Ayşe Şaltan

Ayşe ŞALTAN (RESSAM)

1948 yılında Mersin’de doğdu. Resim tutkusu lise yıllarında başlayan Şaltan, emekli olduktan sonra resime daha çok vakit ayırdı.

Bu arada İlhan Çevik, Cemal Turan hocalardan resim dersleri aldı. Daha sonraları Nuri Abaç’ın yönlendirmeleri ve Ahmet Yeşil’in bilgi ve önerilerinden de faydalanarak çalışmalarına devam etti.

Halen çalışmalarını kışın Mersin, yazın Mersin’in yaylası Gözne’de sürdürmektedir. Evli 2 oğul sahibidir.

Kişisel Sergileri:

Çeşitli karma ve grup sergilere katıldı.

Grup Sergisi (Habib Gerez, Hayrettin Sönmez, Ayşe Şaltan)

AYŞE ŞALTAN HAKKINDA  – NURİ ABAÇ

Sanatçı adayları daha yolun başında neler yapacaklarını belli ederler. Kişideki volkanın gücüne göre resimsel öyküsünü hemen yazmaya başlar. Bu öykü bazen sanatsal çizimlerin ağırlık kazandığı, içe dönük baskıları içeren kompozisyonları, bazen sürrealist ressam Dali’i anımsatacak giz dolu figürlerin yer aldığı oluşumların, bazen de her ikisini aynı potada eriten geniş anlamlı boyamaları kapsar.

Bunların dışında birde doğaya yönelen, doğa sevgisine gem vuramayan, gemlemeye çalıştıkça duyguları şaha kalkan sanat kişileri vardır ki, doğanın herhangi bir köşesini kendilerine siper etmişlerdir. Bunların yeni bir anlatıma kavuşmaları bazen çok zordur.

İşte bu zinciri kırmış, doğayı okuyabilmiş, onun dilini anlayabilen kısacası doğa ile yadsınamaz bir iletişim kurabilmiş kişiler arasında Ayşe ŞALTAN önde gelmektedir.

ŞALTAN, doğadan dikkatle araştırma sonucu seçtiği, fırçasına uygun duygularını canlandıran konuları sabırla çalışmakta, her gün sürpriz yenilikler aramaktadır. Mersin’in ışık yüklü güzelliklerini izlenimci bir eda ile ama daha özgün bir ekol anlayışı içinde, aydınlık, düzgün bir paletle her yapıtında coşkuyla yeniden canlandırmaktadır.

1999 – Ankara NURİ ABAÇ

RENKLERLE İFADE EDİLEN BİR YAŞAM TÜRKÜSÜ

Algılama gücü, yetenek ve çalışma azminin sürekliliği, samimi, duyarlı, tutarlı duruşu  ile Ayşe Şaltan, bu anlatıma neden olan yeni resimleriyle karşımıza çıkıyor.

Son çalışmalarında gördüğümüz rengin coşkusunu yaşayarak, yaşadığı mekandan yaşama, sanat yapıtı olarak girmesiyle kendi yerini teknik plastik ve anlatım diliyle almaya çalıştığını görebiliriz. Yaşadığı dış mekanla bağlantılı olarak bir virtiöz gibi gördüklerini tuvallerinde sanatsal eyleme çevirmesini bilen, plastik ve estetik değerlerin, renklerle oluşturduğu  orkestrası, fırçasının ritmik tuşeleriyle  arka planda sisli puslu atmosferin içinde renklerin  müzikal tınısının yankılanmasını hissettirir.

Espas dediğimiz derinliğin yani boşlukların içindeki leke değerlerinin birbirlerini nasıl güçlendirdiğini görebiliriz.  Ön planda kullanılan sıcak renklerin arka plandaki soğuk renklerle uyumu resme ayrı bir güç katar. Bu anlatımın bütüne sağladığı plastik tat,  rengin metafor  etkisi içinde sanki renklerin arasından o boşluğa dalıyor ve bu boşluk empatik düzeyde kendimizde olan boşluğa eş bir bağlam oluşturuyor. bu dış dünyadaki yaşam koşullarının  dayattığı tüm kirliliğe karşı sislerin puslu atmosferin içine gömülen kendi yarattığı bahçenin içsel atmosferini ön plana alarak bir açıdan da kendini soyutlama değil, tam tersine koruma altına aldığını hissedebiliriz. Her sanatçı yapıtlarıyla bir şekilde kendini ifade eder ve bu ifadenin içinde kendi içsel dünyasının izlerini de görebiliriz

Ayşe Şaltan da kendi yaşam alanlarından ve iç dünyasının yansımalarından güç alarak samimi  tutarlı ve kendince olanını teknik plastik bilgisi gücünde, güçlü sezgi ve yeteneğiyle kendini ifade eder.

Sanatçı yaşadıklarıyla hissettikleriyle duygularıyla sezgileriyle yaratıcılığını yeteneğiyle harmanladığı zaman teknik plastik bilgi ve gücünü de kullanabildiği ölçüde  ürettiği  yapıtlarında samimi tutarlı inandırıcı duruşuyla da yer alır

Ayşe Şaltan’ın yaşamın da ve eserlerinde  bu duruşu tüm samimiyetiyle görebiliriz

Ahmet YEŞİL

SÖZCELEME KARŞILIK GELENE BAĞLAM OLUŞTURAN RESİMLER

Resmin yüzeyinde gerçekleşen renk alanlarını, izleyici de bir yaşam içeriğine denk gelecek şekilde kurulan noktada tutar Ayşe Şaltan. Yeni  üretim resimlerini,  alan derinliği yaratan bir  düzey olarak kurar. Bu alan derinliği detaylar arasında yaşamın temsiline ulaşma çabasındaki bu yoğun deneyimler, onun resmi açısından yeni bir duygulam aralığı yaratır. Artık göze ilişkin olan optik yasaların olanaklarıyla etkileşen bir manzara gerçekliği olmaktan çok ileri bir nokta da yakalayan Şaltan resmi, kendi varoluşunu kuşatması, arzu kaygusunun ötesinde ve kendi oluşumunda bir atılım göstermektedir. Artık resimler Şaltan gerçekliğini önceleyen ve amaçlayan bir bağlam olduğu daha net görülmektedir. Resim  alımlayıcısına, doğanın bir analitiği olmaktan çok, Şaltan’ın anlatmak istediği dile ilişkin olanın bir sözceleme dönüşmesinin karşılığıdır.

Veli MERT

13 Ocak 2007

Kadıköy-istanbul

Galeriye dön