Bebekle Hayat…Hayır bu yazımda bebek bakımı ile ilgili bilgiler yok. Bu yazımda bebeğe bakarken kendinize nasıl baktığınız ya da bakamadığınız ile ilgili notlarım var 🙂
Mesela hiç düşündünüz mü? Doğuma gitmeden önce çıkardığınız oje, kısacık kestiğiniz tırnaklarınız ve hamileliğinizin belki başından; belki de ortasından beri ayaklarınızdan çıkardığınız topuklu ayakkabılarınız ya da daracık elbiseleriniz; yakası açılmayan bluzlarınız kim bilir bir daha ne zaman sizinle olacaklar ?
Eğer şu an hamile iseniz muhtemelen hiç sorun değil yeter ki yavruma kavusayım sağlıkla diyorsunuz. Yok eğer bebeğiniz en azından altı aylık kadar olmuşsa o zaman bu soruların cevabını arıyor olmalısınız 🙂
Zira hepimiz hamileliğimiz sırasında bazı zorluklar yaşadık ve bebeğimizi kucağımıza aldıktan sonra da bazı zorlukları gördük. Hele de ilk bebek ise…
Benim için başta her şey tozpembeydi. Doğumla birlikte yeniden doğmuştum.. Evet hamilelik kilolarım vardı, bakımsızdım ama öyle mutluydum ki o minicik bebekle! Hiç bir şey umrumda değildi…
Sonra dünyanın sadece benim ve bebeğimin çevresinde dönmediğini farkettim ve hayatıma çeki düzen vermeye; kızımı da kendi hayatıma adapte etmeye başladım. Hem yarı zamanlı çalışan, sorumlulukları olan bir anneydim hem de yardımcısı olmayan bir ev hanımı.. Ama işim sık sık dışarı çıkmayı gerektiriyordu. Kızımı kanguruda tasıyarak birlikte etkinlik ve toplantılara gitmeye başladım. Üç aylıktı. Hem işlerimi yapmak hem de her an bebeğimle olmak harikaydı.
Önceleri bebeğimi emzirdiğim için sadece önden düğmeli , rahat kıyafetler giyiyordum. Sonra yandan fermuarlı şık elbiseler ya da yakası kapalı uste oturan bluzlar giymeye başladım. Emzirmeye tabi ki devam ediyordum ancak kendi tarzımı yeniden yakalamam benim daha mutlu hissetmem için önemliydi..6 aydan sonra kıyafetler konusunda daha rahat davranabildim. Doğum öncesi kilomun 7 kg altına inmiştim bile.. Bebeğimi her an her yerde emzirdim asla çekinmedim. Ne sosyal hayat ne işler ne de kılık kıyafet buna engel olamazdı.
Tırnaklarım hala kısacıktı; onun narin cildini incitebilecek her şeyden uzak duruyordum. Cildimde kullandığım makyaj malzemelerinin içeriğinden, tırnağıma sürdüğüm ojeye; saçımı yıkadığım şampuandan sıktığım parfüme dek her şeyi düşünüyordum.
Hangi içeriklerin hamile annenin karnındaki ya da emzirilen bebeğe zararlı olduğunu şu ve şu yazılarımda yazmıştım lütfen hamile iseniz ya da emziren anne iseniz bir inceleyin.
İnce topuklu ayakkabı için ise biraz daha beklemem gerekti. Bebek arabası kullanırken ince topuklu ayakkabı giymeye çok da ihtiyaç yoktu tabi ama bebeğim yanımda olmadan katıldığım organizasyonlarda yeniden ince topuklu ayakkabılarımı giymeye başladım. Bebeğim 6 aylık olduktan sonra yeniden blok topuklularla dışarı çıkabiliyordum..
Bazı anneler bebekleri 2 yaşına gelene dek kendini unutuyor bazıları ise doğduğu ilk günden itibaren eski hayatına aynen devam ediyor. Hatta bebeğini emzirmesine rağmen sigarayı hamileliğinden beri hiç bırakmamış olan anneleri bile gördüm.
Benim normal hayata tamamen dönmem 6 ayı buldu. Benim hayata bakış açım ve annelik içgüdülerim beni bu şekilde yönlendirdi. Sonuçta mutlu ve sağlıklı bir bebeğim; hayata pozitif bakabilen bir ben var elimde. Annelik sıfatına minicik bir kız çocuğu iken bile imrenerek; en çok da bir gün anne olmayı hayal eden bir kadın olarak diyebilirim ki hayattaki en büyük mutluluk güzel bir yuvanın olması…
Siz de kendi hayatınıza en uygun şekilde ve zamanda normal hayatınıza dönün. Mutlu ve kendini tamamlamış bir anne mutlu bir aileyi taşır. Atalarımızın da dediği gibi yuvayı dişi kuş yapar.. Eşinizi, kendinizi ve bebeğinizi en mutlu şekilde özümseyebilmeniz için kendinizi hatırlamanız; kendinize bakmanız önemli.. Ne olur güzel anneler… Bebekle Hayat en güzeli … Ama .. Kendinizi unutmayın…
Sevgiler