CHP Antalya Kampı

Antalya’nın Kemer ilçesine bağlı Belek Tatil Köyü’nde 31 Ekim – 2 Kasım tarihleri arasında üç günlük kampa giren CHP; yaklaşan seçimden tutun da, kendi deyimleriyle “iş cinayetlerine” kadar birçok konu üzerinde sunum ve bilgilendirme toplantıları yaptılar. Bu toplantıların daha en başlarında Antalya kampına gelişinde kahvaltıda Deniz Baykal ile bir araya gelen CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partiden istifa eden Emine Ülker Tarhan’ın ardından birlik ve beraberlik görüntüsü verseler de, parti içerisinde bu istifanın tedirginliğe neden olduğu gözlerden kaçmadı. Öte yandan Emine Ülker Tarhan’ın yeni bir parti kurup kurmayacağı ile ilgili sorulara “Böyle bir İhtimal görmüyorum” diyen CHP grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi; CHP olarak büyük bir iddia ortaya koyduklarını ve Türkiye’yi özlediği iktidara kavuşturma çabası içerisinde olduklarını belirterek konuşmasına şöyle devam etti. “Farklı düşünen arkadaşlarımız olabilir ama böyle bir ihtimali görmüyorum. Antalya’da birlik beraberlik içinde bir toplantı gerçekleştirdik. Sayın Tarhan da çok değerli arkadaşımızdı, ayrılmamasını arzu ederdim ama o yönde tercih kullandı. CHP içinden parti yaratma girişimi, sürekli olarak bir kısım basın yayın organı tarafından gündeme getirilmektedir.Bunun gerçekle hiçbir ilgisi yoktur.Böyle bir şey olmayacaktır.” CHP’nin Antalya Kampında ana gündem maddelerinden biri olan “iş kazaları ve işi cinayetleri” dolayısıyla sosyal bir yaraya parmak basılmasının da oldukça güzel olduğunu vurgulayan bağımsız yorumcular, yazılarında Türkiye insanlarının insani düşünce tarzından dolayı bu gibi konuları ve iş cinayetlerini sadece televizyondan takip ettiğini ve iş ve sosyal güvenlik hukukuna dair bilgi yetersizliğinden bahsederek yapılacak olan düzeltme ve reformların sadece devlet yetkililerinden beklemesi ve bu konuda alınan tedbirlerin arkasında belli açıklar bırakmasının da bir sorun olduğunu belirtiyorlar. Bu sorunlu açıkları, işverenlerin lehlerine kullanması oldukça üzücü ve ciddi sorunlara neden olması yanı sıra devlet büyüklerinin ve siyasetçilerin yaklaşan seçimlere yoğunlaşması ve bu konuları gündemlerine almamaları düşünüldüğünde CHP’nin gerçekten sosyal bir konuya parmak basmasını olumlu değerlendiriyorlar.

CHP’nin kampında konuşulan diğer konular arasında yeni Cumhurbaşkanlığı Sarayı konusundaki yoğunlaşma dikkat çekti. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Kampta iktidara geldiklerinde Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nın iptal edilip yerinin silikon vadisi benzeri teknoloji şirketlerine kiralanacağını belirtti.CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, Antalya Kampı’nda basına kapalı toplantıda partisinin genel seçim stratejisini açıkladığı belirtildi.Basına sızan haberlere göre Seçim Kampanyası’nın ana teması “Umuda Yolculuk” şeklinde belirlendi. Bu sloganın “Umuda Yolculuk” olmasını yadırgayan yorumcular “Seçime, umut edilmekten ziyade kazanmaya emin olacak şekilde bir sloganla başlamalarının beklediğini” belirttiler. Sosyal politika ağırlıklı bir kampanya yapacaklarını anlatan Kılıçdaroğlu, vatandaşın iş, aş sorunlarına çare bulunacağını söyledi. Kampanyada işsizlik, öğrencilerin yurt sorunu,öğretmenlerin atanması, sosyal yardımlar konularına ağırlık verilecek. Son gün milletvekillerine bir dış politika sunumu yapan, Suriye politikasının nasıl olması gerektiği konusundaki görüşlerini aktaran CHP Genel Başkan Yardımcısı Murat Özçelik’in sözleri Adana Milletvekili Ümit Özgümüş’ten tepki gördü. Özgümüş bölgeye barışı ancak Türkiye’nin izleyeceği doğru dış politikanın getireceğini belirten Özçelik’in bazı görüşlerine AK Parti’nin tezlerini andırdığını iddia ederek tepki gösterdi.

CHP TBMM Grubu 5. Çalışma ve Değerlendirme Toplantısı’nın son gününde bir basın toplantısı düzenleyen Grup başkanvekili Akif Hamzaçebi ise Cumhurbaşkanı’nın HDP’ye yönelik “Sabrın bir sınırı var” sözlerini “tehdit üslubu” şeklinde niteldi ve “Devlete düşen görev sükûnetle olayları değerlendirmektir. Sözleri verip de daha sonra ‘sabrın da bir sınırı vardır’ deyip tehdit üslubu kullanmayı doğru bulmuyorum” dedi. Hamzaçebi ayrıca daha önce Anayasa Mahkemesi’ne götürdükleri Torba Yasa’nın internet ve iletişim özgürlüğü gibi düzenlemeleri dışında kalan hususları da Anayasa Mahkemesi’ne götürme kararı aldıklarını açıkladı. Milletvekili Genel Seçimleri’nin 2015 yılının Haziran ayında yapılacağı dikkate alındığında, yedi aylık bir süre kaldığına dikkati çeken Hamzaçebi, “2015 yılında yapılacak genel seçim, Türkiye açısından önemli bir dönemeci oluşturacaktır” dedi. Hamzaçebi, bu kapsamda Antalya Kampı’nda CHP Meclis grubunun hem geçmiş 3,5 yıllık dönemdeki çalışmalarının hem de seçime yönelik hazırlıklarının değerlendirildiğini dile getirdi.Türkiye’de 12 yılı aşkın sürede “hukuk tanımayan, demokrasi ve özgürlük karşıtı” bir iktidara karşı, CHP Meclis grubunun insan hak ve özgürlüklerini merkeze alan, insan odaklı zenginleşen bir ekonomi politikasını benimseyen anlayışla çalışmalarını yürüttüğünü savunan Hamzaçebi şöyle konuştu: “Sadece hükümet uygulamalarını eleştiren, onlara karşı çıkan ya da onları engelleyen muhalefet anlayışı değil, aynı zamanda ‘CHP iktidar olsaydı, bu konularda hangi politikaları izlerdi’ sorusunun cevabını vermeye yönelik politika anlayışı CHP muhalefetinin esasını oluşturmaktadır.Bundan sonra da çözüm üreten, insanımızı geleceğe güvenle bakar hale getiren,büyüyen ve  zenginleşen bir ekonomide bütün vatandaşlarımızın adil şekilde gelirden pay aldığı bir ekonomik sistemin, düzenin yaratılması CHP’nin temel hedefidir.” Kılıçdaroğlu’nun ayrıca “Söz veriyorum iktidar olursak AK Saray’ı Silikon Vadisi yapacağım” demesinin ardından milletvekillerinden ‘Cumhurbaşkanlığı Sarayı’na ‘Kaçak Saray’ demelerini de istedi. Ayrıca CHP Kampı’nda, seçmen davranışlarına dair bir sunum yapan CHP Genel Başkan Yardımcısı Sencer Ayata, partinin oy potansiyelinin yüzde 44 olduğunu, oy potansiyeli yüzde 14 olan Kürt seçmenden yalnızca yüzde 1,4 oranında oy alabildiğini söyledi. Ayata, işçi kesiminin de CHP’ye desteğinin az olduğunu belirtti.