DSP Ankara Büyükşehir Adayı HAYDAR YILMAZ Oldu.

31 Mart seçimlerine giderken DSP’de yükseliş sürüyor. DSP Genel Başkanı sayın Önder AKSAKAL, Ankara Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Haydar YILMAZ’ı kamuoyuna tanıttı. AKSAKAL şunları söyledi:

Saygıdeğer Basın mensupları, Hepiniz hoş geldiniz,

Yerel seçim sürecinin en heyecanlı iki dönemi vardır; birincisi adayların belirlendiği süreç, ikincisi de sandıklar kapandıktan sonraki sonuç bekleme süreci.

Bunlar güzel heyecanlar.

Ama sadece özgür seçimler partilere, adaylara bu hazzı ve heyecanı yaşatabilir.

Ama ülkemizde durum böyle mi derseniz tabii ki hayır!

Niçin? Çünkü Türkiye, uluslararası emperyalizmin hegemonyasını hâlâ kırabilmiş, bertaraf edebilmiş bir siyasi iradeye sahip değil.

Bülent ECEVİT’in Başbakanlığı dönemlerinde bazı direniş ve kararlılık örnekleri ortaya konulmuş ise de, aynı süreçte sağ siyasetin temsilcilerinin basiretsiz ve işbirlikçi tutumları, halkın yanlış yönlendirilmesi, gerçek olmayan bilgi ve isnatlarla yaygın medya aracılığıyla algı yaratılması, sermaye sahiplerinin yine bu güçlerle olan organik bağları sebebiyle piyasaları olumsuz etkileyecek spekülatif girişimleri ve benzeri yöntemler maalesef egemenliğimize hep gölge düşürmüştür.

Demokratik Sol Parti, kurulduğundan bu yana işte bu güçlerin korkulu rüyası olmuştur.

Olmaya da devam edecektir!

Seçimlere giriyoruz.. “vay efendim, DSP seçimlere nasıl sokulur?” “DSP’nin seçimlere sokulması bir projedir” teraneleri başladı.

Değerli basın mensupları,

Bu iddiaların sahiplerinin esasen kendilerinin bir projenin ürünü olduğunu Türk milleti gayet iyi biliyor.

Sizlere hangi birini anlatayım ki?

2002’de, seçilme yeterliliğini kaybetmişken Anayasa’nın değiştirilerek Sayın Tayyip  ERDOĞAN’ın Başbakan yapılmasını sağlayanların;

AKP’li Abdüllatif ŞENER’i Cumhurbaşkanı adayı olarak destekleyebileceklerini açıklayanların;

Ekmelettin İHSANOĞLU’nu Cumhurbaşkanı adayı yaparak millete bir de “tıpış tıpış” oy vereceksiniz diyenlerin;

İttifak yasalarına destek verip, Atatürk’e “kefere” diyenleri, ülkenin bölünmez bütünlüğüne kastedenleri, madımakta 37 canı diri diri yakanları, binlerce faili meçhul cinayetleri sahiplenenleri meclise taşıyanların;

24 Haziran öncesinde DSP’nin seçimlere katılmasının engellendiğini bizzat bilmelerine rağmen İYİ Partiye 15 günlüğüne 15 milletvekilini bir gecede ödünç verip, ERDOĞAN’la işbirliği içindeki PERİNÇEK’e 100 bin imza desteğinde bulunan,  bunu da “demokrasi kahramanlığı” diye süsleyenlerin asıl; bir projenin gerçek ürünü oldukları ortadadır.

Bu arada, DSP’nin 33 yıl önce kurulduğunda, darbecilerin icazetini reddettiği gerçeğini tekrar hatırlatmaya gerek bile duymuyorum.

DSP, gururla dolu geçmişinde Türk milletinden başka kimsenin iradesi altına girmemiştir ve girmeyecektir.

Bu arada güncel bir konuya da bu vesileyle açıklık getirmekte yarar var;

Sayın KILIÇDAROĞLU bu seçimlerde ittifak için DSP’ye de teklif götürdük, kabul etmediler diye bir açıklama yapmışlar.

Bu külliyen doğru olmayan bir beyandır. Zira Sayın Oğuz Kaan SALICI ve sayın Seyit TORUN 08 Ocak 2019 Salı günü genel merkezimizde mevkidaşı arkadaşlarımızı ( CHP’den istifa ederek DSP’ye gelip aday olmak isteyenlere kucak açmayın mesajı vermek amacıyla) ziyaret etmişler, bunun bir nezaket ziyareti olduğunu belirtmişler, başkaca hiçbir husus gündeme gelmeden sıcak bir sohbette çaylarını içerek ayrılmışlardır.

Sayın KILIÇDAROĞLU etrafındakilerin kendisini sürekli yanılttıkları gerçeğiyle 31 Mart akşamı elbette yüzleşecektir. Ama o gün geriye dönüp baktığında muhtemelen “keşke” leri ve “eyvah” ları ile baş başa kalmış olacaktır.

Şimdi “DSP oyları bölüyor” feryatlarıyla ortalığı birbirine katıyorlar.

Değerli arkadaşlar, bir parti niçin kurulur? Elbette seçimlere katılmak ve ülke yönetiminde söz sahibi olmak için kurulur.

Bu nasıl bir anlayıştır, bu nasıl bir demokrasi yandaşlığıdır, bu nasıl bir hak-hukuk-adalet savunuculuğudur anlamak mümkün değil.

Seçimlerde her parti için oylarını kaybetme riski vardır.

03 Kasım 2002 seçimlerinde DSP’nin yüzde 22 oyu başka partilere gitti. Biz hiç ortalığa dökülüp bizim oyları böldünüz diye bağırmadık.

Ama bunlar diyor ki; DSP olmasın, biz olalım.. devletten aylık, Allah’tan sağlık, iktidar da olmasak olur. Bu kabul edilemez değerli arkadaşlar.

O zaman mecliste bir kanun teklifi verin, sizin dışınızda başka parti olmasın. Kapattırın bütün “sol” partileri sadece siz kalın.

Bu sözde demokratlar, antidemokratik seçim yasalarının değiştirilmesi için Mecliste kavga vereceklerine, DSP neden seçimlere katılıyor diye ağlaşıyorlar.

Emin Çölaşan “CHP’nin yedek parça deposu DSP” diyor, Ahmet Hakan “Demokratik Stepne Partisi” yakıştırması yapıyor.. televizyonlarda, gazete köşelerinde kerameti kendinden menkul sözde bazı gazeteci ve yorumcular 1994 seçimlerinde Ankara ve İstanbul’daki sonuçları hatırlatıyorlar.

Oysa bugünkü şartlarla o tarihteki seçimlerin koşullarının uzaktan yakından benzerliği yok.

“Adam” diye kitap yazmakla adam olunmadığını da herkesin bilmesi gerekiyor.

Eğer oyların bölünmesi gibi bir olay varsa bunu da kendi seçmenlerine cemaatçi – dinci – ülkücü sağcı aday dayatması yaparak “tıpış tıpış oy vereceksiniz” zihniyetindeki CHP yöneticilerinin bizzat kendileri yapıyor.

Kimse kusura bakmasın; bağırsanız da çağırsanız da DSP devlet yönetimine gelecektir.

Kendi partilerinden ayrılarak DSP’den aday olan yurttaşlarımıza (özellikle ve sadece CHP’den DSP’ye katılanlara) yapılan hakaretlerin haddi hesabı yok. Ama DP’ye Akparti’ye gidenlere hiç sesleri çıkmıyor bu arkadaşların.

Bu doğru bir davranış değil, demokratik değil, hakça bir yaklaşım da değil.

Değerli basın mensupları,

Demokrasinin kuşatılmasına karşı, demokrasiyi yaşatma mücadelesi veren bir partiyiz.

Başta Ankara olmak üzere, her iki ittifakın topluma dayattığı sağcı adayların karşısında Demokratik Sol Parti olarak elbette bir sol aday çıkaracaktık ve çıkarıyoruz.

Otuz Büyükşehir ile ellibir ilimizde akgüvercin oy pusulalarında yerini alacak ve halkımıza sığınabilecekleri güvenli bir liman olacaktır.

Demokratik Sol Parti, kurucusu Bülent ECEVİT’in yol göstericiliğinde ve Atatürk ilkeleriyle siyaset yapmaya inançla ve kararlılıkla devam ediyor.

Halkımızın ne iki partili bir sisteme, ne de sağ tandanslı adaylara mahkûm edilmesini asla kabul edemeyiz.

Hele bir de Cumhuriyet’in başkenti Ankara’da seçmenlerimizi, aralarında proje yarışı yerine “ülkücülük” yarışı yapanlara karşı çaresiz, seçeneksiz bırakamayız.

Ankara’lı demokrat, Atatürkçü, sol yelpazedeki yurttaşlarımızın “ya susturacağız, ya da kan kusturacağız” zihniyetindeki iki kişiye mecbur edilmesine razı olamayız.

“Kırk katır mı, kırk satır mı” dayatmasıyla baş başa bırakamayız.

İşte bu sebeple;

Çankaya Belediyesi’nin 1999 -2004 yıllarında başarılı bir şekilde Başkanlığını da yapmış olan değerli bir siyasetçi arkadaşımız, Sayın Haydar YILMAZ ’ı Demokratik Sol Parti ANKARA Büyükşehir Belediye Başkan Adayımız olarak sizlere tanıtmak istiyorum. Gerçi hepiniz yakından tanıyorsunuz.

Ankara’mıza, Ankara’lı demokrat, Atatürkçü, Cumhuriyet sevdalısı seçmenlerimize hayırlı olsun.

Ayrıca, Ankara’nın Çankaya ve Yenimahalle ilçelerinde de aday çıkarmayacağımızı belirtmek istiyorum.

Demokratik Sol Parti’nin 31 Mart seçimleri sonrasında yerel yönetimlerde uygulayacağı “cumhuriyetkent – umudun projesi” Ankara’da sayın Haydar YILMAZ ve DSP kadrolarının kararlı çalışmalarıyla hayata geçirilecektir.

Kendilerine barışın, kardeşliğin, huzurun ve sevginin yuvası DSP’ye hoş geldiniz diyorum.

İnanıyorum ki 1 Nisan günü Türkiye’de ve tabii Ankara’da Demokratik Sol Parti’nin CUMHURİYETKENT – Umudun Projeleriyle güneş daha bir güzel doğacak.

Buradan, “Gözün aydın ANKARA, akgüvercin geliyor!” diyorum.

Son olarak sizleri hazır burada bulmuşken, 25 Şubat 2019 Pazartesi günü saat 10:00’da Türkiye Barolar Birliği Konferans Salonunda adaylarımızı tanıtacağımız ve Yerel Seçim Bildirgemizi açıklayacağımız toplantımıza davet ediyorum.