Davalarda Zaman Aşımı Süresi Kanun, belirli olayların üzerinden belirli şartlarda belirli sürelerin geçmesi halinde o olaya bazı sonuçlar bağlamaktadır. Bu sürelere zaman aşımı süreleri denmekte olup hukuk ve ceza davalarında farklılık göstermektedir.
Ceza davalarında zaman aşımını dava zaman aşımı ve ceza zaman aşımı olarak sınıflandırabiliriz. Dava zaman aşımı, suçun işlendiği tarih itibariyle belli bir süre içerisinde dava açılmaması halinde devletin cezalandırma hakkından feragat etmesidir. Ceza zaman aşımı ise mahkeme hükmünün kesinleşmesi itibariyle belirli sürenin geçmesinin ardından hükmün infazının düşme durumudur.
TCK’ya göre dava zaman aşımı süreleri aşağıdaki gibidir:
Peki yukarıda belirtilen suçların ne kadar yıl hapis cezası gerektirdiği nasıl belirlenmektedir?
Bu sürelerin belirlenmesinde suçun kanuni cezasının üst sınırı göz önünde bulundurulmaktadır.
Eğer hapis cezası veya adli para cezası şeklinde seçimlik bir ceza söz konusu ise yine zaman aşımı süresi belirlenirken hapis cezasının en üst sınırı dikkate alınır.
TCK madde 66/6’ya göre zaman aşımı işleme başlangıç zamanları aşağıdaki gibidir.
-Tamamlanmış suçlarda suçun işlendiği günden,
-Teşebbüs halinde kalan suçlarda son hareketin yapıldığı günden,
-Kesintisiz suçlarda kesintinin gerçekleştiği günden
-Zincirleme suçlarda son suçun işlendiği günden,
-Çocuklara karşı üst soy veya bunlar üzerinde hüküm ve nüfuzu olan kimseler tarafından işlenen suçlarda çocuğun on sekiz yaşını bitirdiği günden itibaren
Başlıca aşağıdaki gibidir:
-İhbar tazminatı
-Kötü niyet tazminatı
-Sendikal tazminat
-Kıdem tazminatı
-Eşit davranmama tazminatı
Bu tazminat davalarında kural olarak genel zaman aşımı süresi olan 10 yıllık süre uygulanır.
Başlıca aşağıdaki gibidir:
-Ücret alacağı davaları
-Fazla çalışma ücreti davaları
-Yıllık izin ücreti davaları
-Ulusal bayram ve genel tatil ücreti davaları
-Hafta tatili ücreti davaları
Bu alacak davalarında kural olarak 5 yıllık zaman aşımı süre uygulanır.
İcra davalarında zaman aşımı süresi 10 yıldır. 10 yıl boyunca alacaklı hiçbir işlem tesisi yapmaz ise borç zaman aşımına uğramış olur. Alacaklı tarafından açılan her dosya bu 10 yıllık süreyi yeniden başlatır.
Kentsel dönüşüm alanında göze çarpan dava arsa payının düzeltilme davasıdır. Arsa payı düzeltme davalarında zaman aşımı süresi bulunmamaktadır.
Tapu iptal ve tescil davası, ayni bir hakka dayanmaktadır. Bu sebeple zaman aşımına tabi değildir. Ancak kanunda bazı özel haller için birtakım süreler mevcuttur.
Yolsuz tescilde iyi niyetli olan tapu sahibi için olağan zaman aşımı süresi 10 yılın dolmasıyla artık tapu geçerli hale gelmektedir.
Yanılma veya aldatma sebebiyle ya da korkutulma sonucunda sözleşme yapan taraf, yanılma veya aldatmayı öğrendiği ya da korkutmanın etkisinin ortadan kalktığı andan başlayarak bir yıl içinde sözleşme ile bağlı olmadığını bildirmez veya verdiği şeyi geri istemezse, sözleşmeyi onamış sayılmaktadır. Bu nedenle 1 yıl içinde sözleşme yapan taraf bakımından yukarıda belirtilen işlemler yapılmaz ise bu şekilde yapılan tescil geçersiz olmayacaktır.
3402 sayılı kanunun 12. Maddesine göre ise, kadastro tutanaklarının kesinleştiği tarihten 10 yıl geçtikten sonra , kadastrodan önceki sebeplere dayanarak tapu kaydı düzeltilmesi davası dinlenmemektedir.
Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, her alacak on yıllık zaman aşımına tabidir. Aşağıdaki alacaklar için ise beş yıllık zaman aşımı süresi uygulanmaktadır:
Bu ayırımda belirtilen zaman aşımı süreleri kesin olup sözleşmeyle değiştirilememektedir.
Alacağın muaccel olmasıyla zaman aşımı işlemeye başlamaktadır.
Hukuki Sözlük
Muaccel hale gelme: Talep edilebilme, ödenmesi gerekme.
İyi niyetli kişi: (Metinde) tescilin yolsuz olduğunu bilmeyen ve gerekli özeni gösterse de bilecek durumda olmayan kişi.
TCK: Türk Ceza Kanunu
TBK: Türk Borçlar Kanunu