Son bir yıldır sanırım en sık dinlediğim tını; Tool ‘un 1996 yılında çıkardığı Ænima albümünde yer alan “ Forty-Six & 2 ” şarkısı. Ve itiraf etmem gerekiyor ki, bu zamana kadar hiçbir şarkı beni ne bu denli meraklandırdı ve düşündürdü, ne de hakkında araştırma yaptırdı.
Tool , bugüne kadar “Forty-Six & 2” sözlerinin ne anlama geldiğine dair resmi bir açıklama yapmamış. Vokalist Maynard James Keenan da “yazdığım şarkı sözleri müziğin bir yorumudur; bu yüzden dinleyenler, sözlerden kendi anlamlarını çıkarmalı” dese de, oluşan yaygın bir düşünce var:
Meditasyon uzmanı ve yazar Drunvalo Melchizedek , insanlardaki uyumsuzluğun geçirecekleri [+2 kromozom] bir evrimle ortadan kalkacağı fikrini ortaya artıyor. Şarkı da bize bu değişimin, Jung ‘un [istenilmeyen, bastırılmış veya gizli tutulmuş kişisel özelliklerimizin oluşturduğu bilinçdışı kompleks veya ‘karanlık alan’ olarak adlandırılan] gölge arketipiyle yüzleşmemiz sayesinde olacağı umudunu aşılıyor.
Bu bana yetmiyor ve bu aralar deli gibi analitik psikolojinin kurucusu psikiyatr
Carl Gustav Jung
ve onun öğretilerini okuyor; kompleks, gölge, arketip, kolektif bilinçdışı, persona, ego, anima ve animus gibi kavramları daha iyi anlamaya çalışıyorum.
Toparlayabilirsem,
bir sonraki yazıda
bende iz bırakanları paylaşmaya çalışacağım. [Bu arada sözlerden sizin kendinize çıkardığınız anlamı öğrenmek isterim gerçekten.]
Forty-Six & 2’nun yayınlanmış resmi bir müzik klibi yok. Ancak bir hayranın yaptığı, içinde sözleri ve ayrıca Jung ve Melchizedek’ten alıntılar olan bir video var.
Hadi açın sesini:
Forty-Six & 2
Join in my, join in my child, and listen.
Digging through my old numb shadow…
My shadow’s shedding skin and I’ve been picking scabs again.
I’m down digging through my old muscles looking for a clue.
I’ve been crawling on my belly clearing out what could’ve been.
I’ve been wallowing in my own confused and insecure delusions
for a piece to cross me over or a word to guide me in.
I wanna feel the changes coming down.
I wanna know what I’ve been hiding in my shadow.
Change is coming through my shadow.
My shadow’s shedding skin, I’ve been picking my scabs again.
Join in my, join in my child and burn.
My shadow moves closer to meaning.
I’ve been crawling on my belly clearing out what could’ve been.
I’ve been wallowing in my own chaotic and insecure delusions.
I wanna feel the change consume me, feel the outside turning in.
I wanna feel the metamorphosis and cleansing I’ve endured within my shadow.
Change is coming.
Now is my time.
Listen to my muscle memory.
Contemplate what I’ve been clinging to.
Forty-six and two ahead of me.
I choose to live and to grow,
take and give and to move,
learn and love and to cry,
kill and die and to be paranoid and to lie,
hate and fear and to do what it takes to move through.
I choose to live and to lie,
kill and give and to die,
learn and love and to do what it takes to step through.
See my shadow changing, stretching up and over me soften this old armor.
Hoping I can clear the way by stepping through my shadow, coming out the other side.
Step into the shadow.
Forty six and two are just ahead of me.
———-
Bu da benim şarkı sözlerini – elimden geldiğince anlam kaybetmeden – Türkçeye çevirdiğim hali:
Kırk Altı ve 2
Katıl, katıl çocuğum ve dinle.
Eskimiş uyuşuk gölgemi deşiyorum…
Gölgem deri döküyor ve ben tekrar yara kabuklarını soyuyorum.
Altta o yaşlanmış kaslarımı deşerek bir ipucu arıyorum.
Karnımın üstünde sürünüyor, olanları boşaltıyorum.
Karışık ve güvensiz kuruntularımın içinde,
beni karşıya geçirecek bir kırıntı veya rehberlik edecek bir kelime için yuvarlanıyorum.
Değişimlerin indiğini hissetmek istiyorum.
Gölgemin içinde ne sakladığımı bilmek istiyorum.
Değişim gölgemden kurtularak geliyor.
Gölgem deri döküyor, ben tekrar yara kabuklarını soyuyorum.
Katıl, katıl çocuğum ve yan.
Gölgem anlama yaklaşıyor.
Karnımın üstünde sürünüyor, olanları boşaltıyorum.
Kendi kaotik ve güvensiz kuruntularımın içinde yuvarlanıyorum.
Değişimin beni yuttuğunu, dışarının içime teslim olduğunu hissetmek istiyorum.
Başkalaşmayı hissetmek ve gölgemin içinde katlandıklarımdan temizlenmeyi istiyorum.
Değişim geliyor.
Şimdi benim zamanım.
Kas hafızamı dinle.
Bedenime yapışanı düşün.
Kırk-altı ve iki önümde.
Ben, yaşamayı ve büyümeyi,
almayı ve vermeyi ve ilerlemeyi,
öğrenmeyi ve sevmeyi ve ağlamayı,
öldürmeyi ve ölmeyi ve paranoyak olmayı ve yalan söylemeyi,
nefreti ve korkuyu ve ilerlemek için ne gerekiyorsa onu yapmayı seçtim.
Ben, yaşamayı ve yalan söylemeyi,
öldürmeyi ve vermeyi ve ölmeyi,
öğrenmeyi ve sevmeyi ve buradan geçmek için ne gerekiyorsa onu yapmayı seçtim.
Bak gölgem değişiyor, esniyor ve üzerimdeki bu eski zırhı gevşetiyor.
Yolu açabilmeyi, gölgemin içinden geçerek diğer tarafa çıkabilmeyi umuyorum.
Gölgemin içine adım atıyorum.
Kırk altı ve iki işte tam önümde.
———-
Son günlerdeki sessizliğim; bedenime yapışan, katlandığım gölgemi tanımaya çalışmaktan!