Ayrılık Kaygısını Kontrol Etmenin En Etkili 7 Yolu

Ayrılıkla ilgili duyulan kaygı, pandemi boyunca artış göstermiştir.

“Şirketim aşı olan herkesin önümüzdeki hafta ofiste çalışmaya başlaması gerektiğini söyledi. Ofisimde ve iş arkadaşlarımla birlikte olacağım için heyecan duyuyorum. Aşı oldum ve hepimiz maske takacağımız için güvende olmak konusunda endişem yok. Ama köpeğimi nasıl yalnız bırakacağımı bilmiyorum. Bana o kadar bağlandı ve 7/24 benimle olmaya öyle alıştı ki beş dakikalığına markete gitsem bile havlıyor. Bütün gün evde olmadığımda nasıl idare edeceği konusunda endişeleniyorum.”

“Eşim işe geri dönüyor. Benim çalışmam birkaç ay daha uzaktan olacak, bu yüzden evde yalnız çalışacağım. Ben çalışırken onun yan odada olduğunu bilmeyi ve mola verdiğimizde birkaç dakikalığına sohbet edebilmeyi özleyeceğim. Ev onsuzken çok boş gelecek.”

“Pandemi sırasında çocuklarımın zamanımı ve enerjimi bitirmesinden şikayet ediyordum. Ama şimdi onların okula dönmüş olmalarından zorlanıyorum. Bunu söylemek çok saçma ama içimde ve dışımda bir tür boşlukla dolanıyorum. Ev çok sessiz. Çocuklarımın hayatlarında gereken şeyi yapmalarından mutluyum, ama onları çok özlüyorum.”

Son zamanlarda danışanlarımın ayrılıkla ilgili duydukları kaygı ve/veya rahatsızlık seviyesi arttı. Geçtiğimiz 1,5 yılda birlikte oldukları diğer insanlardan, evcil hayvanlardan ya da mekanlardan ayrılma kaygısı yaşıyorlar. Peki bu bir bozukluk mu yoksa pandemi döneminde hayata gösterdiğimiz normal bir tepki mi? Her iki durumda da çocuklarımıza, evcil hayvanlarımıza ve kendimize yardımcı olmak için bu zor duyguları yönetme konusunda neler yapabiliriz?

“Ayrılık Kaygısı” Hep Kötü Bir Şey Olmak Zorunda mı?

Kültürel inanışlar ve aile inanışları; bağımsız olmamı, kendi kendime yeterli olmayı ve diğer insanların beni iyi ve rahat hissettirmesine ihtiyacım olmadığını önerir. Terapist olma yolculuğumdaki ilk yıllarımda; ayrışma ve bireyselleşme kavramını- aile, arkadaşlar ve sosyal destekten ayrışan bağımsız bir birey olma kapasitesini- öğrenme fikrini benimsedim.

Günümüzde bağlanma kapasitesinin, tıpkı ayrılma becerisi kadar önemli olduğunu biliyoruz. Ayrıca bireyleşmenin de en iyi şekilde gerçekleşmesinin bağlanma kapsamında olduğunu anlıyoruz. Buna bireyleşme adı verilmektedir.

Bu nedenle ayrılıkla ilgili duyduğumuz üzüntü ve kaygı duygularının aslında yeteri kadar bağımsız olmamamız için değil, derinden bağlı olduğumuz için kaynaklandığını düşünüyorum. Bununla birlikte üzüntünün sizi bunaltmaması için bunu yönetmenin yollarını bulmanız da önemlidir. Aslında şu an anlıyorum ki bağlanma ve bireyleşme arasında çok ince bir denge var ve hayatta ilerledikçe bu dengeyi zaman zaman yeniden ayarlayıp dengelememiz gerekiyor.

Ayrılık Kaygısının Verdiği Duygular ile Başa Çıkma

Bilinmezliklerle dolu bir yıl
Bilinmezliklerle dolu bir yıl

Bugünlerde çoğumuzun ayrılıkla ilgili hissettiği rahatsızlık, çoğu durumda pandemi boyunca dengemizi ne kadar iyi yönettiğimizi ve şimdi yeni bir denge noktası bulmaya ihtiyaç duyduğumuzu gösteriyor.

Çoğumuz için en zorlayıcı olan şeylerden biri, bağlanma ile bireyleşmenin yer değiştiyor olduğunu kabul etmektir. Bu ikisi arasındaki denge her zaman değişiyor. Bu da bizim ya da sevdiğimiz birilerinin ayrılması durumunda aynı anda ortaya çıkan üzüntü, heyecan, yalnızlık ve mutluluk ile sevdiğimiz birini kaybettiğimizde ortaya çıkan diğer zıt duygulara yer vermemiz için sürekli çalışmamızı gerektiriyor.

Bu zıt duyguları kontrol etmede başvurabileceğiniz yollardan bazıları şunlardır:

1. Ayrılığa hazırlanın: Ayrılık sonucu ortaya çıkabilecek bazı değişikler hakkında düşünün ve konuşun. Farklı ve genellikle çelişkili olan duygularınız hakkında konuşun ve bunları kabul edin. Ve sevdiğiniz kişinin ifade ettiği duyguları, bu duygular sizinkilerle aynı olmasalar dahi dinleyin.

2. Küçük adımlar atın: Mümkünse evcil hayvanınız ya da çocuğunuzla uzun süreler ayrı kalmayı denemeden önce, daha kısa ve tahammül edilebilir ayrı zamanlar yaratın. Kısa bir aradan sonra ne kadar sık bir araya gelirseniz, uzun bir aradan sonra da geri döneceğinize inanmaları o kadar kolay olacaktır.

3. Sevdiğiniz kişiyi hatırlatacak bir hatıra isteyin ya da verin: İlişkinizde sizin ve sevdiğiniz kişinin isteğine bağlı olarak resim, en sevilen kitap ve küçük bir peluş oyuncak gibi şeyler düşünebilirsiniz. Evcil hayvanlar konusunda üzerinde kokunuzun olduğu bir eşya yardımcı olabilmektedir.

hatıra
hatıra

4. Bağlantıda kalın: Kısa ve anlamlı iletişimler çok fazla fark yaratabilir. Sevdiğiniz insanlarla temas halinde olmak acınızı hafifletebilir ve sevgi ve üzüntü duygularını dengelemeyi mümkün kılabilir.

5. Başka aktivitelerle meşgul olun ve başka insanlarla tanışın: Tıpkı küçük bir çocuğun dikkatini dağıtır gibi kendi dikkatinizi dağıtın. Başka aktivitelerle meşgul olmak ve başka insanlarla tanışmak hoşunuza gidecektir. Bunu yapmak, sevdiğiniz kişileri unutmanız anlamına gelmez. Yalnızca ilişkinizde yeni bir denge keşfetmeye çalışıyor olduğunuz anlamına gelir.

6. Sabırlı olun: Ayrılık kaygısı ile ilgili duyduğunuz üzüntü bir gecede geçmez. Üzüntünüzün geçmesi zaman alabilir. Üzüntünüz bir süreliğine ortadan kaybolabilir ve sonrasında tekrar geri dönebilir. Ancak ne olursa olsun, kendinize ve sevdiklerinize zaman tanımanız durumunda yavaş yavaş yeni bir denge bulabildiğinizi göreceksiniz

sabırlı olmak
sabırlı olmak

7. Dikkatli olun: Ayrılık kaygısının pozitif yönlerini anlamak, kaygıyla ilgili sorunlu şeyleri görmezden gelmeniz gerektiği anlamına gelmez. Ayrılık kaygısı kontrol edilmediğinde şiddetli bir şekilde engelleyici hale gelebilir. Siz ya da sevdiğiniz biri, ayrılık sonrası devam etme konusunda sorunlar yaşıyorsanız, profesyonel yardım almayı ihmal etmeyin. Profesyonel yardım aldığınızda duygularınız arasındaki dengeyi bulmanızın çok daha kolay olduğunu göreceksiniz.