Borçlunun alacaklıyı zarara uğratması İcra İflas Kanununda alacaklısını zarara sokmak kastı ile mevcudunu eksiltme suçu olarak düzenlenmiştir. Borçlunun alacaklıyı zarara uğratması, haciz yolu ile takip talebinden sonra veya bu talepten önceki iki yıl içinde borçlu alacaklısını zarara sokmak maksadıyla,
mevcudunu suni surette eksiltmesidir. Veya taşınmaz rehni kapsamında bulunan eklentinin taşınmaz dışına çıkarılması gerekir. Bu durumda icra suçu oluşur.
Borçlunun alacaklıyı zarara uğratmasında bu suçun oluşabilmesi için bazı şartlar gerçekleşmiş olmalıdır;
-Haciz yolu ile takip talebinden sonra veya bu talepten önceki iki yıl içinde,
-İflas takibinden veya doğrudan doğruya iflas hallerinde iflas talebinden önceki iki yıl içinde
-Konkordato mühleti veya iflasın ertelenmesi talebinden önceki iki yıl içinde ya da konkordato mühleti talebi veya iflasın ertelenmesi talebinden sonra işlemiş icra suçu olmalıdır.
Borçlunun alacaklıyı zarara uğratması suçunda dava açıldığı takdirde müşteki yani şikayet eden alacaklı veya alacaklılardır. Sanık ise alacaklısına zarar vermek amacıyla malvarlığını azaltan kimsedir. Alacaklı borçlunun aleyhine aciz belgesi aldığını veya alacaklı alacağını alamadığını ispat ettiği takdirde, borçlu altı aydan üç yıla kadar hapis ve bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
İflas takibinden veya doğrudan doğruya iflas hallerinde iflas talebinden yukarıda belirtilen fiilleri işleyen borçlu hakkında da bu fiiller başka bir suç oluştursa dahi bu hükümler uygulanır.
Konkordato mühleti veya iflasın ertelenmesi talebinden önceki iki yıl içinde ya da konkordato mühleti talebi veya iflasın ertelenmesi süresinden sonra belirtilen fiilleri işleyen borçlu hakkında da bu hükümler uygulanır.
Taşınmaz rehni kapsamında bulunan eklentinin rehin alacaklısına zarar vermek kastı ile taşınmaz dışına çıkarılması halinde, eklentinin zilyedi iki yıldan dört yıla kadar hapis ve bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. Bu suçlar alacaklının şikayeti üzerine takip olunur.
Borçlunun alacaklıyı zarara uğratması suçunda suç üzerinde şikayet üzerine takip yapılır ve suçun öğrenildiği günden itibaren üç ay içinde ve herhalde 1 yıl içinde şikayetin yapılması gerekir.
Borçlunun alacaklıyı zarara uğratması suçunda dava zamanaşımı, ceza davalarına özgü suç tarihinden itibaren yasada yazılı süre içinde sanığın yargılanmasının tamamlanması eğer yargılama tamamlanmazsa bu davanın düşmesidir. Borçlunun alacaklıyı zarara uğratması suçu zaman aşımı süresi 8 yıldır.
Borçlunun alacaklıyı zarara uğratması suçunda ceza zamanaşımı ise 10 yıldır. On yıl içinde sanığa ceza verilmedi ise 10 yıl dolduktan sonra sanığa ceza verilemez.
Borçlunun alacaklıyı zarara uğratması suçu bir icra suçudur. İcra suçları için görevli mahkeme İcra Ceza Mahkemesidir. İcra suçları için yetkili mahkeme ise borçlunun yerleşim yeri mahkemesi veya suçun işlendiği yer mahkemesidir.
ÖZET : Alacaklısını zarara uğratmak kastıyla mevcudunu eksiltmek suçundan sanıklar hakkında, sanıkların yapmış oldukları taşınmaz devrinin gerçekten alacaklıları zarara uğratmak kastıyla yapılıp yapılmadığı,devrin muvazaalı olup olmadığı, sanıklar arasında borç ilişkisi olup olmadığı varsa bu borcun kaynağı araştırılarak hayali borç ikrarına dayanıp dayanmadığı tespit edilmeden beraat kararı verilmesi hatalıdır.
DAVA : Alacaklısını zarara uğratmak kastıyla mevcudunu eksiltmek suçundan sanıklar … hakkında beraat kararı verilmiş, hüküm yasal süresi içerisinde şikayetçi vekili tarafından temyiz edildiğinden, Yargıtay C.Başsavcılığının bozma istemli tebliğnamesiyle dosya Daireye gönderilmiş olmakla, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okunarak; GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
KARAR : Şikayetçi vekilinin şikayet dilekçesinde sanık …’nin alacaklıları zarara uğratmak kastiyle 5396 ada 5 parselde kayıtlı 1 ve 5 nolu bağımsız bölümleri diğer sanık …’a devrettiğini iddia etmesi karşısında; bu devrin alacaklıları zarara uğratmak kastıyla yapılıp yapılmadığı, devrin muvazaalı olup olmadığı,sanık … arasında borç ilişkisi olup olmadığı varsa bu borcun kaynağı araştırılarak hayali borç ikrarına dayanıp dayanmadığı tespit edilmeden ve takibin iptaline karar verilmediği halde ortada geçerli bir takip bulunmadığı gerekçesiyle yazılı şekilde beraat kararı verilmesi isabetsiz olup,
SONUÇ : Temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden hükmün istem gibi BOZULMASINA, 02.04.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.