Finans uzmanlarının çok sık olarak kullandığı ancak ülkemizde pek yaygın olmayan, İngilizce Ostrich Effect diye adlandırılan bir tabir var. Bu yazımda Ostrich Effect “deve kuşu etkisi” üzerine yaptığım araştırmalarımdan edindiğim bilgileri sizler için kaleme almak istiyorum.
Ostrich Effect “deve kuşu etkisi” , deve kuşlarının tehlikeden kaçınmak için kafalarını kuma gömdüğü yaygın ama yanlış bilinen efsaneden geliyor.
Terim ilk olarak 2006 yılında Galai & Sade tarafından daha çok finansal bağlamda kullanılmıştır. Görünüşte riskli olan ama yokmuş gibi davranarak, kaçınmak olarak tanımlanmıştır. 2009 yılından sonra Loewenstein & Seppi tarafından günümüze kadar daha geniş bir anlam kazanarak daha farklı ve geniş alanlarda da kullanılmıştır.
Deve kuşu etkisi, insanların kendini geliştirme, ilerleme, eğitim ve öğretim gibi dönemlerinde karşısına çıkabilecek olumsuz bilgilerden nasıl kaçındıklarını anlatan bir tabirdir. Şirketlerde ise büyüme, gelişme ve kurumsallaşma dönemlerinde karşısına çıkan olumsuzlukları, riskleri bildikleri halde görmezden gelmek istemeleri, duymak, öğrenmek ve yüzleşmek istememeleri durumudur.
Kişinin kendisi hakkında olumlu ve doğru olduğunu düşündüğü ama hoş olmayan bir davranışı veya bir görüşü sürdürme arzusu varsa, elde edeceği bilgi davranış ve görüşüne müdahale edebilecekse, bu bilgiden kaçınabilecekleri anlamına gelir.
Finansta deve kuşu etkisi, yatırımcıların olumsuz finansal girişimlerden kaçınma girişimidir.
Örneğin; yatırımcılar, piyasalar iyi performans gösterdiğinde portföylerini daha sık kontrol etme eğiliminde olduklarını, piyasalarda bir gerileme olması durumunda, yatırımlarını izlemekten veya daha fazla finansal haber aramaktan kaçınmayı tercih ettiklerini görebilirsiniz.
Kişinin sağlığı hakkında deve kuşu etkisi , kişinin sağlığı hakkında kötü haberler alma korkusu, kişiyi sağlığının korunması için çok önemli olabilen sağlık bilgilerini araştırmaktan kaçınmaya yönlendirebilir.
Kısaca karşımıza çıkan olumsuzluklarla savaşmak yerine deve kuşları gibi başımızı kuma gömeriz. Bu durum ileride karşımıza daha büyük bir problem olarak çıkar. Hatta daha büyük bedeller ödemek zorunda kalacağımız maliyetlere neden olabilir.
Ne yazık ki hepimizin fark edebileceğinden daha yaygın olarak deve kuşu etkisinde kaldığımızı rahatlıkla söyleyebilirim.
“Bir kayba uğradığımızda hissettiğimiz acı, eşdeğer bir kazançtan aldığımız zevkten daha büyüktür.”
Örnek vermek gerekirse, bir arkadaşınızın size yazı tura üzerine kumar oynamayı teklif ettiğini hayal edin. Bozuk para tura gelirse 150 lira kazanırsınız, yazı gelirse 100 lira kaybedersiniz. Böyle bir iddiayı kabul eder miydiniz?
Çoğu insan için 100 lira kaybetmenin olası acısı, 150 lira kazanmanın sevincinden daha güçlüdür. Araştırmalar; bu kumarı oynamaya istekli olmak için çoğu kişiye en az 200 lira teklif edilmesi gerektiğini göstermiştir. Başka bir deyişle, potansiyel kazancın, potansiyel kaybın en az iki katı olması gerekir.
İnsanlar kazanmaktan çok hoşlanırlar. Ancak bir şeyleri kaybetmekten de korkarlar. İşte bu kaybetme korkumuz bazen bizi biraz dar görüşlü yapabilir. Bu dar görüşlülük, insanlar kısa vadeli kayıplara odaklandıkları için, uzun vadeli kazanımları gözden kaçırdıklarında ortaya çıkıyor. Örneğin; yatırımcılar kısa vadede zarara uğramaktan korktukları için genellikle daha fazla risk taşıyan varlıklara eksik yatırım yaparlar. Ancak bu, daha riskli yatırımların daha yüksek getirisi olduğu için uzun vadede kazanmalarına neden olabilir. Bu dinamik genellikle deve kuşu etkisine yol açar. İnsanlar çoğu zaman, bu bilgi uzun vadede faydalı olsa bile mutlu bir şekilde habersiz olmayı, bilmiyormuş gibi durmayı tercih ederler.
Öncelikle hem genel olarak hem de özellikle önemli bir karar vermeden önce kendinize şunları sormalısınız:
Daha bilinçli bir karar vermeme yardımcı olacak, alabileceğim ek bilgiler var mı?
Eğer öyleyse, bu ek bilginin peşinden mi koşuyorum, yoksa bundan kaçınıyor muyum?
Bu bilgilerden kaçınıyorsam, neden bunu yapıyorum? Bilgiden kaçındığınız gerçeğini kabul ettiğiniz ve bunu neden yaptığınızı anladıysanız, kendinizi bu bilgiyi elde etmek için aktif olarak zorlamanız gerekmektedir.
Kaçınmaya çalıştığınız bilgilerle ilgilenmenizi sağlayacak otomatikleştirilmiş harici mekanizmalar kurmak gerekmektedir. Örneğin, banka bakiyeniz veya faturalarınız söz konusu olduğunda, size ayda bir kez gerekli bilgileri sağlayan planlanmış e-postaları veya bildirimleri, muhtemelen kontrol edebileceğiniz bir biçimde ayarlayabilirsiniz. İlgilenmeniz gereken bilgilerle ilgilenmenizi sağlayan bir kişi olabilir.
Bu bağlamda, hızlı bir şekilde karar vermeniz gereken önemli bilgileri iş işten geçmeden öğrenmiş, risk alma riskinizi sınırlamış, doğru ve kendinden emin kararlar almış olursunuz.
Kaynak:
https://en.wikipedia.org/wiki/Ostrich_effect
Yazar ve derleme:
Soner Yenimol