Bir kömür parçasının gücü

Bugün İsviçre’deki Nükleer Araştırma Merkezi’nden (CERN) gelen şaşırtıcı haberle başlayalım. Sanıyorum bu gelişme, hem dünya medyasında hem de fizik çevrelerinde önemli bir tartışmanın başlangıcı olacak. Ama bu tartışmanın, Einstein’ın teorisi üzerinden devam edeceğini sanmıyorum.  Zaten bu Einstein’a haksızlık olur. Çünkü onun kuramının adı ‘görelilik kuramı’ dolayısıyla adı görelilik olan bir kuramın mutlak olacağını savunmak pek mümkün değil.  CERN’de yapılan deneyin Einstein’ın kuramının çöktüğ ü haberi ile verilmesinin nedeni de nötrino parçacıklarının ışık hızını geçmeleri… Çünkü görelilik kuramı, ışık hızını sabit bir değer olarak alır. Kuramın ışık hızının geçilemeyeceği varsayımı ise, bir cismin kütlesi ile hızı arasında kurulan ilişkide gizli. Yani cismin kütlesi cisim hızlandıkça artar. Işık hızında maddenin kütlesi sonsuza gider. Dolayısıyla ışık hızını, bir kütleye sahip madde geçemez. Çünkü burada hız ile kütle arasındaki ilişki, kütleye uygulanan enerjinin kütleye hâkimiyetini kaybetmesiyle son bulur.  İşte zaten CERN’de yapılan deneye en temelli itiraz da bu noktada geliyor; deneyin öznesi olan nötrino parçacıklarının kütlesi yoktur; dolayısıyla böyle bir deneyin öznesi olamazlar, olsalar bile burada ışık hızının aşılması görelilik kuramının çöktüğü anlamına gelmez.

Einstein’ın kuramının bize içinde bulunduğumuz evrenin yasalarını açıklayan birçok yönü olduğu gibi, kuram, bu yasalardan da öte, temel bir felsefi anlayışı ve bu anlayışın diyalektiğini ortaya koyar.  Ancak bu kuramın matematik bütünlüğünde ışık hızı sabittir. Einstein’ın, ışık hızının aşılamayacağı çürütülerek, aşılması tabii mümkündür ama bu bir başka boyut ve matematik model gerektirir. Bu olmadan Einstein’ın aşıldığını söyleyemeyiz.

Bu açıdan Einstein Newton’u aşmıştı ama Newton olmadan da Einstein olamazdı. Newton’un temel (hiç aşılmayacak) katkısı, hareketle ilgili evrensel önerme ve yasaları, akıl yürütmeyle doğrulabilir nitel hükümler olmaktan çıkarıp, hareketin dinamiğinin sayısal (nicel) deneylerle yanlışlanabilir ve yeniden inşa edilebilir matematiksel değerlere dönüşmesinin yolunu açmasıdır. Newton yasaları, mekaniğin yasalarıdır; çünkü bu yasalar, bir sanayi devriminin ilk makineleri gibi, kurulup, bir iki yağlamayla, hiç aksamadan çalışacak bir saat düzeninde dünyayı tahayyül etmişlerdir. Zaten kapitalizmin ve onun sanayisinin modernizmi ve ‘aydınlanması’ da bu ‘mekanik’ -determinist- yukarıdan belirlenen temel üzerinde biçimlenmedi mi? Aslında Einstein’ın kuramı, tam da bu mekanik işleyişi aşar.  Maddenin enerjiden ayrı olamayacağı ve birbirine dönüşeceğinin ispatlanması, sanayi sonrası toplumun temelinin ilk harcıdır. Bütün kütlesi olan maddeler yoğunlaşmış enerjidir. Kuram, burada enerji ile madde arasında ışık hızı sabitiyle ilişki kurar ve enerjiyi açığa çıkartır. ( E=m c2) Einstein’ın deyimiyle bu formül, bir kömür parçasının bütün Prusya Ordusu’ndan daha güçlü olduğunu anlatır.

————————————————————————

Değerli dolar krizi militerleştirir…

Nükleer enerji, ilkönce bir denge kurdu ama bu denge, sonra bütün dengeleri değiştirerek, önceden belirlenmiş her şeyi yerle bir etti. Nükleer teknolojinin bugün giderek yaygınlaşması ve ulus-devletlerin tekelinden çıkması bize güçlü olanın ‘belirleyici’ olamadığı bir dünya sunuyor. Kuantum kuramı, bütüncül, önceden belirlenemez ama tek bir bireyin bile belirleyici olabileceği yeni kaotik bir dengeyi önümüze koyuyor. Bu kaotik dengenin zaten kendisi ve evrenin bunun üzerindeki yolculuğu tıpkı Newton gibi Einstein’ında aşılması gerektiğini bize söylüyor. Bu anlamda CERN’deki deney çok tartışılacak ama Einstein’ın akıbetinin Newton’dan farklı olacağını sanmayın.

Tam burada şu ‘dolar n’olcak’ meselesine gelelim. Cuma günü de yazdım. Doların bu şekilde değerlenmesi hiç hayra alamet değil. Bu, ABD için de bir çıkış yolu olmamalı. FED, bu operasyonu, uzun vadede faizleri sabit tutmak ve Obama’nın elini güçlendirmek için yaptı. Ancak değerli dolara dönmek, ABD için, militarizme dayalı bir ekonomiye yaslanarak krizi aşmak anlamına gelir. Bunu Bush yaptı ve yenildi. Obama’nın yolu bu olmamalı. Bugün Einstein’ın kuramının aşılıp aşılmadığını tartıştığımız bir dünyada, ABD’nin bu açıklarla, yeniden yüksek dolara dönmesi ve bunu dünyaya empoze etmesi, insanlığın Newton yasalarına biat etmesi anlamına gelir.

Değerli dolar krizi militerleştirir…

Nükleer enerji, ilkönce bir denge kurdu ama bu denge, sonra bütün dengeleri değiştirerek, önceden belirlenmiş her şeyi yerle bir etti. Nükleer teknolojinin bugün giderek yaygınlaşması ve ulus-devletlerin tekelinden çıkması bize güçlü olanın ‘belirleyici’ olamadığı bir dünya sunuyor. Kuantum kuramı, bütüncül, önceden belirlenemez ama tek bir bireyin bile belirleyici olabileceği yeni kaotik bir dengeyi önümüze koyuyor. Bu kaotik dengenin zaten kendisi ve evrenin bunun üzerindeki yolculuğu tıpkı Newton gibi Einstein’ında aşılması gerektiğini bize söylüyor. Bu anlamda CERN’deki deney çok tartışılacak ama Einstein’ın akıbetinin Newton’dan farklı olacağını sanmayın.

Tam burada şu ‘dolar n’olcak’ meselesine gelelim. Cuma günü de yazdım. Doların bu şekilde değerlenmesi hiç hayra alamet değil. Bu, ABD için de bir çıkış yolu olmamalı. FED, bu operasyonu, uzun vadede faizleri sabit tutmak ve Obama’nın elini güçlendirmek için yaptı. Ancak değerli dolara dönmek, ABD için, militarizme dayalı bir ekonomiye yaslanarak krizi aşmak anlamına gelir. Bunu Bush yaptı ve yenildi. Obama’nın yolu bu olmamalı. Bugün Einstein’ın kuramının aşılıp aşılmadığını tartıştığımız bir dünyada, ABD’nin bu açıklarla, yeniden yüksek dolara dönmesi ve bunu dünyaya empoze etmesi, insanlığın Newton yasalarına biat etmesi anlamına gelir.