Devre Tatil Sözleşmesinin İptali – Tapu İptali

Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi 2023/182 E. 2023/186 K.

Taraflar arasındaki tüketici tarafından açılan devre tatil sözleşmesinden kaynaklanan davası nedeniyle yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının davalı Termal Gayrimenkul Tur.İnş.Taah.A.Ş. ile imzalamış olduğu 09.08.2021 tarihli sözleşmenin iptalini, davacının davalıya bugüne değin sözleşme bedeli olarak ödemiş olduğu toplam 100.000-TL’nin avans faiziyle birlikte davalılardan müteselsilen alınmak suretiyle davacıya iadesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının varlığını iddia ettiği alacağın zaman aşımına uğramış olduğunu, davacının cayma hakkını kullanmasının hukuken mümkün olmadığını, davacının sözleşmeye konu taşınmaza ilişkin tapu istemi üzerine tapu tescilinin 10/08/2021 tarihinde gerçekleştirildiğini, davacının gerekli gözden geçirmeyi yaparak sözleşmeyi imzalamış olduğunu ve akabinde tapu devrinin gerçekleştirildiğini, davacının sözleşmeyi feshettiğini kabul etmemek kaydıyla davacının sözleşmeyi feshettiği düşünülse dahi davalı şirketin tazminat hakkının bulunduğunu, sözleşme konusu devre mülkün yapı kullanma belgelerinin tam olduğunu ve iskan ruhsatının alınmış olduğunu, davalı şirket tarafından sözleşme kapsamında tüm yükümlülüklerin yerine getirildiğini, davanın usulden ve esastan reddine karar verilmesini savunmuş ve talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararına göre; ” …. Taraflar arasında 09/08/2021 tarihinde devre mülk/hisseli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi akdedildiği anlaşılmakla, bu nitelikteki sözleşmelerin resmi şekilde yapılması gerekse de davada devre mülkün tapusu devredilmiş olduğundan sözleşmenin geçersizliğinden bahsedilemez. Tapu kayıtlarından Bolu İli, Mudurnu İlçesi, Karacasumandıra Köyü, Harmanaltı Mekii, 147 ada, 23 parsel sayılı ana taşınmaz üzerinde bulunan, 2/104 arsa paylı, B-19Blok, zemin, Bağımsız Bölüm No:10, mesken nitelikli taşınmazın davacı adına kayıtlı 1/26 payının tapuda 10/08/2021 tarihinde devredildiği görülmektedir. Devre mülk satış/satış vaadi sözleşmeleri kapıdan satış şeklinde yapılmakta olup, bu tür satışlar beğenme (tecrübe veya muayene) koşulu ile yapılan satış sözleşmeleridir (TBK m. 249-251). Beğenme koşulu ile yapılan sözleşmelerde, cayma hakkı tecrübe ve muayeneye kadar kullanılabilecektir. Bir başka ifade ile sözleşme, tecrübe veya muayeneye kadar askıda olup, tüketicinin beğenme tarihindeki iradesi ile kurulmaktadır. Bu hususta davalı tarafın cevap dilekçesi ile konaklamaya ilişkin belgelerin celbini istediği Termal Vadi Site Yönetimine müzekkere yazılmış, 02.08.2022 havale tarihli cevabi yazıda davacının konaklamasının bulunmadığı belirtilmiştir. Eldeki davada, tapu devri ile şekil şartı gerçekleşmiş olan devre mülk sözleşmesine konu taşınmazda ve sözleşme ile kararlaştırılan dönemde kullanım bulunmadığı ve dava açılması ile sözleşme ile bağlı olmadığı hususunda irade açıklayan davacı-tüketici, ancak askıda olan sözleşme kapsamında yapılan ödemelerin iadesini talep edebilecektir.” şeklinde karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı vekili istinaf isteminde bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacı tarafından geçerliği kabul edilmeyen sözleşmeden sonra tapuda dava konusu taşınmaz mülkiyetini nakleden satış akdi yapıldığını, emsal Yargıtay Kararları da dikkate alındığında tapu devri ile sözleşmenin geçerlilik kazandığının kabulü gerektiğini, bu durumda geçerli olan taşınmaz satım sözleşmesi mevcut olduğunu, taraflar arasındaki akdi bağ bundan ibarettir ve tüketicinin korunması hakkında kanun hükümlerinin uygulanma olanağı ve davacının bu kanundan doğan cayma hakkı bulunmadığını, davacının cayma hakkı olduğu kabul edilse dahi hakkın kullanılması durumunda iade edilmesi gereken tutar satış bedeli olduğunu, davacının satış bedelinden fazlasını talep hakkı bulunmadığını, davacının cayma hakkı olduğunu kabul etmemek kaydıyla, davacı taraf süresi içerisinde müvekkil şirkete cayma iradesini bildirdiğini ispat edemediğini, kabul etmemekle birlikte, dava açılması ile sözleşme ile bağlı olmadığı hususunda iradesini açıkladığı kabul edilse dahi müvekkil şirket aleyhine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmemesi gerektiğini, müvekkil şirket tarafından tüm yükümlülükler yerine getirilmiş ve davacıya konaklama imkanı da sağlandığını, hiçbir şekilde kabul anlamına gelmemekle birlikte bir bedel iadesi hesaplanacaksa da davacının yaptığı konaklamanın bedelinin hesaplanması ve mahsup edilmesi gerektiğini, davacının sözleşmeyi feshettiğini kabul etmemek kaydıyla, davacının sözleşmeyi feshettiği düşünülse dahi müvekkil şirketin sözleşme bedelinin yüzde ikisine kadar tazminat hakkı bulunmadığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla davacının bahse konu edilen alacağının varlığı bir an düşünülse dahi alacağın zamanaşımına uğradığının aşikar olduğunu, açıklanan ve resen nazara alınacak hususlarla; istinaf başvurusuna konu olan Mudurnu Asliye Hukuk Mahkemesinin 29/11/2022 tarih ve 2021/171 Esas, 2022/151 Karar numaralı kararının kaldırılmasına ve yeniden yargılama yapılarak davanın reddine karar verilmesini, istinaf mahkemesinde davanın yeniden görülmesi mümkün değilse, yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve dosyanın yeniden karar verilmek üzere yerel mahkemeye gönderilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe:
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hükme karşı davalı vekilince istinaf yoluna başvurulmuştur.
Somut dosyada; taraflar arasında 10/8/2021 tarihinde devre mülk/hisseli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi akdedildiği, devre mülke konu tapunun devredildiği anlaşılmaktadır. Bu suretle başlangıçta geçersiz olan sözleşme geçerli hale gelmiştir.
Devre Tatil ve Uzun Süreli Tatil Hizmeti Sözleşmeleri Yönetmeliğinin 7. Maddesinde Tüketici, bu Yönetmelik kapsamında düzenlenen sözleşmelerin kurulmasından itibaren on dört gün içinde herhangi bir gerekçe göstermeksizin ve cezai şart ödemeksizin cayma hakkına sahiptir. Yönetmeliğin 8. Maddesinin 2. Fıkrasında; Satıcı veya sağlayıcı, Ek-6’da yer alan cayma formunu, sözleşmenin kurulduğu anda yazılı olarak veya kalıcı veri saklayıcısıyla tüketiciye vermek zorundadır denmektedir. Ayrıca yönetmeliğin 10. Maddesi eksik bilgilendirme konusunda;
(1) Satıcı veya sağlayıcının 5 inci maddenin birinci ve üçüncü veya 6 ncı maddenin birinci ya da 8 inci maddenin ikinci fıkralarında belirtilen yükümlülüklere aykırı hareket etmesi durumunda, tüketici cayma hakkını kullanmak için on dört günlük süreyle bağlı değildir. Bu süre her halükarda cayma süresinin bittiği tarihten itibaren bir yıl sonra sona erer.
(2) Birinci fıkrada belirtilen yükümlülüklerin bir yıllık süre içinde yerine getirilmesi halinde, on dört günlük cayma hakkı süresi, bu yükümlülüklerin gereği gibi yerine getirildiği tarihten itibaren işlemeye başlar. denmektedir.
Buna göre, tapu devrinin 10/8/2021 tarihinde yapıldığı, davacı tarafından 13/8/2021 tarihinde Sakarya 5. Noterliğinden davalı şirkete yasal 14 günlük süre içerisinde cayma bildiriminde bulunulduğu, zamanaşımı süresinin henüz dolmadığı anlaşıldığından mahkemece davacının cayması nedeniyle ödenen paranın iadesi ile sözleşmenin feshinin doğal sonucu olarak davacı adına kayıtlı olan tapunun iptali ile davalı adına kayıt ve tesciline dair verilen kararında isabetsizlik bulunmamaktadır.

VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Kamu düzenine aykırılık yönünden yapılan incelemede; dava nispi harca tabi olup mahkemece kabul edilen dava değeri 100.000 TL üzerinden karar ve ilam harcı alınması gerekirken daha düşük değer üzerinden harç alınması doğru görülmemiş, belirtilen husus kamu düzenine aykırı görülmekle HMK 353/1-b-2 maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesinin istinafa konu kararının kaldırılması ile yeniden hüküm kurulmasına dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı tarafın istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1/b.1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Kamu düzenine aykırılık yönünden yapılan inceleme neticesi, Mudurnu Asliye Hukuk Mahkemesinin (Tüketici Mahkemesi Sıfatıyla) 2021/171 E. 2022/151 K. sayılı kararının HMK’nın 353/1.b.2 maddesi gereği KALDIRILMASINA,
3-Davanın KABULÜ ile, davacı tarafından ödenen 100.000,00 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4-Bolu İli, Mudurnu İlçesi, Karacasumandıra Köyü, Harmanaltı Mekii, 147 ada, 23 parsel sayılı ana taşınmaz üzerinde bulunan, 2/1042 arsa paylı, B-19 Blok, Zemin, Bağımsız Bölüm No:10, mesken nitelikli taşınmazın davacı adına kayıtlı 1/26 payının iptali ile iptal edilen payın davalı adına tapu kütüğüne KAYIT VE TESCİLİNE,
5-Alınması gereken karar ve ilam harcı 6.831 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, (harç tahsil müzekkeresinin temyize tabi dosyalarda Dairemizce, temyize tabi olmayan (kesin karar) dosyalarda ilk derece mahkemesince ilgili vergi dairesine yazı yazılmak sureti ile yerine getirilmesine,)
5-Davacı tarafından yatırılan gider avansından karşılanan tebligat ve posta gideri 53,60 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT uyarınca hesaplanan ve takdir olunan 16.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,
İstinaf incelemesi bakımından;
8-Davalının başvurusu yerinde görülmediğinden alınması gerekli 6.831 TL istinaf karar harcından yatırılan 170,78 TL harcın mahsubu ile bakiye 6.660,22 TL nin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına, (harç tahsil müzekkeresinin temyize tabi dosyalarda Dairemizce, temyize tabi olmayan (kesin karar) dosyalarda ilk derece mahkemesince ilgili vergi dairesine yazı yazılmak sureti ile yerine getirilmesine,)
9-İstinaf yargılama giderlerinin davalı üzerinde bırakılmasına,
10-Duruşma açılmadığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına,
11-İstinaf kararının yerel mahkemesince taraflara tebliğine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda oybirliği ile HMK.362/1-a maddesi uyarınca 17/05/2023 tarihinde KESİN olarak karar verildi.