Çocukluğun İlk Yılları Zekâ Gelişimi Üzerinde Ne Kadar Etkilidir?

Geçmişte uzmanlar zekanın genlerle aktarıldığını ve çevresel etmenlerle değiştirilemeyeceğini savunurlardı. Ancak günümüzde yapılan araştırmalar, zekâ düzeyimizin hem genetik hem de çevresel etmenlere bağlı olarak belirlenebileceğini göstermektedir. Bu oran yarı yarıya diyebiliriz. Genetik faktörler %50 etkiliyorken, hamilelik dönemi dahil olmak üzere çevresel koşulların rolü de %50’dir.

Özellikle çocukluğun ilk yıllarında zihinsel becerilerin gelişiminde çevresel faktörler olarak edinilen deneyimlerin ve yeterli uyaranın olmasının önemli olduğunu söyleyebiliriz. Yapılan araştırmalara göre, hamilelik sürecinde annelerin madde (sigara, alkol, kokain) kullanımı veya bunlara maruz kalmasının sonucunun düşük zekâ düzeyi ve akademik başarısızlık olabileceği bulunmuştur.

Çocukluğun İlk Yılları ve Zekâ Gelişimi

Anne karnındaki ortam belirli genlerin bastırılmasını sağlarken, belirli genlerin de harekete geçirebilir ve böylece dürtüsellik gibi bazı davranışların artmasına sebep olabilir. Annenin hamilelikteki ruhsal durumu fetüsü de etkilemektedir. Bunun sonucunda, anne hamilelik sürecinde stresli bir dönem geçiriyorsa, bebeğin dürtüsel olma ve uyaranlara fazla tepki verme olasılığı da artmış olur. Bu durum, ilkel bir hayatta kalma davranışıdır. Fakat, ne yazık ki hayatta kalma çabasının bu kadar fazla olması ve korunma ihtiyacına odaklanılması, bilişsel becerilerin gelişiminin engellenmesine sebep olabilir. Sonuç olarak, hamilelik süreci bebeği psikolojik açıdan etkilediği kadar, bilişsel etkileri de vardır. Bu nedenle, doğum öncesinde bebeğinize müzik dinletmeniz, konuşmanız, hareketlerine tepki vermeniz ve en önemlisi de stresten uzak kalmaya çalışmanız bilişsel anlamda bebeğinize uzun dönemli olumlu etkileri olacaktır.

Anne doğum öncesi strese, maddeye ve düşük uyarana maruz kaldığında, bunun fetus üzerindeki etkilerinin gelip geçici mi, yoksa kalıcı mı olduğu henüz tam olarak bilinmemektedir. Beynin ihtiyaçları yaşamın kritik dönemlerinde karşılanmazsa, sonrasında bu ihtiyaçları sağlamak ve durumu düzeltmek için çok çaba sarf etmek gerekecektir.

Beynin bir miktar kendini yenileme şansı vardır ve buna bağlı olarak düzelmeler meydana gelebilir.  Ancak, sonuç her zaman beklediğimiz gibi olumlu olmayabilir. Yine de çaba sarf etmek ve değişim için adım atmak faydalı olacaktır. İleride daha ciddi sorunlara sebep olmaması adına erken müdahale, bilişsel gelişimi destekleyen en önemli faktörlerden biridir.

Doğum öncesi ve doğum sonrası ilk yıllarda, özellikle ilk 2 yıl, öğrenme tutumlarının oluştuğu ve edinildiği dönemlerdir. Örneğin; çocukluğumuzda dil öğrenmemiz çok daha kolayken, yaş ilerledikçe çok daha fazla zorlanırız. Edinilen bu öğrenme tutumları çocuğun gelecekteki tüm öğrenme süreçlerini etkiler. Bu süreçte, ebeveynlere sorumluluk düşmektedir.

Ebeveynler genellikle çocuklarının bilişsel gelişimlerine özellikle önem gösterirler ve bunun için oldukça fazla efor sarf ederler. Ancak, şunu belirtmek isterim ki bebeğinize iyi bir öğrenme ortamı sağlamak açısından çok fazla para harcamanıza veya bilişsel konularla ilgili çok fazla bilgi sahibi olmanıza ihtiyaç yoktur. Bebeğinize bol bol ilgi, sabır, uygun tepkiler göstermek ve birkaç oyuncak veya ev eşyası bilişsel gelişim için yeterli olacaktır.

Klinik Psikolog Işık Dilayla Elgin

KAYNAKÇA:
– Akdağ, F. (2015). Çocukta Beyin Gelişimi ve Erken Müdahale. Hacettepe Üniversitesi Sağlık Bilimleri Dergisi , 1, 97-100.
– National Scientific Council on the Developing Child (2007). The Timing and Quality of Early Experiences Combine to Shape Brain Architecture: Working Paper No. 5. Retrieved from www.developingchild. harvard.edu
– Solter, A. (2018). Bilinçli Bebek: İlk yıllar, zeka gelişimi açısından ne kadar önemlidir? (Çev. A. Cebenoyan). İstanbul: Doğan Egmont Yayıncılık ve Yapımcılık Tic. A.Ş. (Orijinal yayın tarihi, 2001)