Bu yazı İTİRAZ sürecindeki tüm yazdığım yazıların birleşiminden oluşmuştur. Mahkemeye koşmadan önce hepsini okumanızı öneririm . Özellikle her davanın özü ve gerekçesi farklı olduğu için lütfen kendi durumunuza göre düzenleyin . Eğer yeterince sabırlı değilseniz bir avukat tutun 🙂
Dava sonucu : HENÜZ SONUÇLANMADI .
*************************************************************************************************
GENEL NOKTALAR
Değerli akademisyenler , akademisyen adayları ve sevgili İrlandalılar.
Hani olmaz ama güzel ülkemizdeki akademik atamalarda bir usulsüzlük başınıza geldi diyelim. Örneğin siz makine mühendisi iken sizi tarih edebiyat ve sosyolojiden oluşan bir jüri ile değerlendirmek isteyebilirler, hiç bir hata bulamayıp ahlaksızca iddialar ile sizin kadro almanızı engelleyebilirler . Vasıfsız kişileri atamak için kırk takla atabilirler.
Yani bizim ülkemizde hele ki akademik camia da bunlar olmaz ama diyelim ki oldu 🙂 o zaman korkak bir küçük ahlaksız olmayıp, acaba bir gün beni de ahlaksız şekilde atarlar mı diye alttan almayacak, haksızlığa susmayacak, hakkını savunacak bilim insanları için bu notu hazırladım. Diğer korkaklar torpil aramaya devam edebilirler.
sonunda bizi atar ya da atamaz. Mesele bu değil. Kimse akademisyen olmadı diye ölmüyor. Mesele bu ahlaksız insanların akademinin de içine etmesine ses çıkarmak.
Mesele ben dekanim her haltı yaparım diyenlere etik dersi vermek. Mesele karşı durabilmek.
Gerisi savcıların, ahlaklı bilim insanlarının, hakimlerin ve öğrencilerin takdiri.
Hepinize kolaylıklar dilerim. Sorularınız için çekinmeden e posta atabilirsiniz .
Sağlıcakla kalın….
YAZI -1
Aralık ayında bir üniversitenin Dr. Öğretim Üyesi kadrosuna başvurdum (EKLEYELİM Kİ HERKES NERESİ OLDUĞUNU BİLSİN. SELÇUK ÜNİVERSİTESİ EDEBİYAT FAKÜLTESÜ PSİKOLOJİ BÖLÜMÜ) . Başvuru şartı Psikolojik Danışma ve Rehberlik alanında doktora yapmış olmaktan ibaretti. Bilen bilir akademide kadro dediğiniz şey azıcık zordur. Bu arada akademinin bir memurluk olmadığını, sırf ALES , DİL puanı yüzünden birilerinin akademisyen olmasına karşıyım . Bölümler elbette özel koşullar koyabilirler. Zaten kanunda da aynı şeyi söylüyor. Benim canımı sıkan kısım ise başlangıçta olmayan şartların keyfi bir şekilde öne sürülmesi. Yazıdan anlayacağınız üzere atamayı kaybettim . Beni atamadıkları gibi benden sonraki başarılı 4 kişiyi de atamayıp sonuncu olan kişiyi atadılar 🙂
Bu da apayrı bir durum ama buraya girmeyeyim 🙂 . Zaten bizim ülkemizin sorunu kanun ya da yönetmeliklerin eksik olması değil bizim insan sorunumuz var. Koltuğa oturan kişi her sabah kendisine ACABA BEN BURAYI HAK EDİYOR MUYUM ? diye sormadığı için böyle çürümüş halde çoğu üniversite.
Bende ilgili şahıslar ve kurumları mahkemeye verdim. Mahkeme süreçleri henüz sonuçlanmadığı içinde isimleri şu an zikretmiyorum (bu bir sorun oluşturur mu bilmediğim için ) ancak mahkeme sonucunda hepsini yazacağım .
Bu yazının amacı akademide hakkının yendiğini düşünen kişilerin hakkını araması. İnanın atanmak ya da kadro almak umrumda değil ancak liyakatsizliğin en azından akademi de olmaması gerek düşüncesi ile mahkemeye gitmeye karar verdim . Süreç sonunda atansam bile çalışmayabilirim o derece…
Peki ne lazım ;
4. Dava dilekçesi internette örneği var. Bazı bölümler standart o bölümleri doldurum meramınızı anlattığınız kısmı sonuna yapıştırın . En alt talep kısmına yürütme durdurma isteyin , kadroya yeniden atanma isteyin , atanmama işleminizin iptalini isteyin . Elinizi korkak alıştırmayın .
5. Ek olarak jüri raporlarını, puanları arkasına koyun . Bunları İHBARNAME ile istemiştik. Vermek zorundalar.
6. Dava dilekçesi ve ekleri iki nüsha yapın . Hangi kurumu dava edecekseniz o ildeki idare mahkemesinin ÖN BURO kısmına gidin , kimliğinizi gösterin evrakları verin . Size bir harç çıkaracaklar. Hemen yandaki vezneye ödeyin .
İşlem tamam artık idareyi mahkemeye verdiniz 🙂
Toplam masraf 200 ihbarname, 469 dava ücreti… (kazanırsanız geri alacaksınız , kazanamazsanız bir de karşı tarafın dava ücretini vereceksiniz yaklaşık 2400 lira olduğu söylendi. )
Unutulmaması gereken en önemli şey ATANMAMA KARARI SİZE TEBLİĞ EDİLDİKTEN SONRA 60 GÜN İÇİNDE DAVA AÇMALISINIZ. Resmi tatiller hafta sonu vs her şey dahil.
Davanın seyrine göre burayı düzenlerim , herkesin hak ettiğini alması dileğiyle.
YAZI 2
Mahkeme dosyalrını teslim etmemden bir ay sonra ara karar verildi.
İlgili üniversiteden atama sürecini içeren dosyalar istendi . Üniversiteye 30 gün süre verildi.
Haksız yere atandığını iddia ettiğim kişiye mahkeme sonucundan zarar/yarar görmesi söz konusu olduğu için üniversitenin yanında mahkemeye dahil olup olmayacağı konusunda bildirim yapması istendi . Bunun için ilgiliye 15 gün süre verildi.
Yürütmenin durdurulmasını talep etmiştim , bu talebimin üniversitenin ilk savunması alındıktan sonra görüşülmesine karar verildi.
Sonucu ne olur bilmiyorum ancak adalete güvenmeyi tercih ediyorum 🙂 Diğer yandan mahkeme sonucunda beni atayacaklar mı ??? Hiç bir fikrim yok, birlikte izleyelim . Haziran sonunda bir karar çıkacağını düşünüyorum .
YAZI 3
Davanızı açtıktan sonra üniversitenin size cevap vermesi için 15 gün süresi oluyor. Genelde bu cevap standart metinler ve üniversitenin aslında ne kadar bilimsel (!) bir atama yaptığının açıklanması ve sizin itirazlarınıza cevaptan oluşuyor. Bu sayede diğer adayların bilgilerini ve hakem raporlarının tamamını görmüş oluyorsunuz. Benim cevabım geldi. Uzun uzun açıklamalar. Bu cevaba cevap verme hakkınız var. Vermeyedebilirsiniz. Ama dikkat edin bu sizin son cevap hakkınız olacak. Şimdi gelelim bana gelen cevaba. Aslında ayrı bir yazı olarak eklemiştim ama buraya kopyalıyorum tek bir yazı üzerinden devam etmek istiyorum .
Bir ay dolmasına yaklaşırken üniversiteden karşı cevap geldi. Ülkemizin üniversitelerinde seviyenin daha ne kadar düşeceğini merak eden akademisyen varsa bana ulaşsın anlatayım 🙂 Buradan itibaren isim zikretmeden ancak bölüm/program adı vererek devam edeceğim .
Başvuru ve atanma süreciMADDE 6
(1) Doktor öğretim üyesi kadrolarına başvuranlar özgeçmişlerini, bilimsel çalışma ve yayınlarını dört nüsha olarak ilgili dekanlık veya müdürlüğe teslim eder.
(2) Fakültelerde dekan, diğer birimlerde müdür; ilan edilen kadrolar için adayların durumlarını incelemek üzere, en az biri başka üniversite veya yüksek teknoloji enstitüsünden olmak üzere adayın başvurduğu bilim alanı ile ilgili üç profesör veya doçent kadrosunda bulunan doçenti, ilana son başvuru tarihinden itibaren on beş gün içinde tespit eder. İlan edilen kadronun bulunduğu birimin bölüm başkanının, profesör veya doçent kadrosundaki doçent olması halinde, tespit edilecek üç profesör veya doçent kadrosundaki doçentten biri olarak belirlenmesi zorunludur.
Üniversitemiz adayın başvurduğu bilim alanı kavramını benim yanlış anladığımı sosyolojinin de bir SOSYAL BİLİM olduğunu bu yüzden jüride sorun olmadığını ifade etmektedir. Evet yanlış duymadınız cevap hepsi sosyal bilim zaten…
Yürütmeyi durdurmaya red kararı verildi
Dosyanın geri kalanını yazmak istemiyorum çünkü en somut savunma bu… Geri kalanı siz düşünün…
Daha trajikomik durumlar var mahkeme sonrasında hepsini yazacağım 🙂
YAZI 4
Üniversitenin savunma dilekçesini takiben iki aylık bir süre daha geçti. Neredeyse 6 ay sonunda bir ara karar daha verildi. Ara karar ANKARA ilinde görev yapmakta olan klinik psikoloji doçent /profesörlerinden 3 kişilik bir bilirkişi heyeti oluşturulmasına karar verdi. Bilirkişi ücreti için 2000 TL yatırılmasına karar verildi. Bu parayı yatıracağım ancak adalet ararken bile biraz paranızın olması şart … Ben bu parayı yatıracağım ama ya iş arayan bir akademisyen adayı olsaydım ?
Dİğer taraftan bu bilirkişi işi kafamı karıştırdı. Aslında benim temel itirazım JÜRİNİN HATALI OLUŞMASI üzerine. Mahkeme bu duruma kendisi karar verebilecekken jüriye gitmesi garip. Bilirkişi acaba jürinin uygunluğu konusunda da görüş bildirecek mi bilmiyorum . Yoksa sadece akademik dosyaya mı bakacak ? Her iki türlü de korkum yok kendimden yana 🙂 Ama adalet ? Bakalım izleyelim…
Şimdi top psikoloji alanındaki öğretim üyelerinde . Acaba akademik mi yoksa duygusal mı karar verecekler izlemedeyim 🙂 Konunun özü belli aynı şartı sağlayan iki aday arasında (aslında 5 aday) birinciyi değil sonuncuyu, uygun olmayan bir jüri ile seçmek…Aramızdaki puan farkı neredeyse 5 kat… Bakalım görelim ülkenin bilim insanları nasıl bir tavır alacak 🙂
Bilirkişi sürecininde en az iki ay süreceğini düşünüyorum . Gelişmeleri ekleyeceğim 🙂
YAZI 5 – 23.02.2022
Bilirkişi heyeti geri döndü. Bilirkişi raporu aslında beni şaşırtmadı. Öncelikle bilirkişinin tarafsız bir şekilde değerlendirme yaptığını söyleyebilirim. Mahkemeye gidecek arkadaşlar bu konuda kesinlikle kaygı duymasın. Üç kişi ortak bir rapor hazırlıyor ve oldukça objektif oluyor. Ancak raporda PDR Psikoloji çekişmesini görmek beni şaşırtmadı ancak üzdü diyebilirim.
Bilirkişiler BENİM DİĞER DAYDAN HEM NİTELİK HEM NİCELİK OLARAK üstün olduğumu ancak yine de her iki kişinin de klinik psikolojiye atanmaması yönünde görüş bildirmiş. Rapora genel olarak katıldığımı ancak bu görğşe katılmadığımı ifade eden bir itiraz dilekçesi yazdım. Üniversite de itiraz etti. Ancak itirazında alenen yalan bir beyan var. İtirazda diyor ki bilirkişi Ömer ÖZER’in iyi olduğunu yalanlamıştır 🙂 Gerçekten bile isteye yalan söylemesini anlamakta zorlandım bir üniversitenin. Ancak sanırım böyle öğrenmişler ve böyle yapmaya devam edecekler. Bu cümleyi yazıyorum ki YOK ARTIK! diyebileceğiniz bir sürü iftira ve karalamaya hazır olun.
Şimdi top mahkemede… Bakalım ne olacak.
Yazı 6 . 06.06.2022
Mahkeme kararını verdi. Atamayı iptal etti, ancak üniversitenin avukatlık ücretini benim ödememe hükmetti. Üniversite otomatik olarak bölge idare mahkemesine itirazda bulundu. Bende istinaf başvurusunda bulundum , bilirkişi heyetinin sınırları aşarak yorum yapması nedeni ile avukatlık ücreti ödememin iptal edilmesini talep ettim.
Süreç bölge idare mahkemesinde…
Yazı 7 : 22.07.2022
Selçuk üniversitesi psikoloji bölümü aynı adayı başka bir anabilimdalına almak için ilana çıktı. Hem de daha mahkeme bitmeden . Bu ahlaksızlık size yeter. Ömür boyu bilinsin diye de buraya not düşüyorum aldığı her kuruş haram olan bir işte çalışmak, kul hakkı yediğini bilerek yönetici koltuğunda oturmanın yakışacağı insanlarla çalışmak yerine kendi işime devam ediyorum . İlk günden beri derdim unvan kazanmak olmadı. Sadece hak yerini bulsun istedim. Ancak bizim sorunumuz hukuk ya da adalet değil ahlaksız insanlar… Bir kez daha anlamış oldum 🙂