BASIN AÇIKLAMASI

SAYI     : 06-130-032/5                                                                                          03/02/2021

Yetiştirme Yurtları (Çocuk Esirgeme Kurumu) Sevgi evleri/Çocuk Evleri/Sitesi; kurtuluş savaşımızda şehitlerimizin yetim ve öksüzlerine hizmet etmek için kurulmuş, devletimizin ana ve baba ocağı gibi önemli bir kurumu olan ve toplumda yetimhane olarak bilinen, devletimizin şefkat ve merhametiyle baktığı devlet korumasında yetişen kardeşlerimizin evleridir.

KAMUDA 60.000 ‘NE YAKIN DEVLET ÇOCUĞU GÖREV YAPMAKTADIR.

Devletimizin merhametiyle ve şefkatiyle, vatanına milletine bağlı, manevi değerlerle büyümüş ve örnek şahsiyet olarak devlet terbiyesiyle yetiştirilmiş -DEVLET ÇOCUĞU- olan kardeşlerimiz; her daim devletine sadık ve her zaman ihtiyaç duyduğu devletimizin destek ve himayelerinde devlet kurumlarında kazandıkları sosyal statüleriyle çalışma hayatında ve toplumda özgüvenle yaşamlarını sürdürmektedirler.

Kardeşlerimiz, Devletimiz tarafından 1988 yılında bugüne kadar yaklaşık 60.000 kişi kamu kurum ve kuruluşlarında işe yerleştirilerek; Kaymakam, doktor, sosyolog, psikolog, polis, avukat, savcı, hakim, öğretmen, mühendis, idareci, bilgisayar işletmeni, memur, iş insanı, sanatçı, arkeolog, tekniker, teknisyen, hizmetli vs. unvanlarıyla devletimize hizmet eden toplamda aileleri ile birlikte 300.000 kişiyi oluşturan kesimdir.

Devlet, toplumun her türlü ihtiyacını karşılama da hiç kuşkusuz önemli bir kamu gücüdür. Kamu gücü elinde olan devletimiz toplumla vardır. Toplumu var eden vatandaşlarımızın devletin yetiştirdiği insanlara saygı ve merhametle bakması aslında kendi evlatlarına sahip çıkması anlamı taşımalıdır.

YETİŞTİRME YURDU ÇOCUĞU DEVLETİMİZİN EN MASUN İNSANIDIR.

Dizilerde mahsun, Beytülmal da yetim hakkı, Herkesin dilinde yetim/öksüzlüğü, Devletin en sessiz masum çocuğu Yetiştirme Yurtlarında büyüyenlerdir. Hak istemede ya da hakkının verilmesinde hep mahsundur. Kimsesizliğinde kimsesizdir.

ANAYASAL AYRIM ORTADAN KALDIRILMALIDIR.

5982 yasayla değiştirilen 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının Kanun Önünde Eşitlik başlıklı 10. Maddesinde;”Çocuklar, yaşlılar, özürlüler, harp ve vazife şehitlerinin dul ve yetimleri ile malul ve gaziler için alınacak tedbirler eşitlik ilkesine aykırı sayılmaz” hükmü yer almaktadır.

Anayasamıızın 61. Maddesinde ise;” Devlet, korunmaya muhtaç çocukların topluma kazandırılması için her türlü tedbiri alır.” denilmektedir.

2828 sayılı Kanunun 24. Maddesinde;“Korunma kararı kalkan çocukların Kurumla ilişkilerinin devamı sağlanır. Bu çocuklara gerektiğinde imkanlar ölçüsünde Kurumca yardımcı olunur.“ denilmektedir.

Pozitif ayrımcılığı anayasal güvence altına alınan korunmaya muhtaç çocukların yukarıda belirtilen düzenlemelerde de görüleceği üzere diğer pozitif ayrımcılığa sahip şehit yakınları, gaziler, harp ve vazife şehitlerinin dul ve yetimleri, malüller ve engellilerde bizler için en değerli kardeşlerimizdir.

Bir bütün halinde toplumun önemli değer yargılarına sahip bahse konu kişilerin sosyal haklardan durumlarına göre yeterli düzeyde yararlanmaları hiç kuşkusuz devletimizin sağlaması gereken önemli adımlardan biri olacaktır.

Hiç kuşkusuzdur ki; Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına bağlı (eski adıyla Çocuk Esirgeme Kurumlarında) çocuk yuvaları, sevgi evleri ve yetiştirme yurtlarında devletin şefkatli elinde büyüyen kardeşlerimizin sosyal hayata adaptasyonda devletimizin desteğiyle -bir ebeveynin evladına ömür boyu bakması gibi- bakmasını devletten beklemesi anayasadaki ismiyle korunmaya muhtaç çocuklar yani kimsesiz çocuklar için bir hak ve dayanaktır.

T.B.M.M.’CE YETİM VE ÖKSÜZLERİN REDDEDİLEN TALEPLERİ YENİDEN DEĞERLENDİRİLMELİ!

Derneğimiz illerden gelen kardeşlerimizin sorun ve çözüm önerilerine dair hazırladığı talepleri 15.04.2020 tarihli ve 13143 sayılı dilekçemizle Türkiye Büyük Millet Meclisi(T.B.M.M.) Dilekçe komisyonuna sunduk ve dilekçemize her bir kardeşimizin 10 işlem sonrası verdiği 1.037 imzayla T.B.M.M.’de 2020 yılında en çok imzalanan dilekçe arasında yer aldı.

TBMM Dilekçe Komisyonu tarafından dilekçemizin 14.10.2020 tarihinde 7105 nolu karar sayısıyla karara bağlandığı ve talebimizin TBMM İç Tüzüğünün 116’ncı maddesiyle reddedildiği ve yapılan incelememizde aynı İç Tüzüğünün 117. maddesiyle dilekçemizin TBMM Üyelerince itiraza uğramadığı anlaşılmış ve olumsuz sonuçlanarak red cevabı ile tarafımıza 30.10.2020 tarihinde mail yoluyla iletilmiştir.

Kardeşlerlerimizin taleplerinde;

1) 18 yaşından önce çeşitli nedenlerle koruma kararı kaldırılan Yetiştirme Yurtlarından ayrılan kardeşlerimizin Kamuda İstihdamı.

-18 yaşından önce çeşitli nedenlerle Yetiştirme Yurtlarından ayrılan kardeşlerimiz, mahkemelerde %90 kazanıyorlar ancak, maddi sıkıntıdan dolayı hukuki imkanı olmayanların bir çoğu hala mağdur.Mahkemelerin kabul ettiği bu uygulamanın mevzuatla tamamen kolaytırılması elzemdir.

Geçmişte bir çok kardeşimizin sosyal incelemeleri düzenli yapılmadığından,  kaçak duruma düşenler ve ayrıca bazılarının hukuksuz bir şekilde ailesine teslimi veya yurttan çeşitli nedenlerle 18 yaşını doldurmadan ayrılan kardeşlerimize sahip çıkılmadığından, bu kardeşlerimiz toplumda maddi ve manevi bir çok zorluklar yaşamaktadırlar.

Örneğin 16 yıl devlet korumasında kalmış ancak 18 yaş öncesi sosyal inceleme sağlıklı yapılmadan koruması kaldırılan kamu da işe girememektedir. Ancak 2 yıl kalıp, 18 yaşında devlet korumasından ayrılan kamu da işe yerleştirilmektedir. Bu durum kardeşlerimiz araında eşitsizliklere ve mağduriyetlere yol açmaktadır.

Bazı kardeşlerimizin mahkemeye vererek kamuya atanma hakkını kazandığı, ancak maddi durumu olmayanların hukuk önünde kendilerini savunma imkanları bile bulunmamaktadır. Bu durumda olan kardeşlerimiz arasındaki ayrımı ve sosyal yaşamda kendilerini kurtarmaları için anayasal hak olarak yeni bir kanuni düzenleme sonucu bir defaya mahsus olmak kaydıyla kamuda istihdamları için imkan sağlanması sosyal devlet ilkesi gereği olarakta elzem olmaktadır.

Sosyal risklerle karşı karşıya kalan kardeşlerimizin talepleri yeniden değerlendirilmelidir.

2) Kamuda göreve başlatılmayan ve müstafi olan Kardeşlerimizin bir kereye mahsus kamuda istihdamı.

-2828 sayılı Sosyal Hizmetler Kanunu’nun ek-1 maddesiyle 1988 yılından 2014 yılına kadar herhangi bir sınırlana getirilmeksizin kamuda istihdamı sağlanan kardeşlerimizin 2014 yılında yapılan düzenlemeyle kamuda istihdamı bir kereliğine yerleşme şeklinde düzenlendi. Bu düzenlemeye göre atama işlemi gerçekleştirilmeden bile istihdam hakkından yararlanamayan kardeşlerimiz mevzuat olarak güvenlik hariç olmak üzere çeşitli sıkıntıları nedeniyle görevlerine başlatılmadı. Bir çok kardeşimizin maddi durumu olmadığından, zorlukla yaşamaktalar, sosyal risklerle karşılaşmaktalar, çok üzücü nedenlerle memuriyetten müstafi sayılanlar bulunmaktadır. Bir kereye mahsus kamuda istihdam hakkı talep ediyorlar.

KAMUDA GÖREV YAPAN KARDEŞLERİMİZ MAHKEMELER ARACILIĞIYLA HAKLARINI ALABİLDİLER.

3) Unvan Düzenlemesi ile ilgili Kanun Teklifine dair önerilerimizdi.

-27 Mart 2018 tarihinde 7103 sayılı yasayla 2828 sayılı Sosyal Hizmetler Kanunu’na eklenen yasal düzenlemelerle 27 Mart 2018 tarihinden itibaren devlet koruması altında yetişenlerden kamuda istihdam edilecek hak sahipleri öğrenim durumlarına göre kamuya yerleştirilecek ve daha önce öğrenim durumlarına göre yerleşemeyenlerin ise kurumların kadro ihtiyaçları dikkate alınarak sadece öğrenimle ihraz ettikleri unvanlara sınavsız atama hakkı getirildi.

Ancak bu şekliyle 27 Mart 2018 öncesi kamuya yerleşenlerden öğrenim durumuna göre atananlara kısıtlama getirildi, örnek verecek olursak bu tarihten önce düz lise mezunu Memur olamaz iken, yeni yasayla bu tarihten sonra düz lise mezunu direk memur olarak atanma hakkına sahip oldu. Bu durum anasaya ve sosyal devlet ilkelerine eşitsizlikler doğurdu. En bariz başka bir örnek ise mühendislik fakültesi mezunu olup, 27.03.2018 tarihinden önce memur olarak atanan, mühendis olarak kurumunca kadrosuna atanamadı.

Kaldı ki bu tarihten önce öğrenimle ihraz edilenlerin bile atamaları kurumların insiyatifine bırakıldı ve bir çok kurum bu atamaları reddetti. Kardeşlerimiz mahkemeler aracılığıyla haklarını alabildiler.

Bu duruma göre unvanla ilgili ise bir çok kurumda Teknisyenlik/Memur/Bilgisayar İşletmeni unvanına mahkeme kararıyla atananlar var, aynı durumda olup başka kurumlarda olanlardan ise mahkemeyi kaybedenler de var.

TALEPLERİMİZE SADECE CUMHURBAŞKANLIĞINCA İŞLEM YAPILDI.

Taleplerimiz ve çözüm önerilerine dair raporlarımız ve yazılarımızla ilgili olarak; Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına 06.02.2019 tarihli ve 6 sayılı, 28.02.2019 tarihli ve 13 sayılı, 17.05.2019 tarihli ve 31 sayılı, 6.11.2019 tarihli ve 60 sayılı, 22.04.2020 tarihli ve 06 sayılı, 30.06.2020 tarihli ve 31 sayılı ve 20.11.2020 tarihli ve 92 sayılı yazılarımızla Bakanlığa başvuruda bulunmuştur.

Taleplerimizi gerekçeleriyle birlikte destek istenmek üzere yasal düzenleme yapılması için Cumhurbaşkanlığına, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına ve Siyasi Partilere (AK Parti, MHP, CHP ve İYİ PARTİ) gönderildi.

Taleplerimize dair tek işlem sadece Cumhurbaşkanlığınca yapıldı. Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanlığınca 05.05.2020 tarihli ve 17799 sayılı yazıyla Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına gönderildi.

Son olarak, taleplerimize ve çözüm önerilerimize destek sağlamaları için 12 Kasım 2020 tarihinde MEMUR-SEN Konfederasyonuyla yapılan görüşmede 12.11.2020 tarihli ve 90 sayılı yazımızla ve 13 OCak 2021 tarihinde KAMU-SEN Konfederasyonuyla yapılan görüşmede 13.01.2021 tarihli ve 2 sayılı yazımızla da destek talep ettik.

TBMM tarafından taleplerimize red edilen karar etraflıca incelenmiş olup, mevzuat hükümleri gereğince reddedildiği anlaşılan dilekçemizin taleplerimizin yeniden işleme alınması için 20.11.2020 tarihi itibariyle Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Çocuk Hizmetleri Genel Müdürlüğüne derneğimizce resmi başvuruda bulunulmuştur.

Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN’ın 09 Ocak 2020 tarihinde atama töreninde “Korumaya muhtaç çocuklarımızın devlet baba, devlet ana her zaman yanındadır.” sözü ile Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Sayın “Devlet olarak elimiz hep çocuklarımızın üzerinde olacak. Biz onların her daim hamisiyiz.” sözleri devlet çocukları olarak bizler için çok büyük manevi değere sahiptir.

Yukarıda arz edilen hususlar dahil olmak üzere, kardeşlerimiz arasındaki bu eşitsizliğe son verilmesi için TBMM Üyelerince destek verilmesi öncelikli isteğimiz olup, ilgili Bakanlık ve tüm kurumların gerekli olumlu adımları atmasını derneğimizce talep etmekteyiz.

Kamuoyuna saygıyla duyurulur.

Salih ÇETİN

YADER Genel Başkanı

CUMHURBAŞKANLIĞI YAZISI

Aşağı doğru ok

BASIN BÜLTENİ

PDF HALİ

Aşağı doğru ok

YADER 2021-11 BASIN VE SOSYAL MEDYA BÜLTENİ

,