Güvenli bağlanma, bebek ile bakımının çoğunu sağlayan (genellikle anne olan) kişi arasındaki ilk temasla başlayan ve devam eden benzersiz, uzun vadeli, sözsüz iletişimin oluşturduğu duygusal bağdır. “Çoğu ebeveyn doğumdan sonra yeni doğan bebekleriyle güçlü bir bağ hissettiği gibi, bebekler de ebeveynlerine bağlanır. Bağlanma, etkileşimde bulunan iki kişi arasında gerçekleşmektedir. Güvenli bağlanma bebeğin gelecek hayatındaki insanlarla ilişkilerini, başkalarıyla ilgili duygularını yönetmeyi, strese karşı tepkisini, sorunlarıyla başa çıkma becerisini etkiler. Bağlanma, çocuğun tüm gelişimi boyunca devam eder, ancak yaşamın ilk 2 yılı en kritik dönemdir.” diyen Koç Üniversitesi Hastanesi Pediatri Uzmanı Dr. Necla İpar, “Bebeklerde Güvenli Bağlanma” konusunda detaylı bilgiler verdi.
Bir bebeğin ilk bağlanması genellikle annesiyle olurken, bebeklerin babalarıyla kurdukları bağ da çok önemlidir. Bebekler, kendilerine bakan diğer yetişkinlerle (anneanne, babaanne, bakıcı vb.) bağlanma geliştirseler de, en önemlisi ebeveynleriyle olan bağlarıdır.
Bir çocuğun sahip olduğu ilk ilişkiye ve bu ilişkinin çocuğun zihinsel gelişimi üzerindeki etkisine dayanan teoridir. Bu teori, başta John Bowlby ve Mary Ainsworth olmak üzere, birçok araştırmacının katkılarıyla geliştirilmiştir.
Bebeklik döneminde kuracağınız bu bağ bebeğinizin zihinsel, fiziksel, sosyal ve duygusal sağlığı üzerinde oldukça önemli bir etkiye sahiptir. Bebeklerin kendisine özen ve rahatlık sağlayan kişiye bakarak duygularını ve eylemlerini düzenlemeyi öğrenmelerinin ilk yoludur. Bu bağlanmanın kalitesi anne ruh sağlığı, bebeğin gelecekteki refahı, gelişimi, yaşam boyu adaptasyonu ve sağlıklı ilişkiler kurması açısından büyük rol oynamaktadır.
Bebeklerin bağlanmasının iki ana sebebi bulunmaktadır. İlk olarak, anneye bağlanarak tehlikelerden korunmak ve kendini güvende hissetmek, ikincil olarak ise, annenin verdiği güvenle etrafı bağımsız olarak keşfetme arzusudur.
Bağlanma, sözel olmayan duygusal ipuçlarının dinamik ve etkileşimli değişiminin bir sonucudur. Bebeğin ilk bağlanması genellikle doğal bir şekilde başlar. Bağlanma aynı zamanda siz bebeğin günlük rutin bakımını yaparken, ona bakarken ve onunla etkileşim kurarken gelişir. Bebeğin ağlamasıyla anne-babanın bebeğin ihtiyaçlarına karşılık vermesi sonucu başlar (örn. bebeği beslemek, kucaklamak veya bez değiştirmek). Bebeğin ihtiyaçlarına cevap verildiğinde, bebek kendini rahat ve güvende hisseder, bebeğin ihtiyaçlarının daha iyi anlaşılmasıyla bebek daha az stres yaşar.
Bebeğinizle güvenli bağlanma oluşturmak için doğumun hemen ardından başlayarak;
Güven verici dokunuşlar, özenli göz teması, sıcak ve sevecen bir ses tonu gibi sözsüz duygusal etkileşimler yoluyla bebeğinizle güvenli bir bağ geliştirebilirsiniz. Bebek, ağlama ve gülmenin yanı sıra, yüz ifadelerini taklit etme, işaret etme gibi jestlerle de annesiyle iletişim kurar. Bebeğin sinyalleri alınırken, sevgi ve sıcaklıkla karşılık verilmelidir.
Bağlanma, bebeğin ihtiyaçlarına sıcak, hassas ve tutarlı bir şekilde yanıt verdiğinizde gelişir. Siz bebeğinizin ihtiyaçlarına cevap verdikçe, o da size karşılık verecektir. Güvenli bağlanma ile bebeğinizi yatıştırmanın daha kolay hale geldiğini, onun yanınızda olmak istediğini ve size uzak olsa dahi tepki verdiğini fark edeceksiniz.
Bir bebeğin ağlamasına yanıt vermek, ona güvende olduğunu ve sevildiğini göstermenin en iyi yoludur. Ağladığı zaman kucağa almak bebeğinizi kucağa alıştırmaz, sevildiğini ve ebeveyninin yanında olduğunu hissettirir. Özellikle hasta, mutsuz ve sıkıntılı olduklarında, anne ve babanın yanında olduğunu hissetmesi önemlidir.
Güvenli bağlanan bebekler annelerini (duygusal bağ kurduğu kişiyi) güvenli bir üs olarak kullanır.
Güvenli bir bağlanma oluştuğunun ilk işaretlerine;
Bebekler, bakıcısı da dahil olmak üzere, hayatlarında birden fazla yetişkinle güvenli bağlanma geliştirebilirler. Bu, bebeklerin ebeveynleriyle olan özel ilişkisini etkilememektedir.
Güvenli ve sağlıklı bağlanma, çocuğun dünyayı keşfetmesini ve geri dönebileceği güvenli bir limana sahip olmasını sağlayan temeldir. Güvenli bağlanma, çocuğunuzun büyüdükçe sizden ayrılma (kreş veya okula başlama), başka çocuklarla vakit geçirme ve kendi kendini kontrol etme gibi durumlarla başa çıkmasına yardımcı olmaktadır. Bağlanma, çocuğunuzun diğer insanlara nasıl güveneceğini öğrenmesine de yardımcı olur, bu nedenle daha sonraki yaşamında sağlıklı ilişkiler geliştirmesinin önemli bir parçasıdır.
Bağlanma temel olarak, “güvenli” ve “güvensiz” bağlanma olarak ikiye ayrılır. Güvensiz bağlanma ise kendi içinde “kaygılı” ve “kaçıngan” bağlanma olarak ayrılır.
Ruh sağlığı açısından güvensiz bağlanmanın ileriki yaşamda psikopatolojik durumlarla ilişkili olduğu düşünülmektedir. Güvensiz bağlanan bebeklerin gelecekteki hayatında anksiyete ve depresif belirtiler gösterme açısından daha riskli olduğu, bu bebeklerin kendi benlikleriyle ilgili kafa karışıklığı olduğu, öğrenme ve başkalarıyla ilişki kurmada zorluk yaşadığı bilinmektedir.
Güvenli bağlanan bebekler çevrelerini keşfederken, bakıcılarını güvenli bir üs olarak kullanırlar. Bu bebekler, annesiyle ayrıldıktan sonra huzursuzluk yaşayıp annesini arar, ancak annesini tekrar gördüğünde onunla temas kurar ve kolayca sakinleşirler.
Kaygılı bağlanan bebekler, anneyi güvenli bir üs olarak kullanmakta zorluk çeker, annelerinden ayrıldıklarında derin bir endişe duyarlar. Tekrar temasa geçtiklerinde sakinleşmekte zorlanır ve annesine sıkıca yapışırlar.
Kaçıngan bağlanan bebeklerin ise daha önceki deneyimlerine göre annesine yakın olma çabası boşa çıkmıştır. Bu nedenle, annesiyle ayrıldıktan sonra sıkıntı çıkarmaz ve annesi döndükten sonra da temas kurmazlar.
Güvensiz bağlanan bebekler, yetişkinlerin güvenilir olmadığını öğrendikleri için insanlara kolay kolay güvenmezler.
Çoğu bebek annesine bağlanmaya hazır olarak doğar, ancak bazı durumlarda güvenli bağlanma sekteye uğrayabilir. Bunlar;
Kendi ebeveyniyle güvenli bağlanma geliştirmeyen ebeveynler, çocuklarıyla duygusal bağ kurmakta zorlanabilirler.
Güvenli bağ kurmayı engelleyecek ebeveyn zorluklar şunlardır:
Güvenli bağlanma “mükemmel” ebeveyn olmanızı gerektirmez, bebeğinizin ipuçlarının en az üçte birini anlamanız yeterli olacaktır. Güvenli bağlanma sürecinde babalar göz ardı edilmemelidir. Bebeklerin babalarıyla kurdukları bağ da oldukça önemlidir.
Kanguru bakımı 1979 yılında Kolombiya’da prematüre bebekler için kullanılacak küvez ve personelin yetersiz, enfeksiyon riskinin ise yüksek olması nedeniyle zorunlu olarak başlamıştır. Kanguru bakımı sonucunda prematüre ve düşük doğum ağırlıklı bebeklerde ölüm, ciddi hastalık, enfeksiyon riskinin daha az ve hastanede kalış süresinin daha kısa olduğunun gözlenmesi üzerine, prematüre bebek bakımında uygulanmaya başlanmıştır.
Kanguru bakımı yapacak kişinin (anne veya babanın) ön tarafı çıplak olacak şekilde açılır. Bebeğin üzerinde sadece bezi kalacak şekilde annenin (veya babanın) göğsüne yerleştirilerek, ten tene temas sağlanarak yapılır. Kanguruların yavrularını taşıma şekline benzediği için “kanguru bakımı” olarak adlandırılmaktadır.
Kanguru bakımının anne-bebek sağlığı ve çocuk gelişimi üzerindeki faydaları nedeniyle sadece prematüre bebeklerle sınırlanmayıp, sağlıklı ve zamanında doğmuş tüm bebeklerde uygulanması önerilmektedir.