Evliliğin boşanmayla sonuçlanması eşlerin ikisi için de üzücü bir durum olmasının yanı sıra, bu süreç taraflar için ekonomik kaygıları da beraberinde getirir. Ülkemizin sosyolojik yapısı göz önüne alındığında boşanmadan ekonomik olarak daha çok etkilenen tarafın kadınlar olduğu da bir gerçektir. Zira ülkemizde birçok kadın evlilik nedeniyle veya çocukların bakımını üstlenmek amacıyla işten ayrılır.
Uzun yıllar çalışmamış bir kadının boşanma sürecinden ekonomik olarak fazlasıyla etkileneceği ve boşanma sonrasında yine belli sıkıntılarla karşı karşıya kalacağı ortadadır. Bu nedenle boşanan kadının hakları ve kadınların bu hakların neler olduğunu bilmeleri önemlidir. Peki bu haklar nelerdir? Boşanma sürecindeki kadın hakları, maddi ve manevi haklar olarak ikiye ayrılabilir:
Ayrı Yaşama Hakkı: Evlilik birliğinin devamı süresince eşler ortak aile konutunda birlikte yaşamakla yükümlüdür. Boşanma davası açıldığında ise her iki taraf da aile konutu dışında yaşayabilir.
Tedbiren Velayet Hakkı: Ayrı yaşama hakkının bir sonucu olarak çocukların boşanma davası süresince hangi tarafta kalacağı sorunu ortaya çıkar. Bu sorun “tedbiren velayet” kurumu sayesinde çözülür. Mahkeme dava süresince çocukların hangi ebeveyn yanında kalacağına karar verir. Bu karar “Çocuk İçin Geçici Himaye Tedbiri” veya “Tedbiren Velayet” olarak adlandırılır.
Çocuğun Teslim Edilmesini İsteme Hakkı: Boşanma sürecinde çocuğun baba tarafından alıkonulması ve anneye gösterilmemesi sık karşılaşılan bir durumdur. Özellikle anneyle duygusal bağa daha fazla ihtiyaç duyan küçük yaş grubu çocuklar ve bebekler söz konusu olduğunda bu durum telafisi zor sonuçlara sebebiyet verebilir. Bu durumda annenin “Çocuğun Kendisine Teslim Edilmesini İsteme” hakkı vardır. Mahkemeden bu konuda öncelikli olarak karar vermesi istenmelidir.
Çocuk İle Kişisel İlişki Kurma Hakkı:
Bu hak çocuğun velayetinin mahkemece babaya verilmesi durumunda kullanılacak bir haktır. Çocuğun velayeti boşanma davası devam ederken “tedbiren”, veya boşanma davası sonuçlandığında “hükmen” babaya verilmiş olabilir. Bu durumda hem annenin hem de çocuğun birbiriyle ilişki kurma hakkını korumak gerekir. Anne ile çocuğun birbirlerini hangi sıklıkta ve ne şekilde görebilecekleri mahkemece belirlenir.
Ortak Konutun Özgülenmesini Talep Etme Hakkı: Boşanma sürecinde tarafların birbirine karşı yıpratıcı davranışlarda bulunmaları maalesef sıklıkla karşılaşılan bir durumdur. Erkeğin kadını ortak konuttan uzaklaşmaya zorlayıcı hareketlerde bulunması bunun en sık yaşanan örneklerindendir. Böyle bir durumda kadın ve çocukların mağdur olmalarını önlemek amacıyla ortak konutun kadına ve çocuklara özgülenmesi talep edilebilir.
Aile Konutu Şerhi Hakkı: Yine tarafların birbirini yıpratma çabalarından biri olarak, diğer eşin kendi adına kayıtlı olan ve ailece yaşanan konutu satması gibi durumlar sıklıkla yaşanır. Bunu önlemek için kadının tapuda aile konutu şerhi konulmasını talep etme hakkı vardır.
Çocuk İçin Tedbir Nafakası Hakkı: Dava boyunca çocuğun velayeti tedbiren anneye verilmiş ise çocuğun barınma ve benzeri ihtiyaçları için annenin tedbir nafakası talep etme hakkı vardır. Belirtmek gerekir ki anne talep etmemiş olsa dahi, mahkemece tedbiren velayet kararı verilirken, çocuğun ihtiyaçları için tedbir nafakası da hakim tarafından belirlenir.
İştirak Nafakası Hakkı: Dava sonuçlanıp boşanma kararı kesinleştiğinde, çocuk için belirlenen tedbir nafakası sona erer ve yerini iştirak nafakasına bırakır. Velayet kendisine verilmeyen taraf, çocuk reşit oluncaya kadar çocuğun ihtiyaçlarının karşılanması için mahkemece belirlenen iştirak nafakasını ödemekle yükümlüdür.
Kadın İçin Tedbir Nafakası Hakkı: Tıpkı çocuk için bağlanan tedbir nafakası gibi, kadın için tedbir nafakası da talep edilmemiş olsa dahi hakimin re’sen karar vereceği bir konudur. Boşanma davası süresince yoksulluğa düşecek olan kadının, diğer eşten tedbir nafakası talep etme hakkı vardır. Önemle belirtmek gerekir ki bu nafakanın bağlanması için kadının hiçbir gelirinin olmaması şartı aranmaz. Yoksulluğa düşecek olması yeterlidir. Ayrıca kadının boşanma davasında davalı veya davacı olması da bu hakkını etkilemez. Boşanma davasını kadın açmış olsa dahi kendisi için tedbir nafakası isteminde bulunabilir. Tedbir nafakası dava devam ettiği sürece ödenir. Mahkemece hüküm verilip kesinleştiğinde sona erer.
Yoksulluk Nafakası Hakkı: Dava sonuçlanıp boşanma kararı kesinleştiğinde kadın için belirlenen tedbir nafakası yerini yoksulluk nafakasına bırakır. Böylece boşanma nedeniyle yoksulluğa düşecek olan kadınların haklarının korunması amaçlanmıştır.
Maddi ve Manevi Tazminat Hakkı: Kadın eşinin boşanmaya sebebiyet veren kusurlu davranışları nedeniyle maddi ve manevi tazminat talebinde bulunabilir. Tazminat talebinde bulunan kadının diğer eşten daha az kusurlu veya kusursuz olması gerekir.
Ziynet Eşyası Alacağı Hakkı: Evlenirken takılan ziynet eşyası kadının hakkıdır. Boşanan kadın bu ziynet eşyasını veya değeri kadar parayı diğer eşten talep edebilir.
Sinan Eroğlu Hukuk ve Danışmanlık olarak, her iki taraf için de yıpratıcı olan boşanma davası sürecini en kolay şekilde tamamlayabilmeniz ve hak kaybı yaşamamanız için deneyimli ve profesyonel ekibimizle yanınızdayız.