Belirsiz Alacak Davası – 2021

Belirsiz alacak ve tespit davası, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 107. maddesiyle yeni bir dava türü olarak hukuk alanımıza girmiştir.

Bu değişiklik, belirsiz alacak davasına ilişkin bazı önemli konularda görüş ayrılıklarını da beraberinde getirdi. Öyle ki, uygulamada ve doktrinde, hangi davaların belirsiz alacak davası olarak açılabileceğine ve belirsiz alacak davasına konu edilen alacak belirlenebilir nitelikteyse ne şekilde karar verilmesi gerektiğine dair farklı görüşler mevcuttu. İhtisas alanı “İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku” olan daireler arasında dahi benzer konularda farklı değerlendirmeler yapılmaktaydı ve zıt yönde kararlar verilebilmekteydi. Bu kapsamda, örneğin bazı daireler belirli olan alacak taleplerinde belirsiz alacak davası açılması durumunda talep edilen tutarın beyan edilmesi ve eksik harcın yatırılması için davacıya süre verilmesi gerektiğini savunurken, diğerleri hukuki yarar yokluğu nedeniyle davanın usulden reddedilmesi gerektiği görüşündeydi. Hatta bahse konu görüş ayrılıkları, içtihadı birleştirme talebine konu edilmişti.

Belirsiz alacak davası alacaklarla ilgili miktarın tam olarak belirlenememesi durumunda ortak bir değerin bulunması amacıyla açılan davadır. Belirsiz alacak davası alacakların miktarının davacı tarafça belirlenmesi durumunda ise açılamaz. Belirsiz alacak davasında önemli olan nokta, davacıların tüm kurallara uymasına rağmen çeşitli sebeplerden dolayı miktarın belirlenememesi olarak öne çıkmaktadır. Ancak bu koşullarda belirsiz alacak davası açılabilir.

Herhangi bir alacağın miktarının tam olarak tespit edilememesiyle birlikte hak arayan davacılar, hukuk sistemindeki haklarına bağlı olarak yetkili mahkemelere dava açabilir. Alacak davalarının belirsiz olarak açılması için bazı şartların bulunması gerekmektedir. Uyuşmazlığa konu olan alacak miktarının tam olarak belirlenememesi şartı vardır.

İşçi ne zaman belirsiz alacak davası açabilir?

Belirsiz alacak davasının açılabilmesi için davanın açıldığı tarihte işçinin işverenden ne kadar alacağı olduğunu belirleyememesi gerekir. Bu duruma örnek olarak işçinin yemek, servis, prim, ikramiye, yakacak, giyim yardımı, özel sağlık sigortası vb. düzenlilik arz eden hizmetlerden yararlanması gösterilebilir. Yargıtay da bu hallerde belirsiz alacak davasının açılabildiğini kabul etmektedir.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 07.03.2018 tarihli ve 2015 / 2283 Esas ve 2018 /421 Karar sayılı kararında “Davacı vekili, davanın belirsiz alacak davası olduğunu belirterek, davacının alt işverenler nezdinde davalıya ait işyerlerinde çalıştığını ve iş sözleşmesinin haksız şekilde işverence feshedildiğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatları ile yıllık izin, fazla çalışma ve genel tatil alacaklarını istemiştir. Kıdem ve ihbar tazminatlarının hesap unsurları işçinin hizmet süresi ile son ücreti olup belirtilen hesap unsurlarından birine ilişkin tartışma ve belirsizlik alacağın da belirsiz olması sonucunu doğurmaktadır. Az yukarıda belirtildiği üzere kıdem ve ihbar tazminatlarının hesabına esas ücret giydirilmiş ücrettir ve giydirilmiş ücrete işçinin asıl ücretine ek olarak sağlanan para veya para ile ölçülebilen menfaatler de dâhil edilmektedir.

BU KAPSAMDA AYNİ OLARAK SAĞLANAN YEMEK YARDIMI VE SERVİS HİZMETİNİN PARASAL DEĞERİNİN DE TAZMİNAT HESABINDA GÖZ ÖNÜNDE TUTULACAĞI KUŞKUSUZDUR.

Belirsiz Alacak Davası Neden Açılır?

Hukuki alandaki davaların açılmasının farklı sebepleri bulunmaktadır. Kişiler ve şirketler arasındaki maddi uyuşmazlıkların çözülmesi için oldukça önemli olan alacak davaları farklı alanlarda incelenmektedir. Eda davası, tespit davası ve belirsiz alacak davası gibi birçok dava türü ile birlikte uyuşmazlıkların çözüme kavuşturulması sağlanır.

Dava sürecinin ilerlemesi için davaların amacının da net olarak bilinmesi gerekmektedir. Belirsiz alacak davalarında farklı amaçlar bulunmaktadır. Bu amaçlardan bazıları şu şekildedir;

Avukatlarımızın Yazısını Oylar mısınız?