Dış kaynak kullanımı (Outsourcing) nedir?

[vc_row css=”.vc_custom_1629803910077{margin-bottom: 24px !important;}”][vc_column]

Dış kaynak kullanımı (Outsourcing) nedir?

[vc_column_text]Dış kaynak kullanımı İngilizce outsourcing, en basit haliyle, daha önce şirket tarafından üretilen bir mal veya hizmetin şimdilerde dışarıdan temin edilmesine denir.

1980’li yıllarda başlayan dış kaynak kullanımı, 90’lar sonrası dünyanın her yerinde yaygınlaşmaya başlamıştır. İşletmeler temel yeteneklerine odaklanabilmek için, gerçekleştirilen projeler içerisindeki bir takım işlerini, konusunda uzman olan firmalara devrederler. Outsourcing yani  dış kaynak kullanımı ile firmalar, konuya hakim yetkin kişilerce, işlerin daha kısa zamanda, daha ucuza, daha hatasız ve kaliteli bir şekilde yapılmasını sağlarlar.

Outsourcing kullanımı, maliyetlerin düşürülmesine imkan verirken, ürün kalitesinde ve müşteri memnuniyetini artış gözlenmesine olanak sağlar. Geçici süreli ihtiyaçlar için süreli kaynak temini operasyonel yükün azalmasına, bu sayede  firmaların olası iş fırsatlarına odaklanması için fırsat yaratmasıyla, dış kaynak kullanımının popülerliği artış göstermektedir. Firma, uygun personel arayışı, delege edilen işin plana uygun olarak yapılmasının kontrolü, proje yönetimi gibi konular ile meşgul olmaz.[/vc_column_text][/vc_column][/vc_row][vc_row css=”.vc_custom_1629803910077{margin-bottom: 24px !important;}”][vc_column]

Dış Kaynak Kullanımı ile Sağlanan Yararlar

[vc_column_text]

[/vc_column_text][/vc_column][/vc_row][vc_row css=”.vc_custom_1629803910077{margin-bottom: 24px !important;}”][vc_column]

Dış Kaynak Kullanımında Riskler

[vc_column_text]Dış kaynaktan yararlanmanın elbette riski de var. Bunlar kabaca şu şekilde sıralanabilir:

– Dış kaynaktan yararlanmayı talep eden işletmenin, bu süreci etkin şekilde yönetmekte yetersiz kalması, işletmenin beklediği yararları sağlamasını engelleyebilir.

– Outsource firması seçimindeki kriterlerin doğru belirlenmesi ve ihtiyaç analizinin doğru veriler ışığında yapılması, olumsuz senaryoların önlenmesinde başroldedir. Zaman ve maliyet tasarufu için çıkılan bu yolda, tam tersi etkinin doğması olasılıklar arasında yer almaktadır. Varsayımlardan arındırılmış, çerçevesinin net çizildiği iş tanımlarının, doğru yetkinliğe sahip outsoruce firmalarına devredilmesini sağlamak, firmanın sorumluluk alanındadır. Aksi durumlarda, işletmenin dış kaynaktan yararlandığı alanlardaki verimliliğini düşürerek, maliyetlerini yükseltebilir.

– Dış kaynaktan yararlanmak isteyen firma, dış kaynak kullanacağı alan için gerçekçi bir maliyet öngörememiş ise önceden öngörülememiş ve outsourcing sözleşmesinde yer almayan çeşitli ek maliyetlerle karşılaşabilir. Bu da o işletmenin outsourcing yaparak elde etmeyi planladığı tasarruf olanaklarını sınırlayabilir.[/vc_column_text][/vc_column][/vc_row][vc_row css=”.vc_custom_1629803910077{margin-bottom: 24px !important;}”][vc_column]

Türkiye’de Bilişim Sektöründe Dış Kaynak Kullanımı

[vc_column_text]Dış Kaynak Kullanımı, firmaların kendi iş alanlarından kopmadan verimliliklerini artıracak bir takım işlerini uzman firmalara devretmek anlamına gelir. Dış kaynak kullanımı BT sektöründe oldukça yaygın olarak alınan bir hizmet olup alınan bu hizmetlerin büyük bir oranını yazılım geliştirme hizmetleri oluşturmakta ve gün geçtikçe dış kaynak kullanımlı istihdam modeli artış göstermekte.

Günümüzde dünyada olduğu gibi Türkiye’de de dış kaynak kullanımının, özellikle bilişim sistemleri olmak üzere sistem bütünleştirme projeleri, danışmanlık, eğitim, insan kaynakları, finans, müşteri hizmetleri, lojistik, idari işler (özel güvenlik, temizlik, servis taşımacılığı gibi) konularında yoğunlaştığı gözleniyor. Özellikle bankalar kendi içlerinde büyük sistemler kurma yerine, elektronik veri işlemi sistemlerini dış kaynaklardan yararlanma yöntemi kullanarak taşeron firmalara vermeyi tercih ediyorlar. Dış kaynak kullanımının dünyada olduğu kadar son yıllarda Türkiye’de de önem ve yaygınlık kazanmasının sebebi, artan rekabet ve küreselleşme ve bilgi işlem teknolojisindeki gelişmelere bağlı olarak işletmelerin rekabet güçlerini artırmak istemeleri.

Bilişimde dış kaynak kullanımının faydalarına rağmen tedarikçiye olan bağımlılığın artması, gizli maliyetlerin oluşması risklerini de barındırıyor. Bu sebeple yöneticilerin BT tedarikçileri ile olan ilişkileri doğru yönetmesi önem taşıyor. Bilişim dış kaynak kullanımı ilişkilerinde esas olarak biçimsel ve ilişkisel olarak iki tür yönetim modeli bulunur. Biçimsel yönetimde , sözleşme ve hizmet seviyesi anlaşmaları, kritik performans göstergeleri gibi biçimsel mekanizmaların geliştirilmesi ve bu anlaşmaların yönetilmesi sürecini kapsar. İlişkisel yönetimde ise örgütsel arası ilişki faaliyetlerini kontrol etmek ve fırsatçı davranış riskini azaltmak adına, ilişkinin daha soyut ve sosyal boyutunu içeren norm ve davranışların geliştirilmesi amaçlanır.

Her iki yönetim mekanizmasının da benzersiz güçlü yönleri bulunur. Biçimsel yöntem , alıcı ve tedarikçi için beklenen sonuçları ve davranışları yazılı olarak belirttiği için fırsatçılığa karşı etkin bir şekilde koruma kalkanı oluşturur.

İlişkisel yöntem ise özellikle iletişimde öngörülemeyen durumlar belirdiğinde daha uygun bir yöntemdir. Zira sözleşme kapsamına girmeyen sorunlar oluştuğunda daha esnek tepkiler verilmesi sağlanır. Bu nedenle de iki yönetim biçimi de birbirlerini tamamlarlar.

İşverenlerin maliyetleri azaltmak, iş gücünü etkili kullanmak ve asıl işe odaklanmak gibi sebeplerle tercih ettiği bu çalışma yönteminin çalışanların duygu ve düşünceleri açısından da incelenmesi ve değerlendirilmesi gerekiyor. Az da olsa konu üzerine yapılan çalışmalarda, beyaz yaka çalışan sayısının çoğunlukta olduğu bilişim sektöründe dış kaynak olarak istihdam edilen kişilerin iş tatmin ve örgütsel bağlılık düzeyleri araştırılmış. Yaş, cinsiyet, medeni durum gibi demografik özelliklerin, kişilerin işlerine duydukları haz ve sevgi üzerindeki etkisi saptanmaya çalışılmış. Çalışma arkadaşları ile anlaşan, yöneticilerinin adil olduğunu kanaatinde olan, takdir gören ve işinde yükselme şansı olduğunu düşünen çalışanların, örgütlerine karşı hissettikleri aidiyet duygusu arasındaki ilişki incelenmiş. Çalışmaların sonucunda, dış kaynak şeklinde istihdam edilen kişilerin iş tatmin düzeylerinin ve örgütsel bağlılıklarının yüksek olduğu görülmüş.[/vc_column_text][vc_column_text]Computer Economics’in son araştırma raporuna göre BT dış kaynak kullanım istatistikleri “BT kategorisindeki dış kaynak kullanan işletmelerin oranı giderek artıyor;

Computer Economics’in araştırma başkan yardımcısı David Wagner, bu büyümenin ana itici gücünün küçük ve orta ölçekli işletmelerden geldiğine dikkat çekti. Yetersiz fon ve hızlı büyüme nedeniyle, dış kaynak ekiplerinin ortaya çıkması, genellikle şirketlere, işletmenin aşamalı görevlerini yerine getirmek, kurumsal yeteneklerin uzun vadeli gelişimi için uygun olmayan tek bir görev veya profesyonel gerektiren bir görev gibi daha iyi çözümler sağlayabilir. Ancak, kaynakları toplamak ve daha iyi hizmet çözümleri sağlamak için küçük ve orta ölçekli işletmelerin kendisinden daha iyi dış kaynak hizmeti sağlayıcıları vardır.[/vc_column_text][/vc_column][/vc_row][vc_row css=”.vc_custom_1629803910077{margin-bottom: 24px !important;}”][vc_column]

Dış Kaynak Kullanım Sorunsalı

[vc_column_text]Outsourcing’in gelişmekte olan ülkelerde, kalkınma için güvenilir bir kaynak olamayacağı görüşü hakim. Bu bağlamda, büyük şirketlerin zamanla ücretler ve maliyetlerde yükselme olduğunda, daha düşük maliyetle hizmet alabilecekleri bölgelere ve ülkelere yöneleceği eleştiri konusu. Bununla birlikte, “outsourcing”in tek başına bir ülkenin gelişmesinde ve istihdam yaratılmasında yeterli olmadığı da sık sık vurgulanmakta.

Türkiye’de Hizmet sektörünün ekonomideki payı, İkinci Dünya Savaşı sonrası Avrupa ülkelerinin ekonomisini güçlendirmek amacıyla kurulan OECD ülkelerinde de gözlemlediğimiz şekilde, giderek artarken, tarım ve sanayiye ayrılan paylar azalmakta. 2004 yılı itibarıyla GSMH içinde tarım sektörü yüzde 15.3, sanayi sektörü yüzde 24.3 ve hizmetler yüzde 61 paya sahip.

Bugün Türkiye’de bilişim sektöründe faaliyet gösteren firmaların sayısı giderek artıyor. Fakat firmaların önemli bir kısmı yerel ve küçük ölçekte faaliyette bulanan firmalar.

Etkin ve ucuz bir iletişim ağı, hizmetlerin aktarım maliyetlerinin azalması anlamına gelir. Bu demektir ki, hizmetlerin tüketiciye yansıyan maliyetinde avantajı sağlayacak en önemli faktörlerden biridir. IT sektörünün geliştirilmesi için gerekli alt yapıyı sağlayacak olan telekomünikasyon ve elektronik sanayii gibi yüksek teknoloji içeren destekleyici sektörlerde Türkiye gelişmiş bir altyapıya ve kapasiteye sahip gözüküyor. Bunu gerek ihracat performansı, gerek sektörlerin büyüklükleri açısından görmek olanaklı. Bilişim teknolojilerinin etkin ve verimli olması, gerekli altyapının varlığıyla birebir bağlantılı. Bu açıdan, Türkiye gerekli destekleyici sektörlere sahip olmakla beraber, iletişim ve bilişim hizmetlerinin etkinliğinin ve yeterliliğinin altyapıya yapılacak yatırımlarla arttırılması, outsourcing için gerekli olan ucuz ve etkin iletişimin sağlanması gerekiyor.[/vc_column_text][/vc_column][/vc_row][vc_row][vc_column][vc_column_text] Kaynaklar:
http://acikerisim.deu.edu.tr:8080/xmlui/bitstream/handle/20.500.12397/5587/7.3%20tanyeri-firat.pdf?sequence=1 Erişim Tarihi: 20. 16. 2022
https://www.gartner.com/en/information-technology/insights/top-technology-trends Erişim Tarihi: 20. 06. 2022
https://dergipark.org.tr/en/pub/diclesosbed/issue/61629/920440 Erişim Tarihi: 20. 06. 2022 [/vc_column_text][/vc_column][/vc_row]