Deprem ve Çocuklarla İletişim

Modafen Rehberlik Birimi olarak Doğu Anadolu Fay Hattı üzerinde meydana gelen depremin derin üzüntüsünü yaşamaktayız. Sizleri; deprem gibi doğal afet süreçlerinde çocuklarla iletişim kurulurken ve bilgilendirme yapılırken dikkat edilmesi gereken hususlar hakkında bilgilendirmek isteriz.

Depremi Çocuklarımıza Nasıl Açıklayabiliriz?

Depremi çocuklarımıza açıklarken onların gelişim dönemlerini ve yaşlarını göz önünde bulundurmamız gerekmektedir. Depremin ne olduğunu ve neden meydana geldiğini yaş düzeyine göre çocuklarımıza anlatırken onları korkutmayacak şekilde yumuşak bir dille anlatmalıyız.

3-6 yaş grubu arasındaki çocuklarımız deprem ile ilgili olarak “neden’’ sorusunu sorabilir. Çocuklarımızın bu gibi sorularını cevaplamadan önce ebeveynlerin  ilk önce kendi duygu durumunun hazır olması önemlidir. Ebeveynler duygu durumunu dengede tutabilmek için başka bir yetişkin ile paylaşabilir gerekirse deprem ile ilgili haber izlemeye ara verebilir. Bu yaş dönemindeki çocuklarımıza durumu anlatırken somut ve bilimsel bir şekilde anlatılmalıdır. “Ülkemizin buraya uzak bir köşesinde bir deprem oldu. Bu depremden dolayı birçok ev sallanırken hasar aldı, evlerin tamir olması, bazılarının yeniden yapılması gerekecek. Evler yapılana kadar insanlara yardım ediliyor, yaralananlar için doktorlar var’’ gibi güven verici cümleler kurulmalıdır. Bununla birlikte anne-baba ve çocuk arasındaki güvenli bağı devam ettirmeye ihtiyaç duyabilirler. Sarılmak, kucaklaşmak gibi temas oyunlarına zaman ayırmak önemli olacaktır.

7-11 yaş arası çocuklarımız somut düşünme dönemindedir. Somut olduğu sürece karmaşık olayları anlayabilir ve açıklayabilirler.  Bu nedenle çocuklarımıza depremi anlatırken kısa ve net açıklamalar yapabilir ve gerekirse görsel materyallerden örneğin lego ve tahta bloklardan  faydalanabiliriz. Aynı zamanda bunun bir doğal afet olduğunu, yağmurun yağması, rüzgarın esmesi, güneşin doğması gibi bir doğa olayı olduğunu söyleyebiliriz. Deprem resimli çocuk kitapları yoluyla bu kavramlar hakkında bilgi sahibi olmalarını sağlayabiliriz.

11 yaşından itibaren ergenlikle birlikte çocuklarımızın düşünme biçimleri yetişkinlere benzer hale gelir. Kendi gelecekleri ve dünyanın geleceği ile ilgili endişe ve korku yaşayabilirler. Yetişkinlerin neden bu tür felaketleri önleyemedikleri konusunda öfkelenebilir ve onları suçlayabilirler. Bu öfkelerinin altında yatan güvensizlik ve korku duygularını anlamaya çalışmalı ve bu duygulara ve deprem ile ilgili sorulara açıklıkla yanıt vermeliyiz. Olası bir deprem anında yapılacakların planı, deprem çantası hazırlama gibi kendilerini güvende hissettirecek önlemleri onlarla sakin bir şekilde paylaşmalıyız.

Deprem Sonrası Çocuklarımıza Destek Olmak

Çocukların deprem hakkında soru sorduklarında asıl merak ettikleri şeyin, güvende olup olmadıklarını bilme isteği olduğunu fark edebiliriz. Bu nedenle aynı felaketin kendilerinin ve ailelerinin de başına geleceğine dair endişe ve korkular yaşayabilirler. Böyle bir doğal felaket çocuklarımızın dünyayı güvenilir ve tahmin edilebilir bir yer olarak görme ihtiyacını zedeleyebilir ve çevresindeki yetişkinlerin becerilerine olan güveninin sarsılmasına da sebep olabilir.  Bu noktada kendisinin ve bizlerin güvende olduğumuzu ve her şeyin yolunda olduğunu onlara sıklıkla tekrar etmemiz gerekecektir. Bu esnada onlara endişelenmemelerini ya da korkmamalarını söylemek işe yaramayacaktır, çünkü bu sözler onların bu şekilde hissetmelerine engel olamaz. Bunun yerine  “ Evet çok korktun, hepimiz korktuk ama bir aradayız ve güvendeyiz”  “tüm bu olanlar seni korkutmuş ve endişelendirmiş olabilir, ama bizler annen ve baban olarak senin yanındayız ve bir tehlike anında seni koruyabilmek için hazır olacağız” diyerek duygularını anladığınızı ve kabul ettiğinizi onlara hissettirebiliriz. Özellikle yanında olmayan yakınları için endişelenebilirler, çünkü onların olay yerinden uzakta olduklarını kavrayamayabilirler. O nedenle bu kişilerin de güvende olduklarını söyleyip gerekirse onları telefonla arayıp görüşmelerini sağlamak onların daha güvende hissetmesini sağlaması açısından önemlidir.

Travma Yaşayan Bir Çocuğa Nasıl Yardımcı Olabiliriz?

Bazı durumlar karşısında istemesek de çocuklar travmanın bir parçası olabiliyorlar. Bu nedenle çocukları yoğun matem ortamından uzaklaştırmak, afet bölgelerinden, ekrandaki yineleyici travma görüntülerinden ve travma ile ilgili diyaloglardan uzak tutmak önleyici bir çözüm olabilir. Çocukları daha güvende hissedecekleri, onu seven insanlarla bir arada olabilecekleri, güven duygusunun onarılmaya başlanacağı bir yere taşınması iyi olacaktır.

Mümkün olan en güvenli yerde, sevdikleri ile birlikte olmak, yeni güzel deneyimler yaşamak çocukların yaşadığı kötü deneyimlerin etkisini önemli bir ölçüde azaltacaktır. Çocuklar güvende olduklarını gördükten sonra ikincil olarak da sevildiklerini hissetmek isterler.  Bu nedenle sevenlerinin çocuğun etrafına toplanması ona ilgisini göstermesi yaraları tedavi eder.

Özellikle 3-6 yaş grubundaki çocuklar deprem haberlerine veya konuşmalarına maruz kalması ile birlikte tekrar edici  deprem oyunları oynayabilir. Çocuğun bu bilgileri beyinde işlemleyebilmesi için oyun oynamasına izin verilmesi travma süreci için koruyucu araçlardandır. Çocukların oyunlarının içeriğine bağlı olarak duygularını düzenleyebilmesi için kum, kil gibi materyaller kullanılabilir.

Çocuklarımıza Güven Vermek

Bundan sonraki aşama çocuklarımıza güven aşılamaktır. “Bizler nerede ve ne zaman olursa olsun seni koruyacağız ve yanındayız. Bu nedenle güvendesin. Rahat ve sakin olabilirsin”… gibi cümlelerle çocuklarımızı rahatlatabiliriz.

Çocuklara deprem ve doğal afetlerin anlatılmasının yanı sıra olası bir deprem anında evde ne yapılması ve nereye saklanılması gerektiği çocuklara anlatılıp onlarla prova yapmak çok önemlidir. Bu provayı 2-3 defa yapmak ve eğlenceli hale getirmek önemlidir. Bu konuda Akut’un Deprem Eğitim El Kitabı işinize yarayacaktır.

Afet Sürecinde Medya Kullanımı

İlkokul-ortaokul çocuklarını televizyondaki deprem haberlerinden ve depremin konuşulduğu sohbet ortamlarından uzak tutmamız zihinlerindeki kaygının büyümesini engellemek için oldukça önemlidir. Ancak lise grubu çocuklarımızı medyadan uzak tutmak çok kolay değildir. Çocuklarımız yoğun olarak medya üzerinden deprem ve sonrası ne olup bittiğini öğrenmek isteyeceklerdir. Depreme ait görüntü, resim, haber ve tartışmalara gereğinden fazla odaklanmak, travma tepkilerinin artmasına neden olabilir. Burada dikkat edilmesi gereken, deprem ile ilgili haberleri aşırı şekilde takip etmenin ve sürekli tekrarlayan deprem görüntülerini izlemenin ruhsal etkilerinin farkında olmak ve çocuklarımızın bundan kaçınmalarını sağlamak olacaktır.

Rutine Devam Etmek

Çocuklar yaşanan durum ile ilgili konuşabilir ne hissettiklerini paylaşabilir. Fakat çocuğun tedirgin olmadığını fark ediyor ve gözlemliyorsanız konu sürekli gündeme getirilmemelidir. Olabildiğince ders, yemek, oyun  gibi rutinlere devam edilmelidir.

Tüm bunlarla birlikte; ebeveynler ve yetişkinler olarak önce kendi sakinliğimizi korumamız oldukça önemlidir. Biz kendi kaygımızı yönettikçe, çocuklarımızın da yönetmesi daha kolay olacaktır. Onların yanında ne yaptığımıza, nasıl konuştuğumuza, hangi kelimeleri kullandığımıza dikkat etmemiz önemlidir. Çocuklarımıza konuşma, kendilerini ifade etme imkanı vermeli ve iletişim kanallarını kapatmamalıyız. Sorularını geçiştirmeden ancak fazla ayrıntıya da girmeden kısa ve net cevaplar vermeye çalışmalıyız. Böyle travmatik durumlarda çocuklarımızın yanında olduğumuzu şefkatle hissettirmeli, onun duygularını paylaşmasına alan açmalı ve güvende olduklarını onlara hissettirmeliyiz.

Ülkece yaşadığımız bu zor dönemin tekrar yaşanmamasını dileriz.