Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bir çalışma ziyareti gerçekleştirmek ve çeşitli temaslarda bulunmak üzere 31 Ekim tarihinde Fransa’nın başkenti Paris’e gitti.Charles De Gaulle avaalanında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı Türkiye’nin Paris Büyükelçisi Hakkı Akil, OECD Daimi Temsilcisi Büyükelçi Mithat Rende, UNESCO Türkiye Daimi Temsilcisi Büyükelçi Hüseyin Avni Botsalı, Türkiye’nin Paris Başkonsolosu İhsan Emre Kadıoğlu, Fransa’nın Ankara Büyükelçisi Laurent Bili ve Fransız Protokol Görevlisi Kıdemli Direktörü Jean Marie Jannison karşıladı. Havaalanından
Elysee Sarayı’na geçen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı saray merdivenlerinde Fransa Cumhurbaşkanı Hollande karşıladı. Gerçekleştirilen karşılama töreninde Cumhurbaşkanı Erdoğan, Fransa Cumhuriyet Muhafızları tören kıtasını selamladı. Karşılama töreninin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Cumhurbaşkanı Hollande görüşmeye geçtiler.Cumhurbaşkanı Erdoğan, Fransa Cumhurbaşkanı Hollande ile Elysee Sarayı’nda gerçekleştirdiği baş başa ve heyetler arası görüşmelerin ardından ortak basın toplantısı düzenledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ziyaretine, Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Volkan Bozkır ve Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz eşlik etti.Diplomasi gözlemcilerinin değerlendirmelerine göre Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın özel önem verdiği Paris ziyaretinden somut bir netice alamadı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın özel ricasına rağmen Fransa Cumhurbaşkanı Hollande, AB tam üyelik müzakerelerinde Fransa’nın bloke ettiği dört faslının açılmasına yanaşmazken Fransa bu inatçı siyasi tutumuna rağmen Türkiye’deki enerji ve savunma ihalelerinden pay almaya devam ediyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın geçtiğimiz ay sonunda Paris’e yaptığı çalışma ziyareti Ankara-Paris hattında son dönemde ikili ilişkiler ve Suriye sorununda yaşanan yakınlaşmayı gündeme getirdi. İkili ilişkilerin adeta tıkanma noktasına geldiği eski Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy döneminden sonra iktidara gelen François Hollande, ikili ilişkilerde “Yeni Bahar” müjdesi vermişti. Ancak, Hollande’ın Şubat ayında gerçekleştirmiş olduğu Ankara ziyaretinin ardından Paris’teki çalışma ziyaretinde de her iki taraf somut beklentilerine karşılık bulamadı. Fransa-Türkiye ilişkilerinde belli bir yumuşama ve karşılıklı anlayış yaşansa da, Fransa AB müzakere başlıklarındaki siyasi çekincelerini kaldırmıyor. Türkiye, Fransa’nın bu siyasi tutumuna karşılık olarak enerji ve savunma ihalelerinde Fransa’ya karşı ekonomik yaptırım kartlarını kullanmıyor.Paris’te görevli Türk diplomatlar, Fransa’nın Türkiye’ye karşı AB müzakere sürecinde izlediği olumuz politikaya rağmen Fransa ile ilişkilerin “hiç olmadığı kadar iyi” olduğunu ifade ediyorlar. Fransa, ‘tıpkı Türkiye gibi Esed rejiminin ikincil bir sorun olduğunu kabul etmeye hazır olmadığını ve iki ülkenin Ortadoğu’da ortak hareket ettiklerinin” altını çiziyor. Suriye konusunda bu konudaki görüş birliğinin elle tutulur bir sonucu ise Paris’in Türkiye’nin ‘tampon bölge’ teklifine tek destek veren Batılı “müttefiki” olması.Ancak, karşılıklı nazik ve yapıcı mesajlara rağmen dış politika uzmanlarına göre Ankara tarafından büyük önem verilen çalışma ziyaretinden somut bir sonuç çıkmadı.Ziyaret öncesinde Paris Türk Silahlı
Kuvvetleri’nin füze savunma sistemleri ihalesinin Fransa’ya verilmesiyle ilgili somut bir açıklama beklerken, Ankara da Fransa’nın çekince koyup ayak diretmeye ısrar ettiği dört AB müzakere faslının açılmasını umut ediyordu. Nitekim bu konuda baş başa görüşmede olumlu sonuç alamayan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın basın mensuplarının karşısında Hollande’a “Bu konuda sizden bir jest bekliyoruz. Türkiye’ye bir müjdeyle dönelim” şeklinde konuşması da dikkat çekiciydi. Ancak, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sık sık katıldığı özellikle büyük projelerdeki inşaat temel atma törenlerinde müteahhitlere açılış tarihini öne çekmek için uyguladığı bu söz alma yöntemi Hollande’a karşı aynı sonucu vermedi. Hollande Fransa’nın önüne set çektiği müzakere başlıklarından
hiç söz etmezken, Kıbrıs Rum Kesimi’nin önüne konulan yargı ve temel haklara ilişkin 23. ve hukukun üstünlüğü ve özgürlük konusuna ilişkin 24. Müzakere fasıllarının açılması gerektiğini kaydetti. Hollande hem şimdilik selefi Sarkozy’ nin de vetosundan nasibini alan bu başlıkları açmaya yanaşmayacağı mesajını verdi hem de Türkiye’de yargının bağımsızlığı ve temel haklar alanındaki gerilemeye üstü kapalı eleştiri de getirdi.Hollande’ın Türkiye ile izlediği ilişkileri ve diyalog kanallarını açık tutma politikası, Fransız şirketlerinin yatırımlarını artırmak için uygulanan ekonomi kulis diplomasisinin bir parçası. Hollande izlediği politika ile Türkiye’yi AB adayı bir ülkeden çok Katar, Çin, Rusya gibi yatırım potansiyeli taşıyan ekonomik ortak kalıbına sokmuş görüntüsü veriyor. Fransız şirketler, Sinop nükleer enerji santrali ihalesinden sonra nükleer enerji, TANAP boru hattı gibi çok sayıda geniş kapsamlı ve büyük yatırımlara talip. Daha önce
Çin’e verilen ve ardından çark edilip iptal edilen 4 milyar dolarlık füze savunma sistemi ihalesinin Fransa’ya verilmesi için siyaset odaklı müzakereler de devam ediyor.Türkiye ile yakınlaşma politikasının tali nedeni ise Fransa’nın karmaşık Ortadoğu denklemindeki etkinliğini artırma çabasıdır.
Fransız lider, tampon bölge teklifine destek gibi nispeten risksiz adımlarla Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ilişkileri güçlendirerek yani ortak bir dil kullanarak Ortadoğu denkleminde yeni mihenk noktası kazanmayı amaçlıyor. ABD ve Almanya ile ilişkilerin duraklamaya girdiği son dönemde, Fransa ile yakınlaşan ilişkiler, hem bölgesinde hem de Batılı müttefikleri karşısında her geçen gün yalnızlığa itilen Türk Dış Politikası açısından da büyük önem taşıyor.Ancak, Fransız Cumhurbaşkanı kamuoyu tepkisinden çekinmesinden ötürü Cumhurbaşkanı Erdoğan ile ilişkilerini gözlerden uzak yürütmeye büyük önem atfediyor. Paris’de gerçekleştirilen ortak basın toplantısında gazeteci sorularına izin verilmedi. Elysee Sarayı’ndaki basın toplantısına Fransız gazetecilerin de ilgisi azdı. Fransız basınında ise konunun çok dışında olmasına rağmen Cumurbaşkanı Erdoğan’ın Paris ziyaretinden çok Atatürk Orman Çiftliği’ndeki yeni Cumhurbaşkanlığı Sarayı’yla ilgili detay bilgilere yer verildi. Türkiye-Fransa ilişkilerinde Ermeni soykırımı iddialarının 100. yılı olan 2015’te ise Hollande’ın seçilmeden önce söz verdiği gibi soykırım “inkârının” cezalandırılmasına ilişkin yeni bir inisiyatifin gündeme getirilmesi olasılığının ilişkileri
nasıl etkileyeceği ise henüz meçhul.