Cumhurbaşkanı Erdoğan, çeşitli
temaslarda bulunmak üzere 1
Haziran’da Uganda’ya gitti. Cumhurbaşkanı
Recep Tayyip Erdoğan, özel
uçak “TUR” ile Uganda’nın başkenti
Kampala’ya geldi. Erdoğan’ı Entebbe
Havaalanı’nda Uganda Dışişleri Bakanı
Sam Kutesa, Ugandalı Mihmandar
Bakan -Toprak, İskan ve Şehircilik
Bakanı Daudi Migereko, Uganda
Protokol Genel Müdürü Charles Sentongo,
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu,
Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci,
Türkiye’nin Kampala Büyükelçisi
Ayşe Sedef Yavuzalp ve eşi Büyükelçi
Osman Yavuzalp ile diğer ilgililer
karşıladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan
için resmi tören düzenlendi. Cumhurbaşkanı
Erdoğan, Ugandalı mevkidaşı
ile gerçekleştirdiği basın toplantısında
Birleşmiş Milletleri (BM) “Dünya
5.’ten büyüktür” söylemi ile eleştirdi.
Erdoğan konuşması sırasında Uganda
Cumhurbaşkanı Yoweri Museveni’nin
masaya vurarak alkışlaması dikkat
çekti. Cumhurbaşkanı Erdoğan’la eşi
Emine Erdoğan ve Başbakan Yardımcısı
Veysi Kaynak da Uganda’ya geldi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan,
Uganda’daki temaslarını sürdürdü.
Erdoğan, Uganda Cumhurbaşkanlığı
Sarayı’nda Uganda Cumhurbaşkanı
Yoweri Museveni baş başa görüşme
gerçekleştirdi. Erdoğan ve Museveni,
baş başa görüşmenin ardından heyetler
arası görüşmeye başkanlık etti. İki
ülke ilişkilerinin ve küresel sorunların ele
alındığı görüşmelerde, Dışişleri Bakanı
Mevlüt Çavuşoğlu ve Ekonomi Bakanı
Nihat Zeybekci de hazır bulundu. Görüşmenin
ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan
temasları ile ilgili değerlendirmelerde
bulundu; “Uganda’nın Ebola salgınında
oynadığı etkin rolü takdir ediyoruz.
Üroloji bilimiyle gerçekleştirdiği stratejilerle
Uganda sağlık alanında önemli başarılara
imza attı. Ülkemiz de bu süreçte
Batı Afrika’nın Ebola ile mücadelesinde
destekte bulunarak 5 milyon dolar katkıda
bulundu. Uganda Milenyum Kalkınma
hedeflerine ulaşmada kararlılığını ortaya
koymuştur. Bu hedeflerin de aşırı yoksulluğun
yarıya indirilmesi, HIV ve AİDS’le
mücadele önemli gelişmeleri hayata geçirmiştir.
Bu güzel ülkenin çalışkan insanlarının
güneş enerjisiyle çalışan ilk
otobüsü ürettiklerini öğrendim. Tebrik
ve takdirlerimi ifade etmek isterim. Milli
marşında bile çevreye, doğal kaynakların
korunmasına, ihtiyaç sahiplerine el
uzatılması anlatılıyor. Bu dayanışma ruhunun
güçlenerek devam etmesini diliyorum.
Afrika’nın 54 ülkesi var, 39 ülkesinde
büyükelçiliğimiz var. Özellikle Doğu Afrika’nın huzur, güvenlik ve kalkınmasına
özel önem veriyoruz. Ve kıtanın
birçok ülkesinde yürüttüğümüz
kalkınma odaklı yardım projeleriyle
Afrika ülkelerine yardımcı olmaya
çalışıyoruz. 2011 yılından itibaren
Somali’nin ayağa kalkması için
bölge ülkeleriyle büyük çaba harcıyoruz.
AMISOM’a en fazla asker veren
Uganda’nın bu süreçteki tavrını
takdir ediyoruz. Ortak gayretlerimiz
neticesinde bugün Somali bambaşka
yere geldi. Bu yaz yapılacak seçimlerin
suhuletle gerçekleşmesini, bölgenin
huzuruna katkı yapmasını temenni
ediyorum.
Doğu Afrika’da en büyük tehdit
terörizmdir. Bu konuda 3 başlığı çok
önemsiyorum. Bir tanesi mezhepçilik
unsurudur, bir tanesi ırkçılık unsurudur,
bir diğeri de terörizm unsurudur.
Örneğin 35 yıldır terörle mücadele
eden ülkemizde biz bunun bedelini
çok ağır ödedik, ödüyoruz. Bölgenin
en önemli tehdit unsuru mezhepçiliktir.
İkincisi ırkçılık unsurudur.
Ne yazık ki ırkçılık unsuru da terörizmi
teşvik eden başlıklarından bir tanesidir.
Aslında bizim değerlerimizde
ne Arabın Arap’a, ne Arap olmayanın
Arap’a üstünlüğü yoktur. Üstünlük
Yaratıcıya yakın olmakla tanımlanır.
Biz yaratılanı Yaratan’dan ötürü
severiz. Bizim için makam, mevki,
ırk bunların hiçbirisi sebep değildir.
Üçüncüsü terörizmdir. Bölgenin mücadelesinde
bizler çok büyük bir mücadele
ortaya koyduk. Sizler zaten
bunu yaşadınız. Bizler de terör mağduru
olanlara destek olmaya devam
edeceğiz.
Afrika açılımımız çerçevesinde
açtığımız ilk büyükelçiliklerden biri
Uganda’dadır. Karşılıklı olarak büyükelçiliklerimizi
açtığımız bu süreç
içerisinde, bundan sonraki süreci
de çok daha güçlü kılmak istiyoruz.
Uganda’da kirada değil, çok geniş
bir büyükelçilik bina inşa edelim.
Benzer bir şekilde, Türkiye’de
de Uganda böyle bir büyükelçilik binasını
inşa etsin. Kendileri de buna
olumlu baktılar.”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip
Erdoğan buradan ayrıldıktan sonra
Uganda’da fahri doktora töreninde
konuştu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip
Erdoğan, Uganda’daki Makerere
Üniversitesi’nde gerçekleştirilen fahri
doktora töreninde yaptığı konuşmada
şunları kaydetti “Haklı olanın güçlü
olduğu bir dünyada hukuk tecelli
eder. Bunu söylediğimiz için birileri
rahatsız oluyor. O zaman bizim adımız
diktatör oluyor. Bunları söylüyoruz
diye. Dünyadaki hangi görsel, yazılı
medya gruplarının bize saldırdığını
bu konuda çok iyi biliyoruz. Her
platformda yaşanan çarpıklıklar konusundaki
itirazlarımızı dile getirmeyi
ve reform taleplerimizi ifade etmeyi
sürdüreceğiz” dedi. Konuşmasında
sığınmacı krizine dikkat çekerek,
Türkiye’nin veren el konumunda olduğunu
vurguladı. Ege Denizi’nde
yaşanan olumsuz manzaralara değinen
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ülkelerindeki
çatışmalardan kaçarak, sınırlarımıza
gelen 3 milyon Suriyeliye
biz kucak açtık. Bunların 300 bini
Iraklı. Biz bunlara dikenli tellerle duvarlar
örmedik. Niye Türkiye’ye geliyorsunuz,
demek. Onlar varil bombalarından
kaçıyordu. O bombalardan
kaçan insanlara biz kapımızı kapayamazdık
ve biz Ege Denizi’nde boğulmayla
karşı karşıya olan 100 bini aşkın
mülteciyi Sahil Güvenlik botlarımızla
denizden kurtardık. Birileri maalesef
o botların içerisinde olanların
botlarını ne yazık ki delerek, onların
boğulmasına fırsat verdi. Biz veren el
olacağız, alan el olmayacağız; dedik”
ifadelerini kullandı.
Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik
Konseyi’ne yönelik de eleştirilerde
bulunan Erdoğan, dünya ülkelerinin
5 daimi üyenin iki dudağı arasından
çıkacak söze mahkum edilemeyeceğini
savunarak, şöyle konuştu: “Şu
anda dünyada az gelişmiş ülkelere
destek noktasında birinci sırada Amerika,
ikinci sırada Türkiye, üçüncü sırada
İngiltere var. Fakat milli gelire
oranla baktığımız zaman birinci sırada
Türkiye, ikinci sırada Amerika,
üçüncü sırada İngiltere var. Biz
bu yolda yürümeye devam edeceğiz.
Fakat biz diyoruz ki dünya beşten
büyüktür. Hukuk alanında fahri
doktora alıyorum ya öyleyse insanlar
arası hukukun, ülkeler arası hukukun
gereğini Uganda’dan haykırmamız
lazım. Dünya beş daimi ülkenin
iki dudağının arasına mahkum
edilemez. Birinci Dünya Savaşı’nın
şartlarında yapılanmış bir tabloyu
hala bugün insanlığa dayatamazsınız.
Suriye bugün problemini çözemiyorsa
daimi üyelerden bir tanesi
veya iki tanesi ‘hayır’ diyor, olmuyor.
Geçici üyeler var. Geçici üyelerin
hiçbir kıymeti harbiyesi yoktur.
Biz de diyoruz ki şu anda Afrika’dan
daimi üyelerin arasında bir tane
üye var mı? Yok. 1 milyar 700 milyon
Müslümanın olduğu bu dünyada
bir tane halkı Müslüman olan ülke
var mı? Yok. Bu nasıl adalet, nasıl
hukuk? Böyle hukuk olabilir mi?”
Haklı olanın güçlü olduğu bir dünyada
hukukun tecelli edeceğini vurgulayan
Cumhurbaşkanı Erdoğan,
sözlerini şöyle sürdürdü: “Şu andaki
tablo neyi gösteriyor biliyor musunuz?
Güçlü olanın haklı olduğu
bir dünyada hukuk tecelli etmez.
Tam aksine haklı olanın güçlü olduğu
bir dünyada hukuk tecelli eder.
Bunun arayışı içindeyiz. Bunu söylediğimiz
için birileri rahatsız oluyor.
O zaman bizim adımız diktatör
oluyor. Niye? Bunları söylüyoruz
diye. Biz bunları söylemeye devam
edeceğiz. Dünyadaki hangi görsel, yazılı
medya gruplarının bize saldırdığını
bu konuda çok iyi biliyoruz. Her platformda
yaşanan çarpıklıklar konusundaki
itirazlarımızı dile getirmeyi ve reform
taleplerimizi ifade etmeyi sürdüreceğiz”.
Uganda’daki resmi temaslarını
tamamlayan Erdoğan 02 Haziran’
da Afrika ziyaretinin ikinci ayağı olan
Kenya’ya hareket etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan başkent
Nairobi’de Kenya Cumhurbaşkanı
Uhuru Kenyatta tarafından resmi törenle
karşılandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan,
Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda
top atışlarıyla gerçekleştirilen törende
iki ülke marşlarının okunmasının
ardından karşılama kıtasını selamladı.
Erdoğan ve Kenyatta daha sonra
ikili görüşmeye geçti. Erdoğan,
Kenya’daki temasları kapsamında
Kenya’nın ilk başbakanı olan Jomo
Kenyatta’nın mezarını ziyaret etti ve
mozolesine çelenk bıraktı. Kenyatta
ile baş başa ve heyetler arası görüşme
gerçekleştiren Erdoğan, daha
sonra iki ülke arasında çeşitli ticari
ve kültürel anlaşmaların imza törenine
katıldı. Erdoğan, Kenyatta ile gerçekleştirdiği
ortak basın toplantısının
ardından Türkiye-Kenya İş Forumunda
Türk ve Kenyalı iş adamlarına seslendi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan,
Türkiye-Kenya İş Forumunda
Forumu’nda gerçekleştirdiği konuşmasında,
“Bizim yoğun çalışma ile ticaret
hacmimizi arttırarak 1 milyar
dolar hedefini yakalamalıyız” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan,
Nairobi’deki temasları kapsamında
Türkiye-Kenya İş Forumu’nda
iş adamlarına seslendi. Erdoğan, ekonomik
ve ticari ilişkilerin sağlam zeminde
ilerlemesi için bazı dikkat edilmesi
gereken hususlar olduğunu kaydederek,
“Ekonomik ve ticari ilişkilerin
sağlam zeminde ilerlemesinin
başta gelen şartı istikrardır. Yola çıkarken
biz dedik ki iki önemli sır kavram
var. Bir tanesi istikrardır, bir tanesi
de güvendir. Güven olmadığı
zaman istikrar olmaz. Bu iki kavramı
yakalayamadığınız sürece de iş
adamının yatırım yapması söz konusu
olamaz. Bunlar olursa o zaman iş
adamı rahatlıkla yatırımını yapar. Kırılgan
coğrafyalarda yer almalarına
rağmen istikrarlı yapılarıyla ön plana
çıkan Türkiye ve Kenya’nın güçlü
bir işbirliği ile kısa zamanda önemli
işler başaracaklarına inanıyorum.
Küresel krizin etkilerini henüz tam
anlamıyla atlatılamadığı bu dönemde
ülkeler arası dayanışmaya, bölgesel
işbirliği ve entegrasyona çok daha
fazla ihtiyaç duyuyor” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, G-20
toplantılarında ve diğer uluslararası
platformlarda Afrika’nın da sesi olmaya
gayret gösterildiğini hatırlatarak,
“Asya, Avrupa ve Afrika kıtalarının
kesişme noktasında bulunması
Türkiye’yi jeopolitik açıdan dünyanın
en stratejik ülkelerinden biri
haline getiriyor. Türkiye bu üç kıta
arasındaki enerji, ulaştırma ve iletişim
ağlarının merkezindedir. Benzer
şekilde Kenya da stratejik konumu
ile önem çıkıyor” ifadelerini kullandı.
İş adamlarının Türkiye’nin ve
Kenya’nın sahip olduğu avantajları
en iyi şekilde değerlendireceğine
inandığını belirten Cumhurbaşkanı
Erdoğan, “İlk etapta Türkiye ve
Kenya’yı ticarette karşılıklı lojistik
üsler olarak birbirlerine bağlamamız
gerekiyor. Türkiye, 2001 krizinden aldığı
dersler ve karalılıkla uyguladığı
ekonomik reformlar sayesinde bir
süredir etkisini sürdüren küresel krizden
en az şekilde etkilenen ülkeler
arasında yer alıyor. Kenya’nın da 10
yılı aşkın süredir yılda ortalama yüzde
5 oranında büyüme oranını koruduğunu
görüyoruz” açıklamasını yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını
şu şekilde sürdürdü; “Ülkelerin
sorunları arasında yer alan işsizlikle
mücadelenin en etkili yöntemlerinden
biri yatırımların arttırılmasıdır.
Bu konuda öncelikli görev Kenyalı
iş adamlarına düşüyor. Türkiye’de
de Türk iş adamlarına düşüyor. Bununla
birlikte yabancı yatırımcıların
Kenya’da gerçekleştirecekleri doğudan
yatırımlar istihdam konusunda
önemli rahatlama sağlayacaktır. Türk
iş adamlarını Kenya’daki yatırım fırsatlarını
en etkin şekilde değerlendirmeye
davet ediyorum.” Görüşmelerde
çifte vergilendirilmenin önlenmesi ve
tercihli ticaret anlaşmasıyla ilgili konunun
ele alındığını ifade eden Erdoğan,
ilgili bakanların gerekli komiteleri
oluşturduğunu söyledi. Erdoğan,
Kenya’da alt yapı ve üst yapıya yönelik
adımların atılması gerektiğini
kaydederek, “Türkiye bugün kişi başı
milli gelirini 3 bin 500 dolardan yaklaşık
krize rağmen 10 bin dolarlara
ulaştırdıysa bunun sebebi hazırdan
yemekle olmadı, hazır yatırımlar olmadı”
dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip
Erdoğan Afrika ziyaret in son durağı
olan Somali’ de Somali Cumhurbaşkanı
Hasan Şeyh Mahmud ile düzenlediği
basın toplantısında, “Birileri
Afrika’ya açılım politikamızı başlattığımızda,
2011 yılında Somali’ye
yardım eli uzattığımızda bunun geçici
bir heves olduğunu iddia etmişti.
Bizim sorunlar karşısında yılacağımızı,
kısa zaman sonra da buraları
kendileri gibi terk edeceğimizi
ümit etmişlerdi. Hamd olsun biz yılmadık”
dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan,
uluslararası aktörlerin ve bölge
ülkelerini Somali’ye destek olmaya
çağırdı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip
Erdoğan, Somali ziyareti kapsamında,
Cumhurbaşkanı Hasan Şeyh
Mahmud ile baş başa ve heyetler arası
görüşme gerçekleştirdi. Görüşmelerin
ardından, düzenlenen ortak basın
toplantısında Cumhurbaşkanı Erdoğan,
bir buçuk yıl aradan sonra
Somali’yi ziyaret etmekten duyduğu
memnuniyeti belirtti. “Şahsıma ve
heyetime gösterilen hüsnükabul sebebiyle
ayrıca teşekkür ediyorum” diyen
Cumhurbaşkanı Erdoğan, önceki
ziyaretinde olduğu gibi bugün de
çok kalabalık bir heyetle Somali’yi
ziyaret ettiğini ifade etti. Geçen yıl
Ocak ayındaki ziyareti esnasında
Türkiye-Somali Eğitim ve Araştırma
Hastanesi’nin açılışını yaptıklarını
anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan,
Cumhurbaşkanı Sayın Hasaö
Şeyh Mahmud ile Türkiye’nin Mogadişu
Büyükelçilik Külliyesi’ni hizmete
açtıklarını kaydetti. Cumhurbaşkanı
Erdoğan, Mogadişu Büyükelçilik
Külliyesi’nin, Türkiye’nin dünyadaki
en büyük büyükelçilik külliyesi olduğuna
dikkat çekerek, “Gerçekten şahsım
olarak, milletim adına özellikle bu inşaatın
yüklenici firması Albayrak Grubuna
özellikle teşekkür ediyorum. Millet
olarak, ülke olarak iftihar edebileceğimiz
bir Büyükelçilik Külliyesine kavuşmuş
bulunuyoruz.” diye konuştu. Cumhurbaşkanı
Erdoğan, Somali temasları
esnasında bugün 130 yataklı Yardımeli
Kadın ve Çocuk Hastanesi’nin açılışının
yapıldığını da bildirdi. Türk Hava
Yolları yaklaşık 4 ay süren bir aradan
sonra İstanbul-Mogadişu seferlerini 20
Mayıs günü yeniden başlattığını hatırlatan
Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları
kaydetti: “Türk Kızılay’ı ziyaretimizden
hemen öne Mogadişu’ya 11 bin ton
gıda yardımı malzemesi getirdi. Ayrıca,
yine Kızılay’ımız burada bir sağlık meslek
yüksekokulunu şu anda inşaat olarak
bitirdi. Tefrişi ve peyzaj çalışmaları
bitmediği için bugün onun açılışını
yapmadık. Şunu da burada söylemek durumundayım:
Etiyopya ile Puntland ve
Somaliland’da kuraklık ve kıtlıkla mücadele
eden kardeşlerimiz olduğunu biliyoruz.
Bu çerçevede yine Türk Kızılay’ı
aracılığıyla ayrı bir gemiyle bu bölgeler
de gıda malzemesini Ramazan ayı içerisinde
göndermiş olacağız. Somali Federal
Parlamentosu Binası’nın şu anda
yeni farklı bir projeyle Somalili kardeşlerimizin
gurur duyacağı bir projenin
çalışmasını şu anda alan proje bazında
bitirdik. Uygulama projesini de süratle
arkadaşlarımız bitirecekler ve inşaatıyla
öyle zannediyorum ki, 2 yılı bulmaz.
Bu inşaatı bitirerek, Somali’ye Türkiye
Cumhuriyeti’nin ve Türk Milletinin bir
hediyesi olacaktır. Bu konuda TİKA eş
güdümünde TOKİ ile beraber bu çalışma
yürütülmektedir.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul
Büyükşehir Belediyesi’nin Mogadişu’da
10 kilometre yolun asfaltlanması, ayrıca
Mogadişu Belediyesi’ne 30 adet otobüs
hibe edilmesine yönelik çalışmalarında
sürdüğünün altını çizdi. Somali
hükümeti bütçesine 2013 ve 2014 yıllarında
olduğu gibi aylık bütçe desteğini
devam ettireceklerini hatırlatan Cumhurbaşkanı
Erdoğan, “Birileri Afrika’ya
açılım politikamızı başlattığımızda, 2011
yılında Somali’ye yardım eli uzattığımızda
bunun geçici bir heves olduğunu iddia
etmişti. Bizim sorunlar karşısında yılacağımızı,
kısa zaman sonra da buraları
kendileri gibi terk edeceğimizi ümit etmişlerdi.
Hamdolsun biz yılmadık. Zira
Peygamberimiz Aleyhissalatu Vesselam,
‘Müminin mümine bağlılığı, taşları birbirine
kenetli duvar gibidir’ buyuruyor.
İşte biz buradaki çalışmalarımızı bu anlayışla
yürütüyoruz” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Somali’de
geçtiğimiz günlerde yaşanan terör saldırısında
ilgili olarak ise, “İşte terörün
kanlı yüzünü şurada 3 gün önce gördük
ve ne yazık ki onlarca Somalili burada
öldü. Somali yönetimine ve tüm Somali
halkına başsağlığı diliyorum” dedi. Somali
temasları esnasında Havalimanından
Türkiye’nin Mogadişu Büyükelçilik
Külliyesi’ne gelene kadar yoldaki sevgi
gösterilerinden dolayı şükranlarını bildiren
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Beş sene
önce hayal denilen şeyler bugün gerçek
oldu. Unutmayın, inanç, azim ve kararlılık
olduğu müddetçe çok daha güzel
günler gelecektir. Gayret bizden, tevfik
Allah’tandır.” diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Uganda,
Kenya ve Somali’yi kapsayan ikinci Afrika
turunda, Türkiye’nin artan ekonomik
kayıplarının telafisi yanında, Gülen
Cemaati’nin kıtadaki etkinliğinin giderilmesi
kırılması hedefleniyor. İstanbul’da
2019’de düzenlenecek 3. Türkiye-Afrika
Ülkeleri Zirve Toplantısı’na ev sahipliği
yapacak olan Türkiye, bu ziyaretlerle
zirveye katılımı artırmayı hedefliyor.
Mart ayında, Batı Afrika ülkeleri, Fildişi
Sahili, Gana, Nijerya ve Ekvator Ginesi’
ni ziyaret eden Cumhurbaşkanı, üç
ay sonra, beraberinde 115 işadamı ile
Doğu Afrika’daki üç ülkeyi de ziyaret
etti. Özellikle Ortadoğu, Körfez Bölgesi,
Kuzey Afrika ve son olarak Rusya pazarlarında
yaşanan kriz sonrası ihracat, turizm,
yurt dışı müteahhitlik hizmetlerinde
ortaya çıkan kayıpların, Afrika açılımı
ile telafisi güç görünüyor. Çünkü 40
Afrika ülkesi bir Rusya etmiyor. Türkiye
ile yaklaşık 40 Afrika ülkesi arasındaki
toplam ticaret hacmi, 2015 sonunda 17,5
milyar dolara yükselmiş olsa da 40 Afrika
ülkesi, Türkiye dış ticaretinde bir
Rusya’ nın potansiyel hacminin yanına
bile yaklaşamıyor. Türkiye’nin
200 milyon nüfuslu petrol ülkesi
Nijerya’ya 2015 ihracatı 426 milyon
dolar. Fildişi Sahili’ne 390, Gana’ya
399 milyon dolar. Üç ülkeye toplam
ihracat, 1 milyar doları biraz aşıyor.
Türkiye’nin, Afrika ülkelerine
toplam ihracatı, 2013 ve 2014’te,
14 milyar dolara kadar yükselirken,
2015’te 12,5 milyar dolara geriledi.
Cumhurbaşkanı’nın heyetinde
yer alan Türkiye İhracatçılar Meclisi
(TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi,
Afrika pazarının hızla büyüyen, dinamik
bir pazar olduğunu, bu ziyaretlerin
Türkiye’nin payını büyüteceğini
ifade etti. Türk Müteahhitler
Birliği Başkanı (TMB) Mithat Yenigün
de yurtdışı müteahhitlik sektörünün,
yılda ortalama 30 milyar dolarlık
kontrat imzaladığını, ancak
son 1-2 yıldan bu yana, kaybedilen
pazarlarla bu tutarın çok aşağılara
indiğini, Afrika ülkelerinin bu açıdan
yeni bir çıkış kapısı olabileceğini
kaydetti. Dış Ekonomik İlişkiler
Konseyi (DEİK) Başkanı Ömer
Cihad Vardan, Afrika Açılımı’nın
önemli olduğunu düşünenlerden.
Vardan, Nijerya’nın Türk ihraç mallarını,
özellikle tekstil ürünlerini
tercih ettiğini, bavul ticaretiyle her
hafta 70 ton malın Nijerya’ya gönderildiğini
ifade ediyor. Müteahhitlerin
Afrika ülkelerinde üstlendiği
1152 projenin tutarının, 55 milyar
doları bulduğunu kaydetti. Yine de
Türkiye’nin Afrika’ya ihracatı, yüzde
100 artsa bile, 20-25 milyar doları
ancak bulabilecek. Oysa sadece
turizmdeki kayıp, şimdiden 15 milyar
dolar olarak hesaplanıyor. Aslında
Türkiye, Afrika’da geleceğe yatırım
yapıyor. 2015-2016 eğitim yılında,
Türk üniversitelerine kabul
edilen Afrikalı öğrenci sayısı 5437
olurken, 1239 öğrenciye de burs verildi.
Cumhurbaşkanının Afrika turlarında,
öncelikli hedef ihracat, yatırım,
ticaret olarak görünse de,
diğer asli hedef, Gülen Cemaati.
Milli Güvenlik Kurulu’nun, “terör
örgütü” kapsamına aldığı Gülen
Cemaati’nin okulları, cemaatin
iş adamları konfederasyonu TUSKON’
un kıtadaki etkinliği çok
yaygın. Erdoğan’ın ziyaret ettiği
Uganda’da bir, Kenya’da 4 Cemaat
okulu bulunuyor. Bu ziyaretlerde,
bir yandan da bu ülkelere, Cemaat
okullarının kapatılması, terör örgütü
uyarısı ve telkinleri yapılıyor. Ancak
şu ana kadar, ziyaret edilen ülkelerde
Türkiye’nin beklentilerini
karşılayacak tarzda büyük çaplı dönüşler
olmadığı ifade ediliyor