Araç Değer Kaybı Davası Nedir? sıkça sorulan sorulardan biridir. Trafik kazaları ile kazaya karışan araçlarda maddi hasar oluşmaktadır. Kaza sonucu oluşan aracın tamir ve maddi hasarını sigorta şirketi karşılamaktadır. Araçta onarım , boya gibi tamir, değişim işlemleri aracın maddi değerini düşürmekte, araca olan talebi azaltmaktadır. Araç onarılsa dahi ikinci el statüsüne düşer ve ikinci el piyasasında satışa çıktığında aracın sicilinde hasar oluştuğu için araç değer kaybı yaşar. Bu değer kaybından doğan zararın tazmini amacıyla araç değer kaybı davası açılabilmektedir.
Aracı hasar gören kişinin trafik sigortası aracın değer kaybını kapsamıyorsa zararın karşılanması için aracı değer kaybına uğrayan taraf yetkili kurumlardan expertiz raporu alarak dava dilekçesiyle zarara sebep olan karşı tarafa dava açabilir. Alınan expertiz raporunun bağımsız bir kurumdan alınması da önemlidir. Davacının veya davalının ilişkili olabileceği bir expertizden alınması doğru sonuçlar doğurmayabilir. Araç değer kaybı davası ile elde edilen tazminata örnek olarak kaza sonucu aracı hasar gören kişi aracını tamir ettirmiş olsa dahi araba hasarlı gözüktüğü için aracın değeri 50.000 TL değerinde iken 40.000 TL‘ye satılırsa araç sahibi 10.000 TL zarara uğrayacaktır. Bu zarar davacının tamamen kendi kusuruyla meydana gelmemiş ise bu değer kaybının tazmin edilmesi gerekir. Araç değer kaybı davası ile bu zarar bedeli karşılanır.
Sigorta şirketi aracın tamir ve maddi hasarına ilişkin ödemeleri yapmakta ancak değer kaybına ilişkin tazminatı talep olmadıkça ödememektedir ki zaten çoğu sigorta şirketinin poliçesinde bu durum düzenlenmemiş, poliçe kapsamına alınmamıştır. Böyle durumlarda zararın karşılanması için en uygun çözüm yöntemi araç değer kaybı davası açmaktır..
Araç değer kaybı davası açılabilmesi için bazı şartlar bulunmaktadır. Bu şartlar şunlardır;
Kaza nedeniyle araçta oluşan değer kaybı, tam kusurlu ya da aracı hasar gören davacıdan daha fazla kusurlu olan diğer sürücüye karşı açılabileceği gibi aracın ruhsat sahibine veya karşı tarafın sigortasını yapan şirketten araç değer kaybını tazmin edebilir.
Eğer kendisinden değer kaybı talep edilen kişinin trafik sigorta şirketi varsa araç değer kaybı davası bu sigorta şirketine karşı da açılabilir.
Hasara sebep olan kişinin araç sigortası yoksa her halükarda araç değer kaybı davası bu kişiye karşı açılmalıdır.
Dava dilekçesinin yanında;
Başvuru dosyasında yer almalıdır.
Oto ekspertiz işlemleri aracın geçmişte yaşadığı kazalardan değişen parçalara, mekanik aksamında bozulan yerlerden yakın zamanda masraf çıkarabilecek tüm noktalara kadar otomobilin incelenmesidir. Oto ekspertiz işlemleri son bulduğunda ise bu işlemin yapılmasını isteyen kişiye yazılı rapor ve bilgi sunumu gerçekleştirilmektedir.
Aracın kaza sonucu oluşan hasarının ve bu hasarın nelere sebep olduğunun tespiti bakımından ekspertiz raporu şarttır. Araçta oluşan hasarın tam olarak görülebilmesi amacıyla expertiz bir ispat yöntemidir ki araç değer kaybı davasında davacı adına kolaylık sağlayabilir.
Hasar gören aracın;
gibi nitelikleri incelenerek aracın değer kaybı hesaplanır.
Mahkemeler araç değer kaybı davalarında genellikle bilirkişi raporu talep ederler. Bilirkişi belirtilen nitelikler dahilinde hasarın ve onarımının büyüklük derecesi de dahil inceleme yaparlar.
Araç değer kaybı davasında davalının hasara kendisinin sebep olmadığını ispat etmesi halinde dava düşer. Davalı kusursuz olduğunu ispat edemez, mahkeme davacıyı haklı bulursa davacının zararı davalının karşılanmasına karar verilebilir.
Değer kaybına karşı açılacak davalarda diğer davaların aksine daha kısa sürede dava süreci sonuçlanmaktadır. Bu süreç genelde 6 ay ile 1.5 yıl arasındadır.
Kazanın meydana geldiği tarihten itibaren iki yıl içinde karşı tarafa araç değer kaybı davası açılmalıdır. İki yıl içinde dava açılmazsa iki yıl dolduktan sonra dava zamanaşımına tabi olur.
Araç değer kaybı davalarında ihtisaslaşmış yani bu konuda uzmanlaşmış bir mahkeme yoktur. Aracı hasara uğrayan kişi sigorta şirketine karşı dava açtığında ticari kapsamı olan bir şirket olduğu için Asliye Ticaret Mahkemelerinde dava açılmalı, Asliye Ticaret Mahkemesinin bulunmaması veya karşı tarafa bizzat dava açılması halinde ve genelde bu tür davalarda Asliye Hukuk Mahkemelerine dava açılması daha uygundur. Genel yetkili mahkeme davalının ikamet ettiği yerdeki yetkili Asliye Hukuk Mahkemesidir.