Barış Akkiriş – Dünya Gezgini

Hayaller zor ama yapılabilen şeyler olunca hayata anlam ve motivasyon katıyor. Amaçsızca yaşamak, “vakit öldürmek”, herkesle aynı şeyleri yapıyor olmak 28 yaşındaki Barış için değil.

En büyük hayali, yaşamının da amacı haline gelince vermiş kararını: “Gidiyorum çok uzaklara; dünyayı kendi gözlerimle keşf etmeye.”

Barış Akkiriş 7 aydır tek başına yollarda…

“Çünkü merak ediyordum. Çünkü Baudelaire gibi ‘her nerede değilsem orada iyi olacakmışım gibi’ geliyordu bana da.” diyor.

Dört yıldır Türkiye’nin en büyük şirketlerinden birinde, herkesin yapmak için can atacağı çok güzel işini, ailesini arkadaşlarını geride bırakıp; heyecanını hiç kaybetmeden, tutkularını törpülemek zorunda kalmadan, yola çıkmaya karar vermiş. Ne zaman döneceği hala belli değil (parasına bağlı), sadece bunun bile verdigi özgürlük hissinin mutluluğunu var ses tonunda, fotoğraflarında.!

“Ağustos 2005’ten beri gezegenimizin diğer şehirlerini görüyorum, hayvanlarını fotoğraflamaya çalışıyorum, dağlarına tırmanıyor, insanları ile günlük hayatı konuşuyorum, bazen hiç anlamıyoruz ne demek istediğimizi, başka bir lisanda konuşuyoruz sonuçta, ama birbirimizi anlamak için gayret sarfediyoruz, ne güzel!!”

10 Ağustos 2005’de başlayıp halen devam eden dünya serüveni;

Dünya seyahatinin kalan kısmında Santiago’ya bir şekilde ulaşmak var Barış’ın kafasında. Daha sonra Rapa Nui (Paskalya Adası) – Tahiti (Fransiz Polinezyası’nda bir iki ada) – Yeni Zelanda (Auckland / Christchurch) – Avustralya (Melbourne, Sydney, Great Barrier reef te dalis) – Londra (vize alabilirse!) ve Istanbul’a dönüş.

Barış Nerede? blog’undan onun şu an nerede olduğunu bulmak mümkün. (Yaşadıklarını, gördüklerini çektiği güzel fotoğraf ve yazılarıyla paylaşıyor.)

Dünyayı gezmenin hiç o kadar da zor birşey olmadığını, çok keyifli olduğunu yola çıkınca anlamış Barış, yaşayarak görmüş. Pek çok arkadaşının araba aldığı fiyatın yarısına hem de… “Ben araba istemiyordum (doğa sporları aşığı Barış’ın zaten şahane bir motoru var), dünyayı görmek istiyordum, yapıyorum işte…” diyor.

Bunun yanında herşey de güllük gulistanlık olmuyor tabii. Hırsızlık, fakirlik, pislik, çirkin şehirler… Tek başına evden çok uzaklarda olduğunu düşünüp strese girmek de kolay, maddi manevi hazır olmak gerekiyor sonuçta. Bunların herbiri, çok insanın istediği ama yapamadığı bu muhteşem tecrübeyi kazanmanın bir parçası. Edinimlerini şu üç cümlede özetliyor:

“Hem kendimle istediğim kadar başbaşa kalabiliyor, hem de dünyadaki yepyeni şeylerin tadını çıkarıyorum. Kendimin bu dünyadaki yeri hakkında daha iyi fikir sahibi olmaya başladım.. Dünya güzel!!”

Bu keyifli dünya gezginini daha iyi tanımak istiyorum diyorsanız, işte onun 20 Soruluk Söyleşiler için verdiği cevaplar;

1. Herhangi bir kişinin en favori insanı mısın? Neden?

Herhangi bir kişinin en favori insanı olmak çok hoş olurdu, ama beni favori gören böyle biri var mı bilmiyorum? Marifet, en yakınların (ailen-sevgilin vb) haricinde birinin en favorisi olmak herhalde, bilmem…

2. Şu anda yaptığın işin dışında (hayattaki tüm işler kanuni olsaydı) ne iş yapmak isterdin?

En basit olarak uçak pilotu olmak isterdim herhalde, daha önce akıl edebilseydim yani. Hem kocaman bir alet kullanıyorsun, hem havadasın, hem de gömlek / kostüm falan her zaman çok afilli. Daha utopik olarak kimsenin bilmediği biryerleri keşfeden / yeni tür canlılar vb bulan bir tip, kaşif olmak isterdim. Ya da o gördüklerimi anlatabilmek içi belgeselci… Ne iş olsa yapıyorum yani, haha!

3. Yalan söylemenin sence uygun olduğu durumlar nelerdir? Beyaz yalan söyler misin, ne söylersin?

Karşıdaki insan için hikayenin bir üzüleceği bir de üzülmeyeceği versiyonu varsa, ve ikisinin sonucu arasında onun için önemli bir fark yoksa, üzülmeyeceği versiyonu anlatırım. Birisini sevindirmek için falan değil de, tam tersi böyle negatif durumlarda bir “alternatif” yol varsa kullanmak için olabilir. Bir de büyük bir işyerinde çalışmaya başlayınca, hiç söylemediğim kadar “beyaz!” yalan söylemeye, kıvırmaya, ve bunun normal olduğuna da alışmaya başladım, ne acaipmiş…

4. En son “… özelliğinden dolayı senle gurur duyuyorum” lafını kime söyledin? Hangi özellikti o?

“Gurur duyuyorum” benim arkadaşlarıma vb sık söylediğim bir şeydi aslında, ama şimdi seyahat hali, pek o kadar gururlanacak bir tip yok etrafta??

5. Aynı lafı en son sen ne zaman duydun? Hangi özelliğindi göklere çıkartılan?

Eyvah, ben ne zaman duydum ki o lafı en son?? Herhalde arkadaş / dostlardan gelen, bu seyahate çıkmama sevinen bir iki mailde benzer duygular vardı. Bir hayalimi gerçekleştirmek için adım atma cesaretimdi yani o özellik!

6. Yaşayamadığın için pişmanlık duyduğun ne var?

Büyük konuşmayım ama hayatımdan ve dünyadan şu anki haliyle memnun olan, daha doğrusu olduğu gibi seven ve kabullenen bir tipim sanırım; bir şeyi yaşayamadım diye pişman olmak yerine o ‘an’da ne yaşadığım önemli, ciddi olarak böyle düşünüyor ve yaşamaya çalışıyorum.

7. Lisedeki takma adın neydi? Adını sevmiş miydin?

Lisede takma adım yoktu, “Akkiriş” veya hızlı bir şekilde “barışakkiriş” derlerdi. E bu adım zaten!!

8. Bir okul yaptırsan adını ne koyarsın? Neden?

Kesin Barış Akkiriş vb gibi benim ismim olan bir şey koymam. Belki trilyoner olursam vakfımın ismi vb olur? Bir de etraftaki diğer okullardan çok farklı bir ismi olsun, duyan merak edip gelsin diye kasılırım kesin.. (Amazon İlkokulu? Brezilya’dayım diye havaya girmiş olabilirim, ama çocuklar o yaşta merak etsin, neymiş bu Amazon desin, okulun içinde ormanı olsun vb :)

9. Ulaşamadığın biri ile tanışıp sohbet etme olanağın olsaydı bu kim olurdu? Ondan neler öğrenmek isterdin?

Almanya’daki Türk işadamı Kemal Şahin’le veya “Easy” markalı her şeyin (EasyJet – EasyRentACar vb) sahibi Stelios ( www.easy.com ) ile girişimcilik ve yaratıcılık üzerine konuşsam bir şeyler öğrenirdim kesin. “Roman gibi” (dolu dolu yaşanan) hayatı olan insanlar daha çokmuş eskiden, öyle bir amcayla da oturalım kahve içelim bana maceralarını anlatsın..

10. Yaptığı işte mutlu ve aynı zamanda başarılı olan birisini tanıyor musun? Onu örnek olarak alıyor musun?

Sporcuların o hayatına özenirim, o sporu “en iyi” yaptığı için tanınan ve sevilen, basketçi M. Jordan, bisikletçi Armstrong, Türkiye’de de var; ama hayat olarak örnek alabilecek bir konumda değilim, uzaktan gıpta ederim.

11. Hiçkimsenin göremediği bir özelliğin var mı? Varsa neden bugüne kadar gizli kaldı?

Düşündüm de gizlim saklım yok. Özellikle çok yakın olan arkadaşlarımla (kızarkadaş mesela) her şeyi paylaşıyorum.

12. Seni en çok ne kızdırıyor? Bu kızgınlıkla baş edebiliyor musun? Edemiyorsan, neden?

Bu aralar seyahatte sık sık karşılaştığım, dünyadan bihaber İngiliz / Amerikalı veletlerin dünyaya karşı ukalalıkları ve önyargıları kızdırıyor. Evet baş edebiliyorum, konuşuyoruz herkesle sonuçta?

13. Bugüne kadar yaşadığın en büyük hayal kırıklığın ne? Tekrar yaşama ihtimalin var mı?

Çok üzüldüğüm vb oldu ama en üzüldüğümü sormamışsın zaten. Gerçekten böyle “tek” bir okazyon söyleyemiyorum “hayal kurup” onun gerçekleşmediği; yeni bir hayale sarılmışım, onu unutmuşum hemen demek ki.

14. Hangi markalar sinirlerini bozuyor? Neden?

Genellikle hazırgiyimde olan ultra kokoş markalar var, dükkanına bile girmeye çekiniyor insan, ne o prestijli olacam diye maddi manevi strese girdiğin…

15. Hangi markalara tutkunsun?

Patagonia – Boreal, Petzl, Marmot, Vaude, Jack Wolfskin gibi outdoor malzeme üreten markaların geneline büyük sempatim var. Bana versinler onların kataloglarını, birbirinin aynı ürünlere saatlerce bakayım, hatta kitap gibi okuyim ben.

16. On sene sonraki hayatında bugünden farklı neler olacak?

Bakalım 10 sene yaşayacak mıyım? İnşallah daha iyi olur, en az bu kadar mutlu olurum diyelim; 10 senelik plan yapmak lüks bence…

17. Seni benzer yaştaki, benzer işi yapan, benzer konumdaki kişilerden farklı kılan ne var?

Benle benzer yaşta benzer işi yapan arkadaşlarımın çoğu araba alıp, bir evin ilk taksitlerini öderken, ben kendi çapımda dünyayı görmeye karar verdim ve yola çıktım. Ne güzel!

18. Yakın bir arkadaşın kanunsuz bir iş yapsa polisi arar mısın?

Ucu bana dokunmayacaksa aramam, niye arayım? Kendisi sonuçlarına katlanabilecekse yapsın, polise ve bana güvenmesin mümkünse..

19. Hangi filmdeki hangi karakterin hayatının senin hayatın olmasını isterdin?

Ben hayatımdan memnunum şahsen, ama Indiana Jones da hem maceradan maceraya koşuyor, hem etrafından kızlar eksik olmuyordu… O kadar az film hatırlarım ki.

20. Bir film yapmaya karar versen adı ve konusu ne olurdu?

1-Kişisel: Doğayla ilgili bir belgesel yapmak isterdim.
2-Sosyal içerikli: Afrika’da yaşanan inanılmaz hayatları DAAANK diye izleyicinin suratına vuran, “mesajlı” bir film yapmak isterdim.