Banka aracılığı ile ödenen kıdem tazminatının işverence geri alınması konusu maalesef çok sıklıkla karşılaştığımız olaylardan. Ve bu tarz durumlarda genel olarak açılan davalarda ispat imkanları çok zayıf. İşveren seni daha sonra işe almam, başka yerde iş bulmana engel olurum, sen bize güven bu paranı sana geri veririz, şu an nakit sıkıntımız var bunu iade et sana her ay taksit taksit geri öderiz gibi söylem ve baskılarla işçileri bu şekilde davranmaya ikna edebiliyorlar.
Öncelikle giriş çıkış işlemi yapılacak denilerek bir kısım belgeler imzalatılıyor, akabinde işçinin banka hesabına ödeme yapılarak parayı işçinin çekip iade etmesi isteniyor. Genelde de bu işlemler yapılırken bankada işçinin yanında bir işveren temsilcisi olduğu için işçi ben iade etmiyorum diyemiyor. Burada irade sakatlığı söz konusu elbette. Ama ispat yükü işçinin üzerinde. O sebeple ispata elverişli hukuka uygun delilleriniz olması oldukça önemli.
Örneğin banka kamera kayıtları silinmeden önce hızlı bir şekilde gidip karakoldan böyle bir zorlama ve tehdide maruz kaldığınızı belirtip şikayetçi olursanız kamera kayıtlarında işveren ya da temsilcinizin yanınızda beklediği ve parayı sizden geri aldığı anlaşılıyorsa iddianızı ispat etmiş olursunuz. Ya da size bu talimatın verildiği yazışmalar veya mesajlaşmalar ile bunu destekleyen işyerinden tanıklarınız varsa yine iddianızı ispat edebilirsiniz. Ancak olayın üzerinden çok fazla zaman geçti ise ( bu zamandan kastımız uzun yıllar değildir, birkaç aydan bahsediyoruz ) iddianız samimi bulunmayacaktır.
Yine paranın çekildiği esnada banka çalışanını bir şekilde uyarıp bu para benden zorla alınıyor şu an derseniz bankada gerekli güvenlik önlemi de alınmak suretiyle bu işe o an da engel olabilirsiniz. Bu parayı yanlışlıkla yatırdım diyerek sizden para iadesi de istenemez. Nitekim kıdem tazminatı adı altında yapılan ödeme işvereni bağlar.
Genel itibariyle bu tarz olaylar yaşandığında işçilere toplu giriş çıkış işlemleri yapılmakta ve bu esnada tüm işçilerin parası aynı gün yatırılıp aynı gün işçilere çektirilmektedir. Bu tarz olaylarda ispat imkanı biraz daha kolaylaşmaktadır. Nitekim aynı gün aynı bankadan tüm işçilerin parayı elden çekmiş olması hayatın olağan akışına uygun olmamaktadır. Dolayısıyla ispat etme imkanı da bu sebeple kolaylaşmaktadır. Ama yine bu iddiayı ispat etmek işçinin külfetindedir.
Konu hakkında benzer olayların yaşandığı bir davada verilen Yargıtay kararını inceleyelim ;
Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2019/4019 E. 2020/1387 K. Sayılı 03/02/2020 tarihli kararında
“…….. …. Tüm dosya kapsamında yapılan değerlendirmede, işveren tarafından işçilere 27/01/2014 tarihinde kıdem ve hak ediş ödemesi adı altında ödemeler yapıldığı, yapılan ödemelerin tamamının aynı gün işçiler tarafından bankadan çekildiğinin banka hesap hareketleri ile belirlendiği, dinlenen tanık beyanlarına göre işçilerin toplu bir şekilde bankaya götürüldüğü ve yatan paraların işveren tarafından geri alındığı yönünde beyanda bulundukları ve bu paraları işten çıkarılma korkusu ile verdiklerini beyan ettikleri, işveren tarafından tüm işçilere aynı gün kıdem tazminatı ödemesi adı altında ödemler yapılıp aynı gün tüm işçiler tarafından paranın geri çekilmesinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu ve davacının kendisine kıdem tazminatı adı altında yapılan ödemenin yine banka kayıtları ile kendisinden geri alındığını iddiasını ispatladığı dosya kapsamı ile sabittir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken tüm kayıtlar üzerinde etraflıca inceleme yapılmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir………….”
Görüldüğü üzere Yargıtay toplu giriş çıkış işleminin yapıldığı bir olayda aynı gün tüm işçilerin parayı bankadan çekmiş olmasını hayatın olağan akışına aykırı bulmuş ve tanıkların da işverenin parayı geri aldığı yönündeki beyanları dikkate alarak işçilere tazminatın ödenmesi gerektiğine karar vermiştir.
Sonuç olarak
Bu konu hakkında benzer makalelerimiz için tıklayın