Büyüyünce Ne Olacaksın?

Anılarımızda bir yolculuğa çıkıversek hemen hepimiz, “Büyüyünce ne olacaksın?” sorusuyla karşılaştığımızı hatırlarız. Bu malum sorunun bize sıklıkla sorulduğu vakitlerde, tam anlamıyla bilgi sahibi olmadığımız türlü mesleği kendimize yakıştırmış ve yıllar içinde birkaçını sıralayıvermişizdir; bizi küçük görüp görece büyüdüğümüzde ne olacağımızı soran aile bireylerimize, eş dost ve konu komşumuza. Pek çoğumuz da (X ve Y kuşaklarını göz önünde bulundurduğumuzda) “öğretmen, doktor, hemşire, polis, asker, pilot, şarkıcı, futbolcu…” gibi meslekleri seçmişizdir genelde. Biraz daha geniş düşünebildiysek astronot demişizdir, hayal gücümüz genişse süper kahraman olmaya niyetlenmişizdir.

Yönümüzü Z kuşağına çevirdiğimizde de cevapların bizden çok farklı olmadığını görüveririz. Her ne kadar kendileri, daha okuma yazma öğrenmeden uçsuz bucaksız bir dijital okyanusa balıklama dalsalar ve teknolojiyle iç içe olmayan meslekleri hiç de cazip bulmasalar da “Pilot olacaksam drone pilotu olurum.” diyorlar ama sonuç yine aynı! “Büyüyünce ne olacaksın?” sorusunun kökündeki hatadan mıdır bilinmez – TDK Türkçe Sözlük te belli bir eğitim ile kazanılan, sistemli bilgi ve becerilere dayalı, insanlara yararlı mal üretmek, hizmet vermek ve karşılığında para kazanmak için yapılan, kuralları belirlenmiş iş anlamına gelen- meslek leri sıralamaktadır Z kuşağı da aynı bizim gibi.

“Meslek” Kelimesinin Etimolojik Kökeni

Arapçadan dilimize geçen “ meslek ” sözcüğü; yol, rota, bir yolu izleme, yol alma anlamına gelmektedir. Hâl böyleyken meslek kelimesinin kökeninde maddi karşılık üzerine tek bir kelime sarf edilmediğine şahit oluruz. Meslek sözcüğü; bir yolda olma, yol alma anlamlarıyla para kazanmanın çok ötesinde gelişme, değişme ve dönüşme; daha iyiye doğru ilerleme anlamlarını çağrıştırır.

Öyle ya insan hareketle vardır ve sürekli bir durağanlık, atalet insana ancak zarardır. O zaman meslek kelimesinin tanımı; insanın tabiatına pek uygun, onu iyileştiren, güzelleştiren bir kavram olarak beliriverir zihnimizde.

Pekâlâ insan yalnızca görece büyüyünce mi hareket eder de meslek sahibi olmak, büyümekle eş tutulur? Yaşamanın en temel göstergesi nefes almak dahi bir hareketle gerçekleşmez mi? Küçücük çocuklar, var oldukları dünyayı anlama serüvenlerinde her geçen gün düşe kalka da olsa hareket etmeye meyletmezler mi? Henüz anlamlı sözcükler sarf etmekten yoksunken bile dünyayı keşfetme telaşımızla gerçekleştirdiğimiz emeklemelerimiz, bir yol alma çabası değil midir?

Orhan Veli Kanık ve Dalgacı Mahmut

Birinci Yeni’nin biricik şairi Orhan Veli Kanık “Dalgacı Mahmut” şiirinde şu mısralarla ifade eder yolunu:

İşim gücüm budur benim,
Gökyüzünü boyarım her sabah,
Hepiniz uykudayken.
Uyanır bakarsınız ki mavi.

Deniz yırtılır kimi zaman,
Bilmezsiniz kim diker;
Ben dikerim.

Alın size mesleklerin en naifi. Karşılığında para adlı bir kâğıt parçası elde etmekten yoksundur belki ama bizim Dalgacı Mahmut ’un izlediği yolun güzelliğine diyecek yoktur.

Mesleğiniz?

Fizyolojik olarak her ne kadar yetişkin sayılsam da “ Büyüyünce ne olacaksın? ” sorusundaki büyümek fiilinin henüz epeyce gerisinde olduğumun bilinciyle bu sorunun hakkı olan cevabı verebilecek durumda değilim. Ömrümce de o hakkı kendimde görecek kadar büyüyebileceğimi zannetmiyorum. Ne var ki madem meslek; yol demek, yolda olmak demek; işte bunu pek severim.

Ömrün insana öğrenmesi adına sunulmuş bir armağan olduğuna inanan biri olarak ben, iflah olmaz bir talebeyim. Öğrenmeyi talep edenim. Her günümü keşfetmeye; elimden geldiğince, gücüm yettiğince gelişmeye, değişmeye, becerebilirsem daha iyiye dönüşmeye harcamak için niyet etmiş bir öğrenciyim. Boyuma posuma bakanlar o malum soruyu sormaz oldular nicedir ama “Mesleğiniz nedir?” diyenlere bundan böyle “Talebeyim” diyeceğim ve yaşamım boyunca yolumun kesiştiği, bana öğrenme gayretinin ne denli kıymetli olduğunu gösteren bütün öğretmenlerime de daima teşekkür edeceğim.

Peki sizin mesleğiniz ne?

Eğer bu yazı ilginizi çektiyse sıradaki yazımız sizin için geliyor: Hormonların Gücü Adına; Güç Bizde Artık!