Anomin Şirketlerde Kismi Bölünme Cezalandırılıyor

Gelir İdaresi Başkanlığı’nın  Kurumlar Vergisi Kanunu’nun 19/3 maddesinin (b) bendi hükümleri kapsamındaki kısmi bölünme işlemleriyle ilgili olarak 13 sayılı KVK Genel Tebliğ Taslağı yayımlandı.

Vatandaşın Maliye Bakanı Naci Ağbal’a  kısmi bölünme konusunda çok tereddütler bulunduğunu ifade edildikten sonra , Sayın Bakanın “bir Genel Tebliğ ile tereddütleri kaldıralım” sözüyle  Gelir İdaresi Başkanlığı, tereddütleri gidermek amacıyla mı yoksa mükellefi cezalandırmak amacıyla mı olduğu pek belli olmayan hususlara ilişkin açıklamaların yer aldığı Tebliğ Taslağını  Web sayfasında yayımladı.  Taslak Tebliğin son maddesi (4.madde) ile aşağıdaki düzenlemenin yürürlüğe konulması planlanmaktadır.

“Kısmi bölünme işlemlerinde devirolan şirket hisselerinin deviralan şirket ortaklarına verilmesi halinde, devreden şirket nezdinde sermaye azaltımına gidilmesi gerekeceğinden, devreden şirketin sermayesini oluşturan unsurlara göre sermaye azaltımı dolayısıyla vergilendirme yapılması söz konusu olabilecektir. Yapılacak sermaye azaltımında; öncelikle, işletmeden çekilmesi halinde kurumlar vergisine ve kâr dağıtımına bağlı vergi kesintisine tabi tutulacak (pasif kalemlere ait enflasyon fark hesapları, yeniden değerleme değer artış fonu, iştirakler maliyet artış fonu vb.) hesapların, sonra, sadece kâr dağıtımına bağlı vergi kesintisine tabi tutulacak (geçmiş yıl kârları, olağanüstü yedekler vb.) hesapların, son olarak ise işletmeden çekilmesi halinde vergilendirilmeyecek olan ayni ve nakdi sermayenin işletmeden çekildiği kabul edilecektir.”

Buradan anlaşılacağı üzere kısmi bölünme sonucu  devrolan şirket hisselerinin; Kısmi Bölünme Sonucu devir alan  şirket ortaklarına verilmesi amacıyla yapılacak sermaye azaltılmasında, azaltılan tutarın öncelikle dağıtımı stopaja tâbi olan fon veya yedeklerden yapıldığı hususunda bir varsayım olarak kabul edilmekte, böylece Kısmi bölünme sonucu bölünen yani devreden şirkette azaltılan tutarın yani kısmi bölünme sonucu yeni kurulacak şirkete konulacak sermaye tutarına %15  (azaltılan sermaye unsurları içinde enflasyon düzeltme farkları varsa vergi yükü %32’ye. Çünkü stopajdan önce kurumlar vergisine tabi tutmak gerekiyor.) varabilecek oranda bir malî yük getirilmektedir. Ancak böyle bir varsayımın veya karinenin uygulanması yönünde  yasal bir dayanak, KVK’da yoktur.

Maliye Bakanlığı bu konuda daha önce Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Başkanlığı’nın 23.07.2013 tarihli Özelgesi ile “Kısmî bölünme sonucunda aynî sermaye konulan şirketten alınan hisse senetlerinin ortaklara verilmesi nedeniyle şirket sermayesinin azaltılması ve daha önce sermayeye eklenmiş olan, enflasyon düzeltmesi fark hesapları ile geçmiş yıl kârlarının da bulunması durumunda; devralan şirkette yapılacak sermaye artışında enflasyon düzeltmesi fark hesaplarının ve geçmiş yıl kârlarının sermayenin bir unsuru olarak yer alması ve ayrı şekilde görülmesi şartıyla bu işlem işletmeden çekiş olarak değerlendirilmeyecek ve vergiye tabi tutulmayacaktır. Ancak, devralan  (Kısmi bölünme yoluyla yeni kurulan) şirkette sermayenin bir unsuru olarak yer alan enflasyon düzeltmesi farklarının ve geçmiş yıl kârlarının, devralan şirkette (Kısmi bölünme yoluyla yeni kurulan) bir başka hesaba nakledilmesi veya işletmeden çekilmesi ya da sermaye azaltımına gidilmesi halinde, enflasyon düzeltmesi farkları ile ilgili işletmeden çekilen tutarların öncelikle işletmeden çekildiği dönemin kazancı ile ilişkilendirilmeksizin kurumlar vergisine tabi tutulması, vergi sonrası dağıtılan kazancın ve geçmiş yıl kârları ile ilgili tutarların da kâr dağıtımına bağlı tevkifata tabi tutulması gerekmektedir” şeklinde  tebliğ taslağnının aksi yönde görüş beyan etmiştir.

Ankara Vergi Dairesi Başkanlığı da 21.2.2017 günlü Özelgesi ile  Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Başkanlığı’nın 23.07.2013 tarihli Özelgesi ile doğrultusunda görüş beyan etmiştir. açıklamış ve kısmi bölünme dolayısıyla azaltılacak sermaye içerisinde “daha önce sermayeye eklenmiş olan, enflasyon düzeltmesi fark hesapları ile geçmiş yıl kârlarının da bulunması durumunda; devralan şirkette yapılacak sermaye artışında enflasyon düzeltmesi fark hesaplarının ve geçmiş yıl kârlarının sermayenin bir unsuru olarak yer alması ve ayrı şekilde görülmesi şartıyla bu işlem işletmeden çekiş olarak değerlendirilmeyecek ve vergiye tabi tutulmayacaktır. Ancak, devralan şirkette sermayenin bir unsuru olarak yer alan enflasyon düzeltmesi farklarının ve geçmiş yıl karlarının, devralan şirkette bir başka hesaba nakledilmesi veya işletmeden çekilmesi ya da sermaye azaltımına gidilmesi halinde, enflasyon düzeltmesi farkları ile ilgili işletmeden çekilen tutarların öncelikle işletmeden çekildiği dönemin kazancı ile ilişkilendirilmeksizin kurumlar vergisine tabi tutulması, vergi sonrası dağıtılan kazancın ve geçmiş yıl kârları ile ilgili tutarların da kâr dağıtımına bağlı tevkifata tabi tutulması gerekmektedir. ” demiştir. Her iki özelgedeki vergilendirme şekli mevcut kurumların pasif hesapları içim halen mevzuattaki usullere uygundur.

Kısmi bölünme yoluyla bölünen şirket sermayesinin unsurlarının da bölünme oranında  kısmi bölünme yoluyla yeni kurulan kuruma geçtiğini kabul etmek gerekmektedir.

Kısmi bölünme sonucu bölünme sonucu yeni kurulan şirketin  ortağına  bir nakit geçişi olmamasına rağmen,  yeni kurulan şirketin ortağının  bu  şirkete ait olarak edineceği hisselerin onun nezdinde menkul sermaye iradını oluşturacağını iddia etmek bu müesseseye faydadan çok zarar verir.

Mevcut  uygulamaların  23.7.2013 ve 21.2.2017 günlü özelgelere göre yapıldığı bilinmektedir.  Mevcut uygulamanın böyle olduğunu  bile bile farklı bir tebliğ düzenlemek vatandaşın idareye güvenini sarmaktan ibarettir. Tek Amaç haksız ve yersiz  vergi ve ceza uygulamak.

İdarenin bu yersiz tebliğine karşı vergisiz bölünmenin kolayı; Mevcut şirketlerin hemen hepsinde muhasebenin  çıkış kapısı olarak kullanılan ortaklara borçlar hesabını 529 Diğer Sermaye Yedekleri Hesabına virmanlayıp kısmi bölünme yoluyla kurulacak şirketin sermayesi buradan karşılanırsa bu uygulama planlanan tebliğde vergi konusu edilen pasif kalemlerin dışında olduğundan ne KV. Tabi nede GV.Stopaja tabidir.

İdarenin yapması gereken; mevcut uygulamayı basitleştirmek ve mükellefin işini kolaylaştırmak mı yoksa biz meslek mensuplarına çalıyı dolandırmak mı?