya sanığın istemi üzerine, Cumhuriyet savcısının görüşünü aldıktan sonra hâkim veya mahkeme beş gün içinde adli kontrol tedbirinin kaldırılmasına karar verebilir. Tedbirin kaldırılması yerine, adli kontrolün içeriğini oluşturan yükümlülüklerin bütünüyle veya kısmen kaldırılmasına, değiştirilmesine veya şüpheli/sanığın bunlardan bazılarına uymaktan geçici olarak muaf tutulmasına da karar verilebilir.

Adli kontrol kararına itiraz süresi , kararın yüz yüze verilmesi halinde öğrenilmesinden veya yoklukta verilmişse tebliğ edilmesinden itibaren 7 gündür.

Adli Kontrol Tedbirine Uyulmaması ve Sonuçları (CMK md.112)

Adli kontrol şartlarını isteyerek yerine getirmeyen şüpheli veya sanık hakkında, hükmedilebilecek hapis cezasının süresi ne olursa olsun, yetkili yargı mercii hemen tutuklama kararı verebilir. Adli kontole uyulmaması halinde tutuklama kararı verilmesi yetkili merciin takdirine bağlıdır. Adli kontrol kararının ihlali halinde, mahkeme gerekli görürse tutuklama kararı yerine adli kontrolün biçimini değiştirebilir veya aynen devamına da karar verebilir.

Hemen belirtelim ki, bazı şüpheli veya sanıklar azami tutukluluk süreleri dolduğu için adli kontrol altına alınarak tahliye edilmektedir. Azami tutukluluk süresinin dolması nedeniyle verilen adli kontrol tedbirinin ihlali halinde de hakim tutuklama kararı verebilir. Ancak, bu durumda tutuklama süresi ağır ceza mahkemesinin görevine giren işlerde dokuz aydan, diğer işlerde iki aydan fazla olamaz (CMK md.112/2).

Güvence Verilmesi (Kefaletle Tahliye) Nedir? (CMK md.113)

Uygulamada kefaletle tahliye olarak adlandırılan belli bir güvence verilmesi de bir adli kontrol çeşididir. Şüpheli veya sanık belli güvenceler göstermek şartıyla adli kontrol altına alınabilir. Şüpheli veya sanık tarafından gösterilecek güvence, aşağıda yazılı hususların yerine getirilmesini sağlar :

Şüpheli veya sanığı güvence göstermeye zorunlu kılan kararda, güvencenin (kefaletin) yukarıdaki zarar, masraf, ceza, gider vs. hangilerini ne miktarda karşıladığı ayrı ayrı gösterilmelidir.

Soruşturmada Verilen Adli Kontrol Kararı Kovuşturmada Devam Eder mi?

Soruşturma aşamasında savcılığın talebiyle sulh ceza hakimliği tarafından adli kontrol kararı verilmektedir. Soruşturma aşamasında verilen adli kontrol kararı, kovuşturma aşamasında kendiliğinden devam etmez.

Kovuşturma aşamasında, yani dava açıldıktan sonra, davaya bakmakla görevli mahkeme adli kontrol tedbiri kararının devamı yönünde bir karar almadığı müddetçe soruşturma aşamasında verilen adli kontrol kararı kendiliğinden kalkar. Dava açıldıktan sonra mahkeme tensip zaptı düzenleme aşamasında adli kontrol tedbirinin devam edip etmeyeceği konusunda bir karar almalıdır. Mahkeme tarafından tensip zaptıyla adli kontrole dair herhangi bir karar alınmadığı takdirde, adli kontrol tedbiri kendiliğinden kalkar.

Adli Kontrol Şartıyla Serbest Bırakılan Kişi Tutuklanabilir mi?

Adli kontrol şartıyla serbest bırakılan kişi aleyhine Cumhuriyet savcısı tutuklanması istemiyle itiraz kanun yoluna başvurabilir. Savcılığın başvurusu üzerine adli kontrol şartıyla serbest bırakılan şüpheli veya sanık şartları varsa tekrar tutuklanabilir.

Adli kontrol şartıyla serbest bırakılan şüpheli veya sanık , adli kontrol gereği uyması gereken (imza atma, belli bir yerde ikamet etme, elektronik kelepçe takma vs.) yükümlülüklere uymadığı takdirde de tutuklanabilir (CMK md.112/1). Ancak, adli kontrol yükümlülüklerini yerine getiren şüpheli veya sanık tutuklanamaz.

Adli kontrol kararına itiraz , ceza soruşturma veya dava dosyası değerlendirilerek bir avukat tarafından yapılmasında yarar olan bir kanun yoludur.