Bükre Sena Sait; “Ben hayatta birçok mesleği benimsemiş bir insanım. Aynı anda birçok şeyi başarmak isteyen bir özelliğe sahibim” diyerek çok yönlü ve başarıya odaklı özellikleriyle dikkat çekiyor. Genç yaşta 10 parmağında 10 marifet birçok alanda kendini geliştiren oyunculukla birlikte aynı zamanda müzisyenlikle ilgili çalışmalara imza atan Bükre Sena Sait ile keyifli bir röportaj gerçekleştirdik.
Kısaca tanımlama denilince aklıma hep 3 kelime oyunu gelir. İnsanlar da sanırım beni şu üç kelimeyle tanımlar: Disiplinli, aşırı ve hırslı.
Aldığım sahne sanatları eğitimi aslında dans da dahil olmak üzere sahne üzerindeki her şeyi kapsıyor. Müzisyenlik kariyerinin başladığı zaman 2014 yılıydı. Youtube da Eminem şarkısının cover videosuna denk gelmiştim. Rap ile böyle tanıştım. 2018 yılında aktif olarak müzik hayatına da başladım.
Ben hayatta birçok mesleği benimsemiş bir insanım. Bu nedenle enerjimi tamamen eşit bölüyorum. Benimsediğim ve yapamadığım meslekler de var tabii. Asker olmak ve cadı olmak gibi. Ama bir çoğunu yapabiliyorum neyse ki. Çoğu da sanat dalları olduğu için dengelememe gerek kalmıyor. Çünkü sanat dalları arasında birçok fark varken kilit noktasında ben hiçbir fark görmüyorum.
Türk dizileri Latin Amerika da ve Arap ülkelerinde de hakikaten revaçta. Umarım bu şekilde ilerleriz. Hatta Latin ülkeleri için hazırlanan bir Türk yapımı için de görüşmelerim devam ediyor. Ben açıkçası görselden çok kitap okumayı tercih ettiğim için (metinlerle aram daha iyi) kısıtlı dizi takip edebiliyorum. Ama büyük bir game of thrones, Harry Potter, vikings hayranıyım. Türk dizilerinde de dönem dizileri daha çok ilgimi çekiyor.
İzlemeyi de sevdiğim için dönem-tarih dizilerinde oynamayı daha çok isterdim. Bu açıdan baktığımızda Tims Muhteşem Yüzyıl bence kostümleriyle karakteriyle çok renkli bir projeydi. Günümüz için ise Aşkı Memnu gibi roman uyarlamalarında da rol almak keyifli olurdu.
Aslında her oyuncuyu kafamda farklı bir yere kodlamışım. Ama bende iz bırakanlardan bazıları: Oktay Kaynarca, Halit Ergenç, Metin Akdülger, Haluk Bilginer, Farah Zeynep Abdullah, Ezgi Mola, Canan Ergüder gibi isimler.
Yukarıda saydıklarım ve niceleri. Umarım hep farklı isimlerle çalışmak nasip olur.
Kendi Düşen Ağlamaz dizisindeki karakterimin adı Buket. Buket zengin bir aileden geliyor ve Z kuşağının niteliklerini barındırıyor. Fakat bence Buket şımarık görünmek isterken sınıf ayrımlarına çok da inanmayan, duygusal bir kız. Sadece fazla kırılgan olduğu için aniden öfkeli bir yapıya bürünebiliyor.
Oyunculuk bağlamında hedefim çok net. Elbette süreç gösterecek fakat denenmemiş, psikolojik farklılıklara sahip ve daha önce hayatımda ezberlemediğim karakterle devam etmek istiyorum. Mümkünse bu kişiler benimle aynı coğrafyaya dahi sahip olmasınlar.
Başarı hem ezberlemek hem de ezberlememektir. Kelimesi kelimesine bildiğin bir cümlenin üzerine doğaçlama konuşabilmektir sanırım. Doğru yerde doğru insiyatifi almaktır, bu her sektörde böyle.
Kariyer denince aklıma tüm meslekler ve disiplinlerarası çalışmalarım geliyor. Aynı anda birçok şeyi başarmak. Çünkü tek bir şeyi herkes başarabilir.
İşte bu çalışmadığım yerden geldi. Mutluluk bana çok uzak bir kavram. Ben çoğunlukla mutluluğu heyecan duygusuyla değiş tokuş ederim.
O yol için ayakkabıları hazırsa bir an önce koşsunlar. Çünkü uzaktan baktığımızda hedef çok uzak görünse de yolda kestirme tabelalarıyla da karşılaşabiliyoruz. Etrafında onlara olmaz bunun için yıllarını vermen lazım diyen hiçbir insana da inanmasınlar. Tecrübe yıllarla oluşmaz. Yıllara ihtiyacı olan ve olmayan insan arasında keskin bir fark vardır.