Bilişim Sistemleri Suretiyle Nitelikli Dolandırıcılık Suçlarında ( İlan vermek suretiyle ) Suç Vasfının Tespitindeki Kriterler

Bilişim sistemleri suretiyle işlenen dolandırıcılık suçlarında suça konu eylem bilişim sistemleri kullanılmış olması halinde direkt olarak nitelikli dolandırıcılık suçunun oluştuğu yönünde soruşturma ve cezaların verildiğini görmekteyiz.  Suçun unsurlarının oluşması için var olması gereken, aranması gereken bazı kriterler olmalıdır. Bilişimin hızlıca geliştiği günümüzde bilişim kültürünün geride kaldığını görmeli ve bilişim hukukununda burada dengeyi yani adalet terazisini bu gerçekliğe göre dengelemelidir.  Bilişim hukuku, gelişen bilişim teknolojilerini ve toplum gerçekliğinden uzak olmadan sorunları ele almalıdır. Bu sebeple ezberci yaklaşımla hareket etmek yerine günümüzün bilişim ihtiyacına göre toplumsal eksiklikleri görerek güncel içtihat birliği sağlanmalıdır.

Son zamanlarda özellikle banka hesap sahiplerinin iradeleri dışında hesaplarının kullanılması veya sosyal medya hesaplarının 3.kişiler tarafından ele geçirilmesi sebebiyle suça konu olayda kullanılması nedeniyle bu şahıslarında yargılaması yapılabilmektedir.

Bilişim sistemlerinin gelişmesiyle, bilişim kültürü aynı doğrultuda ilerlemediğinden mevcut düzenlemenin yeterli olduğunu söylemek doğru olmayacaktır. Mevcut düzenlemede bilişim sistemleri üzerinden gerçekleştirilen her eylem nitelikli olarak değerlendirilmekte ve bu nitelikli dolandırıcılık suçunun uzlaşmaya tabi olmaması sebebiyle de uzun süren yargılamalara sebebiyet vermektedir.

Mevcut düzenlemede suça konu olayın miktarına bakmaksızın failin nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediği ve en ağır cezayla yargılanmasını öngören kanuni düzenleme suçun mağdurunun kusurunu göz önüne almamıştır.

Daha önceki yazılarımızda da değindiğimiz gibi bu suçlarda suç kastıyla hareket etmeyen, sadece basamak olarak kullanılan kişilerin yoğunlukta olduğuna vurgu yapmıştık. Ancak nihayetinde banka hesabının kullanılmış olması sebebiyle kişinin yargılaması yapılmakta ve durumuna göre beraat veya ceza verilmektedir. Hal böyleyken hesabını kullandıran kişinin en azından suça iştirak edip etmediği araştırılırken mağdurunda gerekli özeni gösterip göstermediği araştırılmalıdır. Mağdur maddi anlamda bir zarar görürken hesabı kullanılan kişilerde manevi olarak zarar görmektedir. Çünkü suça iştirak etmeyen kişilere ulaşılmayınca hesabı yoğun kullanılmış bir kimse uzun yıllar boyunca kendisini ağır ceza mahkemelerinde izah etmek zorunda kalmaktadır.

İcra hukukunda eskiden evlerde haciz işlemleri yapılır ve borçtan dolayı kişiler daha ağır yaptırımlarla karşı karşıya kalırken yeni icra iflas kanunu ile bu mağduriyetlerin önüne geçilmek istenilmiştir. Daha medeni bir kanun olan bu kanunla maddi konulardan ötürü kişilerin özgürlüğünün kısıtlanamayacağına vurgu yapılmıştır. İcra işlerinde de özellikle alacaklıya daha dikkat zorunluluğu getirilmiştir.

Mağduriyetlere baktığımızda kişiler ünlü ilan sitelerinden muadilinden daha az tutarda gördüğü ilanları hiç denetlemeden ve sorgulamadan o an ki fiyattan faydalanmak suretiyle hareket ettiklerini görmekteyiz. Hatta çevresindeki uyarıları bile dikkate almayarak ilandan gördükleri kişilerin hesaplarına ödeme yaptıklarını görmekteyiz. Bu durumda bu şahıslar aldatılmış olsa da gerekli özeni göstermediği için bu eylem sebebiyle bilişim sistemleri suretiyle aldatıldığını düşünmek doğru olmayacaktır. Faile yüklenen sorumluluk gibi mağdura da aynı sorumluluk yüklenmelidir. Mağdur, ilana konu olan olay araba ise bu arabaya kapora gönderilecekse en azından ruhsat fotokopisini almalı ve bu ruhsatın sahibi ile gönderilen banka hesabının kendisine ait olmasını sorgulaması kendisinden beklenmelidir. Hiç görmediği bir arabaya kapora gönderilmesinin mümkün olmaması da söylenebilir. Yani gördüğünüz gibi birçok sebep bulunabilirken hesabına para gelen kişinin arkadaşının talep ettiğine ve ona güvendiği için hesabımı kullandırdım savunmasına itibar edilmemesinin adil olmadığını düşünmekteyiz.

Yargıtay 15 Ceza Dairesi’nin 2012/15744 esas ve 2014/7640 karar sayılı ilamında bir ilan vermek suretiyle eylemin gerçekleştirilebilmesi halinde söz konusu ilanın denetime el verişli olacak şekilde tespit edilerek aldatıcı niteliğinin bulunup bulunmadığı hususunun tespit edilmesi, ilanın bulunmaması ya da aldatıcı özelliği olmadığının anlaşılması halinde eylemin nitelikli dolandırıcılık değil basit dolandırıcılık suçuna vücut vereceği

şeklinde kararı bulunmaktadır.

Sonuç olarak, bilişim sistemleri suretiyle işlenen suçlarda suçun mağduruna gerekli araştırmayı ve özeni gösterseydi bu dolandırıcılık eylemi olmazdı diyebilecek durumların varlığı halinde yani aldatıcı özelliğinin basit bir araştırma ile anlaşıbilmesi durumunun varlığı halinde suçun nitelikli dolandırıcılık değil basit dolandırıcılık suçuna vücut vermesi gerektiği düşüncesi taşımaktayız. Ayrıca bu yönde oluşan mağduriyetlerden ötürü birçok kişi sanık olarak yargılanmaktadır. Yapılacak bir kanuni düzenleme ile bilişim sistemleri suretiyle işlenen suçlarında uzlaştırma kapsamına alınması hem yargı yükünün azalmasında hemde toplumsal uzlaşı bakımından oldukça elzem bir durum olduğu kanaati taşımaktayız.

İlgili Diğer Hukuki Makaleler :