[vc_row][vc_column][vc_column_text] Çek nedir? Çekin unsurları nelerdir? ve çek ile ilgili tüm sorularınıza makalemizde cevap vermeye çalıştık.Çek bir ödeme aracıdır. Çek, bankadaki hesabınızdan gerekli ödeme ve para aktarımının sağlanabilmesi için bankaya yetki ve bir nevi emir veren bir kıymetli evrak çeşididir. Sözlük anlamıyla daha geniş bir açıklamada bulunacak olursak çek, bir kimsenin, bankadaki hesabından çekte yazılı miktar kadarının belgede adı yazılı olana ya da onun belgeyi havale ettiği kimseye ya da belgeyi taşıyana ödenmesi için düzenlediği, belirli şekil şartlarına sahip bir kıymetli evraktır. Çekin bir borcun karşılığı olarak verildiği genel olarak kabul edilir. [/vc_column_text][vc_tta_accordion active_section=”” collapsible_all=”true”][vc_tta_section title=”Çekin Tarafları Kimerdir” tab_id=”cekin-taraflari-kimlerdir”][vc_column_text] Çekin taraflarına baktığımızda çekte üçlü bir ilişki söz konusudur diyebiliriz. Çeki düzenleyen keşideci, çekle işleyen hesabının bulunduğu bir bankaya muhatap, lehine çek düzenlenen kişi olarak lehtar ya da çeki lehtardan devralan hamil diyebileceğimiz kişiler çekin taraflarını oluşturmaktadır. [/vc_column_text][/vc_tta_section][vc_tta_section title=”Çekin Düzenlenmesinin Ön Şartları” tab_id=”cekin-duzenlenmedinin-on-sartlari”][vc_column_text] Çekin düzenlenmesi için birtakım ön şartlar bulunmaktadır. Çekin ileride ibrazında ödenebilmesi için düzenleyenin bankada tasarruf edebileceği bir ‘’karşılığının’’ yani bir hesabının olması çekin düzenlenmesinin ilk ön şartıdır. İkinci olarak çeki düzenleyen ile muhatap banka arasında bir ‘’çek anlaşmasının’’ bulunması çekin düzenlenmesinin diğer ön şartıdır. [/vc_column_text][/vc_tta_section][vc_tta_section title=”Çekte Karşılık veya Çek Anlaşmasının Bulunmaması” tab_id=”cekte-karsilik-veya-cek-anlasmasinin-bulunmamasi”][vc_column_text] Çekte karşılık veya çek anlaşmasının bulunmaması Türk Ticaret Kanununa göre çeki geçersiz kılmaz. Yani çekin düzenlenmesi için gereken ön şartların bulunmaması ileride inceleyeceğimiz çekin zorunlu unsurları olması kaydıyla çekin geçerliliğine etki etmeyecektir. Bu saydıklarımız bulunmamasına rağmen bir ödeme yapılmışsa ne olacağı noktasında ise detaylı bilgi alabilmek için avukatınıza danışmanızı tavsiye ederiz. [/vc_column_text][/vc_tta_section][vc_tta_section title=”Çekin Düzenlenmesinde Şekil, Çekin Zorunlu Unsurları” tab_id=”cekin-duzenlenmesinde-sekil-cekin-zorunlu-unsurlari”][vc_column_text] Çekin düzenlenmesinde şekle kanun büyük önem vermiştir. Bu verdiği önem sebebiyle kanunda çekin zorunlu unsurları diyebileceğimiz birtakım unsurlar bulunmaktadır. Bunları şu şekilde sayabiliriz:
Çekin zorunlu unsurları konusu geniş bir konu olup, daha detaylı bilgi edinebilmek için ‘’Çekin Zorunlu Unsurları’’ makalemize de bakabilirsiniz. [/vc_column_text][/vc_tta_section][vc_tta_section title=”Çekin Zorunlu Unsurlarının Bulunmaması ve Açık Çek” tab_id=”cekin-zorunlu-unsurlarinin-bulunmamasi-ve-acik-cek”][vc_column_text] Türk Ticaret Kanununda sayılan çekin zorunlu unsurlarının bulunmaması istisnai hükümler saklı kalmak kaydıyla ilgili belgeyi çek olmaktan çıkarır. Özellikle çek kelimesi, kayıtsız şartsız belirli bir bedelin ödenmesine ilişkin havale, muhatap, düzenleme tarihi, düzenleyenin imzası, banka tarafından verilen seri numarası ve karekodu unsurlarından herhangi birini taşımayan senet çek sayılmayacaktır. Bu senede eksik çek diyebiliriz.
Peki açık çek nedir? Açık çekte ise anılan unsurlardan imza dışındakilerin çekin tedavüle çıkarıldığı anda değil de ödenmek için bankaya ibrazı sırasında var olmasına denir. Yani çeki düzenleyen çekte bulunması zorunlu bazı unsurları doldurma konusunda lehtara yetki vermesi halinde açık çek söz konusudur.
Son olarak Çek Kanununda öngörülen düzenlemeye baktığımızda Ticaret Kanununda öngörülen unsurları taşıması kaydıyla çek kanununda sayılan bazı unsurların bulunmaması çekin geçerliliğini etkilemeyecektir. Çek Kanunu bu hususu açıkça düzenlemiştir. [/vc_column_text][/vc_tta_section][vc_tta_section title=”Çek Kanununda Öngörülen Özel Düzenleme” tab_id=”cek-kanununda-ongorulen-ozel-duzenleme”][vc_column_text] Çek kanununda öngörülen özel düzenlemeyle çek defterinin her bir yaprağına Ticaret Kanununa ek olarak aşağıdaki kayıtların da konulması gerekmektedir:
Son olarak belirtmeliyiz ki tüzel kişi adına çek düzenleniyorsa Çek Kanununa göre tüzel kişi adına çek düzenleyen kişinin adı ve soyadı, düzenlenen çek üzerine açıkça yazılır. [/vc_column_text][/vc_tta_section][vc_tta_section title=”Çekte Ödeme Yeri veya Düzenleme Yerine İlişkin Açıklık Yoksa Ne Olur?” tab_id=”cekte-odeme-yeri-veya-duzenleme-yerine-iliskin-aciklik-yoksa-ne-olur”][vc_column_text] Çekte ödeme yerine ilişkin açıklık yoksa, muhatabın ticaret unvanı yanında gösterilen yer ödeme yeri sayılır. Muhatabın ticaret unvanı yanında birden fazla yer gösterildiği takdirde, çek, ilk gösterilen yerde ödenir. Böyle bir açıklık ve başka bir kayıt da yoksa, çek muhatabın merkezinin bulunduğu yerde ödenir. Bunun dışında düzenleme yerine ilişkin açıklık yoksa, düzenlenme yeri gösterilmemiş olan çek, düzenleyenin adı yanında yazılı olan yerde düzenlenmiş sayılır. [/vc_column_text][/vc_tta_section][vc_tta_section title=”Çeke Konulabilecek Zorunlu Olmayan Unsurlar” tab_id=”ceke-konulabilecek-zorunlu-olmayan-unsurlar”][vc_column_text] Çeke konulabilecek zorunlu olmayan unsurlara geçmeden önce belirtelim ki uygulamada çek düzenlenirken bankalar tarafından müşterilerine basılı çek defterleri verilir. Zorunlu olmayan unsurlar ya da kayıtlara da ancak bu defterler imkan verdiği ölçüde rastlanır ve nadiren karşımıza çıkar. Bu ekstra kayıt diyebileceğimiz nitelikteki unsurları ise şu şekilde sıralayabiliriz:
Kanunda öngörülmeyen kayıtları da sayarsak yukarıdaki saydıklarımızın sonunu getirmek uzun olacaktır. Eğer çekin üzerinde size yabancı gelen bir kayıt veya unsur varsa, malvarlığınızın tehlikeye düşmemesi için muhakkak avukatınıza danışınız. [/vc_column_text][/vc_tta_section][vc_tta_section title=”Çeke Konulamayacak Yasak Kayıtlar” tab_id=”ceke-konulamayacak-yasak-kayitlar”][vc_column_text] Çeke konulamayacak yasak kayıtların çoğunluğu yazılmamış sayılır. Yani çekin geçerliliğini etkilemez. Sadece o kayıt çekte geçersiz olur. Türk Ticaret kanununda kendisinin açıkça geçersizliğinin öngörüldüğü kayıtlar şunlardır:
[/vc_column_text][/vc_tta_section][vc_tta_section title=”Çekin Devri veya Çekin Tedavülü” tab_id=”cekin-devri-cekin-tedavulu”][vc_column_text] Çekin devrine ilişkin Ticaret Kanununda bir engelleme yoktur. Çek iradi olarak devredilebileceği gibi miras, cebri icra gibi yollarla da devri mümkündür. Kanunen emre yazılı olan çekin nama ve hamiline yazılı olarak da düzenlenebileceğini yukarıda söylemiştik. Hal böyle olunca devir açısından da her bir çek türüne ilişkin düzenlemeye tabi bir devir söz konusu olacaktır. Kısaca değinecek olursak; nama yazılı çekte alacağın temlikine (devrine) ilişkin hükümler uygulanacaktır. Yani devir için yazılı bir devir (temlik) beyanının yanı sıra bir çek söz konusu olduğundan senedin de devredilmesi gerekecektir. Emre yazılı çeklerde ise ciro + çekin fiilen devredilmesi gerekecektir. Hamile yazılı çeklerde ise çekin fiilen devredilmesi yeterli olup ciro veya bir beyan verilmesine gerek yoktur. [/vc_column_text][/vc_tta_section][/vc_tta_accordion][/vc_column][/vc_row][vc_row][vc_column][vc_column_text]
Çek nasıl ciro edilir diye sorduğumuzda bilmemiz gereken bazı terimler vardır. Öncelikle çeki ciro eden kişiye ciranta denir. Ciro işlemi ciranta tarafından iki türlü yapılabilir. Birinci yol “tam ciro” dur. Örneğin ‘’Halil’e ödeyiniz” yazıp altına da kendi adını ve soyadını yazıp imza atan kişi tam ciro yapmıştır. Bu durumda Halil Bey çeki tahsil edebilir. İkinci yol ise “beyaz ciro” dur. Ciranta bu durumda çekin arkasına sadece “Ödeyiniz” yazar, kendi isim ve soy ismini yazıp imza atar. Bu şekilde çek kimdeyse o çeki tahsil etme yetkisine sahiptir. Son olarak belirtelim ki cironun kayıtsız ve şartsız olması gereklidir. Ciro, şartlara tabi tutulmuşsa bunlar yazılmamış sayılır. Aynı zamanda üzeri çizilmiş cirolar yine yazılmamış hükmündedir [/vc_column_text][vc_tta_accordion active_section=”” collapsible_all=”true”][vc_tta_section title=”Çeki Ciro Edenin Sorumluluğu” tab_id=”ceki-ciro-edenin-sorumlulugu”][vc_column_text] Çeki ciro edenin sorumluluğu çeki düzenleyenin sorumluluğu gibidir. Yukarıda anlattığımız gibi ciro zincirindeki ciranta veya cirantalar çekin ödenmesinde tıpkı düzenleyen gibi sorumlu olurlar. Çekin ödenmemesi sonucu ortaya çıkacak başvurma hakkının muhatapları da olurlar aynı zamanda. Çekte örneğin Ahmet Mehmet’e, Mehmet Hüseyin’e çeki ciro edebilir. Yani çeki ciro edenin sorumluluğunda birden fazla kişi karşımıza çıkabilir. [/vc_column_text][/vc_tta_section][vc_tta_section title=”Çekin Ödenmesi” tab_id=”cekin-odenmesi”][vc_column_text] Çekin ödenmesini inceleyecek olursak, öncelikle belirtelim ki çekte vade yoktur. Çekin bir kredi aracı olmayıp bir ödeme aracı olmasından dolayı çekin bankaca görüldüğünde ödeneceği temel kuralımızdır. Bu kuralın yansıması olarak karşımıza ‘’çekin ibrazında ödenmesi’’ kuralı çıkar. Dolayısıyla çekte ibraz süreleri de önem taşımaktadır. [/vc_column_text][/vc_tta_section][vc_tta_section title=”Çeki Ödeme İçin İbraz , Bankadan Çek Tahsili Nasıl Yapılır?” tab_id=”ceki-odeme-icin-ibraz-bankadan-cek-tahsili-nasil-yaplir”][vc_column_text] Çekin ödenmek üzere belirli bir yerde ve belirli bir sürede ibraz edilmesi gerekir. Çek, aksıne bir düzenleme yoksa ödeme yerinde muhataba ibraz edilir. Türkiye’de ise çoğunlukla ödeme yeri ayrıca gösterilmediğinden bu yer genellikle muhatabın ticaret unvanının yanında gösterilen ve düzenleyenin çek hesabının bulunduğu şube olacaktır. Bu şube dışında muhatap bankanın başka bir şubesine de ibraz mümkündür. Ancak muhatap banka dışında başka bir bankaya ibraz kabul edilemez. [/vc_column_text][/vc_tta_section][vc_tta_section title=”Çek Nasıl Bozdurulur? Çekte İbraz Süresi” tab_id=”cek-nasil-bozdurulur-cekte-ibraz-suresi”][vc_column_text] Çek nasıl bozdurulur sorusunun cevabında çekte ibraz süresi karşımıza çıkar. Çek belirli sürelere uyulmadan ibraz edilirse çeke dayalı talep hakları da yitirilebilir. Çekte ibraz süresi dediğimizde dikkate alınacak iki temel kriter vardır. Bunlar çekte düzenleme yeri ve ödeme yeridir. Çekin düzenleme ile ödeme yerinin aynı olması halinde on günlük, farklı olması halinde ise bir aylık süreler uygulanacaktır. Dikkat etmeliyiz ki çekin fiilen düzenlendiği ya da ibraz edildiği yer değil, çekin üzerindeki yerler önemlidir. Yerden kastımız ise ‘’il sınırları’’dır. Örneğin düzenleme yeri İzmir, ödeme yeri İstanbul ise bir ay, düzenleme yeri de ödeme yeri de İzmir ise on günlük süre söz konusudur. İbraz süresi çekte yazılı düzenleme tarihinin ertesi günü başlar. Çek ancak bir iş gününde ödenmek üzere ibraz edilebilir. [/vc_column_text][/vc_tta_section][vc_tta_section title=”Muhatap Bankanın Çeki Ödemesi Yükümlülüğü” tab_id=”muhattap-bankanin-ceki-odemesi-yukumlulugu”][vc_column_text] Muhatap bankanın çeki ödeme yükümlülüğü bulunmaktadır. Çekin karşılığı varsa bunun ödenmemesi ileride bankanın sorumluluğunu gündeme getirecektir. Çek kanununa göre karşılığı bulunan çek bedelini ödemekte geciken muhatabın her geçen gün için belli bir cezaya tabi tutulmasını da öngörmüştür. [/vc_column_text][/vc_tta_section][vc_tta_section title=”Çek Bozdurma Ücreti Ne Kadar?” tab_id=”ceki-bozdurma-ucreti-ne-kadar”][vc_column_text] Çek bozdurma ücretine baktığımız zaman bankaların alacağı masraf ve komisyon oranları birbirinden farklılık gösterdiği için sizlere net bir fiyat söyleyemiyoruz. İlgili bankaların kendi politikaları sonucu çıkardığı cetvellerde detaylı bilgilere ulaşmak mümkün olacaktır. Ama şunu söyleyebiliriz ki çok masraflı olmayan çek bozdurma işleminin fiyatları da bankalar arasında birbirine yakın fiyatlara sahiptir. [/vc_column_text][/vc_tta_section][/vc_tta_accordion][/vc_column][/vc_row][vc_row][vc_column][vc_column_text]
Çekten cayma, düzenleyenin muhataba vermiş olduğu ödeme yetkisini geri almasıdır. Bu sayede muhatap artık çek bedelini ödeyemeyecektir. Çekin günü geçerse ne olur sorusunun karşısında hak kaybına uğramaya sebep olabilecek en temel cevap çekten caymadır diyebiliriz. Ancak çekten caymanın da belli şartları vardır. Bu şartları şöyle sayabiliriz:
Son olarak çekten caymak isteyenler için tehlike arz edecek ve hemen harekete geçilmesini gerektirecek bir durumu da söylemeliyiz. Eğer çekten cayılmamışsa, muhatap, ibraz süresinin geçmesinden sonra da çeki ödeyebilir. Dolayısıyla çekten caymak isteyen kişinin vakit kaybetmeden avukatına başvurması yararlı olacaktır. [/vc_column_text][/vc_column][/vc_row][vc_row][vc_column][vc_column_text]
Çekin ödenmemesi senedin çek niteliğini taşımaması, çekin hamilinin yetkili hamil olmaması, çekin ibraz süresinin geçirilmiş bulunması gibi örneklerini çoğaltabileceğimiz hallerde mümkündür. Asıl bizim için önemli olan asıl nokta çekin karşılıksızlığıdır. Çekin karşılıksızlığı, yeterli karşılığının bulunmaması sebebiyle kısmen veya tamamen ödenmemesine denir.
Çekin ödenmemesi halinde bu durumun tespit ettirilmesi gerekir. Bunu farklı şekillerde yapabilirsiniz ama akla gelecek ilk ve en güvenilir yöntem noter tarafından düzenlenen bir protesto ile tespit edilmesidir. Protesto ibraz süresinin geçmesinden önce yapılmalıdır. İbraz, sürenin son gününde yapılırsa, protesto, izleyen iş gününde de yapılabilir. Çekin karşılıksız kalmasının hukuki sonucu ise bize verilen ‘’başvurma hakkı’’dır. Bu hak kapsamlı olarak düzenlenmiş olup genel olarak anlatacak olursak süresinde ibraz edilmiş olmasına rağmen karşılığı bulunmaması nedeniyle ödenmeyen çeklerden dolayı çekin sorumlularına karşı başvurma hakkına çekte başvurma hakkı denir. Bu konuda daha detaylı bilgi edinmek istiyorsanız ‘’Çekin Karşılıksızlığının Sonuçları’’ başlıklı makalemize bakabilirsiniz. [/vc_column_text][/vc_column][/vc_row][vc_row][vc_column][vc_column_text]
Başvurma hakkının kapsamı içinde şu kalemleri sayabiliriz:
Başvurma Hakkı Bir Zamanaşımı Süresine Tâbi Midir?
Başvurma hakkı bir zamanaşımı süresine tâbidir. Hamilin, cirantalarla düzenleyene ve diğer çek borçlularına karşı başvurma hakkı, ibraz süresinin bitiminden itibaren üç yıl geçmekle zamanaşımına uğrar. Çek borçlularından birinin diğerine karşı sahip olduğu başvurma hakları, bu çek borçlusunun çeki ödediği veya çekin dava yolu ile kendisine karşı ileri sürüldüğü tarihten itibaren üç yıl geçmekle zamanaşımına uğrar. Zamanaşımı sürelerinin takibi hukuken büyük hak kayıplarına yol açabileceğinden bu gibi durumlarla karşılaşmamak için çekle ilgili takiplerinizi avukatınızla birlikte yürütmenizi tavsiye ediyoruz. [/vc_column_text][/vc_column][/vc_row][vc_row][vc_column][vc_column_text] Özel Çek Türleri
Türkiye’de özel çek türleri dendiği zaman akla yanıltıcı olarak hediye çeki yemek çeki gibi tabirler gelebilir ama bunun kıymetli evrak hukuku diyebileceğimiz alan içinde çekle bir alakası yoktur. Öte yandan bizzat kanun ‘’mashup çeki’’ ve ‘’çizgili çek’’ olarak adlandırılan iki çek türüne ilişkin özel hükümlere yer vermiştir. Uygulamada ise ‘’teyitli (bloke) çek’’ , ‘’garantili çek’’, ‘’banka çekleri’’ ifadeleri geçer. Bunların her birinin ayrı bir özelliği olup ‘’özel çek türleri’’ makalemizden ayrıntılı bilgi edinebilirsiniz. [/vc_column_text][vc_tta_accordion active_section=”” collapsible_all=”true”][vc_tta_section title=”Yabancı Ülke Parasıyla Ödenecek Çek” tab_id=”yabanci-ulke-parasi-ile-odenecek-cek”][vc_column_text] Yabancı ülke parasıyla ödenecek şekilde çek düzenlemek de mümkündür. Çekin ödeme yerinde rayici olmayan bir para ile ödenmesi şart koşulmuş ise, bedeli, çekin ibraz günündeki değerine göre o ülke parası ile ödenebilir. İbraz edilmesine rağmen ödenmediği takdirde hamil, çek bedelinin dilerse ibraz dilerse ödeme günlerindeki rayiç değerine göre ülke parasıyla ödenmesini isteyebilir. Yabancı ülke parasının değeri, ödeme yerindeki ticari teamüllere göre belirlenir. Bununla beraber düzenleyen, ödenecek tutarın çekte yazılı belirli bir kura göre hesap olunmasını şart koşabilir. [/vc_column_text][/vc_tta_section][/vc_tta_accordion][/vc_column][/vc_row][vc_row][vc_column][vc_column_text]
Çekte karekod ne işe yarar dediğimizde çek alacaklıları, ellerinde bulunan çek ile çek hesabı sahibine ve bu çeki düzenleyenlere ilişkin verilere karekod aracılığıyla erişim sağlayabilir. Karekod ile çek hesabı sahibinin rızası aranmaksızın üçüncü kişilerin erişimine aşağıdaki bilgiler sunulur:
[/vc_column_text][/vc_column][/vc_row][vc_row][vc_column][vc_column_text]
Çek irade dışı elden çıktıktan sonra çekin iptaline ilişkin dava açma hakkı çeki kaybeden hamile aittir. Peki bu dava kazanıldıktan sonra ne olur? Çekin hamili çekin iptal davasını olumlu şekilde sonuçlandırdıktan sonra çek bedelini çekin keşidecisinden talep edebilir. Çekin iptali davası asliye ticaret mahkemesine açılmalıdır. Çekinizin iptal edilmesini istiyorsanız bu bölüm kadar kısa sürmeyecek iptal davası için büromuza başvurmanızda yarar vardır. [/vc_column_text][/vc_column][/vc_row][vc_row][vc_column][vc_column_text]
Çek kanununa göre çekte bankaların bir de araştırma yükümlülüğü bulunmaktadır. Çek Kanununa göre bankalar, çek hesabı açtırmak isteyenin yasaklı olup olmadığını araştırırlar; ayrıca ilgili kişinin ekonomik ve sosyal durumunun belirlenmesinde gerekli basiret ve özeni gösterirler. Ayrıca bankalar, çek hesabı açtırmak isteyenlerin yasaklılık durumuna ilişkin Risk Merkezi ile adli sicil kayıtlarını ve açık kimliklerini saptamak için fotoğraflı nüfus cüzdanı, pasaport veya sürücü belgesi örneklerini, yerleşim yeri belgelerini, vergi kimlik numaralarını, tacir olanların ayrıca ticaret sicili kayıtlarını, esnaf ve sanatkâr olanların ise esnaf ve sanatkâr sicili kayıtlarını almak ve çek hesabının kapatılması hâlinde bunları, hesabın kapatıldığı tarihten itibaren on yıl süreyle saklamakla yükümlüdür. Yerleşim yeri yurt dışında bulunan kişiler, bankaya kendileri ile ilgili olarak Türkiye’de bir adres bildirmek zorundadır. Çekin karşılığının tamamen veya kısmen bulunmaması hâlinde, çek düzenleyenin bankaca bilinen adresleri, talebi hâlinde hamile verilir. Çek hesabı bankaca ilgilinin, vekilin veya yasal temsilcisinin imzası olmadan açılamaz. Çek hesabı açılmasını veya mevcut çek hesabından çek defteri verilmesini isteyen kişi, her defasında tacir veya esnaf ve sanatkâr olup olmadığı ve kendisi hakkında çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı bulunmadığı hususunda bankaya yazılı beyanda bulunur. Muhatap banka; gerçek veya tüzel kişi adına açılması talep olunan çek hesaplarında bunların, sermaye şirketlerinde ayrıca yönetim organında görev yapanlar ile ticaret siciline tescil edilen şirket yetkililerinin çek hesabı açma yasağının bulunmadığı hususunu kontrol ederek, yasağın bulunmadığına ilişkin sorgulama sonucunu muhafaza eder. [/vc_column_text][vc_tta_accordion active_section=”” collapsible_all=”true”][vc_tta_section title=”Çeke Uygulanacak Poliçe Hükümleri” tab_id=”ceke-uygulanacak-police-hukumleri”][vc_column_text] Çeke uygulanacak poliçe hükümleri Türk Ticaret Kanununda oldukça geniş olarak sayılmıştır. Bu hükümleri tek tek açıklamak sayfalar alacağından başlık başlık değinmeyi uygun buluyoruz. İlgili poliçe hükümlerine şu şekilde değinebiliriz:
Çekle Poliçe Arasındaki Farklar
Çekle poliçe arasındaki farkları madde madde aşağıdaki gibi inceleyebiliriz:
[/vc_column_text][/vc_tta_section][vc_tta_section title=”Çekle ilgili Yargıtay Kararları” tab_id=”cekle-ilgili-yargitay-kararlari”][vc_column_text] ‘’…Çekte bulunması gereken yasal unsurların neler olduğu 6762 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 692 . ( 6102 Sayılı T.T.K. 780 ) maddesinde açıklanmıştır. Bu zorunlu yasal unsurları ihtiva etmeyen çek, aynı Kanun’un 693. maddesinde düzenlenen istisnai hal dışında kambiyo senedi niteliği taşımayacaktır.
Keşide gününü ve yerinin 6762 Sayılı T.T.K.nun 692 . maddesi düzenlemesi uyarınca çekte bulunması gereken zorunlu unsurlardan olduğu açıktır. Ancak aynı Kanunun 693. maddesinde keşide yeri gösterilmeyen çekin keşidecinin ad ve soyadı yanında yazılı olan yerde çekilmiş sayılacağı hüküm altına alınmıştır.
Bu itibarla; çek üzerinde keşideci tarafından açıkça bir keşide yeri belirlemesi yapılmamış ise, keşidecinin adının yanında yazılı olan yerde keşide edildiğinin kabulü yasal zorunluluktur…’’
‘’…Çek, Türk Ticaret Kanunu’na göre, kıymetli evrak mahiyetinde bir kambiyo senedidir ve hukuki niteliği itibariyle bir havaledir. Bu havalenin yazılı şekilde yapılması, belli şekil şartlarını içermesi ve kayıtsız şartsız bir ödeme yetkisi biçiminde olması gerekir. Diğer kambiyo senetlerinde olduğu gibi çekte de sıkı sıkıya şekle bağlılık esası geçerlidir. Zorunlu unsurlardan birinin bile eksikliği çekin bu niteliğini ortadan kaldırır. Çekin zorunlu unsurları, mülga 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 692 -693. maddelerinde gösterilmiştir ( 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu m.780, 781 ). 3167 sayılı Çek Kanunu’nun 3 .maddesi de dikkate alındığında çekin: a ) Banka tarafından mevzuattaki tanıma uygun şekilde bastırılmış çek yaprağı olması; b ) Bu çek yaprağının, “Çek” kelimesini; c ) Hesabın bulunduğu muhatap banka şubesinin adı ve keşidecinin hesap numarasını; ç ) Kayıtsız şartsız bir bedelin ödenmesi için havaleyi; d ) Keşide gününü ve keşide yerini ihtiva etmesi zorunludur ( Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun 14.12.1992 gün ve E:1992/1, K:1992/5 sayılı ilamının gerekçesinden ).
Bu kapsamda, mülga 6762 sayılı TTK’nun 707 .maddesi; “Çek, görüldüğünde ödenir. Buna aykırı herhangi bir kayıt yazılmamış hükmündedir.
Keşide günü olarak gösterilen günden önce ödenmek için ibraz olunan bir çek ibraz günü ödenir.”
Hükmünü içermektedir ( Ayrıca bkz. 6102 sayılı TTK. m.795 ).
Anılan madde hükmüne göre, çekte gerçek keşide tarihine göre ileri bir tarihin atılabileceği, ancak bu halde de, çekin ibraz tarihinde ödenmesi gerektiği benimsenmiştir. Bu tür çeklere öğretide “postdate”, “ileri ihdas tarihli”, “önceki tarihli”, “ileri tarihli”, “vadeli çek” olarak adlandırılan bu şekil, uygulamayla da benimsenmiştir…Öte yandan, kambiyo senetlerine dayalı olarak başlatılan takiplerde imzaya itiraz, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 170 .maddesinde düzenlenmiş olup, bu maddenin üçüncü fıkrasında icra mahkemesince imza incelemesinin aynı kanunun 68/a maddesi dördüncü fıkrasına göre yapılması gerektiği vurgulanmıştır. İİK’nun 68 /a maddesinin dördüncü fıkrasında ise, “imza tatbikinde Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun bilirkişiye ait hükümleri ile 309 uncu maddesinin 2, 3 ve 4.fıkraları ve 310, 311 ve 312.maddeleri hükümleri uygulanır.” denilmektedir. Anılan hükümde atıf yapılan mülga 1086 sayılı HUMK’nun 308 ve devamı maddelerinde ( 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu m.208, 211 ) imza inkarı halinde mahkemelerce yapılacak usulü işlemler düzenlenmiştir ( Hukuk Genel Kurulu’nun 31.03.2010 gün ve E:2010/12-165, K:2010/180; 03.11.2010 gün ve E:2010/12-492, K:2010/559 sayılı ilamları ).
Nihayet, ileri tarihli çekte yasal ibraz sürelerinin başlangıç tarihi, çekte keşide günü olarak gösterilen tarihtir. Gerçek ihdas, ibraz süresi hesabının başlangıcı olamaz. Bilimsel öğretide de kabul edildiği gibi, keşide tarihi senedin gerçekten tedavüle çıkarıldığı tarih olmayıp, üzerinde yazılı bulunan tarihtir. Bu durum, çekin, üzerinde yazılı keşide tarihinden önce ya da sonra tedavüle çıkarılmasına olanak vermekte, dolayısıyla ibraz sürelerinin kısaltmak veya uzatmak olanağı doğmaktadır…’’
[/vc_column_text][/vc_tta_section][/vc_tta_accordion][/vc_column][/vc_row]