bağımlılığı olarak da bilinen “Fomo”, dünyada giderek artan bir salgın hale geliyor. “Fear of Missing Out” kavramının kısaltılmasından türetilen FOMO, çevrimiçi olmaktan korkma, kaybetme korkusu olan bu durum, kişinin internete bağlantı kuramama korkusuyla başlıyor. Sanal dünyanın özellikle çocuklar açısından oluşturduğu tehlikelere dikkat çeken uzmanlar, bazı anne ve babaların evin dışarıdan daha güvenli olduğunu belirterek çocukların saatlerce bilgisayar başında kalmasına müsaade ettiklerine fakat bu davranışın daha büyük zararlara yol açabileceği uyarısını yapıyorlar. Sanal bir dünyada sahte bir kimlikle dolaşan çocuk, zamanla yalan söylemeyi de doğal olarak kabul etmeye başlıyor. Kişiler, yüz yüze gelmediği ve göz teması kurmadığı için kimliğini saklayabiliyor. Kendisini hayal ettiği gibi tanımlıyor. Kişi yüz yüze geldiğinde kendisine bir sınır koyma ihtiyacı hissederken, sanal ortamda sınır koyma davranışı bozuluyor. Kişiliğini oluşturma evresinde ailesi ve çevresinden destek alamayan çocuk, sosyal paylaşım sitelerine yöneliyor. Sosyal paylaşım sitelerinden çevre edinen çocuğun arkadaşları da sanal oluyor. Bu ortamda farklı kimliğe bürünen çocuk, çoğu zaman hayali kişilerle iletişim kuruyor ve kişiliğini yansıtamıyor. Eleştirel ve Yaratıcı Düşünemez Sosyal paylaşım siteleri çocuğun eleştirel ve yaratıcı düşünmesini engelliyor. Çocuk, kendi yerine daha göz alıcı kişinin fotoğrafını internet sitesine koyuyor. Bu durum farklı kişilik ortaya çıkarır. Kendini sanal dünyada başka, gerçek hayatta başka gösterir. Sağlıklı bir iletişim kurulamaz. Kendi kimliğini ortaya koyamadığı için kişiliğini de törpüler. Sanal ortamda öz güvenini kaybeden çocuk, eleştirel ve yaratıcı düşünemez. Konu ile ilgili uzmanlar çalışmalarında sanal dünyanın bireylerin geleceğini tehlikeye attığını ortaya koyuyorlar. Özellikle çocuklar için ciddi bir tehlike oluşturduğuna vurgu yapılıyor. Çocukların, hayal dünyasını esir alan bu oyunlardan uzak tutulması gerekiyor. Çocuklar gerçek hayatta yapamadıkları pek çok şeyi oyunlar vasıtasıyla yapabiliyor ve bu durum da onlarda bağımlılık oluşturuyor. Sanal oyunlar çocukları esir alıyor ve bu bağımlılık çocukların hayal dünyasını kısıtlarken bir noktadan sonra da onları köreltiyor. Bu durum çocukların asosyal bir kişiliğe bürünmesine ve zihinsel faaliyetlerinin olması gereken seviyenin çok çok altında seyretmesine neden oluyor. Çocukların sanal dünyadan korunması ve uzak tutulması önerilmektedir. Özellikle tatil dönemlerinde çocukların internette geçirdiği zamanın arttığına özenle dikkat çekiliyor. Sanal dünya, siber zorbalık, cinsel istismar gibi riskleri de ikiye katlıyor. Ailelere düşen görev çocukları sanal dünyadan da korumaktır. Nasıl Bir Yol İzlenmeli? Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre Türkiye’de internete erişimi olan hanelerin oranı yüzde 60.2 düzeyindedir. Bu oran da, internetin hayatımızdaki öneminin her geçen gün arttığını gösteriyor. Ancak bu gelişmenin bir riski de vardır; çevrimiçi dünya bir yandan da siber zorbalık, cinsel istismar, zararlı içerik gibi sayısız tehlike demek. Bu yüzden birçok yazılım, çocukların internette güvende olmasını ve hangi siteleri ziyaret ettiğini görmek isteyen ailelerin hizmetinde. Aileler ve çocuklar için şu kontrol programlarından söz edilebilir: Norton Family Online Program ailelere çocuklarının internet aktivitelerini kolaylıkla takip etme imkânı sağlıyor. Windows, Mac ve mobil cihazlarda kullanılabiliyor. Zararlı içerikleri filtreleyerek web güvenliğini arttırıyor. Sohbetler ve e-postalar (e-mailler) görüntülenebiliyor. Bu sayede çocuğa yaklaşmaya çalışan kötü niyetli kişilere karşı etkili bir önlem sunuyor. Çocukların hangi sitede, ne kadar kaldıklarını öğrenmek de mümkün. Kayıt olduktan sonra çocukların kullandığı aygıtlara da Norton Family kurulması gerekiyor. Ardından site çocukla ilgili bir profil oluşturuyor. Bundan sonra ister internet sitesi üzerinden, isterseniz de programdan çevrimiçi takip yapılabiliyor. Trend Micro Online Guardian Çocukların Facebook, Twitter gibi birçok sosyal medyada ne yaptığını takip etmek için kullanılabilecek en iyi programlardan biri olduğu belirtilmektedir. Şüphe uyandıran her şeyi, ebeveynlerin de analizlerle görmesine olanak tanıyor. Beş çocuğa kadar profil oluşturulabiliyor. Ebeveynlerin çocuklarının profilini, onların yaşıt ve ihtiyaçlarına göre düzenlemelerine imkân sağlıyor. Aileler çocuklarının ne kadar süreyle çevrimiçi olabileceklerini bile belirleyebiliyor. Arama engellemesi de mümkün. Yetişkin sitelerine erişim engellenebiliyor. Yazılım çocuklarınızın şahsi bilgilerini online dünyada paylaşmasının önüne geçiyor. Böylelikle kredi kartı numarası gibi bilgilerinizin başkalarının eline geçmesi riski ortadan kalkıyor. Program, çocukların bilgisayarına kurulduktan sonra evdeki tüm cihazlar arasında aktif takip yapılabiliyor ve ailelere istenilen sıklıkta rapor sunuyor. Programın 30 günlük deneme sürümü var. Puresight Owl Puresight çocukların siber zorbalığa karşı korunması için geliştirilen programlar arasında öne çıkanlardan biri. Program arka planda sessizce çalışıyor. Çocuğun sosyal medyadaki, Facebook’taki paylaşımlarını, yorumlarını ve mesajlaşmalarını tarıyor ve izliyor. Bilgisayar sistemde donmaya neden olmadan başarılı bir performansla çalışıyor. İçerik filtrelemesi yapabiliyor. Belirlenen kelimeler sosyal medyada da engellenebiliyor. Bu sayede çocukların siber zorbalık gibi istenilmeyen durumlarla karşılaşmasının önüne geçiliyor. Aktif “chat” denetleme sistemi sayesinde saldırgan ifadeleri engelliyor ve içerik raporunu ebeveyne iletiyor. Küfür, tehdit gibi ifadelerin birçoğunu eksik yazılmış ya da yanlış hecelenmiş olsa bile tespit edebiliyor. Puresight yeni mobil versiyonu Surfie sayesinde artık akıllı telefonlar ve tabletlerdeki aktivitelerde de takipte olacak. Uygulamanın ücretsiz sürümü, mobil cihazlar için Google Android ya da Appstore üzerinden indireilebilir. Qustodio Qustodio geniş kapsamlı bir programdır. Sadece sosyal medya hesaplarını denetlemeye yönelik değil, çocukların çevrimiçi sürelerini belirlemek, siteleri ve programları engellemek, istenmeyen aktivitelerde gerçek zamanlı alarm gibi birçok seçenek sunuyor. Çevrimiçi aktivitelerdeki durumu çeşitli renklerle gösteriyor. Bu sayede istenilen bilgiler sadece tek bir ekran üzerinde, çok fazla sekme açmadan görüntülenebiliyor. Çocukların dakika dakika hangi sitelerde vakit harcadığı, nelerle ilgilendiği, kuşkulu aktiviteleri bir rapor halinde bilgi ekranına yansıtılıyor. Programın kurulumu yapıldıktan sonra kaç çocuğun izleneceği, profiller halinde belirleniyor. Program, siteleri içeriğe göre de engelleyebiliyor. Kumardan uyuşturucuya birçok site çocuğun karşısına çıkmadan program tarafından bloklanıyor. Android tabanlı mobil cihazlarda da çalışan program ücretsiz. Daha etkili denetim için Premium versiyonu da var. Safe Eyes Dünyaca ünlü antivirüs yazılım firması McAfee’nin sunduğu bir program. Tüm internet aktivitelerini gözler önüne seriyor. Ailelere sunduğu yaş aralığı filtresi sayesinde çocukların uygun yaş grubuyla iletişimde kalmasını sağlıyor ve daha üst yaş gruplarından gelebilecek siber zorbalık ya da cinsel istismar gibi kötü durumların önüne geçilebiliyor. Mobil cihazların takibine de izin veriyor. Bu sayede akıllı telefonlarıyla internette dolaşan çocukların aktiviteleri de izlenebiliyor. Uygunsuz paylaşımlarla, incitici yorumlarla ve siber zorbalık gibi durumlarla karşılaşıldığında aileye vakit kaybetmeden bir e-posta gönderiyor. Program 35 web içeriğini engellemeye izin veriyor. Siteleri bloke edebildiği gibi yazışmalara da anlık müdahale imkânı tanıyor. Öne çıkan özelliklerinden biri de ailelere, çevrimiçi oyun siteleri ve oyunlarda söz hakkı tanımasıdır. Ebeveynlere çocuklarının her türlü internet aktivitesinde denetleme ve kontrol yetkisi veren Safe Eyes ücretli. Bilgisayar Kişiye Özel Olmamalı İnternet karşısında bireyin bir oto kontrolü olmalıdır. Oto kontrol ise eğitim sonucu gelişir. Kısaca ülkemizin eğitim oranlarına bakarsak: Türkiye’de kız çocukların yarısı liseye ulaşamıyor, kadınların yüzde 12.3’ü okuma yazma bilmiyor, üniversite mezunu oranı yüzde 11. Bu ortamda daha bir üst eğitim birimi olan medya okuryazarlığını beklemek boş bir çaba olabilir. Okullarda medya araçlarının teknolojik süreçlerini anlatan medya okuryazarlığı eğitiminin içeriği geliştirilerek ilköğretimde hatta ana sınıfında okutulması. Bu eğitimlerin yaygınlaşmasına kadar filtre uygulaması olabilir. Tabii bu eğitimler yetişkinlere de verilebilir. Özellikle Diyanet ve halk eğitime bağlı kurumlarda ivedilikle bilinçli medya okuryazarlığı eğitimi verilmeli. Bütün bunların ötesinde ailelere pratik olarak önerebilecek husus, bilgisayarın kişiye özel değil aileye özel olması. Yani bilgisayar, salonda ailenin ortak alanında olmalı. Sanal oyunların çocuklar üzerinde söz konusu olumsuz etkileri dikkate alınarak ailelerin bu tür oyunlardan çocukları uzaklaştırması gerekiyor. Bazı oyunlar ve programlar çocukların zihinsel açıdan gelişimini sağlayacak şekilde olmalı ve oyun tarzı programlar onları bağımlı yapmak yerine daha çok düşünmeye zorlamalı. Onların hayal dünyasını istila etmek yerine, onları çözüm yolları bulmaya sevk etmelidir. Sanal dünya bağımlılığının çözüme kavuşturulması ailelerin teknoloji ve interneti bilinçli kullanması ile mümkündür. Sabahtan akşama kadar dizi seyreden bir annenin, gece yarılarına kadar facebook, twitter ile uğraşan bir babanın çocuğunu bağımlılıktan koruması çok da mümkün değildir. Önce yetişkinlerin kendilerine çeki düzen vermesi ve sonra da çocuklarına kontrollü internet kullandırması gerektiği ifade edilmektedir. Bu durumun bir bağımlılık halini alması halinde profesyonel bir destek almanın zorunlu olduğu da belirtilmektedir. Fakat bu henüz kötü kullanım aşamasındaysa kullanım kontrol edilmeli ve belirli saat aralıklarında kullanılarak bilgisayar kapatılmalıdır. Çocukların özellikle bilgisayar ve internetle baş başa kalması kesinlikle engellenmelidir. Hatta mümkünse internet bütün aile bireylerinin ortak alanında kullanılmalıdır. Güvenli internet kullanımına muhakkak geçilmelidir. Bunun dışında çocuğa alternatif eğitim ve eğlence alanları oluşturularak sanal dünya bağımlılığının önüne geçilmelidir.