Çocuğum Ergenlik Dönemine Girdi. Peki Şimdi Ne Olacak?

[vc_row][vc_column][vc_column_text css=”.vc_custom_1604564400266{margin-bottom: 27px !important;}”] İnsan yaşamı boyunca sürekli bir gelişim ve değişim içindedir. Ergenlik dönemi , belki de bu gelişim sürecinin en önemli evresini oluşturur. Çocukluktan erişkinliğe geçiş olan ergenlik döneminde bireyde hızlı bir gelişim yaşanmaktadır. Erişkin yaşamda sağlıklı ve mutlu bir yaşantı ancak ergenlik olarak tanımlanan bu değişim döneminde yeterli bilgi, beceri, uygun tutum ve değerlerin kazanılması ile sağlanabiliyor. [/vc_column_text][vc_column_text css=”.vc_custom_1586516045169{margin-bottom: 30px !important;}”] Ergenlik nedir: İnsanın içinde fırtınaların koptuğu, sosyal, psikolojik, fiziksel değişimlerin bir arada yaşandığı, çocuklukla erişkinlik arasında yer alan, hızlı bir BÜYÜME, GELİŞME ve OLGUNLAŞMANIN olduğu, gelecekteki yaşantıyı belirleyen dönem olarak tanımlayabiliriz.

Toplumdan topluma, Devirden devire, Kişiden kişiye, Farklı özellikler gösterir. Aynı toplumun çeşitli kesimlerinde bile bu farklılıklar söz konusudur.

ÇOCUKLAR SADECE BÜYÜRLER, ERGENLER İSE HEM BÜYÜRLER HEM DEĞİŞİRLER.

ERGENLİK; İKİNCİ DOĞUM olarak da adlandırılır.
Kızların erkeklere oranla ortalama iki yıl kadar Önce olgunlaşmaları nedeniyle, gençlik dönemindeki yaş sınırlarında, cinsler arasında belirgin bir farklılık görülür. Kızlarda ortalama 10-11, erkeklerde 12-13 yaşlarında başlar. Genellikle 10-20 yaşları arasındaki evre ergenlik dönemi olarak kabul edilir. Ergenlik özelliklerinin başlamasında çevresel, kalıtsal ve ruhsal etmenler önemli roller oynamaktadır. Ergenlik döneminde boyda ve Ağırlıkta belirgin artışlar olur. Beden çok hızlı büyür, gelişir (Sesini ayarlayamama, sakarlıklar, aynaya yapışma…tutumları olur)‏. Erkeklerde daha çok kas, kızlarda ise yağ dokusu gelişimi olmaktadır. Bu nedenle ergenlikte aşırı kilo alım, şişmanlık sık görülen yakınmalardır. (Gücünü kontrolde zorluk, sivilcelenme, obezite, zayıflık, uyku ve yeme değişikliği…)‏. Ergenlik döneminin ilk yıllarında bedendeki hızlı gelişmelere ayak uydurmak zaman alabilir. Kendinde ve arkadaşlarında gördüğü değişiklikleri merak ederler.

ERGENLİKTE DUYGUSAL GELİŞİM
Ergenin duygusal dünyasında bazı çelişkiler dikkatimizi çeker. Yalnızlıktan duyulan hazzın yanı sıra, bir gruba katılma özlemi, yetişkini hor görme ama ona dayanma, Endişe, umutsuzluğa karşın geleceğe coşkuyla yöneliş, Bu evrenin belirgin çelişkili duyguları arasında sayılabilir. Ergenin duygusal tepkilerini etkileyen başlıca faktörler Sağlık durumu, zeka düzeyi, cinsiyet, okul başarısı ve sosyal kabul düzeyidir. Özellikle sağlık koşullarıyla duygusal tepkiler arasında önemli bir ilişki vardır. Kötü sağlık koşulları bünyeyi aşırı duygusal kılabilir. Bu dönemde duygular ergenin tüm yaşamında etkili olurlar. Küçük bir kırıklık ergenin yakın çevresindeki ilişkilerini doğrudan etkiler. Duyguların şiddetlenmesi sonucu, gerginliğin doğurduğu belirli alışkanlıklar görülür. Bu alışkanlıklardan en yaygın olanı, iyi uyum sağlayamayanlarda görülen tırnak yeme alışkanlığıdır. Gerginlik azaldıkça ve genç dış görünümüne önem vermeye başladıkça, tırnak yemede de belirgin bir azalma görülür.

Ergenlik döneminde en sık rastlanan duygu sorumluluk, hüzün.

ERGENLİĞİN TUTUM VE DAVRANIŞLAR ÜZERİNDEKİ ETKİSİ;
Yalnızlık İsteği: Bu dönemde genç küsme ve ani kırgınlıklar Nedeniyle, arkadaşlarından ayrılma isteği duyabilir. Odasına kapanır kimseyi görmek istemez. Duygu ve düşünceleriyle baş başa kalmak ister. Bazı gençler, büyüyen ve değişen bedeniyle kendini kabul edemediği, beğenmediği bu nedenle üzüldüğü için de yalnızlığı seçerler.

Çalışma İsteksizliği: Bu dönemde genç okuluna ve derslerine karşı isteksiz davranır. Notlarında düşme olur. Kendilerine yeterince güven duymadıkları için başarılı olabileceklerine inanmazlar bundan dolayı ders çalışmazlar. Genel olarak bu yaşlardaki gençlerin ilgisini ders çalışmaktan çok başka şeyler çektiğinden ders çalışmaya karşı isteksiz olurlar.

D: Yetişkinlerle olan çatışma 13 yaşlarında en üst noktaya gelmektedir. Yasakları saçma, kendine tanınan hakları yetersiz bulur. Uyarıldığında ‘bana karışamazsınız ben çocuk değilim’ diyerek birden tepki gösterir. Yaş ilerledikçe bu zıtlık azalır, olgunluk ve hoşgörü artar.

Çekingenlik: Kendine güven eksikliğinden, hata yapma kaygısından ileri gelir. Kendinden ve yeteneklerinden emin olmayan genç başkalarınca beğenilmeme kaygısıyla aslında yapabileceği birçok işten ve insanlardan uzak durabilir. Bu durum gencin girişimciliğini ve birçok alandaki başarısını olumsuz yönde etkiler.

Fazla Hayal Kurma: Zamanlarının önemli bir kısmını hayal kurma alır. Özellikle ders çalışırken hayal kurma isteği güçlü bir biçimde ortaya çıkar Ve zaman kaybına neden olur. Kişilik arayışı içinde olan genç, Gerçek dünyada ulaşamadığı isteklerine ve üstünlük arzusuna Hayaller vasıtasıyla ulaşıp mutlu olmaya çalışır.

Duygululuğun Artması: Karamsarlık, ufacık bir nedenle ağlamalar, alınganlık artan duygululuğun sonucu olmaktadır. Erkekler kızlara göre sinirlidirler. Kendilerinde olan huy değişikliği yetişkinlerce yüzüne söylendiğinde bu durum ergeni kimse tarafından sevilmiyor inancına götürür.

BİLİŞSEL GELİŞİM
11 yaşından sonra mantıksal düşünme yeteneği yetişkinler düzeyine erişir. Görüş alışverişi ve tartışma yaşamlarında önemli bir yer almaya başlar. Toplumun gelenek ve göreneklerine, kurallarına karşı tutum değişir. Bunların değişmez olduklarını düşünen çocuğun tersine, artık bunların yetişkinler tarafından kararlaştırıldıklarını ve değişik gruplara göre farklılıklar gösterebileceklerini kavramaya başlarlar. Bu dönemde elbette kendilerine özgü fikirler de geliştiriyorlar. Ancak başlangıçta çok yönlü düşünme yeteneği oluşmadığı için bazı fikirlere körü körüne bağlanabilir veya kuvvetle savunduğu görüşlerden vazgeçebilir. Çünkü çok yönlü düşünme yeteneği deneyimle, eğitimle ve bilgiyle kazanılır.

ERGENLİK DÖNEMİYLE BAŞ ETME
Ana baba olarak temel görevimiz, çocuklarımızı bağımsız, verimli ve sorumlu bir şekilde yaşayabilecek duruma getirmek olmalıdır.

ZAMANI FARKLI OLSA DA HERKES ERGENLİĞİ YAŞAR

Ailelerin;
Ergenlik dönemi ile baş etme hazırlıklarına erken başlaması, çocukları ve kendileri için en iyi yoldur. Bebeklik döneminden itibaren sağlıklı, karşılıklı sevgi ve saygıya dayalı, tutarlı İlişkiyle yetişen gençlerde ergenlik daha rahat yaşanır. Çocuğun doğumundan itibaren ilişkiye zaman ayrılması sağlıklı iletişim için önemlidir. Bu konularda önceden bilgi sahibi olma, tıpkı aşı gibi koruyucu ve rahatlatıcı olur.

Sorunlara yaklaşırken;
Sorunlara ortaklaşa yaklaşınız.
Diyalog kurmada istekli olunuz
Diyalogu siz başlatın.
Objektif olun,
Ergenin gözüyle görmeye çalışın.
“Ben senin yaşındayken” diye başlayan ve kendinizi öven konuşma biçiminden sakınmalısınız.
Gerçekçi olmaya özel çaba sarf ediniz. Genç için yetişkinleri kendi yaşlarında ve sürekli çalışkan, başarılı, düşünceli, saygılı, anlayışlı, çok sevilen bir kişi olarak düşünmek oldukça zordur.
Sınırları ve özgürlükleri hakkında çocuğunuza bilgi verin.
Yaşlarına uygun, yeteri kadar özgürlük sağlamak, gelişmelerini olumlu yönde destekleyecektir.
Onlara nefes alma imkanı tanıyın. Severken boğmayın.
Denetlerken;

Sürekli denetim altında tutmayın. Bunu isteseniz de başaramazsınız.
Kendisine güvendiğinizi samimi olarak ve davranışlarınızla gösteriniz.
Yapacağı yanlış bir davranışın, her şeyden önce kendi kişiliğine saygısızlık olacağı konusunu işleyiniz.
Otokontrolün gelişmesi için ailede ve toplumda bazı sorumluluklar verin.
Görüşünü alın; ailede herhangi bir sorun olduğunda gencin de görüşlerini alınız. Onu; aile içi sevinçlerden ve üzüntülerden ne kadar soyutlarsanız, o kadar yetişkinlikten uzaklaştırırsınız.

Sevginizi gösterirken;
Anlamı bilinen ve yerinde kullanılan “sevgi ilacı” gerçekten birçok sorunun çözümünde çok etkilidir.

Sevginizi gizlemeyin.
“İçinden sevmek” şeklinde bir sevgi türü yoktur.
Sevgi saydam olmalıdır.
Sevginizi gösterirken;
Sevgi ön şartlı ve koşullu olmaz
Sevgi şartsız olduğu zaman anlam taşır.
Sevgi ekmek, su ve hava gibi temel ihtiyaçlardan birisidir.
Sevginin en anlamlı ifadelerinden birisi hoşgörüdür. Gencin kendisini tanıyıp, yeteneklerini geliştirmesine yardım eder.
iletişim kurarken; Çocuklar ve gençler sizin söylediklerinize değil, yaptıklarınıza dikkat eder. Bu açıdan kuru kuruya nasihat eden bir anlayışı benimsemeyin.
Onu duyun, dinleyin ne dediğini anlamaya çalışın mutsuz ve üzgün olduklarında bile, sizlerle konuşmalarını yüreklendirecek ilişki tarzı geliştirin.
Özel hayatına kesinlikle saygı gösteriniz. Örneğin, kapısını vurmadan odasına girmeyiniz.
Günlüğünü okumayın. Ona gelen bir mektubu açmayın.
Ondan kesinlikle mükemmel olmasını beklemeyiniz .
Ufak tefek hataları görmezden geliniz.
Onu iyi komşu çocukları ile kıyaslamayınız.
Tenkitte cömert olduğunuz kadar övgüde ve takdirde de cömert olunuz.”
Gence bir davranışı öğretmenin en iyi yolu ondan beklediklerimizi ona vermektir.
Kesin ama adil olunmalı.
Onların haklarına saygılı olmayı onların bize saygısından önde tutmalıyız.
İletişim kurarken;
Ona çok kızdığınızda hemen bağırıp cezalandırmayın
Rahatlayın. Bir şekilde enerji harcayın, çünkü enerji harcamak içimizdeki duyguları atmaya yardım eder. Olaylar henüz sıcakken doğru düşünemeyebiliriz.
Yetişkinler bile bir problemle karşılaştığında sağduyulu ve sakin davranmakta zorlanırlar. Bizim yapamadıklarımızı ergenden beklememeliyiz.[/vc_column_text][vc_row_inner css=”.vc_custom_1473173012608{margin-bottom: 14px !important;}”][vc_column_inner width=”2/12″][/vc_column_inner][vc_column_inner width=”8/12″][/vc_column_inner][vc_column_inner width=”2/12″][/vc_column_inner][/vc_row_inner][vc_row_inner][vc_column_inner width=”5/12″][stm_blockquote] Atabek Koleji Rehberlik Servisi
[/stm_blockquote][/vc_column_inner][vc_column_inner width=”7/12″][/vc_column_inner][/vc_row_inner][/vc_column][/vc_row]