Bitkisel üretim ve hayvancılık yani tarım politikaları çöktü, tarımsal üretim hızla yok edildi. Son yedi ay içerisinde 835 bin canlı sığır ithal edildi. Karantina, kontrol gibi temel denetim süreçlerine son verilmesi, ithalat sürecinin şirketlere bırakılması sonucu şarbon hastalığı olan onbinlerce ithal sığır piyasaya sürüldü. Ankara, İstanbul ve Sivas’ta şarbon şüphesiyle birçok insan hastanelik oldu. Şimdi şarbon tehlikesi yayılıyor
Meraların yapılaşmaya açılması, yem sanayiinin özelleştirilmesi, yem bitkilerinin üretimin azaltılması, çiftçiliğin yok edilmesi ve ithalatın sistematik olarak önünün açılmasıyla ortaya çıkan ülke tarımının çöküşünün son halkası hastalıklı hayvanların ithalatı oldu. 2018 yılı Ocak ayından bu yana büyük bir bölümü Brezilya ve Uruguay’dan olmak üzere 835 bin canlı sığır denetim gerçekleştirilmeden ithal edildi. Et ve Süt Kurumu tarafından, son ithal edilen 3.959 adet büyükbaş hayvanın kesimi esnasında yapılan muayene ve analizler neticesinde Anthrax (Şarbon) tespit edildiği ve bu hayvanların imha edildiği söylendi. Ancak Ankara ve İstanbul’da hastanelerde ortaya çıkan şarbon vakaları şarbonlu et ürünlerinin piyasaya yayıldığını ortaya çıkardı.
AKP iktidarı veteriner kontrolünü devre dışı bıraktı
Şarbonlu sığır ithalatı konusunda açıklama yapan Veteriner Hekimler Birliği, AKP iktidarının ithalat esnasında veteriner hekim görevledirmesine 6 ay önce son verdiğini ve hastalıklı hayvan ithalatına davetiye çıkardığını belirtti. Veteriner hekimler, sınır bölgesinde karantina uygulaması ve yeniden laboratuvar tetkikleri yapılmak zorunda olunduğunu ancak yaşanan şarbon vakalarının, hastalıklı sığırların bu gözetimden geçmeden piyasaya sürüldüğünü gösterdiğini belirtti. Veteriner hekimler, denetim mekanizmasının ithalat yapan şirketlerin baskısıyla ortadan kaldırıldığını belirtti.
Tabipler: Bakanlık sorumluluktan kaçamaz
Konuya ilişkin bir açıklama yapan Türk Tabipleri Birliği (TTB), Tarım ve Orman Bakanlığı’nın hayvanları imha ederek
sorumluluktan kaçamayacağını, ithalatın nasıl gerçekleştiği, kontrol sürecinden kimlerin sorumlu olduğu, şarbonlu hayvanların tamamının kontrol altında olup olmadığı gibi temel sorulara yanıt vermek ve hesap vermek zorunda olduğunu belirtti. Gıda alanında halk sağlığının hiçe sayıldığı bir yönetim anlayışına geçildiğini belirten TTB açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
İnsanlarımızın tükettiği etten sebzeye kadar tüm gıda maddeleri biyolojik, kimyasal, fiziksel her türlü gıda riskine açıktır ve insanlarımızın sağlığı bu anlamda tehdit altındadır. ‘Ben yaptım; oldu’ mantığı ile 2004 yılında çıkarılan 5179 sayılı yasa ile ülkemizde gıda denetiminin bırakıldığı Tarım ve Orman Bakanlığı’nın bu işi yapamadığı artık ret edilemez bir şekilde ortaya çıkmıştır; 2018’in Türkiye’sinde başkent Ankara’nın dibindeki Gölbaşı ilçesinde ‘şarbon karantinası’ uygulaması zorunluluğu ile karşılaşılmıştır.
‘Tarım politikası iflas etti, sağlığımızla oynuyorlar’
Konuyla ilgili Politeknik’e konuşan meslektaşımız CHP Bursa Milletvekili ziraat mühendisi Orhan Sarıbal şöyle konuşt
u:
Şarbon bir bakteriyal hastalık, akciğer, bağırsaklar ve deri üzerinde ölümcül sonuçları varan ölçüde zararlar verebilir. Daha çok merada hayvanların yedikleri ottan alabildikleri bir hastalık. Tüm dünyada şarbon vakaları giderek azalırken bizde vakaların ardı ardına patlaması tarım ve tarım politikaları içindeki hayvancılık politikalarının nasıl çöktüğünü, iflas ettiğini gösteriyor. 2010-2018 yılları arasında 6,6 milyon ithalat büyükbaş ve küçükbaş hayvan ithal edildi, 7 milyar dolar para ödendi, bu görüne kısmı. 2011 yılında Polonya’dan ithal edilen hayvanlarda deli dana hastalığı çıktı. Hayvanlar hakkında hastalık bilgisinin verildiği bilgilendirme notlarının yabancı dille yazıldığı için okunmadığı, anlaşılmadığını ortaya çıktı, tam bir skandaldı. 2013-2014 yıllarında mavi dil hastalığı olan hayvanların, 2017 yılında Manisa’da askerleri zehirleyen Escherichia coli bakterisini bulunduran büyükbaşların ve 2018 yılında Bulgaristan’tan veba hastalığının olduğu küçükbaş hayvanların ithal edildiği bir tablo var karşımızda. Bu bir sonuç. AKP iktidarının tarım ve hayvancılık politikası çökmüş, kontrol, denetim görevlerini tamamen bir kenara bırakılmış, gıda güvenliğini de yabancı şirketlere emanet edilmiş durumda.
‘Bakanlık hesap vermeli, önlem almalı’
Şarbonlu hayvanların ithalat sürecine değinen Sarıbal sunları şöyledi:
Brezilya’dan Mersin’e gelen büyükbaş hayvanların 50’ye yakınında hastalık tespit ediliyor. İmha edildiği bilgisi var ancak Kurban Bayramı’nın hemen ardından vakaların bu denli yaygın çıkması denetimin ve kontrolün ne denli yapılmadığını gösteriyor. 15 günlük karantina sürecinin işletilip işletilmediği, ithal hayvanlar üzerinde kan tahlilleri ve kontrollerin yapılıp yapılmadığı, sonuçların ne çıktığına ilişkin sorulara Bakanlık yanıt vermiş değil. Trakya bölgesi arındırılmış bölgedir ancak orada bile vakalar var, tüm ülkede şarbon ihtimali var demektir. Bakanlık derhal hesap vermeli, sorumlular istifa etmeli ve halkın sağlığı bir an önce güvence altına alınmalıdır.
politeknik.org.tr