Butlan nedir, butlan kelime (terminolojik anlamı) anlamı olarak geçersiz, hükümsüzlük anlamlarına gelir ve kökeni Arapça’ ya dayanır. Hukukta ise özel bir anlamı vardır. Hukuk kavramı olarak butlan, hukuki işlemin temelinde bulunan bir eksiklik veya bozukluk hasebiyle geçersiz (hükümsüz) kılınmasıdır. Hukukta kendi içerisinde ikiye ayrılır; Mutlak butlan ve nispi butlan olmak üzere. Butlan, işlemin kurucu unsurlarında herhangi bir eksiklik olmamasına rağmen ” geçerli sayılmaması ” şeklinde de ifade edilebilir. Kısaca örnek vermek gerekirse; resmi nikahlı bir kimsenin yeniden resmi nikah kıyması butlan (mutlak butlan) sayılır.
İçindekiler
Butlan ne demektir, ticaret, borçlar, idare ve medeni hukuk gibi alanlarda adından sıkça söz edilir. Butlan, hukuki işlemde kullanılan kurucu unsurların eksikliğinden kaynaklanan bozukluk ve geçersizliktir. Butlanın geçerli sayılabilmesi adına aranan belli başlı şartlar vardır. Bunlar ise; kanunda yer alan emredici hükümlere, kamu (toplumun tümünü ilgilendiren düzen) düzenine, ahlaka (halkın birtakım tutum ve davranışlarının tümü) ve kişilik haklarına aykırı olmaması gereklidir.
Mutlak butlan ise, düzenlenen işlemin geçersiz, aykırı (kanunun hükümlerine göre) sayılması ve taraflarca işlem sonrası düzeltme imkanlarının bulunmamasına denir. Mahkeme önüne gelen uyuşmazlık davalarında çoğunlukla ” mutlak butlan ” re’sen tespit edilir. Mutlak butlan sayılan işlemi düzeltilmesi için işlem yeniden kanunun emredici hükümlerine uygun bir şekilde tekrar edilmelidir.
Yapılan bir işlem ” mutlak butlan ” sonucunda geçersiz sayılsa bile, bu işleme benzer bir amaç taşıyan başka bir işlemin geçerli sayılabilmesi adına bütün şartları taşımasıyla ve taraflarca geçersiz kabul edilen işlemin yerine bu işlem ” inşa ” etmeyi kabul etmeleri sonucu geçersiz işlem geçerli olan işlemin yerini alabilir. Bu duruma ” tahvil ” adı verilir. Türk Medeni Kanunu’nun 145. Maddesinde ” mutlak butlan ” sayılma sebepleri şu şekilde yer alır;
Bu emredici hükümlere aykırılık söz konusu olduğunda işlem ” mutlak butlan ” sayılır ve taraflarca düzeltilme imkanı yoktur.
Savcının durumdan haberdar olmasıyla birlikte, dava savcı tarafından re’sen açılabilir. Ayrıca davayı işlemin tarafları ve bu işlem tarafınca etkilenen kişilerce de açılması mümkündür. Ancak biten bir evliliğin ardından savcının dava açması mümkün değildir. Kural olarak davayı her iki eşin de açabilmesi mümkün kılınmıştır.
Bazı özel durumlarda yapılan işlemin tamamı değil de bir kısmı kusurlu sayılır ve o kısım geçersiz sayılır. Bu duruma ise “ kısmi butlan ” denir. Örnek vermek gerekirse; imzalanan sözleşmedeki belli başlı maddelerden biri mutlak butlan kabul edilebilir. Böylelikle geri kalan maddeler geçerliliğini korur.
Yapılan işlemin baştan beri sakatlık ve geçersizlik olmayıp, taraflarca yapılacak olan irade bildirimi sonrası hukuki sonuç doğurmasına ” nisbi butlan ” (göreceli hükümsüzlük) denir.
Kanunda (4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 148. Maddesi ile devamı olmak üzere) yer alan düzenlemelere göre nisbi butlana sebep olan haller bulunmaktadır. Bunlar;
Nisbi butlan davalarında altı aylık ve beş yıllık süre hak düşürücü süre olarak kabul görülür. 6 aylık süreç ise iptalin nedenini öğrenilmesinin ardından başlar, diğer yandan evliliğin iptaline sebep sayılan tüm nedenler için hak düşürücü süre evlilik birliğinin kurulmasından itibaren 5 yıl olarak hesaplanır.
Yapılan bir hukuki işlemde eğer kurucu unsurlardan biri eksikse sonuç olarak hukuki işlem doğurmaz. Doğal olarak işlem “yok” hükmündedir. Örnek verilmesi gerekirse; nikah memurunun huzurunda kıyılmayan her nikah hukuki olarak “yok” hükmündedir. Butlan ise yapılan bir hukuki işlemde kurucu unsurlarda yaşanan bir sakatlık veya eksiklik nedeniyle işlemin hükümsüz olmasıdır. Butlan ikiye ayrılır; mutlak ve nisbi olmak üzere.
Mutlak butlan, kurucu unsurların herhangi birinde eksikliğin veya sakatlığın bulunmamasına rağmen geçerli olma şartlarını sağlamaması açısından geçersiz sayılma işlemine denir. Nisbi butlan ise, işlem baştan beri geçersiz sayılmayıp, taraflarca irade bildirimi sonrası geçerlilik kazanmasıdır. Bu durum genellikle bebek metaforu ile açıklanır; yokluk durumunda bir bebek yoktur. Ancak mutlak butlanda bir bebek vardır, lakin ölü doğmuştur. Nisbi butlanda doğan bebek ise sakattır.