Doktor Hassasiyetiyle Üretiyor

Opr. Dr. Uğur Toka, yaklaşık 10 yıldır çiftliğinde süt üretimi gerçekleştiriyor. Son 2
yıldır Hünkâr Bey markası ile peynir, yoğurt, tereyağı üretimine başladı; ayrıca Maraş Dondurması yapmaya da hazırlanıyor. Doğal elma bahçeleri de bulunan Dr. Uğur Toka ile çalışmaları ve hedefleri üzerine konuştuk.

İki ayrı yönünüz var; hekimlik ve çiftçilik… Hekimlik tarafınız diğerini besliyor mu?

Hekimlikten kaynaklanan bir refleksimiz, tabiatımız var. Birinci hedefimiz yaptığımız işin iyi olması… Örneğin ameliyat yaptığımızda bazen oluşan komplikasyonlarda planladığımızdan çok daha fazla malzeme kullanmak zorunda kalırız, çok daha fazla uğraşırız, belki maddi olarak zarara düşeriz; fakat bizim birinci hedefimiz yaptığımız işin iyi olması ve biran önce hastanın en iyi şekilde sağlığına kavuşabilmesidir. Süt ya da ürünleri üretimimiz sırasında da yine insanların sağlığını olumsuz etkileyebilecek en ufak bir risk almıyoruz. Mesleğimizin kazandırdığı bu ahlak , gıda üretiminde çok önemli bir sermaye teşkil ediyor.

Üretim felsefenizden bahseder misiniz?

Bizim çocukluğumuzda gıda güvenliği diye bir kavram yoktu; çünkü gıda maddelerine bir saldırı yoktu. Tıp fakültesindeki öğrencilik yıllarımda Türkiye’nin ilk AVM’sinin açılışına, ilk fast food markasının ülkemize gelişine şahitlik ettim. Aynı dönemlerde hem sağlıksız gıdalara yönelim hem de sağlıklı gıdalara saldırı başladı. Gıda sahtekârlarını deşifre eden televizyon programlarını hepimiz hatırlarız. Saldırı olayı gıdaların tohumlarına hatta genlerine inince sağlıklı gıda kavramı, sağlıklı gıda bilinci ortaya çıkmaya başladı. Biz de bu bilincin üretici tarafındaki bir paydaşı olarak bu işe girdik. Amacımız bu ilkeye sadık kalarak gidebileceğimiz
yere kadar gitmek.

Ticari anlamda ürünlerinizin karşılığını alabiliyor musunuz?

Nasıl ki doktorlar para kazanır; ama doktorluk para için yapılmaz, bu işteki felsefemiz de aynı. Ürünlerimizi satın alanları müşterilerimiz olarak değil sağlıklı gıdaya değer veren ailenin farklı bir parçası olarak değerlendiriyoruz. Elbette ki ticari karşılığını da alıyoruz. Üretimdeki titizliğe, kaliteye ve istikrara azami özen göstererek yoğun talebi karşılamaya çalışıyoruz.

Nerelere dağıtım yapıyorsunuz?

Şu anda Kahramanmaraş ve Gaziantep’te yüzün üzerinde noktada satış yapılıyor

Ürününüzün doğallığını nasıl sağlamaya çalışıyorsunuz?

Öncelikle çiftlikteki ineklerin sağlığından, bakımından emin olunması gerekiyor. Beslenmeleri çok iyi olmalı; antibiyotik alan ilaç kalıntısı bulunan inekler sağılmamalı. Tank sisteminin hijyeni, soğutma tankının yeteri kadar soğutulup soğutulmadığı, sonrasında sütün yağ, kuru madde, PH oranları, bakteri ve antibiyotik analizleri yapılmalı, hammadde çok titiz bir şekilde incelenmeli. Çiftliğimizde otomasyon sistemleri ile ineklerin sağımı hijyenik şatlarda, verimli bir şekilde gerçekleştiriliyor. Hem otomasyon sistemleri hem de analizler yapılıyor. Tesisimizde gıda muhafazasına elverişli tanklar, kazan ve fırınlarımız mevcut. Bunları doğallığından hiç taviz vermeden kullanıyoruz. Hijyenik bir şekilde yoğurtlar ambalajlanıyor, günlük sütlerimiz cam şişeleme makinalarımızda el değmeden dolduruluyor.

Yeni hedefleriniz var mı?

Üretim kapasitesini dört katına çıkaracak yeni bir tesis kuruyoruz. Bu tesisle birlikte aynı segmentte ürün çeşitliliğini artıracağız. İlk planda farklı peynir çeşitleri ve Maraş dondurması üretimine başlayacağız. Felsefe hep aynı, “Marketten satın alıp kendi evlatlarıma yedireceğim ürünler yapmak.” Uzun vadeli hedef ise 100 yıl sonra bile, başlangıç felsefesine sadık kalarak
insanlara güven veren bir marka oluşturmak.

Maraş Dondurması ülkemizde çok talep edilen bir ürün mü?

Maraş dondurması Türkiye çapında biliniyor; ama dondurma pazarındaki payı yüzde 5 bile değil. Maraş dondurmasını daha yaygın bir hale getirmeyi amaçlıyoruz. Maraş dondurması hazır dondurmalardan çok daha iyidir ve bunu insanlara çok daha iyi anlatacağıma yürekten inanıyorum. Bunu üretmeyi ve insanlara anlatmayı Maraş Dondurması’nın Türkiye’de hak ettiği pazar payına ulaşmasını sağlamayı hedefliyoruz. Maraş Dondurmasını Derin dondurucu araçlarla tüm Türkiye’ye sevk edeceğiz. Sağlıklı katkısız bir dondurma yaptığınızda bir seneye kadar derin dondurulmuş olarak aromasından lezzetinden bir şey kaybetmeden saklanma imkânı vardır.

Neden yoğurt ya da peynir gibi değil, daha uzun saklanabiliyor?

Peynir ya da yoğurt üretimi bakterilerin bize yardım ettiği süreçlerdir. Bakterilerin yardımıyla yoğurt ya da peynir oluşur. Yoğurdun ekşimesi de bu bakterilerin artık gereğinden fazla üremesiyle yoğurdun tadını bozmasıdır. Dondurma üretiminde ise mayalama yoktur. Bakteri, yardımı yoktur. Dolayısıyla ürünün içerisinde mikrobiyolojik bir aktivite olmadığından, çok uzun süre sağlıklı bir şekilde dondurmayı muhafaza edebiliriz.

Organik elma bahçelerinizi de geliştirmeyi düşünüyor musunuz?

Kendi köyüm olan Göksun Çardak’ta elma yetiştiriyorum, Göksun elma üretimi açısından Türkiye’nin en önemli yerlerinden biri. Çevredeki üreticilere de örnek olması amacıyla çok modern bir bahçe kurduk. Bu tip tarım ürünlerinde ürünün yetiştirilmesi meydana getirilmesi bir süreç alıyor. Meydana çıkan ürünün olabilecek en yüksek katma değer ile ekonomik
karşılığını bulması ise başka bir süreç… Köyümüzde elma yatırımı olmaması büyük bir eksiklik teşkil ediyordu. Biz de 2600 tonluk bir soğuk hava -elma deposu kurduk. Bunun yanında elma sirkesi ve elma suyu konsantresi yapmayı da planlıyoruz. Katma değeri artırıcı ürünler üretmek için bu tip yatırımlar planlıyoruz.

Ophthalmology Life 2017 25. Sayı