Akıllı Karbonhidrat

Çok basit bir cümle ile “Köpeklerde Karbonhidrat İhtiyacı” yoktur.

Ancak tabii ki bu söylendiği kadar basit bir durum değil.
Öncelikle karbonhidrat diyince ne anlıyoruz ? Nişasta mı ? Tahıl taneleri mi ? Bakliyatlar mı ? Sebze veya meyveler mi ? Lif kaynakları mı ? evet bunların hepsi birer karbonhidrat kaynağı .
Tanım olarak bakacak olursak ; Karbonhidratlar, kuru madde ağırlığının %60 ila %90’ını oluşturan, bitkilerin başlıca enerji içeren bileşenleridir. Bu besin sınıfı, karbon, hidrojen ve oksijen elementlerini içerir.
Bir yapısal sınıflandırma şeması, karbonhidratları monosakkaritler, disakkaritler.oligosakkaritler veya polisakkaritler olarak ayırır. Basit ve karmaşık karbonhidratlar olarak sınıflandırılırlar, kapsadığı lifler fermente edilebilirliğine, çözünürlüğüne göre ayrılırlar. Ve bir diyette doğru oranda bulunmaları vücuda zarar vermediği gibi bir takım sağlık yararları da sağlar.
Benim en çok üzerinde durmak istediğim kısım ise “proteinden tasarruf etmek.”

Nedir Proteinden tasarruf ?
Sindirilebilir karbonhidrat ( nişasta ) bir köpeğin diyetinde bulunan ikincil enerji içeren besindir. Birim olarak Proteinle aynı miktarda kalori sağlar. Yani 1 gr proteinde 3.5 kcal dir, 1 gr karbonhidratta 3.5 kcaldir. Köpeklerin diyetlerinde karbonhidrata ihtiyaçları olmamasına rağmen sindirilebilirliği yüksek bir enerji kaynağı olarak kullanılır.
Diyette Karbonhidrat varlığı “ Proteinden Tasarruf “ sağlar. Çünkü vücut ihtiyaç duyduğu enerjiyi sağlamak için karbonhidrat kullandığında, diyetteki protein bir enerji kaynağı olarak kullanılmaktan kurtulur. (Glikoz yapmak için Proteini kullanmaz.)
Proteinin esas amacı nedir ? Temel amino asitleri sağlamak, vücudu inşa etmek,onarmak kısaca doku ve hücrelerin yenilenmesini sağlamaktır. Bu nedenle köpeklerin diyetlerinde bir miktar karbonhidrat sağlamanın faydalı olduğu söylenebilir. Dikkat edilmesi gereken hususlardan bazıları kaynağın nereden geldiği, ne kadar sindirilebilir olduğu,fitat içerip içermediği, oksalat sorunu yaratıp yaratmayacağıdır.

Bir diğer konuda tabii ki Liflerdir. Lifin diyette varlığının amacı enerji sağlamak değildir. Ne insanların ne de köpeklerin diyetlerinde life de ihtiyaçları olmamasına rağmen, son yıllarda yapılan araştırmalar diyetlere bazı liflerin dahil edilmesinin sağlığa fayda sağladığını göstermiştir. Lifin kolonda uçucu yağ asitleri tarafından fermente edilmesi kısa zincirli yağ asitleri oluşturur ( SCFA). Kısa zincirli yağ asitlerinin bizim için en dikkat çekici özelliği ise bağırsaktaki zararlı bakteri sayısını azaltarak, enfeksiyon riskini azaltmasıdır. Bir diyete lif kaynağı eklerken dikkat edilmesi gereken fermente olan ve olamayan liflerin bir karışımını sağlamaktır. Yani lifler kalın bağırsaktaki bakteriler için enerji kaynağıdır. Kullandığınız prebiyotiklerde karbonhidrattır(oligosakkarit) ve yararlı bağırsak bakterilerini beslemek için kullanırsınız.
Çok detaylandırmadan kısaca özetlemeye çalışmamdaki amaç, ev yapımı diyetlerde özellikle çiğ diyetlerde genelde nişasta kaynağı kullanılmaz. Bu yanlış mıdır ? Kesinlikle değildir.
Ama yapılan bir hata var ki oldukça  yanlış.

Yanlışa doğruları sayarak gidecek olursak ;

• Diyet yeterli seviyede yağ asitlerinin bir kombinasyonunu,
• Yeterli protein seviyesini ( aşırısı gereksizdir yetişkin köpek için en fazla %15 yağ içermeli yetişmekte olan yavru köpek için en fazla % 10 yağ içermelidir ) sağlamak zorundadır.
• Aşırı yağ ile beslemek hem yetişkin köpek için hem de yavru köpek için bir sorundur. Pankreatit gibi hastalıklara da yol açabildiği gibi, yetişkin köpek için obezite ; gelişmekte olan köpek için yağ hücrelerinin artması ve ilerde obeziteye yatkınlık gibi sorunları beraberinde getirebilir. Yağ diyette lezzeti artırabildiği gibi fazlası tam tersi etki yaratabilir. Hayvansal yağ kaynakları olan doymuş yağlar olabildiğince az kullanılmalıdır. Yağın 1 gr ının 8.5 kcal sağladığı unutulmamalıdır.

Bu durumda bir diyet hazırlarken en sık rastladığım hata yağlı bir kas eti ile köpeğin beslenilmeye çalışılması ve bu yağlı kas etinden yağı çıkardığınızda kalan protein miktarının ise başta bahsettiğimiz doku ve hücre yenilenmesi için kullanılamayıp enerjiye çevrilmek zorunda kalması. Bir defa vücudun proteini enerjiye çevirme süresi karbonhidratı enerjiye çevirmesinden çok daha uzun sürer. Ve bunu yaparken gereksiz yere böbrekleri yorar. Ancak bakım durumundaki sağlıklı bir köpeğin diyetinde minumum kuru madde bazında %18-25 ; metabolize edilebilir enerji bazında %20 oranında proteine ihtiyacı varsa ; karbonhidratsız beslenmede protein oranı arttırılmalıdır ki , protein enerji yapımı için kullanılmaktan kurtulsun ve vücut homeostazını koruyabilsin.
Özetle karbonhidrat elzem değildir, ama doğru kullanımı oldukça akıllıca olabilir. Özellikle maliyet düşürmek için kalitesiz (içerdiği amino asitlerin tam ve sınırlandırıcı olup olmamalarına göre belirlenir.) hayvansal proteinle beslemek yerine, karbonhidrat kullanmanın dehşete düşürecek bir tarafı yoktur. Yeter ki doğru şekilde ayarlansın. Başlangıç için bu oran % 15-20 lerde tutulabilir ,  bu da oldukça az bir miktardır.

Beslenme bir roket bilimi değil ; ama bir bilimdir. Beslenmenin dinamiklerini doğru ayarladığınız taktirde tüylü dostunuzda geçireceğiniz zamanı arttırabilir ve daha keyifli hale getirebilirsiniz.

Sağlıkla kalın.
BNB