İnşaat Dünyası Dergisi Eylül-Ekim sayısında “Marka” bölümünde Polisan Kimya’da genel müdürlük koltuğuna oturan Polisan Kimya Genel Müdürü Çağdaş Saygı ile özel bir röportaj gerçekleştirdi. “Polisan Kimya Türkiye’de ve dünyayda sektörüne yön vermeye devam ediyor” diyen Saygı, şirketinin vizyon ve hedefleriyle ilgili çok özel açıklamalarda bulundu.
Polisan Genel Müdürü Çağdaş Saygı , “Polisan Kimya, kurulduğu 1964 yılından bu yana Türkiye kimya sektörü için “ilk”leri gerçekleştirmeye ve sektörün daha ileri gitmesine katkı sağlamaya devam ediyor. Bugün formaldehit ve reçineleri ürün grubunda Türkiye pazarının yüzde 40’ını, yapı kimyasalları (beton, çimento ve yer altı kimyasalları) ürün grubunda ise pazarın yüzde 20’sini elinde tutuyor. Polisan Kimya ürün grupları ile dış pazarlar için de kıymetli bir tedarikçi olarak kabul ediliyor” dedi.
2008 yılında Polisan grubuna katıldım ve 2014 yılına kadar Polisan Kansai Boya’da satın alma departmanında görev aldım. Aynı yıl Polisan Kimya’ya geçtim ve formaldehit reçineleri, yapı kimyasalları ve yanı sıra Yunanistan’da polietilen terefalat üretimi alanında faaliyet gösteren Polisan Hellas fabrikalarının tüm tedarik süreçlerinin sorumluluğunu üstlendim. 3 ülke ve 5 farklı lokasyondaki üretim tesislerimizdeki satın alma, lojistik, gümrükleme, operasyon ve planlama süreçlerini yönettim.
Polisan Kimya, Türkiye’nin köklü grup şirketlerinden Polisan Holding’in bağlı ortaklıklarından biridir. Türkiye’nin ilk emisyon reçinesi ile ilk formaldehit üretimini gerçekleştiren ve kuruluşu 1964’te dayanan Polisan Kimya, 1977 yılına kadar üretimine İstanbul Kağıthane’de devam etti. Kapasite sorununu çözüp artan talebe cevap verebilmek, kimyanın diğer ürün gruplarında da üretim yapabilmek, ayrıca hammadde kaynaklarına kolay ulaşabilmek için tesislerini hali hazırda faaliyetlerine devam ettiği Kocaeli Dilovası’na taşıdı. Polisan Kimya, kurulduğu 1964 yılından bu yana Türkiye kimya sektörü için “ilk”leri gerçekleştirmeye ve sektörün daha ileri gitmesine katkı sağlamaya devam ediyor. Bugün formaldehit ve reçineleri ürün grubunda Türkiye pazarının yüzde 40’ını, yapı kimyasalları (beton, çimento ve yer altı kimyasalları) ürün grubunda ise pazarın yüzde 20’sini elinde tutan Polisan Kimya, aynı zamanda dizel araçlarda kullanılan ADBLUE/AUS 32’inin üretimini yapıyor.
Polisan Kimya, Türkiye’nin bu sektördeki dinamik şirketlerinden biri olduğunu çok rahatlıkla söyleyebilirim. Bunun nedenlerinden biri arkamızdaki güç. Polisan Holding, kimya sektöründeki gücünü büyütmek için dünyada bilinen en büyük emülsiyon reçine üreticilerinden Rohm and Haas ile 2004 yılında Türkiye’de bir ortaklık kurdu. 2009 yılında Rohm and Haas firmasının dünyanın en büyük kimya şirketlerinden Dow Chemical’a satılmasıyla ortaklık hali hazırda bu şirket ile devam ediyor. Bunun yanı sıra, Polisan Holding, yine kimya endüstrisinin bir iş kolu olan boya alanında, dünyanın ilk on üreticisi arasında yer alan Japon Kansai Paint ile 2016 yılında Polisan Kansai Boya iş ortaklığını kurdu. Bu ortaklıklar, Holding şirketleri arasında ciddi bir sinerjiye yol açıyor.
Polisan Kimya şirketimiz özellikle formaldehit ve reçineleri ürün grubunda Türkiye için güçlü bir üretici ve pazarının yüzde 40’ını elinde bulunduruyor. Yanı sıra bu ürün grubunda dış pazarlar için de kıymetli bir tedarikçi olarak kabul ediliyor. Özellikle son dönemde gerçekleştirdiği katma değerli ürün çalışmaları talebin daha da artmasına neden oldu, bunun sonucu olarak da yeni bir tesis ihtiyacı doğdu.
2021 yılında 5 milyon euro yatırım bütçesi ile temellerini attığımız yeni formaldehit reçine tesisimiz tamamlandı sayılır ve yakında test üretimine başlayacak. Buradaki çalışmalara geçmeden yeni tesisin iki özelliğine dikkatleri çekmek istiyorum. Bunlardan ilki Leed Gold sertifikalı Yeşil Bina standardına göre inşa edilmesi diğeri ise Endüstri 4.0 tabanlı olması. 2022 bitmeden tesisi devreye almayı planlıyoruz, bu gerçekleştiği zaman hazırda yıllık 150.000 ton olan formaldehit ve reçineleri ürün grubundaki üretim kapasitemiz yüzde 30 artacak.
Büyük bir titizlikle hazırlanan, yeşil bina ve Endüstri 4.0 alt yapısıyla da benzerlerinden farklılaşan tesisimizde ağırlıkla katma değeri yüksek ürünlerin üretimi yapılacak. Yalıtım faaliyetlerinde kullanılan taş yünü için bağlayıcı olan ve mobilya sektörü tarafından da yoğun talep gören katma değerli fenol reçinesi alanında yoğunlaşacağız. Ayrıca izolasyon, otomotiv, havacılık, uzay ve savunma sanayilerine yönelik de fenol reçine çözümleri üzerine de çalışıyoruz, orada da güzel çalışmalara imza atacağımıza inanıyorum.
Polisan Kimya olarak yeni stratejimizi “yatırım ile kapasite arttırımı”, “yeni ürün yatırımları”, “ihracat odaklı büyüme” olarak belirledik. Yeni tesisimizle bunları büyük oranda yerine getireceğimize inanıyorum. Formaldehit ve reçineleri ihracatımızın Polisan Kimya’nın toplam gelirler içindeki payı yüzde 20 seviyelerinde yer alıyor. Hedefimiz bunu yüzde 30-35 bandına çıkarmak. Romanya, Bulgaristan, İtalya, Yunanistan, Kosova, İsrail, Mısır ve Avustralya’ya şu anda bizim yurt dışındaki en önemli pazarlarımız durumunda bulunuyor. Buradaki ihracat ürünlerimizde ağırlığı formaldehit ve reçine ürün grubu oluşturuyor. Yanı sıra yapı kimyasalları ürün grubu tarafında da henüz arzu ettiğimiz seviyelerde olmasa da ihracatımız bulunuyor. Balkanlar ve Avrupa pazarında yani gelişmiş ülke pazarlarında etkin olmak önceliklerimiz arasında bulunuyor.
Tekrar sorunuza dönecek olursam, özetle yeni tesisin bize öncelikli olarak verimlilik alanında ciddi bir avantaj sağlayacağına inanıyorum. Atık yönetimi ve sürdürülebilirlik adına da katma değer sağlayacağız. Ayrıca, kapasite artışı sayesinde ihracat ve yurtiçi pazarlarda daha etkin olacağız.
Elbette var. Polisan, kurulduğu 1964 yılından bu yanadır bu topraklardan kazandığını bu toprakların hizmetine sunmuş bir yapıdır. Holdingimizin yatırım önceliği her zaman ülkemizin yüksek yararı gözetilerek oluşturulmuştur. İhtiyacı görerek kimya iş koluna en erken giren ve sektörün gelişmesi için “ilk”lere öncülük yapmış bir yapıyız.
Şu anda önümüze koyduğumuz en önemli gündem maddesi, Türkiye’nin kimya tarafındaki dışa bağımlılığını azaltmaya katkıda bulunmak. Katma değerli ürün üretimi ile sektörümüzdeki dolar bazında birim fiyat seviyelerini ve sektörümüzün rekabetçiliğini arttırmak ise bir diğer öncelikli hedefimiz durumunda bulunuyor. Bu vizyon ile kimyanın, ithalatta dışa bağımlılığı azaltacak ve değer katacak her alanında olmak istiyoruz.
Beş yıllık stratejimiz temelini “yatırım”, “katma değerli yeni ürün” ve “ihracat odaklı” büyüme oluşturuyor. Bunu yaparken Türkiye’nin kimya tarafındaki yenilikçi ve sürdürülebilir çözüm ortağı olmak istiyoruz. Bu nedenle kimya alanında tüm alt sektörlerde büyüme olanaklarını değerlendirmeye aldık. Buradaki çalışmalarımız devam ediyor ve stratejimizin çok önemli bir parçasını oluşturuyor bu araştırmalar.
Yalıtan, hafifleten, güçlendiren ve yapıştıran ürün ve sistem çözümleri üzerine odaklandık ve temel isteğimiz buralarda da derinleşmek. Yine stratejimizin bir parçası olarak Türkiye’de ithal ikamesine yönelik ürün portföyünün derinleştirilmesi çalışmaları yapıyoruz. Bunu da önemli buluyoruz; ithalatta dışa bağımlılığımızı azaltacak ürün gruplarına eğilerek her coğrafyada “değer” üretmek istiyoruz.
İlk 6 aylık sonuçlarımızı kamuoyuna duyurduk. 2022’nin Ocak- Haziran dönemi finansal sonuçlarına baktığımızda büyümenin ve karlılığın planlara uygun devam ettiğini görüyoruz. Bu senenin ilk yarı döneminde geçen yılın aynı dönemine göre gelirler yüzde 150 artarak 797 milyon TL’ye yükseldi. Aynı dönemde net kar yüzde 132,2 artarak 78,8 milyon TL oldu. Büyüme ve karlılığın önemli göstergesi olan FAVÖK marjında ise geçen yılın aynı dönemine göre 4,2’lik bir artış yaşandı ve 14,1 rakamına yükseldi. Kapasite artırımı ve yeni ürün tarafında yaptığımız yeni yatırımları düşündüğümüzde gelecek yıllarda Polisan Kimya’nın yakaladığı ivmeyi sürdürmesine yönelik odağımızı koruyacağız.
Sorunuz son bölümüne gelecek olursak, Polisan Kimya ihracat tarafında da temkinli ama hedeflemelere uygun bir performans sergiliyor. Formaldehit ve reçine ürün grubu ihracatının, Polisan Kimya’nın toplam gelirleri içindeki payı yüzde 20 seviyelerinde yer alıyor ve bu rakamı orta – uzun vadede yüzde 30-35 bandına çıkarmak istiyoruz. Romanya, Bulgaristan, İtalya, Yunanistan, Kosova, İsrail, Mısır ve Avustralya bizim önemli ihracat pazarlarımız durumunda bulunuyor. Katma değerli yeni ürün çalışmalarımızla Avrupa pazarında başta olmak üzere gelişmiş ülke pazarlarında derinleşmek istiyoruz. Stratejimizde bu hedef çok önemli bir yer tutuyor. Güçlü insan kaynağımız ile bunu gerçekleştireceğimize inanıyorum.