Boşanma Davası : Ziynet Ve Çeyiz Eşyası

Boşanma Davası : Ziynet Ve Çeyiz Eşyası

T.C.

YARGITAY

3. HUKUK DAİRESİ

BAŞKANLIĞI

ESAS NO: 2013/10568

KARAR NO: 2013/12800

Y A R G I T A Y İ L A M I

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ: ORHANGAZİ ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ

TARİHİ: 20/02/2013

NUMARASI: 2010/661-2013/101

DAVACI: ………………VEK. AV.MERAL DEMİRBAŞ

DAVALILAR: 1 -……………, 2 – …………………..VEK……………

Taraflar arasında görülen alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli

mahkemece verilen hükmün temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasıdavalı vekili

tarafından istenilmekle; taraflara yapılan tebligat üzerine duruşma için tayin olunan günde

temyiz eden davacı vek.Av.Erdal Yüksel geldi. Aleyhine temyiz olunan davalı vevekili

gelmedi. Gelen vekilin sözlü açıklamaları dinlendikten sonra işin incelenerek karara

bağlanması için 17.09.2013 gününe bırakılması uygun görüldüğünden, belli günde dosyadaki

bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü.

Y A R G I T A Y KA R A R I

Davacı vekili dilekçesinde; davalının 2010/Ağustos ayında zor kullanarak davacıyı ve

davacıyı almak için gelen babasını evden kapı dışarı attığını, taraflar arasında boşanma

davasının sürdüğünü, düğünden önce çeyiz listesi yapıldığını, bunların teslim edildiğini ve

ziynet eşyalarının (düğünde takılanlar ve çeyiz senedinde yazılı olanlar) düğünden 1 hafta

sonra davalı eşi ve kayınpederi tarafından düğün borçları ödeneceği belirtilerek davacının

elinden alındığını ve geri verilmediğini belirterek, 25.000 TL altın ve çeyiz eşyası bedelinin

tahsilini talep edilmiştir.

Davalı vekili cevabından; ziynet eşyalarının davalılarda kaldığı iddialarının asılsız

olduğunu, evden zorla atıldığı iddiasının da iftira olduğunu, çeyiz eşyalarının ise istendiği

takdirde iade edileceğini belirterek, davanın ziynet eşyalarına yönelik reddini dilemiştir.

Mahkemece; ziynet eşyalarının iade edilmek üzere davalılara verildiği ve davacının

zorla evden gönderildiği kanıtlanamadığından, ziynet eşyalarına yönelik talep reddedilmiş,

çeyiz eşyaları yönünden ise, davalı iadeyi kabul etmişse de, davacının bedel talep ettiği,

birlikte kullanılan bu eşyaların bedelinin iadesinin ise hakkaniyete ve menfaatle dengesine

uygun görülmediğinden reddedilmiştir.

Hükmü, davacı vekili temyiz etmektedir.

Türk Medeni Kanununun 6.maddesi uyarınca; kanunda aksine bir hüküm

bulunmadıkça, taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla

yükümlüdür. Gerek doktrinde, gerek Yargıtay İçtihatlarında kabul edildiği üzere ispat yükü

hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kimseye düşer. Öte

yandan ileri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimse iddia ettiği

olayı kanıtlaması gerekir.

Davacı kadın, dava konusu edilen ziynet eşyalarının davalıda kaldığını ileri sürmüş,

davalı koca ise onun tarafından götürüldüğünü savunmuştur. Hayat deneylerine göre olağan

olanın bu çeşit eşyanın kadın üzerinde olması ya da evde saklanması, muhafaza edilmesidir.

Başka bir anlatımla bunların davalı tarafın zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağan

durumla bağdaşmaz. Diğer taraftan ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen,

götürülebilen türden eşyalardandır. Bu nedenle evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları

önceden yanında götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi evden ayrılırken

üzerinde götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak normal koşullarda ziynet

eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir. Aksini ispat yükü ise davacı

kadındadır.

Somut olayda davacı kadın, ziynet eşyalarının tümünün (çeyiz senedinde bulunanlar

ve düğünde takılanlar) düğünden 1 hafta sonra davalılarca düğün borçları için alındığını ve

geri verilmediğini ileri sürmüş olup, bu husustaki iddiasını ispat yükü davacıdadır. Olayda her

iki taraf tanıkları birbiriyle çelişkili beyanlarda bulunmuştur.Bununla birlikte davacı, dava

dilekçesinde “vs. tüm deliller” demek suretiyle yemin deliline de dayanmış olduğundan;

davacıya, ziynet eşyalarının tümünün düğün borçlarının ödemesi için elinden alındığı

konusundayemin teklif etme hakkı hatırlatılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken,

eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.

Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm

tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün

HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA,Yargıtay duruşmasında vekille temsil

edilen davacı taraf için duruşma tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi

hükümlerine göre takdir edilen 990 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacı tarafa

verilmesine ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 17.09.2013

tarihinde oybirliğiyle karar verildi.