Boşanma veya ayrılık davasının sürmesi esnasında veya sonuçlanması halinde müşterek çocuğun velayeti taraflardan birine verilmektedir. Bazı durumlarda velayet hakkı kazanmayan taraf çocuğu vermek istememekte veya velayet hakkı kazanan taraf diğer tarafın çocukla şahsi ilişki kurmasına izin vermemektedir. İşte bu gibi durumlarda İcra İflas Kanunu devreye girecektir. Velayet ile ilgili yazımıza BURADAN ulaşabilirsiniz.
Çocuğun teslimi ve çocukla şahsi ilişki kurulması bir mahkeme kararına dayanıyorsa yapılacak olan icra takibi ilamlı icra takibidir. Bu mahkeme kararının mutlaka kesinleşmiş olması gerekir. Aksi takdirde ilam sayılmaz. Çocuk teslimine ilişkin kararların infazı için kararın kesinleşmesi gerekmektedir.
Çocuğun icra yoluyla teslimi, İcra İflas Kanunu 25. maddede ele alınmıştır. Çocuğun teslimi için icra takibi sürecini sırasıyla anlatmak gerekirse;
Çocuk teslimine ilişkin ilamlı takip bakımından alacaklı kişi, ilamda çocuğun velayetinin bırakıldığı ve ancak çocuk henüz kendi yanında bulunmayan kişidir. Çocuk teslimine ilişkin ilamlı icrada borçlu, ilam ile aleyhine olarak velayetin bırakılmadığı ve fakat çocuğu kendi yanında bulunduran kişidir.
Öncelikle alacaklı kişi kesinleşen mahkeme ilamı icra dairesine vererek takip talebinde bulunmalıdır.
Takip talebinde bulunulması üzerine icra müdürü öncelikle takip talebi ile birlikte verilen belgenin bir ilam olup olmadığını ve hükmün kesinleşip kesinleşmediğini re’sen (kendiliğinden) inceleyecektir.
Takip talebinin bir ilama dayanıp dayanmadığını inceledikten sonra icra müdürü bir icra emri düzenleyerek borçluya göndermesi gerekir.
İcra emrinin borçluya tebliğinden sonra, borçlu yedi gün içinde çocuğu alacaklıya teslim edebilir. Bu durumda icra takibi sona erecektir. Borçlu, çocuğu alacaklının da icra dairesinde bulunduğu esnada icra dairesinde teslim ederek ve bu hususu tutanağa geçirterek teslim edebilir. Alacaklının hazır bulunmaması durumunda çocuk icra dairesinde bırakılamaz. Borçlu ayrıca alacaklının yerleşim yerinde çocuğu alacaklıya teslim edebilir. Bu durumda çocuğun teslim edildiğine dair alacaklıdan alacağı bir kağıt ile veya alacaklının icra dairesine çocuğu teslim aldığına dair yapacağı bir bildirim ile teslim işlemi tamamlanmış olacaktır.
Peki borçlu 7 gün içinde çocuğu teslim etmezse ne olacak? Borçlu 7 gün içinde çocuğu teslim etmediği takdirde, alacaklının talebi üzerine icra müdürü vasıtasıyla çocuğun borçludan alınıp alacaklıya tesliminin sağlanması gerekmektedir. Bu durumda borçlunun adresine gidilerek çocuğun teslimi sağlanacaktır. Çocuğun üçüncü bir kişinin yanında veya bir kurumda (örneğin kreş, okul, hastane) bulunması halinde de bu yerlere gidilerek çocuk alacaklıya teslim edilebilecektir. Yani çocuk nerede bulunursa bulunsun icra emri zorla yerine getirilecektir. Çocuk teslimi sırasında icra müdürüne direnilmesi durumunda ise, icra müdürünün zor kullanma yetkisi bulunmaktadır. Lakin bu zor kullanma yetkisi kesinlikle çocuk üzerinde kullanılamaz. Zor kullanma yetkisi yalnızca borçlu veya üçüncü kişi üzerinde kullanılabilir. Zor kullanma ölçülülük ilkesi çerçevesinde olmalıdır. Direnme durumunda kolluk kuvvetlerinden de yararlanılabilecektir.
Çocuk teslimine ilişkin ilamlar İcra ve İflas Kanunu m. 34’te belirtildiği gibi Türkiye’deki herhangi bir icra dairesinde takibe konu edilebilir.
Çocuğun, ilamlı icra takibinin yapıldığı icra dairesinin yetki sınırları dışında bir yerde olduğu alacaklı tarafından beyan edilmişse, bu durumda icra dairesi çocuğun bulunduğu yerdeki icra dairesini istinabe ederek ilamın o yerdeki icra dairesi aracılığıyla yukarıdaki kurallar çerçevesinde yerine getirilmesini sağlar.
Çocuk teslimine ilişkin ilamların icrası sırasında icra müdürü ile birlikte Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu tarafından görevlendirilen sosyal çalışmacı, pedagog, psikolog veya çocuk gelişimcisi gibi bir uzmanın, bunların bulunmadığı yerlerde bir eğitimcinin hazır bulundurulması gerekmektedir. (İİK m. 25/b)
Çocuk teslimi icrasını yerini getirmeyen veya getirilmesine engel olan kişiler İcra ve İflas Kanunu m. 341 gereği hapisle tazyik edilirler. Lehine hüküm verilmiş kimsenin şikayeti üzerine, altı aya kadar tazyik hapsine karar verilir. Hapsin tatbikine başlandıktan sonra ilamın veya ara kararının gereği yerine getirilirse, kişi tahliye edilir. Dikkat etmek gerekirse üst sınır 6 aydır. Herhangi bir alt sınır belirlenmemiştir.