İzmir’de doğdu. İstanbul Işık Lisesi’nden mezun oldu. Bir süre İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nde okudu. Çeşitli gazete ve dergilerde bir yayınevi danışmanlığında yazarlık ve yönetmenlik yaptı. Mavi adlı bir edebiyat dergisi çıkardı. Toplumcu gerçekçi bir şiir anlayışına sahip olan şair, gelenek birikiminden yararlanan çağdaş bir söyleyiş geliştirmiştir. Çalışmalarıyla birçok ödül kazandı. Şair kimliğiyle bilinmesine rağmen deneme, eleştiri, roman, senaryo gibi pek çok türde eserler vermiştir. En ünlü eserleri arasında sanatçı Kurtlar Sofrası’nın romanı ve Duvar, Sis Bulvarı, Yağmur Sızıntısı, Ben Sana Must ve El Var Hüzün adlı şiirleri yer alır.
Cumhuriyet dönemi Türk şiirinin önemli şairlerinden biri olan Atilla İlhan, eserlerinde bireysel konuların yanı sıra toplumsal konuları da sıklıkla işlemiştir. Özellikle ilk dönem eserlerinde toplumsal yön ön plandadır. İlk kitabı The Wall’daki şiirleri 1940’larda ortaya çıkan ve gelişen toplumcu-gerçekçi bir anlayışla yazdı. Bu şiirlerinde şehirde ve kırsalda yaşayan insanların hayatını anlatmaktadır. Okuduğum “Olabilir mi” adlı şiir bu kitabın “Karanlıkta Kaynak Yapan Adam” adlı üçüncü bölümünde yer almaktadır. Bu bölümde Nazım Hikmet’in etkisinde yazılmış popüler şiirler ve gerçekçi toplumcu şiirler yer almaktadır. Attila İlhan, bu şiirlerinde “II. Dünya Savaşı’nın olumsuz sonuçları, barış, mutlu günleri beklemek, insanların kardeşliği, işçilerin sorunları, yaşama sevinci, adalet ve özgürlük gibi konuları işler. Okuduğunuz şiirde büyük şehrin varoşlarındaki insanlardan ve içinde bulundukları durumdan bahsediyorsunuz.
Atilla İlhan, 1952-1956 yılları arasında Orhan Duru ve Ferit Edgo gibi sanatçılarla Mavi dergisini çıkardı. Bu derginin etrafında toplanan sanatçılar, “Mavi Kuşlar” olarak bilinen edebiyat akımını başlattılar. Blues, şiirlerini toplumcu gerçekçi yaklaşımla yazdı. Ortaya koydukları temel görüş ve ilkelerin temeli, milli bir bakış açısıyla yeniden Anadolu’ya dönmektir. Bu sanatçılar “garip akıma” karşı çıkmışlar ve şiirsel bir sanat anlayışını benimsemişlerdir.
————————————————————–
İzmir’de doğdu. Işık Lisesi’nden mezun oldu. Bir süre hukuk fakültesi okudu. Çeşitli gazete ve dergilerde çalıştı. Ali Kaptanoğlu mahlasıyla uzun süre senaristlik yaptı. Atilla İlhan, lise yıllarında katıldığı şiir yarışmasında “Cibaroğlu Mehmet” şiiriyle Cahit Setke Tarangi, Fazıl Hasanu Dağlarca gibi birçok ünlü şairi geride bırakarak ikincilik ödülünü aldı. Ömrünün sonuna kadar şiir, roman, deneme ve gezi yazıları gibi pek çok edebî eser kaleme alan Atilla İlhan’ın Türk şiirinde ayrı bir yeri vardır. Toplumsal sorunları ve dünya sorunlarını şiirine taşıyan şair. Aşklarını, hayal kırıklıklarını, yalnızlıklarını tüm insanlarla buluşturarak ustaca anlatmıştır. Özellikle aşk, macera, ölüm, savaş ve kahramanlık temalarını işledi. Atilla İlhan, 1974 Türk Dil Kurumu Şiir Ödülü’ne ve 1975 Yunus Nadi Kurgu Ödülü’ne layık görüldü.
Sisli Sokak, Yağmur Sızıntıları, Zorundayım, Çiçek Belası, Yasak Aşk, Aşka Sarılmış Ayrılık (Şiir); Kurtlar Sofrası, Sırtlanların Payı (Roman); Abbas Yolku (Yolculuk) …
İçindekiler
(1925-2005)
Şair, yazar. Menemen’de doğdu. Badreddin İlhan’ın oğludur. İlköğrenimini İzmir Karşıyaka İlköğretim Okulu’nda, ortaöğrenimini İstanbul Işık Lisesi’nde tamamladı. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ne girdiyse de okulu bıraktı (1949). Gazeteciliğe 1950 yılında başlayan Atilla İlhan, Cirgic, Watan, Demokrat İzmir, Yeni Ulus, Yeni Ortam ve Dünya gazetelerinde yazılar yazdı. 1959-1962 yılları arasında sinemada senarist, yönetmen yardımcısı ve yazı işleri asistanı olarak çalıştı. Ali Kaptanoğlu takma adıyla yazdığı senaryolarından on beşe yakın filmi çekildi. 1974 yılında Bilgi Yayınevi’ne getirildi.
İlk şiiri 1941’de Yeni Edebiyat gazetesinde yayımlandı (Balıkçı Türküsü, 1 Ekim 1941). Cebbaroğlu Mehmed adlı şiiriyle CHP Şiir Yarışması’nda ikinci olunca sanat dünyasının dikkatini çekti. İlhan’ın 1955 yılına kadar yazdığı şiirlerinde karamsarlık vardır. Yalnızlık, çaresizlik, bunalım, ölüm ve aşk şiirlerin ana temasıdır. Doğa ile insan ruhu arasında duygusal bir bağ kurar. Halk Türkçesi, deyimler ve metaforlar açısından zengin bir dile sahiptir. Hayal gücü ve buluşları çok güçlüdür. Nesirlerinde hemen hemen aynı özellikler görülür. Şiirlerinde Dadaloğlu, Pir Sultan ve Köroğlu etkileri vardır. Yeni yazdığı ikinci şiirinin öncülerindendir.
şiir kitapları:
1. Duvar (1948), 2. Sis Bulvarı (1954), 3. Yağmur Sızıntısı (1955), 4. Sana Mecburum (1960), 5. Bela Çiçeği (1962), 6. Sevişmek Yasak ( 1968), 7, Tutuklunun Günlüğü (1970), 8. Bu Aşk (1977), 9. El Var Hüzün (1982).
Romanları:
1. Sokaktaki Adam (1953), 2. Zenciler Benzerdir (1957), 3. Kurtlar Yemeği (2 cilt, 1963-1964), 4. Bıçak Kafa (1973), 5. Sırtlan Köpek Balığı (1974), 6. Yaraya Tuz Bismack (1978), 7. Finn, Haldy Lehmann (1980), 8. Ursadit’te Sabah Duası (1981). Deneme ve anılar: 1. Hangisi kaldı? (1970), 2. Hangi Batı? (1972), 3. Faşizmin Ayak İzleri (1975), 4. Cinsiyeti Ne? (1976), 5. Hangisi Doğru? (1980), 6. Gerçekçilik Savaşı (1980), 7. Hangi Atatürk? (1981).
Seyahat Notları: Abbas Yolcu (1959).
Gazete makaleleri: Batının Deli Gömleği (1982). Attila İihan Tutuklunun Günlüğü adlı kitabıyla 1974 TDK Şiir Ödülü; Sırtlan Payı romanıyla 1974-1975 Yunus Nadi Ödülü’nü kazandı.
«Turan Ovlazoğlu Dil Millet Bağlantısı»
[wpcin-random-posts]