Çalışanlarınızdan veri alabilmek için 5 Önemli İpucu

Yıl içerisinde çalışanlarımızdan doğru iç görüleri nasıl yakalarız?

Digital Institute bünyesinde, anket uygulamalarımızda ve özellikle anket sonrası dönemdeki çalışmalarda en çok tespit ettiğimiz noktalardan biri; kurumlar ve İnsan kaynakları ekipleri anket sonuçlarını “çalışanlardan elde ettikleri önemli veriler” olarak görüyorlar. Bu bir noktaya kadar çok doğru bir yaklaşım ve kurumlara çokça fayda sağlıyor.

Ama bizce özellikle İK ekipleri anket verilerinden bağımsız, yıl içerisinde sürekli olarak çalışanlardan iç görüler alabilirler. Zaten bunu başarabilirlerse, veri elde etmek sadece anket yapılan döneme ait bir eylem olarak kalmaz. Yıl içerisinde düzenli olarak, doğru verileri her zaman yakalayabilirsiniz. Anket dönemlerinde ise, bu verilerin sağlamasını yaparak, sayısal ve oransal anlamda son durumlarını görüp, çok daha detaylı bir analiz elde etme imkanı bulurlar.

Bu yazımızda bunu nasıl yapabileceğinize dair ufak önerilerimizi paylaşacağız.

  1. Çalışanlarınıza her zaman ve her durumda “alan açın ve güven tesis edin.” İlk aşamada yapılması gereken; bu iç görüleri çalışanlarınızdan alabilmek için uygun ortamları yaratmak olacak. Bunu da ancak ve kesinlikle çalışanlarınıza kendilerini güvende hissedebilecekleri alanları açarak yapabilirsiniz. Siz çalışanlarınıza ne kadar güvenli alan açabilirseniz, onlar da size o kadar gerçek görüş ve düşüncelerini ileteceklerdir. Bu güvenli alanlar, bazen iletişim toplantıları olabilecekken, çoğunlukla ve en güçlü şekilde çalışanlarınızla yapacağınız birebir görüşmeler olacaktır. “Birebir iletişim” güven tesis ederken, en çok yararlanacağız kaynak olacaktır, es geçmeyin.
  2. Onları bıkmadan, usanmadan ve ara vermeden ve “onların gündemi üzerinden dinleyin.”

    Çalışanları gerçekten dinlemek ve onların mevcut durum ve ihtiyaçlarını analiz edebilmek son derece önemli. Çalışanları dinlerken, İK ekiplerinin düştüğü en büyük tuzak, kendi gündeminden dinlemek olabiliyor. Örneğin, o dönem İK’nın kendi iç gündemi oluyor ve çalışanları bu gündem üzerinden dinlemeye odaklanabiliyor. Diğer yandan, çalışan tarafında ise bambaşka bir durum ya da ihtiyaç söz konusu olabiliyor. Yapılması gereken; çalışanın penceresinden ve onun gündemi üzerinden dinleyebilmek. Bunun farkında ve bilincinde olmak, bizce çok önemli.

  3. Görüş ve önerilerini mutlaka alın ve bunu sadece “yapmış olmak için yapmayın”.

    Çalışanlarınıza gerçekten zaman ayırın ve onlara değerli olduklarını hissettirin. Bazı şeyleri sadece görev bilinciyle yapmış olmak, karşı taraf tarafından hemen anlaşılabildiği gibi, aynı zamanda uzun vadede güven tesis etmenin ve sağlıklı iletişim kurup, bu iletişim kanallarını sürekli açık tutmanın önünde, önemli bir engel olarak durabilir. Bunun farkında olmak, faydalı olabilir. Burada onlardan gelen her görüşü ya da öneriyi hayata geçirmekten bahsetmiyoruz, ama mutlaka hepsini dinlemek ve değerlendirmeye almak, sonunda da çalışana mutlaka o konu özelinde dönüş yapmak, bilgi vermek son derece kritik.

  4. Çalışanlarınızın kurum içerisinde bir çalışan olarak yaşadıkları deneyime odaklanın. En önemli veriler oradan çıkacaktır. Çalışanın yaşadığı deneyim ile sizin ona yaşatmak istediğiniz deneyim arasındaki fark, elde edebileceğiniz en değerli veri olabilir. Bunun için “Çalışan Deneyimi” konusunu uçtan uça çalışın ve gerekirse burada dışarıdan destek almaktan da çekinmeyin.Çalışanlarınızın ne yaşadıklarına ve ne yaşamak istediklerine, beklenti ve ihtiyaçlarına öncelik verin. Siz çalışanınız için en iyisini yaptığınızı düşünüyor olabilirsiniz ama belki de onların ihtiyaçları bambaşkadır. Burada çalışanlarınızla sürekli iletişimde olmak ve özellikle uzaktan çalışmanın bu denli yoğun olduğu bu dönemde, onlara ne kadar yakın olabildiğiniz de ayrıca önemli, unutmayın.
  5. Kurumunuzda olan- biten her şeyle ilgili (iyi-kötü, olumlu-olumsuz) çalışanlarınızı doğru zamanda ve doğru şekilde bilgilendirdiğinizden emin olun.

    İletişim ve iletişim kanallarının doğru kullanımı ve bilginin akışı kurumların en zorlandığı başlıklar arasında. Biz de bunu Digital Institute olarak yaptığımız tüm anket çalışmalarında bunu her zaman “İletişim” başlığında net olarak görüyoruz. Burada yapılması gereken en temel de şu: Çalışanlarınızın iyi olanı da, kötü gideni de bilmeye ve duymaya hakkı var.Daha önemlisi bunu “zamanında yapabilmek” gerekiyor. Çalışanın bugün şirkette olan ve kendisini de doğrudan ilgilendiren bir gelişmeyi, 5 ay sonra farklı bir kaynaktan duyup öğrenmesi hem onun güvenini zedelerken, aynı zamanda da kurum içi iletişimin varlığına ve bilgi akışına inancını da çok olumsuz etkiliyor. Tüm bu ayrıntılara kurum içi iletişim planlarında mutlaka ağırlık vermek gerekiyor.

Gördüğünüz gibi, çalışanlarınızdan yıl içerisinde sürekli sağlıklı veri edebilmenin ön koşulu, onlarla güvene dayalı bir iletişim tesis edebilmekten geçiyor. Umuyoruz, bu ufak ipuçları çalışanlarınızla daha yakın ve sağlıklı bir iletişim kurabilmenize katkıda bulunur.

Yararlanmanız dileği ile,

Sağlıklı günler.