BOZDAĞ: OHAL İLANINI GEREKLİ KILAN ŞARTLAR TAMAMIYLA ORTADAN KALKMADI

Cumhurbaşkanlığı ve Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği İnternet sitelerinden yapılan açıklamayla, 28 Mart’ta gerçekleştirilen Millî Güvenlik Kurulu (MGK) Olağan Toplantısı’nda alınan kararlar duyuruldu.

Cumhurbaşkanlığı ve Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği İnternet sitelerinden yapılan açıklamayla, 28 Mart’ta gerçekleştirilen Millî Güvenlik Kurulu (MGK) Olağan Toplantısı’nda alınan kararlar duyuruldu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın başkanlığında gerçekleştirilen toplantıda alınan kararlar şu şekilde: “Ülkemizin asayiş ve güvenliğini etkileyen iç ve dış gelişmeler ile Türkiye’yi yakından ilgilendiren uluslararası konular gözden geçirilmiş; terörle mücadele tüm boyutlarıyla ele alınmıştır. Bu bağlamda; PKK/PYD-YPG, DEAŞ, FETÖ/PDY gibi proje terör örgütlerinin eylemleri başta olmak üzere, millî güvenliğimizi hedef alan her türlü tehdide karşı hukuk çerçevesinde alınan ve kurulumuzca önerilen tedbirler gözden geçirilmiş; terörün sonlandırılması için yurt içinde olduğu gibi, yurt dışında da aynı azim ve kararlılıkla sürdürülen mücadele kapsamlı şekilde değerlendirilmiştir. Türkiye’nin yurt dışı operasyonları karşısında, aldığı tüm desteğe rağmen tutunamayan terör örgütünün, yeniden ülke içinde eylemlere yönelme ihtimaline karşı gerekli tüm tedbirlerin titizlikle uygulanması hususundaki kararlılık teyit edilmiştir. Ülkemize yönelik saldırılar gerçekleştiren teröristleri etkisiz hâle getirmek, Türkiye’nin hudut güvenliğini sağlamak, bölgesel ve küresel barışa katkıda bulunmak, yerlerinden edilmiş Suriyelilerin yurtlarına geri dönüşlerini temin etmek ve Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunmasına yardımcı olmak amacıyla gerçekleştirilen “Zeytin Dalı Harekâtı” hakkında Kural’a bilgi sunulmuştur. Türk silahlı kuvvetleri ile Kürt, Arap ve Türkmenlerden müteşekkil Özgür Suriye Ordusu’nun birlikte yürüttüğü Zeytin Dalı Harekâtı neticesinde, terör örgütlerinin baskı ve zulmünden kurtarılan Suriyelilerin harekâta gönülden destek vermesinin üzerinde önemle durulmuştur. Türkiye’de misafir edilen ve bölgenin asli sahipleri olan yüz binlerce Suriyelinin geri döndükleri yerlerde güven, huzur ve refah içinde yaşayabilmeleri için gereken tedbirlerin hayata geçirilmesi konusundaki çalışmalar değerlendirilmiştir. İşgal ettiği diğer yerlerde olduğu gibi Afrin’de de, çocuk yaştakileri silahlandıran, masum sivilleri canlı kalkan olarak kullanan, etnik temizlik dâhil her türlü insanlık suçunu işleyen bölücü terör örgütünün, DEAŞ ile iş birliği içinde olduğunun uluslararası kamuoyuna bir kez daha hatırlatılmasında fayda mülahaza edilmiştir. Münbiç’teki teröristlerin bir an önce bölgeden uzaklaştırılması gerektiği, aksi takdirde Türkiye’nin, diğer bölgelerde olduğu gibi burada da bizzat inisiyatif kullanmaktan çekinmeyeceği belirtilmiştir. Fırat’ın doğusundaki Suriye topraklarında yuvalanan teröristlerle ilgili de aynı kararlılık içinde olduğumuz vurgulanmıştır. Suriye’nin yanı sıra, Sincar ve kandil başta olmak üzere, Irak’ın çeşitli yerlerinde de ülkemize saldırmak üzere yerleşen bölücü terör örgütünün bölgedeki faaliyetlerinin, öncelikle ırak devleti tarafından önlenmesinin beklendiği, bunun mümkün olmaması hâlinde ise bizzat Türkiye tarafından engelleneceği ifade edilmiştir. Dönem içerisinde bazı ülkelere yapılan ziyaretler ve münferit görüşmeler ile diğer dış siyasi gelişmeler hakkında Kurul’a bilgi arz edilmiş, izlenebilecek stratejiler konusunda değerlendirmelerde bulunulmuştur. Kıbrıs, Doğu Akdeniz ve Ege Denizi’ndeki gelişmeler hakkında genel bir değerlendirme yapılmış; bilhassa Yunanistan’ın iyi komşuluğa aykırı tutum ve davranışlarının tarafımızdan hassasiyetle takip edildiği ifade edilmiş, Türkiye’nin hak ve menfaatlerinden asla taviz verilmeyeceği karar altına alınmıştır”. MGK’nın OHAL’in uzatılmasına yönelik tavsiye kararını görüşen Bakanlar Kurulu’nun, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığındaki toplantısı yaklaşık 2 saat sürdü. MGK’nın OHAL’in uzatılmasına yönelik tavsiye kararını görüşen Bakanlar Kurulunun, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığındaki toplantısı yaklaşık 2 saat sürdü. Toplantı sonrası, Hükümet sözcüsü Bekir Bozdağ açıklamalarda bulundu ve medya mensuplarının sorularını yanıtladı. Bozdağ, başta FETÖ-PDY olmak üzere terör örgütleri ile süren mücadelede etkinlik gösterilebilmesi bakımından OHAL’in uzatılmaya ihtiyaç olduğuna dikkat çekti. Kritik kurumlarda henüz tespit edilemeyen FETÖ-PDY terör örgütü mensuplarının olabileceği noktasına vurgu yapan Bozdağ “Olağanüstü hal süresince Türkiye’de vatandaşlarımızın olağan hayat akışında herhangi bir değişiklik bugüne kadar olmamıştır. Bundan sonra da vatandaşlarımızın olağan hayat akışlarında herhangi bir değişiklik olması söz konusu değildir” eklemesi yaptı. Hükümet Sözcüsü Bekir Bozdağ’ın açıklamaları şöyle: “Olağanüstü hal 3 ay daha uzatılmış olacaktır. Bildiğiniz gibi 21 Temmuz 2016 tarihinden itibaren olağanüstü hal ilan edilmiş, geçen zaman içerisinde 19 Ekim 2016, 19 Ocak 2017, 19 Nisan 2017, 19 Temmuz 2017, 19 Ekim 2017 ve en sonda 19 Ocak 2018 tarihlerinde 3’er ay süreyle olağanüstü halin uzatılmasına karar verilmiştir. Milli Güvenlik Kurulu’nun tavsiye kararı ve Bakanlar Kurulumuzun Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne gönderdiği tezkere olağanüstü halin uzatılması ihtiyacını ortaya koymaktadır. OHAL ilanını gerekli kılan şartların tamamıyla ortadan kalkmaması ve gerekli tedbirlerin alınması için zamana ihtiyaç duyulması; FETÖ, PDY PKK, KCK, DEAŞ ve DHKP-C gibi bilumum terör örgütlerine dönük tedbir ve kararların etkin ve hızlı bir şekilde alınması ve aynı şekilde hızla etkin bir biçimde uygulanması ihtiyacının devam etmesi, FETÖ, PDY terör örgütü içerisinde çözülmenin tam anlamıyla gerçekleşmemiş olması, FETÖ, PDY terör örgütü yapısı, terör örgütünün çalışma yöntemleri, gizliliğe aşırı riayet etmesi nedeniyle, FETÖ terör örgütü üyelerinin tespitinde yaşanan zorluklar nedeniyle ayrıca zamana ihtiyaç duyulması, kritik kurumlarda henüz tespit edilemeyen FETÖ, PDY terör örgütü mensuplarının olabileceği ve bunların tespitinin de ayrıca zamana ihtiyaç göstermesi, terör örgütleriyle daha etkin ve kararlı mücadelenin devam etmesi, demokrasimizin, hukuk devleti ilkesinin vatandaşlarımızın hak ve özgürlüklerin korunmasına yönelik tedbirlerin etkin şekilde uygulanmasının devamını sağlamak ve hali hazırdaki sorunlara yönelik tedbirlerin sonuçlarının görülmesini teminen olağanüstü hale ilişkin sürenin uzatılmasına ihtiyaç duyulmuştur. Sıkıyönetimin bütün işleri yargı denetimine tabidir. Fakat alınacak tedbir ve kararlarda, sıkıyönetim komutanına Sıkıyönetim, 1982 Anayasasının 122. maddesine göre 1402 sayılı Sıkıyönetim Kanunuyla düzenlenmiştir. 1982 Anayasası, 1961 Anayasasına göre sıkıyönetimin yetkisini arttırmıştır. 1402 sayılı Sıkıyönetim Kanunu’nun bazı maddeleri 1982 Anayasası’nın emirleri doğrultusunda, 1982 tarihli, 2766 sayılı kanun ve 1983 tarihli, 2836 sayılı kanunla değiştirilmiştir. Sıkıyönetimin OHAL’den farkı ise OHAL’in sıkıyönetim gerektiren durumların daha hafiflerinin meydana gelmesidir. Yine sıkıyönetimde yetki askeri makamlarda olurken, OHAL’de ise mülki makamlardadır. Ayrıca sıkıyönetim halinde sıkıyönetim mahkemeleri kurulur, OHAL’de ise bu mahkemeler yoktur. Yurdun bir veya birden fazla bölgesinde veya bütününde altı ayı geçmemek üzere olağanüstü hal ilan edebilir. Olağanüstü hal kararı Resmi Gazete’de yayımlanır ve hemen Türkiye Büyük Millet Meclisinin onayına sunulur. Türkiye Büyük Millet Meclisi tatilde ise derhal toplantıya çağrılır. Meclis, olağanüstü hal süresini değiştirebilir. Bakanlar Kurulunun istemi üzerine, her defasında dört ayı geçmemek üzere, süreyi uzatabilir veya olağanüstü hali kaldırabilir. Bakanlar Kurulu, olağanüstü halin bu maddenin birinci fıkrasının (b) bendi gereğince ilanından sonra; süreyi uzatmaya, kapsamını değiştirmeye veya olağanüstü hali kaldırmaya ilişkin hususlarda da karar almadan önce Milli Güvenlik Kurulunun görüşünü alır.