[vc_row css=”.vc_custom_1629803910077{margin-bottom: 24px !important;}”][vc_column]
Bağlantılı Araçlar: İnternet ile bağlantısı olan bir araç, “bağlantı araç” olarak tanımlanır. Son dönem bağlantılı araçların çalışma prensibi, birbirine bağlı router’ların oluşturduğu ortak bir ağa dayanır. Dünyada sıklıkla kullanılan 5G ağlarının devreye girmesiyle, teoride tek bir modülle devasa bant genişliği elde etmek mümkün hale gelir. 5G ve 6G gibi mobil haberleşme teknolojilerindeki gelişmelerin; düşük erişim zamanlı geniş bant iletişim altyapısı, araçların algılayıcı verileri birbiriyle paylaşımı gibi derin işbirliğiyle, yüksek güvenlikli otonom sürüş uygulamalarına zemin hazırlayacağı öngörülüyor. Bağlantılı araçlar, özellikle filo yönetiminde koordineli bir operasyon sürecine imkân tanıyor. Bu da tedarik zincirinin önemli aktörleri olan kara lojistiğinde büyük avantajlar sağlayacak.
Otonom Araçlar: Otonom araçlar, nihai hedefinde sürücüsüz araçların yer aldığı, otonom teknolojisindeki zirve olarak tanımlanır. Aslında nitelik farkları nedeniyle 6 farklı seviyede otonom araç tanımlanır:
Seviye 0: Otomasyon teknolojisini bulundurmayan seviyedir ve tamamen sürücü kontrolündedir. Seviye 1: Temel sürücü yardımlarını (şerit takip sistemi, fren asistanı, hız sabitleyici vb.) içerir.
Seviye 2: Aracın, hızlanma yavaşlama ve direksiyon kontrolü otonomdur, sürücü yalnızca çevresel koşulların takibini sağlar.
Seviye 3: Engeller karşısında frenleme yapabilme marifetiyle, çevresel koşullar otonom olarak kontrol edilir. Engebe ve hava şartları gibi engellerde sürücü kontrolü gerekir.
Seviye 4: Günümüzde ulaşılan seviyedir. Tüm aşamalar otonom sistemlidir. Ekstrem senaryolar için üzerinde çalışılmakla birlikte, kesin bir başarı henüz kaydedilmemiştir.
Seviye 5: Tam otomasyon hedefindeki, sürücü müdahalesiz, seviyedir. Sürücü unsurunun yer almayacağı bu seviye için, makine öğretimi modellerinin eğitimine ilişkin inovasyonlara ihtiyaç duyulmaktadır.
Paylaşımlı ve Elektrikli Araçlar:
Elektrikli araç, içten yanmalı motora sahip türdeşlerinin aksine petrol ve türevi yakıtlara ihtiyaç duymayan, lityum iyon ve benzeri pillerden oluşan setler vasıtasıyla elektrik motoruna güç sağlama prensibiyle çalışan araçlardır. Cep telefonlarına paylaşım platformunun aplikasyonu yüklenerek, belirli istastonlarda paylaşımlı şarj edilme sistemiyle Fosil yakıtla çalışan geleneksel araçlara gör maliyeti daha düşüktür ve karbon salınımına neden olmadığı için çevre dostu olması nedeniyle günümüzün gözde teknolojisidir.[/vc_column_text][/vc_column][/vc_row][vc_row css=”.vc_custom_1629803910077{margin-bottom: 24px !important;}”][vc_column]
Birçok otomobil üreticisi, inovasyon stratejilerini otomobilde devrim niteliği taşıyan dijital dönüşüme göre oluşturuyor. PwC araştırma şirketine göre, 2030 yılına gelindiğinde geleneksel araba ve yedek parça satışı ile satış sonrası oluşan toplam kâr oranının, yüzde 70’inden yüzde 55’ine gerileyeceği ve yeni kâr paylarının yüzde 5’ten yüzde 25 seviyesine yükseleceğini öngörüyor. Otomotiv markalarının, dijital dönüşüm performansı; gelecekte piyasada ne kadar yer alacaklarını büyük ölçüde belirleyecek.
Boston Consulting’e göre, Avrupa’da içten yanmalı araçlara parça üreten şirketlerde 500 bin kişilik istihdam kaybı oluşacağı ve yeni nesil sıfır emisyonlu araçlara tedarik sağlayan şirketlerde 300 bin kişilik istihdam sağlanacağı belirtiliyor. Yapay zekâ, otomotivde yapay zekâ kullanımına ilişkin işleri kolaylaştıracağı için, bu alanda gereksinimler değişecek, konu özelinde yeni uzmanlıklar ve özel hizmetler gelişecek. Bu da istihdamda vasıflı iş gücü önem kazanırken, dönüşüme paralel yeni mesleklerin gelişmesi anlamına gelecek.
Birkaç yıl kullanmak üzere araç satın alma ve sonrasında satış geride kalacak. Uzmanlar, dijital satışlar ve aylık ödemeli sistemlerle araç edinileceğini belirtiyor. Sigorta, onarım ve benzeri satış sonrası hizmetlerde aylık taksitlerle ödemenin yer alacağı ve araçlarda niteliklerin hızla değişeceği bu yeni dönem, otomotiv sanayisinde üçüncü dalga olarak adlandırılıyor.
Günümüzde, batarya ya da çip krizi veya enerji maliyetleri gibi birden çok sorunun çözümüne katkı sağlayacak dijital dönüşümle birlikte tüm sektör yeniden şekillenecek. Gelecekteki yenilikler, yazılım bileşenleri tarafından gerçekleştirileceği dönüşüm git gide hızlanacak. Şirketlerin, operasyonlarını ve çalışanlarını bu hıza ve gelişme derinliğine adapte etmesi gerekecek. Otomotiv tedarikçisi tarafında da yeni iş modelleri, hizmetler veya yöntemler geliştirilmesi ve operasyonlarda hiper hızlılık ve esneklik ihtiyacı doğacak. Yeni iş modelleri, işbirlikleri, uzmanlıklar, ürünlerle farklılaşacak köklü bir dönüşüm rüzgarı kapıda. Bu rüzgârla yelkenini ilerletecekler, dijital dönüşüme en doğru strateji ve yatırımla kapılarını açanlar olacak.[/vc_column_text][/vc_column][/vc_row]