AYIN YORUMU

Tarih boyunca her dönemde dünyada çeşitli zorluklar yaşanmıştır ve günümüzde de yaşanmaktadır. Türkiyemiz de çok çeşitli zorluklar yaşamakta ancak zamanında ve yerinde alınan önlemler ve uygulanan politikalar sonunda yaşanan zorluklar aşılmaktadır. Doğal olarak da yaşanan süreç içinde yeni sorunlarla karşılaşılmaktadır. Türkiye’nin bulunduğu bölge zorlukları artıran bir bölgedir. Çünkü Türkiye kolay bir bölgede yaşamıyor. Bölgemiz terör ihraç etmektedir. Uluslararası güçlü aktörler, bölgemizdeki terör örgütlerini ulusal çıkarları için besleyen bir strateji uygulamaktadır. Bu yüzden de ABD, AB, Fransa, İngiltere gibi ülkeler terörle mücadelede çifte standart uygulamakta, samimi davranmamak, terör örgütleriyle müttefiklik ilişkileri kurmakta, bu örgütleri taşeron olarak kullanmaktadırlar. Türkiye olarak bölgemizdeki ve yurdumuzdaki bütün terör örgütleriyle ve terörün her türlüsüyle kararlılıkla sonuna kadar mücadele ediyoruz. Türkiye’nin etrafında sorunlar, krizler yumağı vardır. Örneğin Gürcistan’da yaşan ihtilaflar, Karabağ Bölgesindeki sorunlar, Rusya-Ukrayna gerilimleri, Kırım’ın durumu. Moldova’daki itilaflar, Afganistan, Körfez ülkeleri, Yemen sorunu, Suriye, Irak başta olmak üzere Orta Doğu’daki terör örgütlenmeleri, krizler, siyasi kaoslar bölgedeki gerginliği arttırıyor ve bunların yansıyacak risk potansiyelleri bulunuyor. Türkiye Suriye’de bir taraftan terörle mücadeleyi sürdürürken, Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunması için mücadelede ederken, Astana sürecinde etkin rol oynarken, İdlip’te yaşanan gerginliği yatıştırmaya çalışırken Amerika ile de Suriye’de güney sınırımızdaki terör koridorunu ortadan kaldırmak, onun yerine barış koridoru ya da güvenli bölge oluşturmak için olağanüstü bir gayret ve diplomasi ortaya koymaktadır. ABD ile bir Güvenli Bölge oluşturulması konusunda Ağustos ayında bir mutabak sağlandı ve yeni bir süreç başlatıldı. Ancak ABD ittifak kurduğu, her türlü destek sağladığı Fırat’ın doğusunda terör örgütü PYD/PKK’ya zaman kazandırmak ve Türkiye’nin önünü kesmek için Güvenli Bölge çalışma sürecini Münbiç’te uyguladığı oyalama yöntemi ile etkisiz hale getirme eğilimi göstermektedir. ABD’nin bu taktiğini çok iyi bilen Cumhurbaşkanı Erdoğan başta olmak üzere, Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, Milli Savunma Bakanı Akar, yaptıkları açıklamalarla Mümbiç’teki gibi bir gelişmeye müsaade edilmeyeceğini çok kesin, kararlı ve net şekilde dünya kamuoyuna açıkladılar ve bütün hazırlıkları tamamladıklarını bildirdiler. Suriye’de bir oyalama sürecine kesinlikle müsaade edilmeyeceğini ortaya koydular. Türkiye böyle bir oyalama oyununa müsaade edemez. Çünkü Fırat’ın doğusundan PKK/PYD terör örgütünün sökülüp atılması ülkemiz için hayati derecede önemli bir güvenlik meselesidir. O nedenle gereken adımlar sahada hızlıca atılmazsa, her türlü önlem alınmıştır ve Türkiye buna hazırdır. PKK/PYD terör örgütü Fırat’ın doğusundan ya ABD ile birlikte çalışılarak temizlenecek ya da Türkiye tek başına bu terör temizliğini yapacaktır. Türkiye bunu yapmaya gerekli imkan ve kabiliyete sahip olduğunu ve belirlediği hedeflere Afrin’de, Fırat Kalkanı’nda olduğu gibi ulaştığını göstermiştir. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun ifade ettiği gibi ABD ile alınan kararlar ve “varılan mutabakatı çok iyi bir başlangıç olarak nitelendirebiliriz. Bundan sonra atılacak adımlar ve detayları ile ilgili olarak Müşterek Harekat Merkezi’nin oluşturulması önemli. Diğer detaylar konusunda ABD ile beraber karar verilecek. Çalışmanın Münbiç Yol Haritası’na dönüşmesine müsaade” edilmeyecektir. MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin dikkat çektiği gibi “Sınırlarımızı emniyete alacak şekilde yapılacak güvenli bölge zaruri ve önemlidir. Sadece Türkiye’yi değil bölgeyi de koruyacaktır. ABD, müttefiklik ahlakı ile çelişmemelidir. ABD, Türkiye’yi anlamalı; sevmiyorsa da saygı duymalıdır. YPG’ye silah vermekten vazgeçmelidir. Suriye’nin kuzeyinde, Fırat Nehri’nin doğusunu kapsayacak şekilde bir ‘güvenli bölge’ kurulmalıdır.” Türk ve ABD askeri yetkililerince güvenli bölgenin bir barış koridoru olması ve yerinden edilmiş Suriyelilerin ülkelerine dönmeleri için her türlü ilave önlemin alınması konusunda varılan mutabakat ve alınan kararlar ivedilikle etkin bir şekilde uygulanmalıdır.

Saygılarımla G. Gül KILIÇASLAN